https://islamansiklopedisi.org.tr/pestu-dili
Afgan (Peştûn, Pehtûn, Pathân) adı verilen halk tarafından konuşulmakta olup Derî Farsçası ile birlikte Afganistan’ın ve Kuzeybatı Pakistan’ın sınır eyaletinin resmî dilidir. Afganlar’ın bir İsrâil kavmi oldukları ve Kur’an’daki Tâlût’a uzanan nesep silsilesiyle Kays Abdürreşid’in soyundan geldikleri iddia edilmektedir. Göçebe kabileler de geleneksel biçimde buna inanmakta ve miras işlerini bu rivayet uyarınca düzenledikleri soy kütüklerine göre yürütmektedir. Ancak bu iddia ilim adamları arasında pek benimsenmemiştir. Afganlar’la ilgili görüşlerden bir diğeri, bu halkın günümüz Afganistan’ında Hint-Ârîler’in ortaya çıkmasından çok önce büyük bir medeniyet seviyesine ulaşmış bulunan kavimlerin soyundan geldiği yönündedir. Hint-Ârî kavimlerin Hindistan’a göçlerinden önce bölgede yaşayan ve çeşitli medeniyetler kurduğu bilinen halk Dravidler’dir. Ârîler’in gelişiyle bu halk Hindistan’ın güney bölgelerine sürülmüş, günümüz Pakistan’ında bölgede konuşulan sadece Dravidî kökenli Brâhuî dili kalmıştır. Bu görüşlerin ve Afganlar’ın bir İsrâil kavmi olduğu yönündeki iddiaların desteğiyle Peştuca’yı Sâmî diller grubuna sokan bazı araştırmacılar çıkmışsa da aralarında mevcut doğrudan bir bağlantıyı kanıtlayamamışlardır. Günümüz Peştuca’sında yer alan çok sayıdaki Arapça kelimenin bu dile İslâm sonrası dönemde girdiği anlaşılmaktadır. Afganlar’ın bir İsrâil kavmi olmadığını ileri sürerek Peştuca’nın Sâmî dil ailesinden gelmediğini savunan araştırmacılardan M. Longworth Dames bu dilin bir İran lehçesinden çıkmış olabileceğini düşünmektedir (İA, IV, 137). Peştuca’nın kökeniyle ilgili diğer bir iddia da Ernest Trumpp’un Grammar (London-Tübingen 1873) adlı eserinde ileri sürdüğü, Hint-Ârî dillerinin Hint koluna mensup Sanskritçe’den türemiş olduğu tezidir. Ancak o yıllarda Hint alt kıtasında konuşulan dillerin hemen tamamını Sanskritçe’ye bağlama yönündeki eğilimin bir sonucu kabul edilebilecek olan bu iddia birçok araştırmacı tarafından reddedilmiştir. Dilin kökeniyle ilgili bir diğer görüş Longworth Dames’in de kabul ettiği, 1882’de Henry’nin Peştuca’nın Hint-Ârî dillerinin Ârî (İran) koluna mensup olduğu, fakat bünyesine Hint dillerinden birçok sentaks ve morfoloji özellikleri aldığı tezidir. Buna göre Peştuca, dilcilerin büyük bir kısmı tarafından Hint-Avrupa dil ailesinin Hint-Ârî grubunun Doğu İran dilleri alt grubuna dahil edilmektedir (Abdürrahîm Behrûziyân, s. 209). Ancak aynı gruba mensup Fars ve Beluç dillerinde eril ve dişil ayırımı yokken bu ayırıma Peştuca’da yoğun biçimde rastlanması dikkate alındığında kesin bir şey söylemek yine de pek mümkün görünmemektedir.
Peştuca iki ana gruba ayrılmaktadır: Yûsufzaî denilen kuzey lehçesi ve Hatak (Kandehârî) denilen güney lehçesi. Bunlardan j ve ş’yi bilinen ses değerleriyle ifade eden lehçeye Hatak, g, c, z ve kh ile ifade eden lehçeye ise Yûsufzaî denilmektedir. Bu fark dilin adlandırılmasında da belirleyici olmakta ve dile Hatak lehçesini konuşanlar “Peştû”, Yûsufzaî lehçesini konuşanlar “Pehtû” adını vermektedir. Bu tasnifin dışında Peştuca’yı Güneybatı (Kandehar-Afganistan), Güneydoğu (Koyta-Pakistan), Kuzeybatı (Paktiya-Afganistan) ve Kuzeydoğu (Celâlâbâd-Afganistan) lehçelerine ayıran sınıflandırmalar da bulunmaktadır.
Peştu dilinde İran dil grubu ile Hint-Ârî ve Dravid dillerinde bulunmayan bazı sesler yer almaktadır. Bu dil için ilk olarak çivi yazısı, ardından Fenike yazısından türetilen bir alfabe kullanılmıştır. Bugünkü Arap alfabesi kaynaklı yazının Gazneli Sultan Mahmud’un Kadı Seyfullah, Meymendî ya da Şeyh Ebü’l-Feth adlı bir veziri tarafından Arapça ve Farsça sesler dışında Hint-Ârî dillere ait seslerle Peştuca’ya ait özel sesler için harfler ilâve edilerek oluşturulduğu söylenmektedir (Seyyid Envârülhak, Târîḫ-i Edebiyyât, XIII, 24). Bu alfabede kırk bir harf bulunmaktadır. Bunlardan Peştuca’ya ait dört ses dışında kalanlar diğer bölge dilleriyle ortaktır. Peştu dilinde yazılmış çok sayıda edebî ve dinî kitap vardır. Hukârendû-yi Gūrî, Peştu edebiyatında kaside söyleyen ilk şairdir. Peştu edebiyatının en önemli eserleri Ahmed Derveze’nin Maḫzen-i Peştû ve Maḫzen-i İslâm adlı eserleriyle Efdal Han Hatak’ın Târîḫ-i Muraṣṣaʿ adlı kitabıdır. Peştular’ın millî şairi ve kumandanı Hûşhâl Han Hatak’ın 16.000 beyitten ibaret Dîvân’ı Peştuca ve Farsça şiirlerini içerir, Fażlnâme ve Bâznâme ise Peştuca’dır. Peştuca’da Farsça ve Beluçça gibi İran dillerinde bulunmayan, ancak Urduca, Hindustânî ve Pencâbî gibi Hint dillerinde yer alan çeşitli özellikler ihtiva etmektedir. Söz konusu dillerle olan benzerliklerin yanı sıra Peştuca’da tamamen kendine has bazı özellikler de vardır.
BİBLİYOGRAFYA
Seyyid Envârülhak, “Peştû Zebân”, Târîḫ-i Edebiyyât-ı Müselmânân-ı Pâkistân u Hind, Lahor 1971, XIII, 19-31.
a.mlf., “Peştû”, UDMİ, V, 614-637.
Meymen Abdülmecîd Sindhî, Lisâniyât-ı Pâkistân, İslâmâbâd 1992, s. 391-404.
Abdürrahîm Behrûziyân, “Peştû: Zebân”, Dânişnâme-i Edeb-i Fârsî (nşr. Hasan Enûşe), Tahran 1381, III, 209-226.
M. R. Rahmân – Şârık Han, Peştû-Urdû Bolçâl, Karaçi, ts., s. 5-6.
Muhammed Afzâl Rızâ – Mahdûm Sâbirî, Peştû-Urdû Bolçâl, Lahor, ts., s. 7-15.
M. Longworth Dames, “Efganistan”, İA, IV, 136-137, 144-145.
G. Morgenstierne, “Afghān”, EI2 (İng.), I, 220-221.