KUM - TDV İslâm Ansiklopedisi

KUM

قم
Müellif:
KUM
Müellif: MARCEL BAZIN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2002
Erişim Tarihi: 20.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/kum
MARCEL BAZIN, "KUM", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/kum (20.04.2024).
Kopyalama metni

Zağros sıradağlarının kuzeydoğu kolunun eteklerinde ve Kum ırmağı kıyısında deniz seviyesinden 930 m. yükseklikte kurulmuştur. Tahran’ın 150 km. güneybatısında bulunan şehir aynı zamanda Kum idarî bölümünün de (şehristan) merkezidir. Şehrin yakınındaki Kal‘a-i Duhter tepesinde bulunan çanak çömlek parçaları yörenin milâttan önce V. binyıldan itibaren iskân gördüğünü göstermekte, çevredeki Selevki ve Sâsânî mimarlık eserleri de bu iskânın yoğunlaştığı dönemler hakkında bilgi vermektedir. Bazı yazılı belgelerden, ne zaman kurulduğu bilinmeyen Kum’un Büyük İskender tarafından tahrip edildiği ve Sâsânî Kralı I. Kubâd (488-531) tarafından tekrar kurulduğu öğrenilmektedir (Ali Asgar Fakīhî, I, 54-55). 23 (644) yılında Ebû Mûsâ el-Eş‘arî kumandasındaki İslâm ordusunun fethettiği söylenen şehri (, VI, 981) çok daha sonra 94’te (712-13) Kûfeli Şiî Araplar’ın kurduğu yolunda da bir görüş bulunmaktadır (, V, 370). Buna göre Kûfeli Şiî Araplar burada birbirine yakın yedi ayrı yerleşim merkezi kurmuşlar ve bunları bir surla koruma altına almışlardır. Kum ismi de bu yedi merkezden birinin adı olan Kumîdân’dan, o da Kumemeydân’dan (tepeciklerle çevrili yer) gelmiş olabilir. Şiî kaynaklarında yer alan, Kum adının Kāim lakabıyla anılan Muhammed el-Mehdî taraftarlarınca verildiği yahut Hz. Peygamber’in mi‘raca çıkarken kendisine gösterilen ve insanların Hz. Ali’nin imâmetini kabul etmesini engellemeye çalışan şeytan, “kum” (kalk, git) demesiyle ilgili olduğu şeklindeki rivayetler ise şehre kutsiyet atfetme çabasının bir sonucudur.

Şiî dünyasında Kum-ı Mukaddese adıyla anılan şehir özel bir öneme sahiptir. Halk arasında adının Resûl-i Ekrem tarafından konulduğuna, burada oturan kişilerin oldukları yerde sorgulanıp doğrudan cennete gireceklerine, meleklerin ahalisiyle birlikte şehri her çeşit belâdan koruduklarına, Ca‘fer es-Sâdık ve diğer imamların bu şehirde yaşamış ve yaşayacaklar hakkında hayır duada bulunduklarına, ayrıca Fâtıma el-Ma‘sûme’nin türbesini ziyarete gelenlere cennetin bahşedileceğine inanılmaktadır. Kum’un Şiîler için önemli bir ziyaret yeri olması, 201 (816-17) yılında yedinci imam Mûsâ el-Kâzım’ın kızı Fâtıma el-Ma‘sûme’nin, ağabeyi sekizinci imam Ali er-Rızâ’nın yanına giderken ölmesi ve burada toprağa verilmesi sebebiyledir. Fâtıma el-Ma‘sûme’nin türbesinin özellikle Selçuklu döneminde ünü artmış, şehir de bu devirde büyük bir ilâhiyat eğitim merkezi haline gelmiştir. Mekke ve Medine hariç tutulursa Şîa coğrafyasında Necef, Kerbelâ ve Meşhed’den sonra dördüncü sırada yer alan Kum, dinî eğitim merkezi olması sebebiyle Meşhed’den daha önemli sayılmıştır. Fakat XII. yüzyılda dokuz kadar medresesi bulunurken meydana gelen olaylar sebebiyle uzun süre bu vasfını kaybetmiş ve ancak Safevîler döneminde tekrar ilmî canlılığına kavuşmuştur. İlmî canlanmada, I. Şah Tahmasb’ın yaptırıp Feth Ali Şah’ın geliştirdiği Feyziyye Medresesi’nin rolü büyüktür. XIX. yüzyılın başlarından itibaren Havze-i İlmiyye adıyla bilinen medreseler topluluğu Abdülkerîm Hâirî, Muhammed Hüccet Kûhkerî, Muhammed Takī el-Hânsârî, Sadreddin el-İsfahânî, Burûcirdî gibi müctehidler tarafından geliştirilip güçlendirilmiş ve buralarda birçok âlim yetişmiştir.

Türkmen ve ilk Safevî sultanlarının kışlık ikametgâhı olan Kum’daki en büyük gelişme, Şah I. Abbas’ın Osmanlı Devleti’nin eline geçen Necef ve Kerbelâ’ya yönelik Şiî ziyaretlerini Kum ve Meşhed’e çevirmesiyle sağlandı. Bunun sonucunda, şehrin en önemli imalâtı arasında bulunan kılıçlarıyla pamuklu ve ipekli kumaşları, cam, seramik ve porselenleri şöhret kazandı. XVIII. yüzyılda Kum Afgan soygunlarına, arkasından Nâdir Şah’ın kıyımlarına sahne oldu. Ancak bu kötü günler Kaçarlar’ın hâkimiyetinde unutuldu. Feth Ali Şah, Fâtıma el-Ma‘sûme Türbesi’nin kubbesini altın varakla kaplattı ve bir medrese inşa ettirdi. Nâsırüddin Şah’ın veziri de 1883’te türbenin önüne Sahn-ı Cedîd Meydanı’nı yaptırdı. Şehir 1905-1911 ihtilâli sırasında ve Pehlevîler’in Meşhed’deki medresenin yönetimini hükümete bağlamasından sonra buraya yerleşen, geleneklere bağlı yönetim karşıtlarının merkezi haline geldi. Özellikle geleneksel teoloji eğitiminin sürdürüldüğü bu dinî ağırlıklı merkezde ikamete başlayan dinî liderler müridlerini birçok defa merkezî otoriteye karşı isyana teşvik ettiler. Musaddık hükümetine karşı ayaklanan Âyetullah Kâşânî ile İran İslâm Devrimi’nin önderi ve İran İslâm Cumhuriyeti’nin kurucusu Âyetullah Humeynî bunların en önemlileridir. Devrimin ardından medreselerde din eğitimi gören öğrencilerin sayısında büyük artışlar oldu. Mekteb-i Zehrâ adıyla kızları için bir okul açıldı ve yeni kurulan Medrese-i İmâm Humeynî’de çeşitli ülkelerden gelen öğrencilere İslâm devrimi ruhunu aşılayacak dersler verilmeye başlandı.

Günümüzde Kum, her yıl 1 milyondan fazla ziyaretçinin geldiği bir ziyaret şehri ve dinî eğitim merkezi olmasının yanında aynı zamanda önemli bir ticaret ve sanayi şehridir. Fâtıma el-Ma‘sûme Türbesi ile etrafında gelişmiş olan ziyaret mahalli şehrin Kum ırmağının sağ kıyısındaki eski kesimindedir. Türbenin önünde yer alan büyük meydanı başta Feth Ali Şah’la Muhammed Şah olmak üzere bazı Safevî şah ve şehzadelerinin türbeleri ve Mescid-i A‘zam ile Bâlâ-yi Ser camileri çevreler. Külliyenin etrafında ise ziyaretçilerin konakladığı otelle misafirhaneler ve çeşitli malların satıldığı çarşılar bulunur. On beş kadar ilâhiyat mektebiyle imamların soyuna mensup 500’e yakın kişinin türbesi ve dışarıdan getirilen birçok cenazenin gömüldüğü mezarlıklar her tarafa dağılmış durumdadır. Şehrin nüfusu hızla artmış, 1966’da 134.292 iken 1976’da 247.219’a, 1986’da 543.139’a ve 1996-1997 nüfus sayımı sonuçlarına göre de 777.677’ye ulaşmıştır. Bu nüfusuyla Kum İran’ın sekizinci büyük şehridir.

Kum’la ilgili olarak Ebû Ali Hasan b. Muhammed Kummî, Safiyyüddin Muhammed b. Muhammed Hâşim Kummî, Mirza Seyyid Mehdî ve Muhammed Takī Beg Erbâb gibi âlimler müstakil eserler yazmış, ayrıca Batı’da modern çalışmalar yapılmıştır (geniş bilgi için bk. Lambton, II [1990], s. 321-322).


BİBLİYOGRAFYA

Mirzâ Seyyid Mehdî, Târîḫ-i Ḳum (İran Maliye Bakanlığı Arşivi, nr. 725).

Mecmûʿa-i Nâṣırî, Tahran Bibliothèque du Golestān, nr. 36-89.

Hasan b. Muhammed Kummî, Târîḫ-i Ḳum (trc. Hasan b. Ali Kummî, nşr. Seyyid Celâleddin Tahrânî), Tahran 1361 hş.

J.-B. Tavernier, Les six voyages en Turquie en Perse (ed. S. Yerasimos), Paris 1981, s. 126-131.

Poullet, Nouvelles relations du Levant, Paris 1668, s. 188-194.

G. Careri, Giro del Mondo, Naples 1699-1704, II, 72-77.

T. M. Lycklama, Voyages en Russie, au Caucase et en Perse, Paris 1873, II, 368-382.

G. A. G. Khan, Von Tehran nach Beludschistan, Innsbruck 1881, s. 12-22.

A. Arnold, Through Persia by Caravan, New York 1888, s. 208-221.

G. N. Curzon, Persia and the Persian Question, London 1892, II, 1-12.

A. Houtum-Schindler, Eastern Persian Irak, London 1897, s. 55-93.

G. le Strange, The Lands of the Eastern Caliphate, Cambridge 1905, s. 209-212, 227-229.

Ch. E. Stewart, Through Persia in Disguise, London 1911, s. 230-236.

H. R. d’Allemagne, Du Khorassan au pays des Bakhtiyaris, Paris 1911, IV, 12-26.

P. Schwarz, Iran im Mittelalter, Leipzig 1912, III, 559-568.

Muhammed Mukaddeszâde, Ricâl-i Ḳum ve Baḫşî ez Târîḫ-i Ân, Tahran 1335 hş.

L. Lockhart, Persian Cities, London 1960, s. 127-131.

Ali Asgar Fakīhî, Târîḫ-i Câmiʿ-i Ḳum, Kum 1350 hş., I-V.

Hüseyin Müderrisî Tabâtabâî, Râhnümâ-yı Coġrâfyâ-yı Târîḫi-yi Ḳum, Kum 1355 hş.

M. Bazin, “En Islam shiite, le pèlerinage de Ghom”, Iran: Journal of the British Institute of Persian Studies, London 1972, s. 37-41.

a.mlf., La vie rurale dans la région de Qom, Paris 1974.

a.mlf., “Le travail du tapis dans la région de Qom (Iran central)”, Bulletin de la société languedocienne de géographie, VII (1973), s. 83-92.

a.mlf., “Quelques données sur l’alimentation dans la région de Qom”, , II/2 (1973), s. 243-253.

a.mlf., “Qom, ville de pèlerinage et centre régional”, Revue Géographique de l’Est, XIII/1-2, Nancy 1973, s. 77-136.

İbrâhim el-Mûsevî ez-Zencânî, Cevle fî emâkini’l-muḳaddese, Beyrut 1405/1985, s. 173-202.

M. Siroux, “Le Kal’é Dukhtar de Kumm”, At̲h̲ār-é Īrān, III, Paris 1938, s. 113-120.

A. K. S. Lambton, “Qum: The Evolution of a Medieval City”, , II (1990), s. 322-339.

Cl. Huart, “Kum”, , VI, 981.

J. Calmard, “Ḳum”, , V, 369-373.

M. Hüseyin el-A‘lemî el-Hâirî, “Ḳum”, Dâʾiretü’l-maʿârifi’ş-Şîʿiyyeti’l-ʿâmme, Beyrut 1413/1993, XIV, 385-390.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2002 yılında Ankara’da basılan 26. cildinde, 361-362 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER