https://islamansiklopedisi.org.tr/kese
Sözlükte “küçük torba, kumaş ve meşin kılıf” anlamındaki Farsça kîse kelimesi malî kayıtlarda para çeşitlerinin belirli bir miktarını belirten terim olarak yer almıştır. Bunun yanında torba kelimesi de geçer. XVI. yüzyılda kese yerine zaman zaman surre de kullanılmıştır. Bu tabir “içine para konulan muhafaza” anlamından hareketle zaman içinde değer ve servetin bir ölçüsü haline gelmiştir. Değer ölçüsü olarak paraların yalnızca nominal değerini değil aynı zamanda yaklaşık reel değerini de belirtir ve paranın değeri düştüğünde kesedeki para miktarı artar. Meselâ 1 kese akçe, 1074 (1663) yılında 40.000 ve 50.000 akçeye tekabül etmekteydi. Aynı para cinsi için farklı kese miktarının kullanılması tedavülde eski ve çil akçenin birlikte bulunmasından kaynaklanmaktaydı.
Osmanlılar’da muhtelif paraların kese miktarları ve karşılıklarını gösteren tablo1 | |||||
Tarih | Kîse-i hasene (altın, sikke) | Kîse-i Rûmî (Esedî kuruş, adet) | Kîse-i mangır (adet) | Kîse-i dîvânî2 akçe (adet) | Kîse-i Mısrî para (adet) |
Fâtih ve II. Bayezid dönemi 855-918 (1451-1512) | 10.000 | 30.000 | |||
923 (1517) | 10.000 | 30.000 ve 50.000 | |||
955 (1548) | 10.000 | 600.000 | |||
30.000 ve 50.000 | |||||
1003 (1595) | 10.000 | 50.000 | |||
1007 (1598) | 10.000 | 1.200.000 | |||
1030 (1621) | 10.000 | 500 | 50.000 | 25.000 | |
1067 (1656) | 333 ve 1/3 | 833 ve 1/3 | 60.000 | 25.000 | |
1071 (1660) | 500 | 40.000 | |||
1074 (1663) | 40.000 ve 50.000 | ||||
1086 (1675) | 50.000 ve 60.000 | ||||
1087 (1676) | 10.000 | 545,5 | |||
1089 (1678) | 500 | 20.000 | |||
1091 (1680) | 40.000 ve 50.000 | ||||
1097 (1686) | 500 | 60.000 | |||
1099 (1688) | 50.000 | ||||
12.000 | 6.000 | ||||
1100 (1689) | 12.000 | 12.000 | |||
1102 (1691) | 500 | 50.000 | |||
1204 (1789) | 416,5 ve 20 akçe | 50.000 | |||
1234 (1819) | 500 | 60.000 | 20.000 | ||
625 | 60.000 | 25.000 | |||
1237 (1822) | 416,65 | 50.000 | |||
1289 (1872) | 500 | 60.000 | |||
Not: 1. Koyu yazılı rakamlar bir kesedeki para miktarını, normal yazılanlar ise karşılıklarını göstermektedir. 2. Kîse-i dîvânî 1070’li (1660) yıllarda kullanılmaya başlanmış olup daha önceleri yalnızca “kese” kullanılmaktaydı. |
Osmanlılar’ın malî teşkilâtını aldığı İlhanlılar’da da keseye benzer bir terim mevcuttu. İlhanlılar’da “bi-hisâb-ı kîse” yerine “bi’t-tümen” ifadesi kullanılmakta olup 10.000 dinar, 1 tümen kabul edilmekteydi. Osmanlılar’da her para çeşidinin farklı miktarları kese ile ifade edilmekle birlikte altın paralar için bu miktar sabit olup ancak yarım altın paralarda bir kesedeki sikke miktarı yarıya düşmekteydi. Gümüş paralar için bu miktar farklılık göstermekteydi. Kese hangi para cinsi için kullanılmaktaysa o paranın ismiyle birlikte “kîse-i kâmil, nakdiye-i çil kese, filori kese, kîse-i hasene, kîse-i Rûmî, kîse-i Mısrî, kîse-i mangır, kîse-i dîvânî, kese kāime” şeklinde kaydedilirdi. Hangi para türünün kullanıldığı genellikle “kese Esedî kuruş”, “kese mangır” diye belirtilirdi. Kese kelimesi içindeki para miktarından ve cinsinden bağımsız olarak “kese akçe” şeklinde de kullanılmıştır. XVII. yüzyılda kese çeşitliliği hayli fazlaydı. XVIII. yüzyılda akçe için kîse-i dîvânî ve kuruş için kîse-i Rûmî tabiri yaygınlaştı. Kîse-i dîvânî ilk defa 1079-1080 (1668-1669) tarihli bütçede geçer. Bu tabir, divanî akçe kaynaklı olup 50.000 adedi bir kese kabul edilen ve divanda ihraç olunan akçeden gelmekteydi. Kîse-i Rûmî ise XVIII. yüzyıl başlarında Esedî kuruş için kullanılmaya başlandı. Ancak 500 Esedî kuruşun bir kese olarak kabul edilmesi Kanûnî Sultan Süleyman devrinin (1520-1566) ortalarına kadar gitmektedir. Bunun dışında kayıtlarda keseye Osmanlı para birimi olan akçe ve kuruşun üstünde bir hesap birimi olarak da rastlanır. Kesenin hesap birimi olması uygulamada kullanılmasından kaynaklanmıştır. Paralar genellikle meşin keselerde muhafaza edilir ve kese hesabıyla torbalara konulup ağzı mühürlendikten sonra demir sandıklara yerleştirilerek taşınırdı. Bu sandıklar ölçü birimi ifade etmekte olup meselâ dört kese sikke-i hasene ya da iki Mısrî kese bir sandığa konulmakta, ayrıca sandık hesabı da yapılabilmekteydi. Beş sikke-i hasene sandığı bir at arabasıyla nakledilirdi.
Üst hesap birimi anlamıyla kese hesabı bütçelerde de görülmektedir. Meselâ 900-901 (1494-1495) tarihli bütçe icmalinde 30.000 akçe bir kesedir. İlk defa 1017-1018 (1609-1610) yılı bütçesinde altına endeksli kese hesabı kullanılmıştır. XVII. yüzyılda para birimi akçe olduğundan bütçelerde genellikle divanî kese birimi esastı. Bütçeler maliye kalemleri temelinde akçe üzerinden yapılır, ardından kese hesabına çevrilirdi; küsur ise akçe olarak kaydedilirdi. XVIII. yüzyılda para birimi olarak kuruş öne çıktığından hesapları kuruş üzerinden yapılır, daha sonra Rûmî kese hesabına çevrilip küsur kuruş diye kaydedilirdi. Bu uygulama Tanzimat döneminin sonuna kadar devam etti. Daha sonra artık para birimi önemli görülmediğinden kese fazlası kuruş kaydedilmeyip kuruşa endeksli kese hesabı bütçeler dahil maliye kayıtlarında kullanılmaya başlandı. 1293 (1876) yılından itibaren kese teriminin bütçelerde kullanımından vazgeçilmesine rağmen malî kayıtlarda devam etti. 1327’de (1909) kese akçe, kese kāime, kese riyal veya yalnız kese olarak bu tabire rastlanır.
BİBLİYOGRAFYA
BA, AE.SSÜL.II, nr. 21/2164.
BA, BEO, nr. 2404/180261.
BA, C.SM, nr. 33/1663, 48/2417.
BA, D.BRZ, nr. 20611.
BA, D.BŞM, nr. 569/10.
BA, İbnülemin-Darphâne, nr. 2/161.
BA, KK, nr. 1809, 1864, 1954, 1997, 2000, 2724.
BA, MAD, nr. 10736, 22249.
BA, TT, nr. 232M.
BA, YEE, nr. 36/49, 54/104, 55/140, 137/52.
TSMA, Defter, nr. 6.0001, 2007.0001, 5227.0001, 2588.0001, 5257.000, 7273.0001, 9562.0001, 9735.0002.
“1079-1080 (1669-1670) Mâlî Yılına Ait Bir Osmanlı Bütçesi ve Ekleri” (nşr. Ömer Lutfi Barkan), İFM, XVII/1-4 (1956), s. 225-303.
Abdullah b. Muhammed el-Mâzenderânî, Risâle-i Felekiyye (nşr. W. Hinz), Wiesbaden 1952, s. 154.
Selânikî, Târih (İpşirli), I, 372; II, 453.
Hezârfen Hüseyin Efendi, Telhîsü’l-beyân fî Kavânîn-i Âl-i Osmân (haz. Sevim İlgürel), Ankara 1998, s. 89.
Anonim Osmanlı Tarihi: 1099-1116/1688-1704 (haz. Abdülkadir Özcan), Ankara 2000, s. 183.
Şevket Pamuk, Osmanlı İmparatorluğu’nda Paranın Tarihi, İstanbul 1999, s. 105, dipnot 21.