https://islamansiklopedisi.org.tr/munzir-b-amr
Medine’deki ilk müslümanlardan olup Hazrec kabilesine mensuptur. Annesi Hind bint Münzir, Hubâb b. Münzir’in kız kardeşidir. Annesiyle kız kardeşleri Mendûs ve Selmâ da müslüman olmuş ve Hz. Peygamber’e biat etmişlerdir. Münzir, İslâm’dan evvel okuma yazma bilen nâdir şahsiyetlerden biriydi. İkinci Akabe Biatı’ndan önce müslüman oldu ve ensardan yetmiş kişiyle beraber İkinci Akabe Biatı’na katıldı. Hz. Peygamber’in on iki temsilcisinden (nakib) biri olup Sa‘d b. Ubâde ile birlikte Benî Sâide’nin nakibi idiler. Münzir’in İslâmiyet’i kabulünden sonra Sa‘d b. Ubâde ve Ebû Dücâne ile beraber Benî Sâide’nin putlarını kırdığı rivayet edilir. Resûl-i Ekrem Medine’ye hicret ettiğinde devesi Benî Sâide kabilesinin mahallesine gelince Münzir onu karşıladı ve kendi yanlarında kalmasını istedi, ancak Resûlullah devesinin çökeceği yerde ikamet edeceğini söyledi.
Vâkıdî’nin rivayetine göre Hz. Peygamber bir muhâcir ile bir ensârı kardeş ilân ederken Münzir b. Amr ile Tuleyb b. Umeyr’i, İbn İshak’a göre ise onunla Ebû Zer el-Gıfârî’yi kardeş yapmıştır (muâhât). Vâkıdî ise Resûl-i Ekrem’in bunu Bedir’den önce yaptığını, mirasla ilgili âyetler inince muâhâtın ortadan kalktığını, Ebû Zerr’in müslüman olduktan sonra Medine’den ayrılıp memleketine gittiğini, Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarının ardından Medine’ye geldiğini ileri sürerek onun Ebû Zer’le kardeş ilân edilmesine dair rivayetin doğru olmadığını belirtir. Münzir b. Amr, hicretin 1. yılı Ramazan ayı başında (Mart 623) Resûlullah tarafından Kureyş’in Suriye’den gelen kervanına karşı gönderilen Hz. Hamza Seriyyesi’nde bulundu; Bedir ve Uhud savaşlarına da katıldı.
Hz. Peygamber, Münzir’i Uhud Gazvesi’nden yaklaşık dört ay sonra İslâm’ı anlatmak üzere yetmiş kişilik heyetin başında Âmir b. Sa‘saa kabilesine gönderdi. Heyet Bi’rimaûne’de konakladı. Bu sırada kabile reisi Ebû Berâ Âmir b. Mâlik’in Resûl-i Ekrem’e kin besleyen yeğeni Âmir b. Tufeyl, Benî Süleym kabilesinin bazı kollarını harekete geçirerek heyete saldırdı; Münzir arkadaşlarıyla birlikte bu saldırıda şehid oldu (Safer 4 / Temmuz 625). Bi’rimaûne’de kendisine eman verilmesini kabul etmeyip savaşarak öldüğü için Resûlullah Münzir hakkında “el-mu‘nik li-yemût” (ölüme süratle koşan) tabirini kullanmış ve bu söz ona lakap olmuştur. Bâkıllânî’nin Hz. Peygamber’in kâtipleri arasında zikrettiği Münzir b. Amr’dan zayıf bir isnadla, Resûlullah’ın iki sehiv secdesini selâm vermeden yaptığına dair bir hadis rivayet edilmiştir (İbn Hacer, VI, 218).
BİBLİYOGRAFYA
Müsned, III, 196.
Buhârî, “Meġāzî”, 28.
Vâkıdî, el-Meġāzî, I, 3-4, 9, 168, 347, 348, 353.
İbn Hişâm, es-Sîre (nşr. Mustafa es-Sekkā v.dğr.), Beyrut 1391/1971, III, 193-195.
İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, II, 51-54; III, 123, 555, 567, 614; IV, 225; VIII, 397.
İbn Habîb, el-Muḥabber, s. 118, 269-270, 422-423, 426.
Belâzürî, Ensâb, s. 250, 252, 375.
Beyhakī, Delâʾilü’n-nübüvve (nşr. Abdülmu‘tî Kal‘acî), Beyrut 1405/1985, III, 342-343.
İbn Abdülber, el-İstîʿâb, IV, 1449-1451.
İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, V, 269-270.
Nüveyrî, Nihâyetü’l-ereb, XVI, 320; XVII, 130-131.
İbn Hacer, el-İṣâbe, VI, 217-218.
M. Mustafa el-A‘zamî, Küttâbü’n-nebî, Riyad 1401/1981, s. 108-109.
İbrâhim Abdurrahman, “Ḳādetü’n-nebî”, ME, LV (1982), s. 634-635.