MADAGASKAR - TDV İslâm Ansiklopedisi

MADAGASKAR

Madde Planı
I. FİZİKÎ ve BEŞERÎ COĞRAFYA
II. TARİH
III. ÜLKEDE İSLÂMİYET
Müellif: DAVUT DURSUN
MADAGASKAR
Müellif: DAVUT DURSUN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2003
Erişim Tarihi: 21.12.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/madagaskar
DAVUT DURSUN, "MADAGASKAR", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/madagaskar (21.12.2024).
Kopyalama metni

Afrika’dan Mozambik Boğazı ile ayrılan Madagaskar’ın (Malagasy, Madagaskar Demokratik Cumhuriyeti) yüzölçümü 587.041 km2, nüfusu 15.243.100 (2003 tah.), başşehri Antananarivo (Tananarive, 895.300), diğer büyük şehirleri Toamasina (Tamatave, 173.700), Antsirabe (158.900), Fianarantsoa (137.700), Mahajanga (Majunga, 134.600) ve Toliara (Tuléar, 101.900) Antseranana’dır (Diégo-Suarez, 74.400).

I. FİZİKÎ ve BEŞERÎ COĞRAFYA
Yeryüzü şekilleri bakımından ada doğuda ortalama 50 km. genişliğinde alüvyonlu ovalarla kaplı dar kıyı şeridi, ortada yüksekliği 2000 metreye kadar varan bir plato (en yüksek yeri 2876 metrelik Maromokotro doruğu) ve batıda 95-200 km. genişliğindeki alçak ovalarla platolar olmak üzere üç bölgeye ayrılır. Ortadaki yüksek bölge doğu sahiline dik, batı sahiline kademeler halinde tedrîcî bir eğimle iner. Kuzeyi ile doğusu gür ormanlarla kaplı olan adanın alize rüzgârlarına açık, bol yağmur alan doğu bölgesinde sıcak ve rutubetli bir iklim hüküm sürer. Batı bölgesinde yağmurlar daha az, ortadaki yayla bölgesinde ise iklim serin ve yaşamaya daha uygundur. Adadaki en önemli akarsular Ivondro, Maningory, Mananare, Betsiboka, Mangoky ve Faraony’dir.

Madagaskar halkı başlıca on sekiz etnik gruba mensuptur. Bunların büyük bir bölümü farklı tarihlerde Endonezya’dan, özellikle Sumatra’dan gelen Malay-Endonezya topluluklarına dayanır. En büyük etnik grup (% 26) adanın her yerinde görülen Merinalar’dır (Hovalar); onları yine Endonezya kökenli Betsimisarakalar, Betsileolar ve Tsimihetiler ile Doğu Afrika’dan gelen Bantu kökenli Sokalavalar ve Antampatranalar takip eder. Bunların dışında Arabistan, Hindistan, Çin ve Komor adalarından gelen halklar da vardır. Dışarıdan gelenler zamanla birbirlerine karışmış ve melez topluluklar oluşturmuştur. Halk arasında genellikle Malgaş (Malagazi) dilinin çeşitli lehçeleri konuşulur; bunlardan Merina (Hova) Fransızca’nın yanında ülkenin ikinci resmî dili olarak kabul edilmiştir. Sömürge idaresine kadar bu dil bazılarında değişikliğe gidilmiş Arap harfleriyle yazılıyordu; Fransızlar bu yazının yerine Latin alfabesini yerleştirdiler. Ülke nüfusunun yarıya yakını animist, % 40 kadarı hıristiyan (% 60’ı Katolik, % 40’ı Protestan) ve oranlarının yaklaşık % 10 olduğu tahmin edilen müslümanlardan oluşmaktadır. XVI. yüzyılın başlarında adaya gelen Portekizli rahiplerin gayretiyle yayılmaya başlayan Hıristiyanlık XIX. yüzyıla kadar sınırlı bölgelerde tutunabilmiş, özellikle sömürge idaresi döneminde ülkenin her tarafına yayılmıştır.

Dünyanın en fakir ülkeleri arasında yer alan Madagaskar’da tarım ön planda olmakla beraber modern usuller uygulanmadığından verim düşüktür. Irmak ve göl kenarlarında pirinç ziraatı yapılır. Manyok, patates, yer fıstığı ve sebzenin dışında kahve, kakao, hindistan cevizi, şeker kamışı, tütün ve çeşitli baharat türleri yetiştirilir. Sanayi sektöründe daha çok tekstil, çimento, sigara ve şeker fabrikaları, birkaç makine fabrikası ve Toamasina’da bir petrol rafinerisi vardır. Adanın çeşitli yerlerinde boksit, kömür, demir, nikel, grafit, mika gibi yer altı zenginlikleri bulunmakta, fakat bunların ancak bir kısmı işletilebilmektedir. Adanın dağlık oluşu yol yapımını zorlaştırmaktadır. Buna bağlı olarak ulaşım ve taşımacılık fazla gelişmemiştir; sadece toplam 54.200 km. karayolu, 1054 km. demiryolu mevcuttur. Başşehirdeki havaalanı ile Toamasina ve Mahajanga limanları uluslararası niteliktedir. Dışarıya başlıca kahve, vanilya, şeker, maden filizi, karanfil ve petrol ürünleri satılırken dışarıdan kimyevî maddeler, ham petrol, makine, elektrik malzemeleri ithal edilir; Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Topluluğu üyeleri, Rusya ve Japonya en çok ticaret yapılan ülkelerdir.

II. TARİH
Adanın ilk sakinlerinin daha sonraları da zaman zaman buraya göç eden Doğu Afrikalılar’la Endonezyalılar olduğu anlaşılmaktadır. İslâm’ın doğuşunun ardından müslüman tüccarlar gelerek özellikle adanın kuzeybatı, güneydoğu ve doğu kıyılarında ticaret merkezleri kurdular. Müslüman coğrafyacıların Cezîretülkumr, Doğu Afrikalı Bantular’ın Bukini ve Portekizliler’in San Lorenzo (Saint Laurent) dedikleri adadan ilk defa oraya gitmemiş olan Marco Polo duyduğu şekle göre Madeigascar adıyla bahsetmiştir (, VII, 123-124). XIX. yüzyıla kadar Güney Arabistanlı denizciler ve XVI-XVII. yüzyıllarda Portekizli tarihçiler Cezîretülkumr adını kullanmışlardır, bu ad halen Komor adalarında yaşamaktadır. Adayla ilgili ilk ayrıntılı bilgileri veren coğrafyacı Şerîf el-İdrîsî (ö. 560/1165), Nüzhetü’l-müştâḳ’ında Cezîretülkumr’un Reybehât adalarından yedi günlük uzaklıkta olduğunu bildirmekte, halkının yaşayışı hakkında bilgi vermekte ve onların dilinden anladıkları Zenc ülkesine giderek mallarını sattıklarını söylemektedir (Géographie d’Édrisi, I, 59-70). Yâkūt da Kumr’un Zenc denizinin ortasındaki adaların en büyüğü olduğunu, adada birçok şehrin ve birbiriyle savaş halinde birtakım krallıkların bulunduğunu, sahillerinden amber toplandığını ve burada yaprağı güzel kokulu “kumârî” bitkisinin yetiştiğini haber vermektedir (Muʿcemü’l-büldân, IV, 397). XIII. yüzyılın sonlarına doğru adanın durumunu anlatan İbn Saîd el-Mağribî halkının Çinliler’le akraba olduğunu, aralarında anlaşmazlık çıkınca buraya gelip Kumriya adlı şehre yerleştiklerini ve sayıca çoğaldıktan sonra adanın diğer yerlerine dağıldıklarını yazmaktadır (Ferrand, Relations de voyages, s. 316-321). Daha sonra Şeyhürrabve ed-Dımaşkī, Ebü’l-Fidâ, Makrîzî, İbn Mâcid ve Süleyman el-Mehrî gibi coğrafyacılar Cezîretülkumr hakkında çeşitli bilgiler vermişlerse de bu bilgilerin bir kısmı yanlış, bir kısmı da öncekilerin tekrarı niteliğindedir.

Avrupalı sömürgeci devletler Madagaskar’dan XVI. yüzyılın başlarında haberdar oldular ve Hindistan denizyolu üzerinde bulunması sebebiyle taşıdığı stratejik önemden dolayı hâkimiyetini ele geçirebilmek için birbirleriyle üç asır süren bir mücadele içine girdiler. Bu zaman zarfında özellikle köle ticaretinin buraya çektiği Avrupalı tüccarlar, maceraperestler ve misyonerler sahil bölgelerinde bazı antrepo ve yerleşim merkezleri kurdular. Madagaskar’ın sömürgeleştirilmesi XVII. yüzyılın ortalarında Fransa tarafından gerçekleştirildi. Önce Société Française de l’Orient 1643’te Fort-Dauphin’de (Faradofay) elde ettiği araziyi 1686’da devlete devretti; fakat Fransa’nın o dönemde adayla herhangi bir resmî ilişkisi olmadı. Bu tarihlerde adada Hollanda ve İngiltere’nin de bazı küçük yerleşim merkezleri vardı. 1750’de Fransa, Betsinisaraka kabileleri birliğinin reisiyle bir antlaşma imzalayarak doğu sahili karşısındaki Nosy Boraha (St. Marie) adasını hâkimiyetine aldı. XVIII. yüzyılın ikinci yarısında orta bölgedeki Merinalar Madagaskar’da siyasî birlik kurdular; daha sonra Kral I. Radama (1810-1828) adanın 2/3’üne hâkim oldu. XIX. yüzyılda İngiltere ve Fransa arasındaki rekabet son haddine vardı. Kral I. Radama adada Fransız yayılmasını önlemek için İngiltere’nin desteğini istedi ve ülkesini hıristiyan din ve kültürüne açmayı kabul etti; bundan sonra Protestan misyonerler adaya geldiler. Radama’nın ölümünün ardından yerini alan karısı I. Ranavalona (1828-1861) yabancılarla bütün ilişkilerini keserek misyonerleri adadan kovduğu gibi İngiltere ve Fransa’nın saldırılarını da püskürttü. Fakat yerine geçen II. Radama (1861-1863) bütün limanları açarak Avrupalılar’ın adaya gelmesine izin verdi; bunun üzerine Fransız Katolik ve İngiliz Protestan misyonerleri rekabet halinde adaya akın ettiler. Daha sonra Kraliçe Rozoherina (1863-1868) İngiltere ile himaye antlaşması imzaladı; Kraliçe II. Ranavalona ise (1868-1883) Protestanlığı kabul etti. Aynı yıl Fransızlar Merinalar’ı yenilgiye uğratarak Majunga ile Tamatave’yi işgal ettiler. 1885’te imzalanan bir antlaşmayla Diégo-Suarez ve Tananarive’ye yerleşen Fransızlar, 1890’da Merinalar’ın son hükümdarı Kraliçe III. Ranavalona’yı (1883-1897) Fransa’nın himayesi altına girmeye mecbur bıraktılar ve 27 Ocak 1897’de de yönetime el koyup kendisini yurt dışına sürdüler.

Sömürge yönetimi adadaki siyasî ve idarî yapıyı tamamen, dinî yapıyı büyük ölçüde değiştirdi. Ekonomi Fransa’nın ihtiyaçlarına göre düzenlenerek kahve, vanilya, tütün, kauçuk gibi ürünlerin yetiştirilmesine öncelik verildi, bu arada halk Hıristiyanlığı kabul etmeye zorlandı. II. Dünya Savaşı sırasında İngiltere tarafından işgal edilen ada (1942) 1943’te De Gaulle’ün denetimine geçti. 1945’te otuzu Fransız, otuzu yerli olmak üzere altmış üyeden oluşan bir temsilciler meclisi açıldı. 1947 ve 1948’de Fransızlar’la yerli halk arasında kanlı çatışmalar çıktı. Savaştan sonra kurulan bağımsızlık yanlısı örgütler halktan büyük destek gördüler. 1957’de özerklik verilen Madagaskar, 14 Ekim 1958 tarihinde özerk cumhuriyet olarak Fransız Ülkeler Topluluğu’na katıldıysa da bu gelişmeler bağımsızlık isteklerine cevap vermedi; nihayet ada, ilk anayasanın hazırlanmasından (1959) sonra 26 Haziran 1960 tarihinde bağımsızlığını kazandı. Bağımsızlığın ardından ülkeye istikrarsızlık hâkim oldu. 1958’de devlet başkanlığına seçilen ve Fransa ile geniş iş birliğine giren Philibert Tsiranana’nın yönetimine karşı 1967’de yoğun bir muhalefet başladı ve 1971’de başşehirdeki üniversite öğrencilerinin boykotu ciddi sıkıntılara yol açtı. Tsiranana, hükümeti feshederek bütün yetkileri genelkurmay başkanı General Ramanantsoa’ya verdi. 1959 anayasası yürürlükten kaldırılarak ekonomi, eğitim ve dış ilişkilerde politika değişikliğine gidildi. 1973’te Fransa ile yapılmış olan eski iş birliği antlaşmaları iptal edildi; yabancı askerler ülkelerine gönderilirken ülke Fransız etki alanından uzaklaştı. 31 Aralık 1975’te Madagaskar Demokratik Cumhuriyeti kuruldu ve devrim yüksek konseyi başkanı Didier Ratsiraka cumhurbaşkanı oldu. Yeni anayasanın kabul edilmesinin (30 Aralık 1975) ardından Marksist-Maoist bir rejimin yerleştirilmesine çalışıldı ve öncelikle bazı temel sektörler devletleştirildi; ancak ekonomik ve siyasî karışıklıkların sonu gelmedi. 1980’li yıllarda artan sorunlar karşısında baskıcı yöntemlere başvuran Ratsiraka 1991’de dönemin en ciddi muhalefetiyle karşılaştı ve anayasanın değiştirilerek çok partili demokratik rejime geçilmesini kabul etmek zorunda kaldı. İstifa eden sosyalist hükümetin yerine muhalefet tarafından kurulan liberal hükümet geldi. 1992 başında yeni bir anayasa hazırlamak üzere bir kurucu meclis oluşturuldu. Yeni anayasaya göre yapılan 25 Kasım 1992 ve 10 Şubat 1993 seçimlerini kazanan muhalefetin adayı Albert Zafy cumhurbaşkanı oldu.

III. ÜLKEDE İSLÂMİYET
Câhiliye döneminden beri Araplar’ın ticaret yaptıkları Komor adaları, Doğu Afrika sahilleri ve Madagaskar’a İslâmiyet I. (VII.) yüzyılda girdi. III (IX.) yüzyılda Basra körfezi çevresinden gelen Arap ve Acem müslümanların adanın kuzeybatı ve güneydoğusuna yerleşerek buralardaki idareci sınıf ailelerinin kızlarıyla evlenmeleri İslâmî varlığı güçlendirdi. Adanın güneydoğusuna gelenlerin yerlilerle kaynaşmasına mukabil kuzeybatısına yerleşenler etnik kimliklerini korumayı başardılar; halen bu bölgedeki bazı şehirlerde küçük Arap topluluklarına rastlanmaktadır. İslâmiyet’i ilk önce kabul eden yerliler adanın güneydoğusunda yaşayan Antemorona kabilesi mensuplarıdır. Daha sonraki asırlarda Doğu Afrika’dan ve Komor adalarından gelen müslümanlar da batı ve kuzey bölgelerine yerleştiler; ayrıca Arabistan’dan, Körfez bölgesinden ve özellikle Güneydoğu Asya ile Çin ve Hindistan’dan büyük gruplar geldi. Bugün ada nüfusunun yaklaşık onda birini teşkil eden müslümanlar genellikle sahillerde ve sahile yakın kesimlerde toplanmışlardır ve oturdukları yerler beş ayrı bölge oluşturmaktadır. Bunların birincisi Arap kökenli müslümanların bulunduğu güneybatı, ikincisi Umanlılar’la Basra körfezinden gelen tüccarların yerleştiği kuzeydoğu, üçüncüsü, daha çok Komor adalarından gelen müslümanların oturduğu kuzeybatıdaki Majunga (Mahajanga) şehri ve çevresi, dördüncüsü tarihte Mozambik’e gidip gelen müslüman denizcilere hizmet vermiş bir liman şehri olan doğu kıyı şeridindeki Manakara, beşincisi de güneydoğudaki Endonezya adalarıyla Malay’dan gelen ve daha sonra bir bölümü orta bölgedeki Tananarive’ye giden müslümanların yerleştiği Fort-Dauphin (Faradofay) ve çevresidir. Adadaki müslüman halkın başta gelen teşkilâtı, 1975’te Majunga’da kurulan ve ülkenin çeşitli yerlerinde şubeleri bulunan eğitim amaçlı Fikambanan’ny Silamo Malagasy’dir. İkinci önemli teşkilât başşehir Antananarivo’daki, başlıca faaliyeti hafta sonlarında Kur’an, hadis ve Arapça kursları düzenlemek olan Centre Pour la Propagation d’Islam’dır. 1982’de Morondava’da kurulan Mission Islamique ülkedeki tek Şiî teşkilâtıdır ve amacı İsnâaşeriyye’yi geliştirmektir. Bunların dışında Association d’Etudiants Musulmans de Madagascar (1986) ve Association d’Etudiants Islamique de Madagascar (1987) adlı iki öğrenci derneği faaliyet göstermektedir.


BİBLİYOGRAFYA

Şerîf el-İdrîsî, Géographie d’Édrisi (trc. Pierre-Amédée Jaubert), Paris 1836, I, 59-70.

, IV, 397.

G. Ferrand, Les musulmans à Madagascar et aux îles Comores, Paris 1891.

a.mlf., Relations de voyages et textes géographiques arabes, persans et turks relatifs à l’extrême-orient du VIIIe au XVIIIe siècles, Paris 1913-14, s. 316-321.

a.mlf., Études sur la géographie arabo-islamique (ed. Fuat Sezgin), Frankfurt am Main 1986, I, 1-50.

a.mlf., “Madagaskar”, , VII, 123-135.

a.mlf. – P. Vérin, “Madagascar”, , V, 939-945.

E. Sih, The History of Black Africa (trc. S. Simon), Budapest 1966-74, I, 185-188, 277-281; III, 105-106; IV, 265-274.

Türkkaya Ataöv, Afrika Ulusal Kurtuluş Mücadeleleri, Ankara 1977, s. 520-524.

F. Esoavelomandroso, “Madagascar et les îles avoisinantes du XIIe au XVIe siècle”, Histoire générale de l’Afrique, Paris 1985, IV, 651-668.

M. Esoavelo-mandroso, “Madagascar de 1880 à 1939: Initiatives et réactions africaines à la conquête et à la domination coloniales”, a.e., Paris 1987, VII, 245-271.

“Madagascar”, Africa South of the Sahara 1992, London 1991, s. 616-637.

Aydoğan Köksal, Afrika: Genel ve Ülkeler Coğrafyası, Ankara 1999, s. 132-163.

H. Rusillon, “Islam in Madagascar”, , XII/4 (1922), s. 386-389.

J. Walker, “Islam in Madagascar”, a.e., XXII/4 (1932), s. 393-397.

S. M. Zwemer, “Islam in Madagascar a Blind Spot”, a.e., XXX (1940), s. 151-167.

Ömer Tal‘at Zehrân, “el-İslâm fî Madaġasḳar”, , XXII (1950), s. 555-559.

R. K. Kent, “How France Acquired Madagascar”, Tarikh, II/4, Nigeria 1969, s. 1-19.

Abul Fadl Mohsin Ebrahim, “The Progress of Islam in Madagascar”, al-ʿIlm, X, Durban 1990, s. 72-78.

Besim Darkot, “Madagaskar”, , VII, 120-124.

“Madagascar”, , X, 272-279.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2003 yılında Ankara’da basılan 27. cildinde, 298-300 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER