https://islamansiklopedisi.org.tr/mucezzer-b-ziyad
Asıl adının Abdullah olduğu, kısa boyu ve şişmanlığından dolayı “Mücezzer” lakabıyla anıldığı söylenmektedir. Belî kabilesine mensubiyeti sebebiyle Belevî nisbesiyle anıldı. Hazrec kabilesinden Avfoğulları’nın müttefiki sıfatıyla Medine’de yaşadı. İslâm’a girmeden önce iyi bir binici ve cesur bir savaşçı olarak tanınan Mücezzer, milâdî 617 yılı civarında Evs kabilesinden Süveyd b. Sâmit’i öldürmesi yüzünden Câhiliye döneminde Evs ve Hazrec kabileleri arasında 120 yıl devam eden savaşların sonuncusu olan Buâs Savaşı’nın başlamasına sebep oldu. Hicretten sonra topluca İslâm’ı kabul eden Hazrec kabilesiyle birlikte o da İslâm’ı benimsedi. Hz. Peygamber’in kendisini Âkıl b. Bükeyr ile kardeş ilân ettiği nakledilmektedir. Mücezzer b. Ziyâd Bedir Gazvesi’nde bulundu. Bu savaşta Resûl-i Ekrem, müşrikler safında yer aldığı halde Mekke’de müslümanlara faydası dokunan Ebü’l-Bahterî Âs b. Hişâm’ın öldürülmemesini emrettiği halde Mücezzer onu öldürdü. Savaşın ardından Resûlullah bu davranışı yüzünden Mücezzer’i sorguya çekince onun Ebü’l-Bahterî’nin teslim olmadığını ve savaşmaya kalkıştığını bildirmesi üzerine affedildi. Mücezzer Uhud Gazvesi’ne de katıldı ve düşmana karşı mücadelede büyük başarı gösterdi. Fakat Buâs günü öncesinde katlettiği Süveyd b. Sâmit’in oğlu Hâris b. Süveyd çarpışmaların en şiddetli anında birlikte savaştığı Mücezzer’i arkadan hançerleyerek şehid etti. Savaştan sonra Uhud Şehitliği’ne defnedilen Mücezzer, Nu‘mân b. Mâlik ve Abde b. Hashas ile aynı kabre kondu. Bu arada Mücezzer’in katili Hâris b. Süveyd’e de kısas uygulandı.
BİBLİYOGRAFYA
Vâkıdî, el-Meġāzî, I, 80-81, 149, 167, 303, 304-305.
İbn Hişâm, es-Sîre, I, 288; II, 520, 629-630, 695; III, 94.
İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, II, 43; III, 456, 552-553.
İbn Habîb, el-Muḥabber, s. 74, 177, 467.
Taberî, Târîḫ (Ebü’l-Fazl), II, 34-35.
İbn Düreyd, el-İştiḳāḳ, s. 550-551.
Merzübânî, Muʿcemü’ş-şuʿarâʾ (nşr. F. Krenkow), Beyrut 1402/1982, s. 471.
İbn Abdülber, el-İstîʿâb (Bicâvî), IV, 1459-1461.
İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, V, 64-65.
İbn Hacer, el-İṣâbe (Bicâvî), V, 770-772.
Asri Çubukçu, “Buâs”, DİA, VI, 340.