https://islamansiklopedisi.org.tr/menucihri
Belh’te dünyaya geldiği söylenmekle beraber kendisi doğum yerini şiirlerinde Dâmegān (Dâmgān) olarak belirtmiştir. Genç yaşta yazdığı bir şiirin Mes‘ûd b. Mahmûd dönemine (1030-1041) ait olduğunu söylediğine göre muhtemelen IV. (X.) yüzyılın sonları veya V. (XI.) yüzyılın ilk yıllarında doğmuştur. Tezkirelerde lakabı “şestgele” (altmış sürü sahibi) kaydedilmiştir. Ancak bu lakabın ona ait olmadığını ve bir başka şairle karıştırıldığını söyleyenler de vardır (İA, VIII, 340). Menûçihrî mahlasını almasının sebebi, Cürcân ve Taberistan’da hüküm süren Ziyârî hükümdarlarından Menûçihr b. Kābûs’un sarayına intisap etmiş olmasıdır. Menûçihrî’nin hayatının ilk dönemleri hakkında bilgi yoktur. Avfî, onun çocukluğunda çok zeki olduğunu ve çok şiir ezberlemekle tanındığını belirtmektedir. Şiirlerinden iyi bir eğitim aldığı, dinî ilimler, Arap dili, tıp gibi alanlarda tahsil gördüğü, gençliğinde Cürcân ve Taberistan’da bulunduğu anlaşılmaktadır.
İlk dönemlerini Menûçihr b. Kābûs’un sarayında geçiren Menûçihrî’nin divanında bu padişahı öven kasideleri mevcuttur. Onun ölümü üzerine (411/1020) Rey şehrine gitmiş, buranın ileri gelenlerinden Ali b. Muhammed el-İmrânî hakkında methiye söylemiş ve bu ailenin yanında itibar kazanmıştır. Bu sırada Sultan Mesud’un isteği üzerine şiirlerini ona göndermiş, ardından Gazne şehrine geçmiştir. Menûçihrî 421’den (1030) sonra Gazneliler sarayına girmiş, ancak diğer saray şairleri onun gelişinden memnun kalmayarak saray şairliğine giriş imtihanında kendisine zorluk çıkarmışlardır. Buna rağmen Muhammed b. Mahmûd’un sarayında tarhanlık mevkiine ulaşmıştır. Divanında Gazne sultanlarını övdüğü herhangi bir şiiri yoktur; sadece Mahmûd-ı Gaznevî’nin yeğeni olan, Horasan sipehsâlârı diye nitelendirdiği Muhammed b. Nasr ile ilgili bir musammatı görülmektedir. Menûçihrî’nin divanında 430 (1038-39) yılından sonraki olaylara ait bir kayıt bulunmadığına ve Avfî kısa ömürlü olduğunu söylediğine göre ölüm tarihi 432 (1040-41) olarak kabul edilebilir.
Menûçihrî’nin günümüze 3000 beyitlik bir divanı ulaşmıştır. Divanının daha geniş olduğu söylenir, ancak gençlik dönemine ait bazı şiirleri kaybolmuştur. Tasavvuf ehlinden sayıldığını belirten tezkire yazarları varsa da birçokları bunu kabul etmemiştir. Unsurî’nin hocası Ebü’l-Ferec Segezî’nin talebesi olan Menûçihrî’nin hayatının ilk dönemlerinin geçtiği Dâmegān ve Hazar denizi kıyıları şiir dünyasındaki duygularını etkilemiş, bu sebeple realist tabiat tasvirleri ortaya koymuştur. Birçok Arap şairinin divanını ezberleyen Menûçihrî’nin üslûbunun özelliği, dönemin İran şairleri arasında Arap edebiyatını en iyi bilen şair olmasından ileri gelmektedir. Bilhassa Câhiliye şiirine hâkimiyeti bu şiirin bazı özelliklerinin kendi şiirlerine yansımasına sebep olmuştur. Menûçihrî’nin üslûbunun bir hususiyeti de kısa ve hareketli vezinlere kasidelerinde yer vermesidir. Uzun vezinlerle yazdıklarında da çok defa beyitlerde ara kafiyeler kullanarak bunları yine kısa vezinler kadar hareketli hale getirir. Divanın çoğunluğunu kasideler ve Farsça’da ilk defa yazılan musammatlar oluşturur. Eski basmalarda ona ait olmayan bazı şiirler divanına dahil edilmiştir. Divanın ilk neşrini Rızâ Kulı Han beyitleri kafiyelerine göre düzenleyerek bir mukaddime ile birlikte gerçekleştirmiştir (Tahran 1282, 1295). Divanın ayrıca Muhammed Hüseyin (Tahran 1315) ve Muhammed Debîr-i Siyâkī (Tahran 1347 hş./1968) tarafından yapılan neşirleri vardır. Albin de Biberstein Kazimirski önce divandan seçmeleri (Versailles 1876), ardından tamamını (Paris 1886) Fransızca’ya çevirerek yayımlamıştır. İngilizce çevirisi Jerome W. Clinton tarafından The Diwan of Manūchihrī Dāmghānī: A Critical Study adıyla yapılmıştır (Minneapolis 1972).
BİBLİYOGRAFYA
Menûçihrî, Dîvân-ı Ḥakîm Ebü’n-Necm Aḥmed Menûçihrî Dâmeġānî (trc. ve nşr. A. de Biberstein Kazimirski), Paris 1886.
Avfî, Lübâb, II, 53-55.
Devletşah, Teẕkire, s. 40.
Emîn-i Ahmed-i Râzî, Heft İḳlîm (nşr. Cevâd Fâzıl), Tahran 1341 hş./1962, II, 336-338.
Browne, LHP, II, 153-156.
Storey, Persian Literature, V/1, s. 187-191.
Safâ, Edebiyyât, I, 580-597.
Şiblî Nu‘mânî, Şiʿrü’l-ʿAcem (trc. M. Takī Fahr-i Dâî-yi Gîlânî), Tahran 1363 hş., I, 144-158.
Bedîüzzaman Fürûzanfer, Süḫan ü Süḫanverân, Tahran 1369, s. 134-151.
M. Rızâ Şefîî Kedkenî, Ṣuver-i Ḫayâl der Şiʿr-i Fârsî, Tahran 1370 hş., s. 501-525.
Abdülhüseyin Zerrînkûb, Bâ Kârvân-ı Ḥulle, Tahran 1374 hş., s. 55-68.
M. C. Hillmann, “Manûchihri: Poet or Versfier”, Edebiyât, I/1, Philadelphia 1976, s. 93-112.
Ahmed Ateş, “Minuçihri”, İA, VIII, 340-344.
J. W. Clinton, “Manūčihrī”, EI2 (İng.), VI, 453.