https://islamansiklopedisi.org.tr/muhadarat
Sözlükte “bir topluluğun huzurunda bilgi ve birikimlerini aktarmak, onlarla ilmî tartışmada bulunmak” gibi mânalara gelen muhâdara kelimesinin çoğulu olan muhâdarât, terim olarak başkasına ait sözlerden muhataba veya okuyucuya uygun alıntılar halinde aktarmalar yapmayı ve bu nitelikteki sözleri toplayan edebî eser türünü ifade eder. Bu türe muhâdara adının verilmesinin sebebi, bunun, ileri gelen devlet ricâliyle büyük âlimlerin huzurunda düzenlenen meclislerde karşılıklı soru-cevap şeklinde sohbet ve tartışmalar halinde başlamış olmasıdır. İki âlim arasında gerçekleşen sohbet ve münakaşalar belli bir tarihten itibaren derlenerek kitap haline getirilmiş, bu eserler de muhâdarât veya mecâlis adıyla anılmıştır.
Muhâdarât alanında kaleme alınmış ilk eser Ebû Ubeyde Ma‘mer b. Müsennâ’nın el-Muḥâḍarât ve’l-muḥâverât’ıdır. Daha sonra Ebû Ali et-Tenûhî Nişvârü’l-muḥâḍara ve aḫbârü’l-müẕâkere (Kahire 1921; Haydarâbâd 1934; Beyrut 1971-1973), el-Müstecâd min faʿalâti’l-ecvâd (Dımaşk 1946) ve el-Ferec baʿde’ş-şidde (Kahire 1938; I-V, Kahire 1955) adlı kitapları yazmıştır. Tenûhî ilk eserinde IV. (X.) yüzyıldaki bazı vezirlerle halkın âdet ve geleneklerine, ikincisinde emîr ve halifelerle Ehl-i beyt ve özellikle Bermekîler hakkında bilgilere yer vermiştir. Üçüncü eserde sıkıntının ardından gelen rahatlık ve mutluluğa dair anekdotlar bulunmaktadır. Ebû Hayyân et-Tevhîdî’nin, Büveyhî Veziri İbn Sa‘dân’ın ortaya attığı meseleler etrafında gelişen ve kırk gece süren ilmî, edebî ve felsefî sohbetleri içine alan el-İmtâʿ ve’l-muʾânese’si ile (nşr. Ahmed Emîn – Ahmed ez-Zeyn, I-III, Kahire 1939-1944; Beyrut 1373/1953) hocası Ebû Süleyman es-Sicistânî’nin evinde düzenlenen felsefe toplantılarıyla ilgili el-Muḳābesât’ı da (nşr. Mirzâ Hüseyin eş-Şîrâzî, Bombay 1306/1889; nşr. Hasan es-Sendûbî, Kahire 1347; nşr. M. Tevfîk Hüseyin, Bağdat 1970) bu alanda kaleme alınmış ilk eserlerdendir.
Ebû Mansûr es-Seâlibî et-Tems̱îl ve’l-muḥâḍara (Kahire 1961), Müʾnisü’l-vaḥîd ve nüzhetü’l-müstefîd fi’l-muḥâḍarât (Viyana 1829) ve Ḥilyetü’l-muḥâḍara adıyla üç eser yazmıştır. Zemahşerî’nin Kitâbü Rebîʿi’l-ebrâr ve nuṣûṣi’l-aḫbâr’ı ile (I-IV, Bağdat 1976-1982) Râgıb el-İsfahânî’nin Muḥâḍarâtü’l-üdebâʾ ve muḥâverâtü’ş-şuʿarâʾsı da (Kahire 1287; Beyrut 1961) sahanın en önemli iki eseridir. Zemahşerî kitabında halifelerin, büyük sahâbîlerin ve fakihlerin hikmetli sözleriyle ibret alınacak hikâyelere ve meşhur şairlerden iktibaslar gibi çeşitli konulara yer verir. İsfahânî eserinde ilim, akıl, cehalet, ahlâk, mürüvvet, övgü, yergi vb.ne dair okuyucunun ilgisini çekecek türden nakiller yapar. Ahmed b. Mervân ed-Dîneverî’nin el-Mücâlese ve cevâhirü’l-ʿilm adlı eseri (nşr. Ebû Ubeyde Meşhûr b. Hasan Âl Selmân, Beyrut 1419/1998; nşr. Seyyid Yûsuf Ahmed, I-X, Beyrut 1421/2000) ilmî, dinî, ahlâkî, edebî konularla ilgili olarak hadis, güzel söz, fıkra, hikâye ve anekdotları toplayan zengin bir koleksiyondur. Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin Muḥâḍaratü’l-ebrâr’ı (Kahire 1324) 185 başlık altında mev‘iza, ahlâk, âdâb, hikmet, emsal, eğlendirici ahlâkî hikâye ve fıkralar gibi çeşitli konuları kapsar. İbn Hicce’nin S̱emerâtü’l-evrâḳ fi’l-muḥâḍarât’ı (Muḥâḍaratü’l-üdebâʾ kenarında, Kahire 1287) kıssa, fıkra, ilginç haberler, güzel cevaplar, atasözleri ve seçilmiş şiirlerden oluşan bir mecmuadır. Esere Ahdeb (Teʾhîlü’l-ġarîb) ve Muhammed b. Muhammed es-Sâbık el-Hamevî birer zeyil yazmıştır. Bu alanda yazılan diğer kitapların başlıcaları şunlardır: Hatibzâde Muhyiddin Mehmed, Ravżü’l-aḫyâr (Zemahşerî’nin eserinden seçmeler, Bulak 1300; Kahire 1311); Hasan b. Mes‘ûd el-Yûsî el-Merrâküşî, Kitâbü’l-Muḥâḍarât (Fas 1317); Ebû Hafs Ömer b. Hasan en-Nîsâbûrî es-Semerkandî, Revnaḳu’l-mecâlis (Kahire 1309, 1322); İbn Abdülber en-Nemerî, Behcetü’l-mecâlis (Kahire 1962); İbn Hamdûn, et-Teẕkiretü’l-Ḥamdûniyye (Beyrut 1996). Ayrıca İbn Abdürabbih’in el-ʿİḳdü’l-ferîd’i, Ebü’l-Ferec el-İsfahânî’nin el-Eġānî’si, İbn Kuteybe’nin ʿUyûnü’l-aḫbâr’ı ve İbşîhî’nin el-Müsteṭraf fî külli fennin müsteẓraf’ı da bu tür eserlerden sayılır. Yirmi üç makaleden oluşan Muhammed Karabâğî’nin Câlibü’s-sürûr ve sâlibü’l-ġurûr fi’l-muḥâḍarât’ını (bk. bibl.) Muhammed Dilşâd eş-Şirvânî Türkçe’ye çevirmiştir (Osmanlı Müellifleri, II, 98-99). Seyyid Feyzullah Efendi’nin Mecmûa-i Hikâyât’ı ile (İÜ Ktp., TY, nr. 1631) Abdurrahman Hibrî Efendi’nin Hadâiku’l-cinân’ı da (TSMK, Revan Köşkü, nr. 1631) muhâdarâta dair Türkçe eserlerdendir.
BİBLİYOGRAFYA
Karabâğî, Kitâb fî ʿilmi’l-Muḥâḍarât, Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 4282.
Taşköprizâde, Miftâḥu’s-saʿâde, I, 208-216.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 1609-1610.
Osmanlı Müellifleri, II, 98-99.
Brockelmann, GAL, I,155, 284, 286, 343, 349; II, 562; Suppl., I,162, 502; II, 285.
Naci Kazan, Karabâğî ve Câlibü’s-sürûr’u (doktora tezi, 1991), İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Nezîr Hüseyin, “Muḥâḍarât”, UDMİ, XIV/1, s. 509-511.