ÂDET
Toplum nazarında genel kabul görmüş ve öteden beri tekrarlanarak yerleşmiş bulunan uygulama anlamında bir terim.
MASLAHAT
Şer‘î hükümlerin içerdiği veya akıl ve tecrübe yoluyla belirlenmekle beraber bunlarla uyum içinde olan faydalar anlamında fıkıh ve usûl-i fıkıh terimi.
İSTİHSAN
Fıkıhta özel gerekçelerle açık kıyastan, genel ve yerleşik kuraldan ayrılıp olayın özelliğine uygun çözüm bulma metodunu ifade eden şer‘î delil.
İSTİSLÂH
İslâm fıkhının genel ilkelerine, özellikle de şer‘an onaylandığına veya reddedildiğine dair bir delil bulunmayan maslahata göre hüküm verme yöntemini ifade eden fıkıh usulü terimi.
SİYÂSET-i ŞER‘İYYE
Kamu otoritesinin özellikle kamu hukuku alanında dinin genel ilkelerine ters düşmeyecek düzenlemeler ve bu çerçevede uygulamalar yapma yetkisi.
İCMÂ
İslâm âlimlerinin dinî bir meselenin hükmü üzerinde fikir birliği etmelerini ve bütün Müslümanların ortaklaşa benimsedikleri dinî hükümleri ifade eden şer‘î delil, İslâm fıkhının Kur’an ve Sünnet’ten sonra üçüncü kaynağı.
AMEL-i EHL-i MEDÎNE
Medine halkının uygulaması mânasına gelen ve Mâlikî mezhebinde özel yeri olan bir hüküm kaynağı.
AMEL-i FÂSÎ
Mâlikî hukukçularca Endülüs ve Kuzey Afrika’da (özellikle Fas’ta) bilginlerin onayından geçmiş hukuk uygulamaları için kullanılan bir terim.
EHL-i ÖRF
Osmanlı Devleti’nde padişahın icraî, idarî ve askerî yetkilerini temsil eden, ulemâ dışında kalan görevliler.