https://islamansiklopedisi.org.tr/mehdevi
Aslen Kayrevan yakınlarındaki Mehdiye’den olup 430 (1039) yılı civarında Endülüs’e yerleşti. Diğer kaynakların aksine Muʿcemü’l-üdebâʾda (V, 39) künyesi ve isim zinciri Ebü’l-Kāsım Ahmed b. Muhammed b. Ammâr b. Mehdî b. İbrâhim şeklinde verilmekte, ayrıca Hamîdî nisbesiyle zikredilmektedir. Mehdevî, annesi tarafından dedesi Mehdî b. İbrâhim’den ve İbn Süfyân’dan Kur’an ve kıraat dersleri aldı; Mekke’de Ebü’l-Hasan Ahmed b. Muhammed el-Kantarî’den bu ilimde faydalandı; Ebü’l-Hasan el-Kābisî’den rivayette bulundu. Kendisinden Endülüs’te Ebü’l-Velîd Gānim b. Velîd el-Mâlikî, Ebû Abdullah Muhammed b. Abdullah el-Mutarrifî ve diğerleri istifade ettiler. Fıkıhta Mâlikî olarak bilinen Mehdevî’nin ölüm tarihini Safedî 440 (1048-49) diye verirken Zehebî “430’dan (1039) sonra” demekle yetinmiş, Süyûtî ise Ṭabaḳātü’l-müfessirîn’de (s. 19) 430 yılı civarı, Buġyetü’l-vuʿât’ta (I, 351) 440 (1048-49) şeklinde kaydetmiştir.
Özellikle kıraat ilmi ve Arap dilindeki üstünlüğüyle tanınan Mehdevî, İbn Mücâhid’in Kitâbü’s-Sebʿa’sında kıraatleri yedi ile sınırlandırmasına karşı çıkmış, onu gereksiz bir iş yaparak kafaları karıştırmakla suçlamıştır. Zira konunun uzmanı olmayanlar, İbn Mücâhid’in kitabında yer alan yedi kıraati Kur’an’ın nâzil olduğu bildirilen yedi harf zannetme yanılgısına düşmüştür. Mehdevî’ye göre kıraat imamlarının râvilerini iki ile sınırlandırmak ve kıraat farklılıklarını bu iki râvinin naklettiklerinden ibaretmiş gibi göstermek de doğru değildir (Enderâbî, s. 31-32). İbn Atıyye el-Endelüsî, Kurtubî ve Ebû Hayyân el-Endelüsî tefsirlerinde, Ebû Şâme el-Makdisî el-Mürşidü’l-vecîz’de, İbnü’l-Cezerî başta en-Neşr olmak üzere diğer bazı kitaplarında, İbn Hacer el-Askalânî Fetḥu’l-bârî’de, bir kısım müellifler tefsir ve kıraate dair eserlerinde Mehdevî’nin kitaplarından yararlanmışlardır (örnekler için bk. Şerḥu’l-Hidâye, neşredenin girişi, I, 79-82).
Eserleri. 1. el-Hidâye ilâ meẕâhibi’l-ḳurrâʾi’s-sebʿa (el-Hidâye fi’l-ḳurrâʾi’s-sebʿ). İbnü’l-Cezerî’nin en-Neşr’inin kaynakları arasında yer alan eser bizzat müellifin belirttiğine göre (a.g.e., I, 3) meşhur yedi kıraate dair muhtasar bir çalışmadır. Mikrofilmi çekilemeyecek kadar yıprandığı anlaşılan bir nüshasının günümüze ulaştığı belirtilmektedir (a.g.e., neşredenin girişi, I, 86).
2. Şerḥu’l-Hidâye (Taʿlîlü’l-ḳırâʾâti’s-sebʿ, el-Muvażżıḥ fî taʿlîli [vücûhi]’l-ḳırâʾât). Bir önceki eserin şerhi olan bu çalışmasında müellif yine muhtasar olarak kıraatlerin illetlerini açıklamıştır (nşr. Hâzim Saîd Haydar, I-II, Riyad 1416/1995; eser üzerinde yapılan diğer çalışmalar için aş.bk.).
3. el-Kifâye fî şerḥi maḳāriʾi’l-Hidâye. Günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmemektedir. Müellifin Hicâʾü meṣâḥifi’l-emṣâr ve Beyânü’s-sebebi’l-mûcib li’ḫtilâfi’l-ḳırâʾât adlı eserlerinin bu kitabın bölümleri olduğu ileri sürülmüştür (a.g.e., neşredenin girişi, I, 99, 101).
4. et-Tafṣîlü’l-câmiʿ li-ʿulûmi’t-tenzîl (Tefsîrü’l-Mehdevî). Bu çalışmanın Enfâl sûresinin sonuna kadar olan I. cildinin bir nüshası Beyazıt Devlet (nr. 605), Enbiyâ sûresinin 71. âyetinden Ankebût sûresinin sonuna kadar olan IX. cildinin nüshası Süleymaniye (Yazma Bağışlar, nr. 1051) kütüphanelerinde, Tefsîrü’l-Ḳurʾân ve Tefsîrü’l-Mehdevî adlarıyla kayıtlı diğer nüshaları ise Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye’de (nr. 504, 505) bulunmaktadır (çeşitli bölümlerine ait nüshalar için bk. a.g.e., neşredenin girişi, I, 89-90; Brockelmann, GAL Suppl., I, 730; Hasan Hüsnî Abdülvehhâb, s. 122).
5. et-Taḥṣîl li-fevâʾidi Kitâbi’t-Tafṣîli’l-câmiʿ li-ʿulûmi’t-tenzîl. Bir önceki eserin muhtasarı olan ve Emîr Mücâhid el-Âmirî’nin isteği üzerine yazılan eserin bir nüshası Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde (Emanet Hazinesi, nr. 562), iki tam, bir eksik nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde (Amcazâde Hüseyin Paşa, nr. 10-12; Murad Buhârî, nr. 18; Yûsuf Ağa, nr. 4 [En‘âm sûresinin sonuna kadar olan I. cilt]) kayıtlıdır (diğer bazı ciltleri ve bölümlerine ait nüshalar için bk. Şerḥu’l-Hidâye, neşredenin girişi, I, 93-95; Beyânü’s-sebebi’l-mûcib, neşredenin girişi, s. 12).
6. Ẓâʾâtü’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm. Kur’an’da geçen ve içinde zâ harfi bulunan kelimelerin dört beyitte bir araya getirildiği bir manzume olup Ebü’t-Tâhir İsmâil b. Ahmed b. Ziyâdetullah et-Tücîbî tarafından yapılan şerhi, Ebü’l-Kāsım Sa‘d b. Ali ez-Zencânî’nin el-Farḳ beyne’ẓ-ẓâʾ ve’ḍ-ḍâd adlı çalışmasıyla birlikte Muhammed Saîd el-Mevlevî’nin tahkikiyle ve Kitâbü Ẓâʾâti’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm ismiyle neşredilmiştir (Beyrut 1411/1991). Mehdevî’nin beyitleri ayrıca Muhammed b. Ali b. Mûsâ el-Mahallî tarafından şerhedilmiş olup bu şerhin bir nüshası Medine’de Ârif Hikmet Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (nr. 39).
7. Hicâʾü meṣâḥifi’l-emṣâr. Hz. Osman’ın istinsah ettirip çeşitli merkezlere gönderdiği mushaf nüshalarının imlâ özellikleriyle bu nüshalar arasındaki bazı yazım farklılıklarının ele alındığı eser Muhyiddin Abdurrahman Ramazan’ın tahkikiyle Mecelletü Maʿhedi’l-maḫṭûṭâti’l-ʿArabiyye içinde neşredilmiştir (XIX/1 [Kahire 1393/1973], s. 53-141).
8. Beyânü’s-sebebi’l-mûcib li’ḫtilâfi’l-ḳırâʾât ve kesreti’ṭ-ṭuruḳ ve’r-rivâyât. Kur’an’ın yedi harf üzere nâzil olduğunu bildiren hadisin (bk. el-AHRUFÜ’s-SEB‘A) ve konuyla ilgili diğer bazı rivayetlerin ele alındığı risâle, Hâtim Sâlih ed-Dâmin’in tahkikiyle önce Mecelletü Maʿhedi’l-maḫṭûṭâti’l-ʿArabiyye içinde (XXIX/1 [Küveyt 1985], s. 127-162), daha sonra Erbaʿatü kütüb fî ʿulûmi’l-Ḳurʾân adıyla yayımlanan (Beyrut 1418/1998) diğer üç risâle ile birlikte neşredilmiştir.
9. Cüzʾ muḫtaṣar fi’l-beyâni ʿani’n-nuṭḳı bi-ḥurûfi’l-muʿcem.
10. Nübẕe mine’l-Kitâbi’l-Müsemmâ Naḥleti’l-lebîb bi-aḫbâri’r-riḥle ile’l-ḥabîb (son iki eser için bk. Brockelmann, GAL Suppl., I, 730).
Kaynaklarda Mehdevî’ye nisbet edilen diğer eserler de şunlardır: el-Burhân ʿan ʿulûmi’l-Ḳurʾân (Mekke’de kaleme alındığı belirtilmiştir), Kitâb fî ʿadedi’l-ây, Riyyü’l-ʿâṭış ve ünsü’l-vâḥiş. Keşfü’ẓ-ẓunûn’da (I, 520) Ca‘berî’den naklen Mehdevî’nin et-Teysîr fi’l-ḳırâʾât adlı bir eserinin bulunduğu belirtilirse de bunun doğru olmadığı, Ca‘berî’nin Kenzü’l-meʿânî fî şerḥi Ḥırzi’l-emânî adlı eserinin sonunda Mehdevî ile ilgili olarak zikrettiği “musannifü’t-Tefsîri’l-kebîr ve’s-sagīr” ifadesinin, kitabın bazı nüshalarında “tefsîr” kelimesi yerine müstensih hatası olarak “teysîr” diye yazılmasından kaynaklandığı belirtilmektedir (Şerḥu’l-Hidâye, neşredenin girişi, I, 96-97). Hediyyetü’l-ʿârifîn’de de (I, 75) İbn Beşküvâl’in eṣ-Ṣıla adlı eseri kaynak gösterilerek Mehdevî’nin et-Teysîr fi’l-ḳırâʾât adlı bir kitabının olduğu belirtilmiş, ancak eṣ-Ṣıla’da böyle bir bilginin bulunmadığı görülmüştür.
Saîd el-Fellâh el-Mehdevî ve Cühûdühû fi’t-tefsîr ve’l-ḳırâʾât adıyla bir doktora tezi (1987, el-Külliyyetü’z-Zeytûniyye li’ş-şerîa ve usûli’d-dîn, Tunus), Hâzim Saîd Haydar el-Muvażżıḥ fî taʿlîli’l-ḳırâʾât li-Ebi’l-ʿAbbâs el-Mehdevî başlığıyla yüksek lisans tezi (1408, el-Câmiatü’l-İslâmiyye, Medine) hazırlamış, Abdülkerîm b. Muhammed el-Hasan Bekkâr da el-Mehdevî ve menhecühû fî kitâbihi’l-Muvażżıḥ fî taʿlîli vücûhi’l-ḳırâʾât adıyla bir çalışma yapmıştır (Dımaşk 1990).
BİBLİYOGRAFYA
Mehdevî, Şerḥu’l-Hidâye (nşr. Hâzim Saîd Haydar), Riyad 1416/1995, I, 3; ayrıca bk. neşredenin girişi, I, 55-177.
a.mlf., Beyânü’s-sebebi’l-mûcib li’ḫtilâfi’l-ḳırâʾât ve kes̱reti’ṭ-ṭuruḳ ve’r-rivâyât (nşr. Hâtim Sâlih ed-Dâmin, Erbaʿatü kütüb fî ʿulûmi’l-Ḳurʾân içinde), Beyrut 1418/1998, neşredenin girişi, s. 10-15.
Enderâbî, Ḳırâʾâtü’l-ḳurrâʾi’l-maʿrûfîn (nşr. Ahmed Nusayyif el-Cenâbî), Beyrut 1407/1986, s. 31-32.
İbn Hayr, Fehrese, s. 31, 43-44.
İbn Beşküvâl, eṣ-Ṣıla, I, 86-87.
Yâkūt, Muʿcemü’l-üdebâʾ, V, 39-41.
İbnü’l-Kıftî, İnbâhü’r-ruvât, I, 126-127.
Zehebî, Maʿrifetü’l-ḳurrâʾ (Altıkulaç), II, 761.
Safedî, el-Vâfî, VII, 257.
İbnü’l-Cezerî, Ġāyetü’n-Nihâye, I, 92.
Süyûtî, Ṭabaḳātü’l-müfessirîn, Beyrut, ts. (Dârü’l-kütübi’l-ilmiyye), s. 19.
a.mlf., Buġyetü’l-vuʿât, I, 351.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 360, 459, 462, 520, 940; II, 2040.
Hediyyetü’l-ʿârifîn, I, 75.
Brockelmann, GAL, I, 523-524; Suppl., I, 730.
Ferrâc Atâ Sâlim, Fihrisü’t-tefsîr ve ʿulûmi’l-Ḳurʾân, Mekke 1399, s. 54-55, 59, 262.
Hasan Hüsnî Abdülvehhâb, Kitâbü’l-ʿÖmr fi’l-muṣannefât ve’l-müʾellifîne’t-Tûnisiyyîn (nşr. Muhammed el-Arûsî el-Matvî – Beşîr el-Bekkûş), Beyrut 1990, s. 122-127.