MEKKÛDÎ - TDV İslâm Ansiklopedisi

MEKKÛDÎ

المكّودي
Müellif: MEHMET YAVUZ
MEKKÛDÎ
Müellif: MEHMET YAVUZ
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2003
Erişim Tarihi: 24.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/mekkudi
MEHMET YAVUZ, "MEKKÛDÎ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/mekkudi (24.11.2024).
Kopyalama metni

726 (1326) yılında Fas’ta Benî Mekkûd kabilesine mensup kültürlü ve varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Fas müftüsü Ebû Muhammed Abdullah el-Vângīlî ed-Darîr ve Muhammed b. Ali el-Gırnâtî el-Endelüsî’den öğrenim gördü. Merînîler’in ilim ve kültür alanındaki faaliyetlerinin en verimli döneminde yaşayan Mekkûdî, Medresetü’l-Attârîn ve Medresetü’s-Sıhrîc’de başta dil ilimleri olmak üzere çeşitli alanlarda ders verdi. Fas’ta Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’ını son olarak Mekkûdî okuttu. Ardından el-Kitâb’ın yerini kendisinin şerhettiği İbn Mâlik’in el-Elfiyye’si aldı. Aralarında Merînî Veziri Ebû Zeyd Abdurrahman b. Ahmed el-Kabâilî, Ebû Zeyd Abdurrahman b. Muhammed el-Fâsî el-Câderî ve İbn Merzûk el-Hafîd gibi şahsiyetlerin de bulunduğu çok sayıda öğrenci yetiştirdi. Aynı zamanda didaktik manzumeler kaleme almış bir şair ve dindar bir kimse olan Mekkûdî 11 Şâban 807 (12 Şubat 1405) tarihinde Fas’ta vefat etti.

Eserleri. 1. Şerḥu Elfiyyeti İbn Mâlik. Mekkûdî’nin en çok tanınan eseridir. Mekkûdî el-Elfiyye üzerine biri büyük, diğeri küçük olmak üzere iki şerh yazmayı düşünmüş, bunlardan büyük olanını tamamlayamadığı gibi yazdığı kısımlar da günümüze kadar gelmemiştir. Mevcut eser, Mekkûdî’nin Merînî veziri ve aynı zamanda talebesi olan Abdurrahman b. Hâcib el-Kabâilî’nin isteği üzerine ona ithafen kaleme aldığı küçük şerhidir. Bu eser, el-Elfiyye’nin kırktan fazla şerhi içinde en meşhuru olup yazıldığı tarihten itibaren özellikle Mağrib’de nahiv eğitiminin başta gelen kitabı olmuş, ülkemizin güneydoğusundaki medreselerde de hayli rağbet görmüştür. Şerhedilen beyitlerin aynı zamanda i‘rablarının yapılması, metnin sade ve anlaşılır bir nitelik taşıması, gereksiz açıklama ve yorumlardan kaçınılması eserin başlıca özellikleridir. Mekkûdî, bilhassa Bedreddin İbnü’n-Nâzım ile İbn Ümmü Kāsım diye bilinen Hasan b. Kāsım el-Murâdî’nin şerhlerinden büyük ölçüde yararlanmış, ancak yer yer onlara muhalefet etmiştir. Daha sonra el-Elfiyye’ye şerh yazanlar da onun şerhinden hayli nakiller yapmışlardır. Eser üzerine Ahmed b. Abdülfettâh el-Melevî (Kahire 1279), İbnü’l-Hâc es-Sülemî diye bilinen Ebü’l-Abbas Ahmed b. Muhammed b. Hamdûn (Fas, ts.; Kahire 1315), Muhammed Mehdî b. Muhammed el-Vezzânî el-Fâsî (Fas 1318) gibi âlimler tarafından hâşiyeler yazılmıştır. Birçok defa basılan eseri (Kahire 1279, 1301, 1305, 1354; Fas 1318) Fâtıma er-Râcihî neşretmiştir (I-II, Küveyt 1993).

2. Şerḥu’l-Âcurrûmiyye. İbn Âcurrûm’un nahve dair mukaddimesinin şerhi olup çeşitli baskıları yapılmıştır (Tunus 1292; Kahire 1304, 1309, 1345).

3. Maḳṣûre. Hz. Peygamber’in methine dair 294 beyitlik bu manzume Arap dilindeki maksur isimleri bir araya toplamıştır. Mekkûdî eserini, İbn Düreyd’in Mîkâlîler’i övdüğü el-Maḳṣûre’siyle Hâzim el-Kartâcennî’nin Tunus Hafsî Hükümdarı I. Müstansır’ı methettiği el-Maḳṣûre’sine nazîre olarak yazmıştır. Maḳṣûre üzerine Mekkî b. Muhammed er-Rabatî, Fazl et-Tıtvânî ve Abdullah Kennûn birer şerh yazmıştır.

4. el-Basṭ ve’t-taʿrîf fî ʿilmi’t-taṣrîf. 400 beyitten oluşan sarf ilmine dair didaktik bir manzumedir (Rabat, el-Hizânetü’l-âmme, nr. 2796). Ebû Abdullah Muhammed b. Muhammed ed-Delâî’nin Fetḥu’l-laṭîf fî ʿilmi’t-taṣrîf’i (Fas 1315, 1316) manzumeye dair yazılan şerhlerin en meşhurudur.

5. Risâle fî vaṣfi’ẓ-ẓarâfe. Zarafet kelimesinin Arapça olup olmadığına dair sorulan bir soruya cevap olarak kaleme alınan eserde müellif kelimenin aslını anlatmıştır (el-Hizânetü’l-âmme, nr. 2581).

Mekkûdî’nin kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: Şerḥu’l-Maḳṣûr ve’l-memdûd li’bni Mâlik, ʿUmdetü’l-lisân fî maʿrifeti ferâʾiżi’l-aʿyân, Naẓm fi’l-muʿreb mine’l-elfâżi’l-ʿacemiyye.


BİBLİYOGRAFYA

Mekkûdî, Şerḥu’l-Mekkûdî ʿalâ Elfiyyeti İbn Mâlik (nşr. Fâtıma er-Râcihî), Küveyt 1993, I, 74-75; ayrıca bk. neşredenin girişi, I, 10-56.

, III, 97.

, II, 83.

Bedreddin el-Karâfî, Tevşîḥu’d-Dîbâc (nşr. Ahmed Şüteyvî), Beyrut 1403/1983, s. 115-116.

İbnü’l-Kādî, Ceẕvetü’l-iḳtibâs, Rabat 1393/1974, II, 403.

a.mlf., , II, 84.

Ahmed Bâbâ et-Tinbüktî, Neylü’l-ibtihâc, Kahire 1351, s. 168-169.

Abdullah Kennûn, Şerḥu Maḳṣûreti’l-Mekkûdî, Kahire 1356/1937, s. 3-8, 87-88.

, I, 524; II, 336.

, VI, 579-586.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2003 yılında Ankara’da basılan 28. cildinde, 578 numaralı sayfada yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER