https://islamansiklopedisi.org.tr/necmeddin-el-gazzi
13 Şâban 977’de (21 Ocak 1570) Dımaşk’ta doğdu. Gazze’den Dımaşk’a göç eden bir ulemâ ailesine mensuptur. İlk öğrenimine Dımaşk’ta babası Bedreddin el-Gazzî’nin yanında başladı. Yedi yaşında iken babası ölünce tahsiliyle annesi ilgilendi ve Zeynüddin Ömer b. Sultan, Şehâbeddin Ahmed b. Yûnus el-Îsâvî, Muhibbüddin b. Takıyyüddin diye bilinen Kadı Muhibbüddin Muhammed b. Ebû Bekir el-Ulvânî el-Hamevî, Osman el-Yemânî gibi âlimlerin derslerine devam etmesini sağladı. Necmeddin el-Gazzî 1001-1032 (1593-1623) yılları arasında Ba‘lebek, Halep ve İstanbul gibi şehirleri ziyaret edip ulemâ ile görüştü. Hac maksadıyla birkaç defa Hicaz’a gitti. 1025’te (1616) hocası Şehâbeddin el-Îsâvî’den sonra el-Medresetü’ş-Şâmiyye el-Berrâniyye’ye müderris tayin edildi. Emeviyye Camii’nde imamlık, ayrıca vâizlik ve müftülük gibi görevleri de ölümüne kadar sürdürdü. Rakiplerinin hasedi yüzünden müderrislikten azledildiyse de daha sonra tekrar görevine döndü. Bunun yanında Emeviyye Camii’nde Kubbetü’n-nesr’de ders vermeye başladı. 18 Cemâziyelâhir 1061’de (8 Haziran 1651) Dımaşk’ta vefat etti ve Şeyh Rislân (Arslan) ed-Dımaşkī Kabristanı’na defnedildi. Dımaşklı birçok şair onun ölümü üzerine kasideler yazmış, Muhammed b. Yûsuf ed-Dımaşkī kasidesinin bir beytinde ölümüne tarih düşürmüştür. “Şeyhülislâm, hâfızü’l-asr, hâfızü’ş-Şâm, hâtimetü huffâzi’ş-Şâm, muhaddisü’ş-Şâm, muhaddisü’d-dünyâ” lakaplarıyla anılan Necmeddin el-Gazzî hadis ve fıkıhta devrinin önde gelen âlimlerinden olup zamanının Şâfiî’si diye kabul edilir. Tasavvufa ilgi duyduğu ve Suriye’de üç abdâldan biri olduğu kaydedilir (Muhibbî, IV, 199-200). Dinî ilimler yanında şiir, nahiv, edebiyat, tarih ve tıp gibi sahalarda da geniş bilgi sahibiydi. Öğrencileri arasında Kûrânî, İsmâil en-Nablusî, Abdülganî en-Nablusî, İbrâhim b. Mansûr el-Fettâl, Ahmed b. Kemâleddin el-Bekrî, oğlu Suûdî b. Muhammed el-Gazzî, yeğeni Zeynelâbidîn b. Zekeriyyâ el-Gazzî, Abdurrahman b. Zeynelâbidîn el-Gazzî, Nakîbzâde Abdülkādir b. Yûsuf el-Halebî, torunu Abdülkerîm b. Suûdî, İbn Hamza Abdülkerîm b. Muhammed el-Hüseynî, Ebü’l-Mevâhib Muhammed b. Abdülbâkī ve İbn Hamza Muhammed b. Kemâleddin gibi âlimler bulunmaktadır.
Eserleri. Necmeddin el-Gazzî elliye yakın eser yazmışsa da bunların bir kısmı günümüze ulaşmamıştır. Başlıca eserleri şunlardır:
1. el-Kevâkibü’s-sâʾire bi-menâḳıbi aʿyâni’l-miʾeti’l-ʿâşire. Gazzî eserin önsözünde, “Ümmetimden her asırda ileri gelenler bulunur” hadisi gereğince, yaşadığı X. (XVI.) yüzyılda da önemli şahsiyetler yetiştiğini, fakat bunlar hakkında derli toplu bir eser bulunmadığını belirttikten sonra bu yüzyılda yaşamış şahsiyetlerin hal tercümesini içeren bir kitap yazmak için teşvik edildiğini, bu konuda daha önce kaleme alınmış eser olarak sadece Şemseddin İbn Tolun el-Hanefî’nin et-Temettuʿ bi’l-iḳrân isimli kitabının bir parçasıyla yine onun Müfâkehetü’l-ḫillân adlı eserinin ilk iki cüzünü gördüğünü ve onun sadece, vefatlarına yetiştiği kimselerin vefat tarihini vermekle yetindiğini kaydetmektedir. Müellif el-Kevâkibü’s-sâʾire’yi yazarken Suriye, Kahire ve Haremeyn bölgelerinde yetişen şahsiyetlerle ilgili bilgileri şifahî olarak derlemiş, Osmanlı devlet ricâlinin hal tercümelerini Taşköprizâde Ahmed Efendi’nin eş-Şeḳāʾiḳu’n-nuʿmâniyye’siyle babası Bedreddin el-Gazzî’nin el-Meṭâliʿu’l-Bedriyye adlı seyahatnâmesinden özetlemiş, ayrıca kendisine ulaşan bazı bilgilerden, şahsî araştırmalarından da istifade etmiştir. Gazzî, X. (XVI.) yüzyılda hüküm süren bazı hükümdarların biyografilerini de eserine ilâve etmiş, Nehrevâlî’nin el-Berḳu’l-Yemânî fi’l-fetḥi’l-ʿOs̱mânî’sinin Mekke ile ilgili kısımlarını değerlendirmiştir. Eserin kaynaklarından biri de Radıyyüddin İbnü’l-Hanbelî’nin Dürrü’l-ḥabeb fî târîḫi aʿyâni Ḥaleb’idir. Ancak Gazzî bu eserin gereksiz bilgilerle, nakkaş, tâcir, mugannî, mutrip, âşık, mimar gibi çeşitli kesimlerden pek çok kişinin hal tercümesiyle doldurulmuş olduğunu söyler. Nuaymî’nin el-ʿUnvân fî żabṭi mevâlîd ve vefeyâti ehli’z-zamân ve Abdülvehhâb eş-Şa‘rânî’nin eṭ-Ṭabaḳātü’l-kübrâ ile eṭ-Ṭabaḳātü’l-vüsṭâ adlı kitapları, Bedreddin el-Alâî el-Hanefî’nin 917-934 (1511-1528) yılları arasında meydana gelen Kahire ile ilgili hadiselere dair eserinin bir parçasıyla Şehâbeddin Ahmed b. Muhammed el-Hımsî el-Hatîb eş-Şâfiî’nin önemli tarihî olayları ve vefat tarihlerini ihtiva eden muhtasar tarihinin bir bölümü de Gazzî’nin faydalandığı kaynaklar arasında zikredilebilir. 901-1000 (1495-1592) yılları arasında vefat edenlerin hal tercümesini içeren eser üç tabaka üzerine tertip edilmiş, her tabaka ricâli alfabetik olarak sıralanmış, bu arada Muhammed adını taşıyanlar öne alınmıştır. Gazzî hal tercümesini verdiği şahısların adını, lakabını ve künyesini zikretmiş, doğum ve ölüm tarihlerini tam olarak tesbite çalışmış, tesbit yapamadığı durumlarda tahminde bulunmuştur. Bu arada, diğer kaynaklarda verilen tarihlerin kendi kitabıyla uyuşmadığında kendisine itimat edilmesini, çünkü bu bilgileri güvenilir kişilerden elde ettiğini söylemektedir. Eser Cebrâil Süleyman Cebbûr tarafından tahkik edilerek yayımlanmış (I-III, Beyrut 1945, 1959, 1979), Cebbûr’un gözünden kaçan bazı hataları Muhammed Ahmed Dehmân tashih etmiştir (MMİADm., XXV [1950], s. 561).
2. İtḳānü mâ yaḥsünü mine (min beyâni)’l-aḫbâri’d-dâʾire (el-eḥâdîs̱i’l-câriye) ʿale’l-elsün. Müellif eserini Bedreddin ez-Zerkeşî’nin el-Leʾâli’l-mens̱ûre (et-Teẕkire fi’l-eḥâdîs̱i’l-müştehire), Süyûtî’nin ed-Dürerü’l-müntes̱ire fi’l-eḥâdîs̱i’l-müştehire ve Şemseddin es-Sehâvî’nin el-Maḳāṣıdü’l-ḥasene adlı kitaplarından faydalanıp halk arasında meşhur olan diğer bazı hadisleri de ilâve etmek suretiyle ortaya koymuştur. İtḳān başta Aclûnî olmak üzere birçok müellifin ilgisini çekmiş ve kaynak olarak kullanılmıştır. Halîl b. Muhammed el-Arabî tarafından neşredilen eseri (I-II, Kahire 1415/1995) müellifin torunlarından Ahmed b. Abdülkerîm el-Âmirî el-Gazzî el-Ceddü’l-ḥas̱îs̱ fî beyâni mâ leyse bi-ḥadîs̱ adıyla ihtisar etmiştir (Riyad 1991). İbrâhim b. Süleyman b. Muhammed el-Cînînî de Gazzî’nin Süyûtî, Zerkeşî ve Sehâvî’ye eklediği hadisleri tesbit ederek Ziyâdât ʿale’l-Maḳāṣıdi’l-ḥasene ve’d-Düreri’l-müntes̱ire adlı eserinde toplamıştır (Zâhiriyye Ktp., nr. 8584).
3. Luṭfü (Laṭfü)’s-semer ve ḳaṭfü’s̱-s̱emer min terâcimi aʿyâni’ṭ-ṭabaḳāti’l-ûlâ mine’l-ḳarni’l-ḥâdî ʿaşer. el-Kevâkibü’s-sâʾire’nin zeyli olup XI. (XVII.) yüzyılın önde gelen şahsiyetleri ve Suriye’nin meşhur simaları hakkında bilgi içerir (nşr. Mahmûd eş-Şeyh, I-II, Dımaşk, ts.).
4. Şerḥu manẓûmeti Ḫaṣâʾiṣi’l-cumʿa (el-Leʾâli’l-müctemiʿa, el-Fevâʾidü’l-müctemiʿa). Radıyyüddin Muhammed el-Gazzî’ye ait eserin manzum şerhidir (Zâhiriyye Ktp., nr. 5244 [müellif hattı]; Berlin Königliche Bibliothek, nr. 3812).
5. Taḥbîrü’l-ʿibârât fî taḥrîri’l-imârât (Zâhiriyye Ktp., nr. 6636, 8579, 8997 [müellif hattı]).
6. Ḥüsnü’t-tenebbüh li-mâ verede fi’t-teşebbüh (et-Tenbîh fi’t-teşbîh, et-Tenebbüh fi’t-teşebbüh). Ahlâka dair yedi ciltlik bir çalışmadır (Zâhiriyye Ktp., nr. 8586, 9030; Edeb, nr. 107-111).
7. Mevâhibü’r-raḥmân ʿalâ Miʾeti’l-meʿânî ve’l-beyân. Ebü’l-Velîd İbnü’ş-Şıhne’ye ait Elfiyye’nin belâgat bölümünün şerhidir (Hidîviyye Ktp., nr. 3540; Dârü’l-kütübi’l-Katariyye, nr. 993; Câmiatü Ümmi’l-kurâ, nr. 400).
Necmeddin el-Gazzî’nin kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: Bulġatü’l-vâcid fî tercemeti’ş-Şeyḫi’l-İslâm el-Vâlid, el-ʿİḳdü’l-manẓûm fî riḥleti’r-Rûm, Tuḥfetü’ṭ-ṭullâb, Mecâlis fî tefsîri sûreti’l-İsrâʾ, el-Hemʿu’l-hettân fî şerḥi ebyâti’l-cemʿi li’ş-Şeyḫ ʿAlvân, Minberü’t-tevḥîd ve maẓharü’t-tefrîd fî şerḥi cemʿi’l-cevheri’l-ferîd fî edebi’ṣ-ṣûfî ve’l-mürîd ve ʿAḳdü’n-niẓâm li-ʿiḳdi’l-kemâl (Luṭfü’s-semer, neşredenin girişi, I, 104-121).
BİBLİYOGRAFYA
Necmeddin el-Gazzî, Luṭfü’s-semer ve ḳaṭfü’s̱-s̱emer (nşr. Mahmûd eş-Şeyh), Dımaşk, ts. (Vizâretü’s-sekāfe ve’l-irşâd), neşredenin girişi, I, 11-211.
a.mlf., İtḳānü mâ yaḥsünü mine’l-aḫbâri’d-dâʾire ʿale’l-elsün (nşr. Halîl b. Muhammed el-Arabî), Kahire 1415/1995, neşredenin girişi, s. 3-18.
a.mlf., el-Kevâkibü’s-sâʾire (nşr. Cebrâil Süleyman Cebbûr), Beyrut 1979, Mukaddime, I, 1-10; ayrıca bk. neşredenin girişi, I, s. e-r.
Muhibbî, Ḫulâṣatü’l-es̱er, IV, 189-200.
İbn Şâşû, Terâcimü baʿżı aʿyâni Dımaşḳ min ʿulemâʾihâ ve üdebâʾihâ, Beyrut 1886, s. 101-104.
Brockelmann, GAL, II, 376; Suppl., II, 402.
Îżâḥu’l-meknûn, II, 391-392.
Salâhaddin el-Müneccid, Muʿcemü’l-müʾerriḫîne’d-Dımaşḳıyyîn, Beyrut 1398/1978, s. 319-320.
Maʿa’l-Mektebe, s. 104-105.
Ömer Ferruh, Meʿâlimü’l-edebi’l-ʿArabî fi’l-ʿaṣri’l-ḥadîs̱, Beyrut 1406/1986, II, 579-588.
Abdulkarim Rafeq, “Social Groups, Identity and Loyalty and Historical Writing in Ottoman and Post-Ottoman Syria”, Les Arabes et l’histoire créatrice (ed. D. Chevallier), Paris 1995, s. 83-84.
Ramazan Şeşen, Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı, İstanbul 1998, s. 351.