KÖPRÜLÜ - TDV İslâm Ansiklopedisi

KÖPRÜLÜ

Müellif:
KÖPRÜLÜ
Müellif: MACHIEL KIEL
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2019
Erişim Tarihi: 20.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/koprulu
MACHIEL KIEL, "KÖPRÜLÜ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/koprulu (20.04.2024).
Kopyalama metni

Köprülü (Makedonca Veles, 1950-1991 yılları arasında Titov Veles), Makedonya Cumhuriyeti’nde Vardar nehrinin vadisinde kurulmuştur. Milâttan önce 168 yılında Roma İmparatorluğu’ndaki Bylazora antik kenti bu şehrin temelini oluşturur. III. yüzyılda tarihçi Ammianus Marcellinus, Paeonia topraklarında Bylazora adıyla anılan bir şehirden bahseder. Bylazora adının sonundaki “ora”, modern Arnavutça’da görüldüğü gibi eski İlirya dilinde (ure) “köprü” anlamına gelir. İsmin sonundaki bu kelime Antik dönemden itibaren Vardar nehri üzerinde bir köprünün bulunduğunu gösterir. Şehrin bugünkü adı İlirya isminden gelir ve Köprülü şeklindeki Türkçe adlandırma bu kadim ismin tercümesidir.

Eski Ortaçağ şehri Veles, bugün şehrin bulunduğu yerden 2 km. güneyde, Topolka’nın Vardar nehrine döküldüğü noktaya yakın bir yerdedir. Bölgede yol ve nehir yatağından 100 m. yükseklikte, 70 m. eninde ve hemen hemen 400 m. uzunluğunda düzensiz şeritler oluşturan Ortaçağ dönemine ait kale kalıntıları yer alır. Bu etkileyici kalenin eteğinde 3,5 hektarlık bir yerleşim yeri vardır. Şehirle beraber kale 1000-1200 civarında nüfusa sahip olmalıdır. Kalenin bazı kısımlarının tarihi V ve VI. yüzyıllara kadar uzanır. Daha sonra dört yüzyıllık bir belge ve arkeolojik bulgu eksikliği söz konusudur. Bu da Slav kabilelerinin Makedonya’ya yerleştiği ve antik İlirya (Peoni) halkını asimile ettiği döneme denk gelir. Kalenin eteğindeki eski yerleşim bölgesi günümüzde Stari Veles ya da Donji Grad şeklinde adlandırılır.

Ortaçağ’da Veles ilk defa, İmparator II. Vasileios’un 1018 tarihli fermanında Bitola (Manastır) Piskoposluğu’nun bir parçası olarak Veleson şeklinde geçer. XIII. yüzyılın ilk yıllarında Bizans Velesi, II. Bulgar İmparatorluğu’na bağlandı. 1246’da Bizans İmparatoru İoannis Vatatzis, Skopje (Üsküp), Veles ve Prosek’i Bulgarlar’dan geri aldı. Epir Despotu II. Michael da Vardar’ın batısındaki toprakları ele geçirdi. Stefan Deçanski’nin hayatını konu alan bir eserde, 1330 yılındaki Velbuzd Savaşı’nın ardından Kral Stefan’ın Sırp askerlerinin “meşhur şehir” Veles’i Bizanslar’dan alarak Sırp Devleti’ne kattıkları belirtilir. Bu tarihten sonra Veles Kalesi, Sırp-Bizans sınırlarının güneye doğru kayması sonucu stratejik önemini kaybetti. Çar Duşan’ın yönetimi altında Veles 1342’nin yazında, Bizans İmparatoru Kantakuzenos’u 2000 kişilik ordusuyla Veles’te ağırlayan ve Priştine’deki Çar Duşan’a kadar ona eşlik eden Voyvoda Oliver’in idaresindeydi. Oliver’in ölümünün ardından Dejanović tarafından yönetildi. Osmanlı kaynaklarına göre Osmanlılar’ın fetih tarihi ise genellikle 1385-1386 olarak verilir. 1371’den beri Osmanlı vasalı olan Makedonya’nın bu bölgesinin yöneticileri Dejanović hânedanının, 1395’te Konstantin Dejanović’in Rovine Savaşı’nda Yıldırım Bayezid’in saflarında savaşırken ölmesi üzerine bölge savaşsız Osmanlılar’ın eline geçmiş olmalıdır (1395). Veles/Köprülü’de XIV. yüzyıla ait üç mâbed günümüze ulaşmıştır: Aziz Dimitrios Manastırı, Aziz Nedelya Kilisesi ve XIV. yüzyıla ait orijinal fresk dekorasyon parçalarını hâlâ taşıyan Aziz Nikola Kilisesi.

