KERERÂNÎLER - TDV İslâm Ansiklopedisi

KERERÂNÎLER

Müellif: RIZA KURTULUŞ
KERERÂNÎLER
Müellif: RIZA KURTULUŞ
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2022
Erişim Tarihi: 02.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/kereraniler
RIZA KURTULUŞ, "KERERÂNÎLER", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/kereraniler (02.11.2024).
Kopyalama metni

Hânedanın kurucusu Tâc Han Kererânî, Afgan kökenli (Pathan) olup Bengal Sultanlığı’nın Sûrî Afganlar kolunu kuran Şîr Şah’ın (1539-1545) kumandanlarından biridir. Tâc Han, Gevâliyâr’daki karışıklıklar sırasında (1553) Ganj nehri kıyısında câgîr sahibi olan kardeşleri İmâd, Süleyman ve İlyâs ile birleşip halktan toplanan vergilere ve sultanın 100 filine el koyarak, bu arada köyleri de yağmalayarak ordusunu güçlendirdi ve on yıl içinde Bihâr’ın güneydoğu kesimleriyle birlikte Batı Bengal topraklarının çoğunu ele geçirip 1564’te Bengal sultanı oldu. Tâc Han’ın aynı yıl ölmesi üzerine tahta kardeşi Süleyman Kererânî çıktı. Bengal Sultanlığı onun yönetiminde umulmadık bir şekilde büyüdü ve bir süre sonra Bâbürlü Devleti’nin karşısında Kuzeydoğu Hindistan’ın tek ve rakipsiz gücü haline geldi. Bâbürlüler’in Kuzey Hindistan’a hâkim olmasıyla buradaki Afganlılar güneye inerek Süleyman Şah’ın etrafında toplandılar. Diğer taraftan Bâbürlüler’in daha çok Orta ve Kuzey Hindistan’la ilgilenmeleri de onun iktidarının uzun ve istikrarlı olmasına yardım etti.

Süleyman Şah, takip ettiği akıllı siyasetle huzur getirdiği idaresi altındaki verimli topraklardan sağlanan yüksek geliri imar faaliyetlerinde ve hazinesini, ordusunu güçlendirmekte kullandı. Onun dış siyasette de özellikle Bâbürlüler’le olan diplomatik ilişkilerinde başarı gösterdiği görülür; bunda keskin bir politik zekâya sahip sadık veziri Mian Lûdî Han’ın payı büyüktür. Süleyman Şah, Bâbürlü Sultanı Ekber Şah’ın sınır valileriyle sürtüşmeye girmekten kaçınma hususunda çok titiz davranmış, her sorunu dostluk içerisinde çözümlemiştir. Ayrıca Ekber Şah’ın ismini daima hutbelerde okuttuğu gibi kendi adına ne para bastırmış ne de başka bir bağımsızlık işareti kullanmıştır. Buna rağmen diğer hükümdarlara sultanlığından tâviz vermemiştir. Kaynaklar ondan ilmi ve âlimleri koruyan, adalet ve cömertlikte ikinci Süleyman olan ve halkını barış ve huzur içerisinde yaşatan hükümdar diye bahsetmektedirler.

Süleyman Kererânî 980’de (1572) ölünce yerine büyük oğlu Bayezid geçti. Hiçbir yönden babasının yerini dolduramayan Bayezid’in geçimsiz karakteri Bâbürlüler’le ve devletteki Afgan ileri gelenleriyle arasının açılmasına ve sonuçta ölümüne sebep oldu; yaklaşık on sekiz aylık bir hükümdarlıktan sonra kayınbiraderi Hansu tarafından öldürüldü. Ancak Vezir Mian Lûdî de Hansu’yu yakalatarak öldürttü. Ardından tahta geçen Dâvud Han, Bengal’in diğer bölgelerini de hâkimiyeti altına aldı. Bu arada babasının zengin hazinesine ve güçlü ordusuna güvenerek kardeşi Bayezid’in Ekber Şah’a karşı başlattığı düşmanca davranışları daha ileri götürdü ve ona saygı göstermediği gibi kendi adına hutbe okutup para da bastırdı. Diğer taraftan Bayezid zamanında gruplara ayrılan Afgan kumandanlarını birleştirmekte de zaafa düşüp içlerinden bazılarını tercih etmesi ona epeyce düşman kazandırdı. Dâvud’un bu olumsuz icraatı karşısında Afganlar’ın en büyük kumandanı Gucer Han, Bihâr’da Bayezid’in oğlunu hükümdar ilân etti. Dâvud ona karşı Vezir Mian Lûdî kumandasında bir ordu gönderdi. Ancak bu sırada Ekber Şah da Kererânî topraklarını istilâ amacıyla güçlü bir ordusunu Bihâr’a doğru harekete geçirdi. Bu durum karşısında Vezir Lûdî ve Gucer Han mücadelelerine son verip birlikte yürüttükleri müzakereler yoluyla Ekber Şah’ın kumandanı Mün‘im Han’ı durdurdular. Fakat Dâvud’un Bâbürlüler’le iş birliği yaptığından şüphelenerek Vezir Lûdî’yi öldürtmesi ve Ekber Şah’ın isteklerini reddetmesi üzerine tekrar harekete geçen Mün‘im Han doğrudan onun üzerine yöneldi ve kendisini bulunduğu Hacıpûr’dan Bengal’e doğru kaçmaya mecbur bıraktı; bu kaçış sırasında birçok Afganlı öldü (1574). Bundan sonra Bengal Sultanlığı’nın şehirleri Bâbürlüler’in eline geçti ve Afganlı yöneticiler bölgeden uzaklaştılar. Orissa’ya sığınan Dâvud Han 1575’te Mün‘im Han ile yaptığı Mugalmârî savaşında yenildi ve Katak Barış Antlaşması ile Bengal ve Bihâr’ı Ekber Şah’a bıraktı; Ekber de onun Orissa’daki hâkimiyetini tanıdı. Fakat ertesi yıl Mün‘im Han’ın ölümünü fırsat bilen Dâvud büyük bir orduyla Bengal’e saldırdı; ancak yine yenilerek yakalandığı Akmahal’de idam edildi. Onun ölümüyle de Kererânî hânedanı son buldu ve Bengal Sultanlığı tarihe karıştı; toprakları da tamamıyla Bâbürlüler’in eline geçti.


BİBLİYOGRAFYA

Ebü’l-Fazl el-Allâmî, The Akbar-nāma (trc. H. Beveridge), New Delhi 1987, III, 96-100, 248-250.

a.mlf., The Ā-īn-i Akbarī (trc. H. Blochmann), Delhi 1989, I, 179-180.

Abdülkādir el-Bedâûnî, Muntak̲h̲abu-t-tawārīk̲h̲ (trc. W. H. Lowe), Delhi 1986, II, 176, 177, 183, 184, 194, 195.

Ghulām Husain Salīm, The Riyāz̤u-s-salāt̤īn: A History of Bengal (trc. Abdus Salam), Delhi 1975, s. 150-161.

J. Sarkar, The History of Bengal, Dacca 1976, II, 181-186, 191-193.

Muhammad Mohar Ali, History of the Muslims of Bengal, Riyadh 1985, I/A, s. 239-260.

S. H. Askari, Medieval Bihar Sultanate and Mughal Period, Patna 1990, s. 99, 100, 102.

J. Burton-Page, “Dāwūd K̲h̲ān Kararānī”, , II, 183.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2022 yılında Ankara’da basılan 25. cildinde, 284-285 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER