https://islamansiklopedisi.org.tr/maksur-ve-memdud
Arapça’da kelimenin sonunda bulunan ve önü fetha olan elife “maksûr elif”, bu harf ile biten isim ve sıfatlara da “maksûr isimler” adı verilir. Maksûr elif ya uzatan elif ya da önü fetha olan yâ şeklinde yazılır. Maksûr elifin bazan uzun elif, bazan da yâ şeklinde yazılması belli kurallara bağlıdır. Kelime sonundaki elif-hemzeye (اء) “memdûd elif”, böyle isim ve sıfatlara da “memdûd isimler” denir.
Lugat ve gramer âlimleri ilk devirlerden itibaren maksûr ve memdûd isimlerle sıfatların müennes veya müzekker, münsarif veya gayri münsarif olduklarının belirlenmesi, tesniye ve cemi hallerinde eliflerin dönüşüme uğraması yahut aynen kalması üzerinde durmuşlar, bu konular ve elifin az veya çok uzatılmasına göre şekillenmesinden ortaya çıkan zorluklar üzerine “el-maksûr ve’l-memdûd” vb. adlar taşıyan risâleler kaleme almışlardır. Bu risâlelerde ayrıca kelimelerin anlam ve kullanım özellikleriyle kullanım kuralları incelenmiştir.
Bu tür kelimelerin bir araya toplanıp açıklandığı risâleler, II. (VIII.) yüzyılda telifine başlanan konu sözlüklerinin de bir bölümünü oluşturmuştur. Bir kısmı alfabetik olarak, bir kısmı da ilk harfinin mahrecine göre tertip edilen ve İbn Düreyd’in el-Maḳṣûre’si ile İbn Mâlik et-Tâî’nin eseri dışında diğerleri mensur olan bu risâlelerin müellifleri arasında Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ, Asmaî, Kāsım b. Sellâm, İbnü’s-Sikkît, Ebû Hâtim es-Sicistânî, Müberred, Mufaddal b. Seleme, Zeccâc, İbn Keysân, Muhammed b. Cerîr et-Taberî, İbn Düreyd, Muhammed b. Osman el-Ca‘d, Niftaveyh, Ahmed b. Vellâd, Ebû Ali el-Kālî, Ebû Ali el-Fârisî, İbnü’l-Kûtıyye, İbn Hâleveyh, İbn Dürüsteveyh, İbn Cinnî, İbn Sîde, Ahmed b. Muhammed el-Hazzâz, Ebü’l-Muzaffer İbn Hübeyre, Ebû Bekir İbnü’l-Enbârî, Kemâleddin el-Enbârî ve İbn Mâlik et-Tâî’nin adı zikredilebilir. İbn Düreyd’in el-Maḳṣûre’si İstanbul (1300), Kahire (1324) ve Dımaşk’ta (1928) şerhiyle birlikte basılmış, Mehdî Ubeyd Câsim tarafından ilmî neşri gerçekleştirilmiş (el-Mevrid, XIII/1, Bağdad 1984, s. 183-200, İbn Hişâm el-Lahmî şerhiyle birlikte), üzerine birçok şerh yazılmıştır (Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 1807-1808). Bunlardan Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ (nşr. Abdülilâh Nebhân – M. Hayr el-Bikāî, Dımaşk 1983), Ahmed b. Vellâd (nşr. Brûnleh, Leiden 1900; Kahire 1326/1928), Niftaveyh (nşr. Hasan Şâzelî Ferhûd, Kahire 1980), İbnü’l-Enbârî (nşr. Atıyye Âmir, Beyrut 1962) ve İbn Mâlik’in (nşr. Şinkītî, Kahire 1329) risâleleri zikredilebilir.
BİBLİYOGRAFYA
Müberred, el-Muḳteḍab (nşr. M. Abdülhâliḳ Uzayme), Kahire 1386/1966, III, 78-88.
İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Şüveymî), s. 250, 264, 267, 277, 278, 284, 304, 331, 337, 339, 370, 374, 384.
İbn Yaîş, Şerḥu’l-Mufaṣṣal, Beyrut, ts. (Âlemü’l-kütüb), VI, 36-42.
İbn Hişâm en-Nahvî, Evḍaḥu’l-mesâlik ilâ Elfiyyeti İbn Mâlik (nşr. M. Muhyiddin Abdülhamîd), Beyrut 1987, s. 295-297.
a.mlf., Şerḥu Şüẕûri’ẕ-ẕeheb (nşr. M. Muhyiddin Abdülhamîd), Kahire 1385, s. 65.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 1461-1462, 1807-1808.
Ahmed Nasîf Câsim, ed-Dirâsâtü’l-luġaviyye ve’n-naḥviyye fî Mıṣr, Kahire 1977, s. 246-255.
a.mlf., “Es̱erü’l-maḳṣûr ve’l-memdûd li’bn Vellâd fi’l-ḥareketi’l-luġaviyye”, Mecelletü Âdâbi’l-Müstanṣıriyye, II, Musul 1977, s. 9 vd.
Ahmed eş-Şerkāvî İkbâl, Muʿcemü’l-meʿâcim, Beyrut 1407/1987, s. 272-279.