Osmanlı yönetiminin ilk elli yılında Köprülü küçük bir şehir halinde kaldı. 1445 yılına ait Osmanlı kayıtlarında Köprülü’nün dokuz müslüman hânesiyle 181 hıristiyan hânesini barındırdığı tesbit edilmiştir (, nr. 525, s. 42). 859 (1455) yılına ait Tahrir Defteri’nde ise şehrin on iki müslüman hânesi ve toplamda 190 hâneyi barındıran üç hıristiyan mahallesiyle (toplam 1000 kişi) nisbî bir gelişme gösterdiği görülür (, nr. 5). Müslümanların neredeyse tamamı zanaat sahibidir (dört nalbant, iki ayakkabıcı, bir boyacı, imam ve müezzin).

1530’da şehirde bir cuma camii, bir mescid ve otuz beş müslüman hânesinin bulunduğu üç müslüman mahallesi vardı. Hıristiyanların sayısı 284 hânelik dokuz mahalleye yükselmişti. Ekonomi büyük ölçüde tarıma (çoğunlukla şarap üretimi) dayanmakla birlikte ticarî faaliyetleri de içine almaktaydı (, nr. 370). Ne kale ne de garnizondan söz edilen bu dönemde şehir açık bir kaza merkezi şeklinde tanımlanmaktadır. Köprüyü koruma ve onarma görevi ayrıcalıklı bir konumda oldukları anlaşılan otuz hıristiyan ailesine vergi kolaylığı karşılığında verilmişti. 1530 yılına kadar yaklaşık 1600 nüfusa veya 1395’ten önceki halinin biraz daha fazlasına sahip olan şehrin 948’de (1544-45) kırk yedi müslüman ve 233 hıristiyan hânesini barındıran on bir mahallesi mevcuttu (, nr. 232, s. 700-704). Müslümanların o dönemde bir camisi ve iki mescidi vardı. 1545’te müslüman mahallelerinden birinin “Yeni Köprülü mahallesi” diye adlandırılması, yeni şehirdeki yavaş değişikliklerin sanıldığının aksine bir yüzyıl sonra değil XVI. yüzyılın birinci yarısı gibi erken bir zamanda başladığını gösterir. 977’de (1569-70) şehir biraz daha büyüyerek yetmiş altı müslüman ve 248 hıristiyan hânesinden meydana gelen bir nüfusa sahip olmuştur (toplam 1600-1700 kişi).

XV. yüzyılın ilk yarısından XVI. yüzyılın başlarına kadar Veles bölgesinde küçük yörük grupları Vardar nehrinin doğu kısımlarının neredeyse tamamını kapladı. 1445’te Köprülü kazasında otuz altı hâne ile birlikte Çeltikçiler, Karesili ve Hisarbegi adlı üç Türk köyü kaydedilmişti. On yıl sonraki tahrir defterinde aynı bölgede sekiz köyün (Çalışlar, Doğan Kayası, Hisarbeyli, Karesiler, Kilise Deresi, Kocılar, Soyaklar, Uğurlular) ve toplamda doksan dokuz müslüman hânesinin bulunduğu görülür. 1545 yılına ait tahrirde, Slav isimli ve neredeyse tamamı hıristiyan olan 111 köyün yanı sıra bazıları 1455’ten beri bilinen, bazıları ise yeni kaydedilmiş on dört Türk köyü yer alır (öncekilerin yanında: Ali Fakih obası, Kumarlar, Kuru Dere, Mahmut obası). Uğurlular yörük kökenlerine işaretle Uğurlu obası diye geçer. Bu küçük köylerin (ortalama on dokuz hâne) zamanla sakinlerinin sayısı doksan dokuzdan 264 hâneye yükseldi. Yakınlarındaki, çoğunlukla müslüman olan daha geniş iki köy Aşağı ve Yukarı Çeltikçi, Veles bölgesine pirinç tarımının Osmanlılar tarafından getirildiğine işaret eder. 1545 tarihli defter aynı zamanda bazı Slav köylerinin giderek İslâmlaştığını gösterir. Bu köylerde seksen bir müslüman hânesi vardı. Müslümanlar, hıristiyan nüfusu barındıran Slav isimli (Boslic Çeltik ve Hotištine Çeltik) iki Çeltikçi köyünde yaşamakla birlikte önemli bir kısmı, Türk müslüman köylerinde oturarak yöreye pirinç tarımının nasıl yapılacağını öğretmiştir.

Geleneksel söyleme göre Türkler, Vardar nehri üzerindeki köprüyü tamir veya yeniden inşa ettikten sonra halk eski şehri yavaş yavaş terkedip köprünün yakınlarına yerleşmeye başladı. Hem Kâtib Çelebi hem Evliya Çelebi’nin taştan ve sağlam diye bahsettiği köprü günümüze kadar ayakta kalamamıştır. Eski Veles’in son sakinleri 1855 gibi geç bir tarihte yeni şehre taşınmıştır. Kâtib Çelebi ile Evliya Çelebi’nin halkın köprünün yakınına yerleştiğinden söz etmeleri şehrin XVII. yüzyıldan önce yer değiştirmiş olması gerektiğini gösterir. XVII. yüzyıl seyyahları Veles şehrinin, üzerinde dört taş sütuna dayanan bir köprünün bulunduğu nehrin her iki yakasına kurulduğunu söyler. 1750 yılına kadar piskoposun yerleşim yeri Eski Veles iken sonraki dönemlerde Yeni Veles’e intikal etmiştir.

Veles’in XVII. yüzyılın ortalarına ait biri Evliya Çelebi (1660), diğeri 1669’un yazında şehri ziyaret eden Edward Browne tarafından kaleme alınan tasvirleri vardır. Evliya Çelebi’nin tasviri kısa ve oldukça eksiktir. Sadece, Evliya Çelebi’nin konuyla ilgili bilgisizliğini göstermesi açısından anlamlı olan şehrin tarihi hakkındaki kısa bir nottan sonra bazı değerli bilgiler verilir: Köprülü, Vardar’ın iki tarafında nehri görecek şekilde üst üste taştan, kayağan kaplı, 1000 evi barındıran dört mahalleye ayrılmıştır. Yüksek, sarp bir dağın üzerinde ıssız ve harabe şeklindeki kalesi küçüklüğüne rağmen müstahkemdir. Evliya Çelebi cami, okul ya da tekkelere dair herhangi bir bilgi vermemiştir.

Bölgeyi Kuprulih veya Köprülü-şehir diye anan Brown, şehrin büyük bir kısmının kendileri ayrılmadan önce yandığını söylerse de konu hakkında daha fazla ayrıntıya girmez. Yirmi yıl sonra 1689’da Habsburg ordusu Kaçanik, Üsküp, Kumanova ve Eğridere Palankası’nı işgal etti. Ancak küçük bir ordu müfrezesi, hıristiyan güçlerini Osmanlı Balkanları’nda girdikleri en uzak nokta olan Köprülü’ye kadar püskürttü. Hıristiyan güçleri Köprülü’yü terketmeden önce ateşe verdi. Osmanlı tarihçileri ise bu olaydan yalnız dolaylı olarak bahsederler. Ardından Köprülü hızlı bir şekilde toparlandı. XVIII. yüzyıl başlarında Jerotej Račanin şehri “Tanrı’nın koruduğu şehir Veles” ve “büyük bir şehir” diye niteler.

XVIII. yüzyılın ilk yarısında şehirde kurulan büyük Halvetî Tekkesi, XX. yüzyılın sonlarına kadar aktif biçimde kullanıldı. Tepedelenli Ali Paşa burada Sa‘diyye tarikatı adına 1800 yıllarında bir tekke kurdu. 1179’da (1765-66) Sadrazam Köprülüzâde Nûman Paşa’nın büyük oğlu Hâfız Ahmed Paşa, gittikçe genişleyen müslüman toplumu için Veles’te büyük bir mescid ve mektep inşa ettirdi. 1861’de Alman asilzadesi ve bilim adamı Georg von Hahn, Veles’in üçte ikisi hıristiyan, üçte biri Türk olmak üzere 3800 hâneye sahip olduğunu yazar. Şehirde herhangi bir yahudi ailesi bulunmazken yirmi hânelik bir Çingene nüfusu vardı. Beş cami ve bir yüksek saat kulesi yanında Hahn, yeni ve çok büyük Aziz Panteleimon Kilisesi ile oldukça iyi durumda olan Aziz Dimitrios Manastırı’nı anar.

1900 yılında Vasil Kınçov, Veles şehrinin 19.600 nüfusu barındırdığını yazar. Bunlar 12.000’i Bulgar hıristiyanı, 6600’ü müslüman, 500’ü Ortodoks hıristiyan Ulah ve çoğu müslüman olan 500 Çingene’den ibarettir. Bu da nüfusun % 35’ini müslümanların teşkil ettiğini gösterir. 1315 (1897-98) tarihli Selânik Vilâyeti Salnâmesi’ne göre Köprülü kazasının (şehir ve doksan üç köyü) toplamda 49.404 nüfusu vardır. Bunların yaklaşık % 37’si müslümandır. Müslümanlar çoğunluğu Türkler olmak üzere daha küçük gruplar halinde Bulgar/Makedon kabileleri, Arnavutlar ve bazı Çingeneler’den meydana gelmektedir. Kınçov Bulgarlar’ın sayısını biraz daha yüksek, müslümanların oranını ise biraz daha düşük gösterir.

Şemseddin Sâmi 1314 (1896-97) yılında Köprülü’de 16.279 nüfus, dokuz cami, iki mescid, yedi tekke, üç kilise, bir manastır (Aziz Demetrius), bir rüşdiye, müslümanlar için üç, Bulgarlar için üç ve Yunanlılar (Yunanlaşmış Ulahlar) için iki mektep bulunduğunu kaydeder. Bunların yanında otuz iki han, bir de hamam vardır. Her yıl mayıs ayında büyük bir panayır kurulur. % 34’ü müslüman olan Köprülü kazasının genelde nüfusu Kınçov’un verdiği rakamlarla aynıdır. XIX. yüzyılın ilk yarısında birçok seyyah da Köprülü bölgesinin üçte birinin müslüman, üçte ikisinin hıristiyan olduğunu belirtmiştir.

Nakşibendiyye tarikatının Makedonya’daki merkezi Köprülü civarındadır. Burası büyük bir Türk köyü olan Çeltikçi’deki (Orizare) tekkeyi işaret eder. 1960 yılına kadar aktif olan tekkenin binaları hâlâ ayaktadır. Aynı şekilde Orizare’de Rifâiyye tarikatının bir tekkesi mevcuttur. Rifâî şeyhlerine ait üç türbe 1980’e kadar ayakta durmasına rağmen dinî bir merkez halinde kullanılmamıştır. Köprülü’de ayrıca Bektaşîler’in ve Halvetiyye tarikatının Karabaşiyye kolunun birer tekkesi vardı. Karabaşî tekkesi, son şeyhi Alâeddin Efendi’nin Türkiye’ye gelmesiyle 1957’de kapandı, Rifâiyye Tekkesi 1980’lerin sonlarına kadar hizmette kaldı.

1912 yılının sonbaharında Sırp ordusu Köprülü’yü ele geçirdi. Şehir, sonraki yıllarda müslüman nüfusun yavaş yavaş azalması ve yaşamın durgunlaşması sebebiyle 1970’lere kadar Osmanlı görünümünü büyük ölçüde korudu. 1950’de Tito’nun Yugoslavya sınırlarını açmasıyla Köprülü müslümanlarının çoğu Türkiye’ye göç etti. 1964’te şehrin nüfusu 30.000’e çıktı. Şehrin ticarî işlevini devralan yeni endüstriler (çinko ve kurşun metalürjisi, tekstil, ipek, porselen, gıda maddeleri) yatırımcıları şehre çekti. 2002 yılında Köprülü’nün nüfusu 55.108’di. İslâmî bir hayat için düzenlenmiş binaların çoğu şehrin modernleşmesi sürecinde ortadan kalktı. Günümüzde Köprülü’de küçük bir müslüman toplulukla birlikte 1179 (1765-66) yılına ait Köprülüzâde Hâfız Ahmed Paşa’nın Paşa Camii ve şehrin en eski yerindeki Hacı İbrâhim Kumsal Camii bulunmaktadır. Mütevazi bir mimari değere sahip her iki camiden sadece Kumsal Camii bugün açık durumdadır.


BİBLİYOGRAFYA

1445 Tarihli Paşa Livâsı İcmâl Defteri: Metin (haz. Halil İnalcık v.dğr.), Ankara 2013, s. 81-91.

E. Brown, A Brief Account of Some Travels in Hungaria, Servia, Bulgaria, Macedonia, Thessaly, Austria, Styria, Carinthia, Carniola and Friuli, London 1673, s. 45.

, V, 306.

J. G. von Hahn, Reise von Belgrad nach Salonik, Wien 1861, s. 103-105.

V. Kančov, Makedonija: Etnografija i statistika, Sofia 1900, s. 456-459.

a.mlf., “Segašnoto i nedavnoto minalo na grad Veles”, Periodičesko Spisani na Bǎlg. Knižov, sy. 39 (1892) [yeniden neşri için bk. V. Kančov, Izbrani Proizvedenija, II, Sofia 1970, s. 182-282].

J. Ivanov, Severna Makedoniya (ed. D. J. Biserov), Sofia 1906, s. 205-208.

K. N. Kostić, Naši novi gradovi na jugu (ed. R. Đordević), Beograd 1922, s. 101-104.

A. Nikolovski v.dğr., The Cultural Monuments of the People’s Republic of Macedonia (trc. J. M. Leech – V. Mostrov), Skopje 1961, s. 129-131, 143-144.

A. Stojanovski, Gradovite na Makedonija od krajot na XIV do XVII vek, Skopje 1981, s. 65-72.

Ayverdi, Avrupa’da Osmanlı Mimârî Eserleri III, s. 90-92.

Džemal Ćehajić, Derviški redovi u jugoslovenskim zemljama, Sarajevo 1986, s. 110-112, 174.

J. V. A. Fine, The Late Medieval Balkans, Ann Arbor 1987, s. 156, 271, 297.

A. Popovic, Un ordre de derviches en terre d’Europe: la Rifâ’iyya, Lausanne 1993, s. 114, 127-128.

N. Clayer, Mystique, état et société: Les halvetis dans l’aire balcanique de la fin du XVe siècle à nos jours, Leiden 1994, s. 206, 227-231.

I. Mikulčik, Srednovekovni gradovi i tvrdini vo Makedonija, Skopje 1996, s. 340-344.

G. Palikruševa, “Derviškiot red Halveti vo Makedonija”, Zbornik na Štipskiot Naroden muzej, I, Štip 1958-59, s. 105-119.

T. Tomoski, “Srednovekovni Gradovi vo Makedonija medju rekite Vardar, Bregalnitsa i Lakavitsa”, Godišen Zbornik, IV (XXX), Skopje 1978, s. 267-293.

, V, 3916-3917.

Enciklopedija Jugoslavije, Zagreb 1971, VIII, 338.

“Titov Veles”, Brockhaus Enzyklopädie, Wiesbaden 1973, XVIII, 722-723.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2019 yılında Ankara’da basılan (gözden geçirilmiş 3. basım) EK-2. cildinde, 80-82 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER