https://islamansiklopedisi.org.tr/kirazoglu-omer
Kayseri’de doğdu. Babası Kirazzâde H. Ahmed Efendi ile dedesi Ömer Efendi hoca olduğundan ilim muhitinde büyüdü. İlk dinî bilgileri babasından öğrendi. Babasının ticaretle de uğraşması ve zaman zaman İstanbul’da ikamet etmelerinden dolayı ilk ve orta öğrenimini İstanbul ve Kayseri’de tamamladı. Liseyi bitirdikten sonra dinî eğitim almak amacıyla Mısır’a gidip Ezher’de okumak istediyse de bu teşebbüsü sonuçsuz kaldı. Bu sırada İstanbul Mühendislik Mektebi’nde (İstanbul Teknik Üniversitesi) asistanlık yapan eski Beşiktaş müftüsü Fuat Çamdibi’nin teşvikiyle bu okula girdi ve 1946 yılında mezun oldu. Talebe iken bazı ulemâ ve meşâyihin sohbetlerine katılmak suretiyle dinî bilgilerini geliştirdi. Elmalılı Muhammed Hamdi Efendi, Fâtih Camii imamı Ömer Efendi, Fatih müftüsü Bekir Hâki Efendi (Yener), Ömer Nasuhi Bilmen, Ali Haydar Efendi, Tâhir Efendi onun feyiz aldığı âlimlerden bazılarıdır.
Yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra Nakşî şeyhlerinden Mahmut Sami Ramazanoğlu’nun kızıyla evlenip Adana’ya yerleşti. Karayolları’nda ve diğer bazı kuruluşlarda mimar-mühendis olarak çalıştı. 1951’de kayınpederi ve ailesiyle birlikte İstanbul’a geldi. Burada 1952-1953 yıllarında Ali Kemal Belviranlı ile birlikte aylık İslâmın Nuru dergisinin yayım çalışmalarına katıldı. Bu dergide gerek kendi adıyla gerekse takma isimle yazı ve şiirler yazarak basın hayatına girdi.
1953’te Mahmut Sami Efendi’nin ardından Şam’a gitti, altı ay kadar kalıp İstanbul’a döndü. 1959 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen Süleymaniye Camii onarımı sırasında şantiye şefliğine tayin edildi. Klasik Osmanlı mimarisine ilgi ve merakı da bu sırada başladı. Ekim 1960’ta görevine son verildiyse de Süleymaniye’yi tanımak suretiyle daha da geliştirdiği klasik mimarinin zevk ve üslûbunu bir taraftan sanat tarihi hocalığı yaparak, diğer taraftan bu üslûp özelliklerini aksettirecek mâbedler inşa ederek yaymaya ve yaşatmaya çalıştı.
Ücretli olarak başladığı İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’ndeki İslâm sanatı tarihi hocalığına Aralık 1962’de asaleten tayin edildi. Bu görevin yanı sıra Işık Mühendislik Özel Yüksek Okulu’nda da sanat tarihi okuttu. 1972’de Türkiye Büyük Millet Meclisi Millî Saraylar başmimarlığına tayin edildiğinden hocalık hayatı ikinci planda kaldı. İstanbul’da bulunan dokuz saray ve kasrın imar sorumluluğunu üstlendi. 1977 yılında İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü hocalığından emekli oldu. 1979’da Mahmut Sami Efendi ile birlikte Medine’ye yerleşti. Mekke Ümmülkurâ Üniversitesi’ne bağlı Hac Araştırmaları Merkezi’nde uzman mimar olarak hizmet verdi. Ravza-i Mutahhara’nın onarımında fiilen çalıştı. 19 Temmuz 1989’da Medine’de vefat etti. Cennetü’l-bakī‘a defnedildi.
Türkiye içinde ve dışında 200’e yakın cami projesine imza atan Kirazoğlu’nu Cumhuriyet sonrası Türk cami mimarisinde betonarme, kubbeli, revaklı, iç avlulu, revakları mâil çatıyla örtülmüş fevkanî mâbedler inşası çığırını başlatan ve yaygınlaştıran bir mimar olarak kabul etmek mümkündür. Projelerini yaptığı İstanbul’da Beykoz, Paşabahçe ile Bağlarbaşı Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi camileri, klasik özelliklerini Mimar Sinan’ın Atik Vâlide, Azapkapı camii gibi örneklerle ortaya koyduğu tarzın günümüzde başarılı sayılabilecek uygulamaları olarak dikkate değer. Projelerine imza attığı Van Merkez ve Akyazı camileri ise onun âbidevî boyutlarda inşa ettiği camilerde eriştiği çizgiyi gösterir.
Ayrıca hat sanatıyla da ilgilenen Ömer Kirazoğlu, bu alanda özellikle kûfî yazı üzerinde yoğunlaşmıştır. İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nün müsennâ lafza-i celâlden meydana gelen rozeti ile Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlarının amblemi de onun kaleminden çıktığı bilinen çalışmalardır. Medine’de bulunduğu yıllarda kûfî hat ve klasik süsleme sanatlarına eskiden beri duyduğu ilgisini geliştirmiş ve pek çok meşk hazırlamıştır.
Eserleri. Çoğu devrin dinî gazete ve mecmualarında yayımlanmış öğüt verici, dinî-millî heyecan uyandırıcı manzumelerle bazı makaleler kaleme alan müellif 1980’li yıllardan itibaren bunları Ömer Kirazlı adıyla kitap haline getirmiştir.
1. Birinci İstişâre (İzmir 1980). Manzumelerinin toplandığı kitabıdır.
2. İkinci İstişâre (İzmir 1980). Niyâzî-i Mısrî ve Şeyh Galib gibi mutasavvıf şairlerin gazellerinin tahmîsinden oluşmaktadır.
3. Hak Elçisi Hz. Muhammed (İstanbul 1981). Eserde Hz. Peygamber’le ilgili yazılarıyla bazı na‘tlar yer almaktadır.
4. Güzel Ahlâk (İstanbul 1984). Güzel ahlâkı âyet ve hadislerle anlatan kırk hadis özelliğinde bir eserdir. Sonunda Hz. Peygamber’in şemâiliyle ilgili bir bölüm bulunmaktadır.
Kirazoğlu’nun İslâmiyet, Fâtih ve Fetih Camii Ayasofya (Konya 1966; İstanbul, ts.), Birlik Dirlik (İstanbul 1984), Peygamberimize Selâm (İstanbul 1985) gibi risâlelerinin yanında Yüksek İslâm Enstitüsü’nde okuttuğu “İslâm Sanat Tarihi Ders Notları” Arapça’ya tercüme edildiyse de vefatı dolayısıyla yayımlanmamıştır.
BİBLİYOGRAFYA
MÜİF Arşivi’ndeki özlük dosyası.
Hüseyin Gökçe, “Kirazoğlu Hocanın Ardından”, Zaman, 29 Haziran 1989, s. 2.
“Mimar ve Şair Ömer Kirazoğlu’nu Kaybettik”, a.e., 21 Temmuz 1989.
“Tanınmış Mimar ve Fikir Adamı Ömer Kirazoğlu Vefat Etti”, Sebil, sy. 263-265, Lahn 1989, s. 15.
Ali Ulvi Kurucu, “Hizmete Doymayan İnsan”, Altınoluk, sy. 43, İstanbul 1989, s. 34-35.
H. Kâmil Yılmaz, “Âkif Neşesinde, Sinan Ruhunda Bir Dava Adamı: Kirazoğlu Hocamız”, a.e., sy. 32-33.