PRİŞTİNE - TDV İslâm Ansiklopedisi

PRİŞTİNE

Müellif: MACHIEL KIEL
PRİŞTİNE
Müellif: MACHIEL KIEL
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2007
Erişim Tarihi: 21.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/pristine
MACHIEL KIEL, "PRİŞTİNE", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/pristine (21.11.2024).
Kopyalama metni

Kosova ovasının kenarında denizden 525 m. yükseklikte kurulmuştur. Makedonya’nın başşehri Üsküp’ün yaklaşık 85 km. kuzeyinde olup bu şehre 1870’lerin sonundan itibaren demiryolu ile ve II. Dünya Savaşı’ndan itibaren modern bir karayolu ile bağlanır. Bir Roma şehrinin dolaylı devamı niteliğinde olan Priştine (Priština) eski bir yerleşim merkezidir. Sırp Ortaçağı’nda Kral Stefan Deçanski’nin (1321-1331) ve daha sonra şehirde bir sarayı bulunan Çar Duşan’ın (1331-1355) ikametgâhı olarak bilinse de bu doğru değildir. Duşan’ın ölümünün ardından Vuk Brankoviç’in (ö. 1398) idare ettiği Sırp Devleti’nin başşehri haline geldi. Konstantin Jireçek, Ortaçağ Priştinesi’nin tahta barakalardan oluşan bir kasaba özelliği gösterdiğini belirtir.

Yıldırım Bayezid, Kosova savaşından (Haziran 1389) sonra Priştine topraklarını terkederek bölgeyi vasalı haline gelen Despot Stefan Lazareviç’e bıraktı. Fetret dönemi sonlarında Şehzade Mûsâ Çelebi burayı ele geçirdi (815/1412). Ardından duruma hâkim olan I. Mehmed şehri yeniden Sırp yönetimine bıraktı. 842-848 (1439-1444) yıllarında doğrudan Osmanlı idaresi altında Gazi Îsâ Bey tarafından yönetildi. Bu son tarihte Priştine tekrar Despot Curac Brankoviç’e teslim edildi. II. Kosova Savaşı 852’de (1448) Priştine’nin hemen yanı başında cereyan etti. Fâtih Sultan Mehmed 859’da (1455) kesin şekilde Priştine’yi Osmanlı topraklarına kattı ve burada iki cami yaptırdı; biri kendi adını taşıyan tek kubbeli âbidevî bina, diğeri babası II. Murad anısına yaptırılan bir mesciddir. Bu ikincisinin II. Murad’ın 1439-1444 yılları arasındaki Kosova hâkimiyeti esnasında inşa ettirmiş olduğu caminin yerini aldığı tahmin edilir.

Priştine’nin nüfus durumuyla ilgili bilgiler XVI. yüzyıla aittir. 936’da (1530) burada 144’ü müslüman, 309’u hıristiyan 453 hâne (yaklaşık 2000 kişi) bulunuyordu. İbadet yapılan en az üç cami mevcuttu. XVI. yüzyılın son çeyreğine doğru (978/1570) nüfusta kısmî bir artış oldu. Şehirde 273’ü müslüman, 302’si hıristiyan toplam 575 hâne (2500 dolayı) yer alıyordu, on kadar da cami ve mescid vardı. Bu iki rakam hıristiyan nüfusun sabit kaldığını, müslüman nüfusun ise iki katına yükseldiğini gösterir. Bütün bu sayılar, 1690’da Sırplar’ın büyük sürgününden sonra bölgenin Arnavutlaştığı ve müslüman bir çehreye büründüğü fikrini doğrulamaz. Özelde Priştine’nin, genelde Kosova’nın İslâmlaşması sürgünün planlı bir sonucu değil Osmanlı hâkimiyetinden itibaren başlayan bir süreçten kaynaklanır.

1581’de Jean de Palerne burayı cami ve kervansarayları olan güzel bir kasaba diye zikreder. XVII. yüzyılın ortalarında Edward Brown, Priştine’yi büyük bir varoş olarak nitelendirir. 1071’de (1660) Evliya Çelebi şehirde hepsi bahçeler içinde tek veya çift katlı, taş yapılı 2060 ev olduğunu söyler, tüccarlar için on bir han ve 300 dükkân bulunduğunu belirtir (Seyahatnâme, V, 552). 1685 yılında Peter Boğdaniç ise 300 hânesi ve ticaret merkezi olan açık ve savunmasız bir yer diye tasvir eder. Bu beyanlar XVII. yüzyıl Priştine’sinin XVI. yüzyıldaki yapısından pek farklı olmadığını gösterir.

1689’daki Avusturya işgalinde ve 1737-1739 yıllarındaki savaşta Priştine bir hayli yıkıma uğradı; yeniden toparlanması uzun sürdü. XVIII. yüzyılın sonunda Fransa’nın Selânik konsolosu Felix Beaujour, Priştine’yi 7-8000 sakini bulunan, etrafı çitlerle çevrilmiş, büyük bir bölgenin idare merkezi olan bir yer diye gösterir. 1844’te yapılan Osmanlı temettüât sayımında şehirde on iki mahallede (Câmi-i Kebîr, Câmi-i Sagīr, Mehmed Bey, Pîrnazır, Yaşar Çelebi, Hasan Bey, Hasan Emin, Yûsuf Çelebi, Hatuniye, Ramazâniye, Alâeddin, Yûnus Efendi) 779 hâne müslümanın yaşadığı tesbit edilmişti. Hıristiyan nüfusu ise 239 hâne olup 135 hânesi varoş kısmındaki iki mahallede, 104 hânesi ise diğer müslüman mahallelerde bulunuyordu. Ayrıca altmış üçü müslüman elli dokuzu hıristiyan 122 kıptî, altı hâne de yahudi vardı. Toplam 1146 hânede yaklaşık 6000 kişi yaşıyordu. 1855’te Saraybosna’nın Rus konsolosu olan Aleksandar F. Giljferding de bu tesbitlere yaklaşan rakamlar verir. Şehirde 1200’ü müslüman, 300’ü Ortodoks Sırp toplam 1500 hâne tesbit etmiştir. 1859 ve 1863 yıllarında şehir büyük bir kısmının ve bütün çarşının yok olduğu iki büyük yangın geçirdi. Sancağın merkezi olarak 1864 yılında hızlı bir şekilde tekrar yenilendi. 1869’da Osmanlı hizmetinde çalışan Martin Djurdjevi, Priştine’yi büyük çoğunluğu müslüman olan 10.000 nüfuslu bir varoş diye tanımlar. 1291 (1874) tarihli Prizren Vilâyeti Salnâmesi’nde (s. 73-74) Priştine’de on yedi cami, bir kilise, bir sinagog, bir tekke, bir medrese, büyük bir saat kulesi, on dört han, üç hamam ve yirmi sekiz dükkânı bulunan kapalı bir pazar (bedesten) zikredilir. 1314 (1896) tarihli Salnâme’de şehirde 9901 müslüman, 2169 hıristiyan ve 305 yahudinin yaşadığı belirtilir. Burada % 80’i müslüman, % 20’si hıristiyan olmak üzere müslüman ve hıristiyan oranı daha önceki tarihlerde olduğu gibi aynı kaldı. Ortodoks Sırp nüfusu ise sadece % 14’ün biraz üzerindedir. Osmanlı idaresine girdikten sonra Priştine bir kaza merkezi oldu, 1864’ten sonra sancak merkezi konumuna geldi. 1878-1888 yılları arasında Kosova valisi burada ikamet ediyordu. İmparatorluğun son dönemlerinde beş kazası ve 866 köyü olan sancağın idare merkezi durumunu sürdürdü. 1895’te Priştine sancağı 42.756 müslüman, 11.897 Ortodoks hıristiyan, 1333 Latin hıristiyan (Katolik) ve 305 yahudi nüfusa sahipti. Böylece müslümanların oranı % 76 idi. Nüfus genelde Arnavutça konuşuyordu, ancak Türkçe de yaygındı. XX. yüzyılın ilk yarısında Şeyh Mehmed Sezâi önderliğindeki Kādiriyye tarikatı özellikle Kosova’da faal olmuş, Priştine’yi de merkez olarak kullanmıştır.

2 Ekim 1912 tarihinde Sırp ordusu Priştine’yi alarak Priştine ve çevresini yeniden Sırplaştırma sürecini başlattı. Özellikle II. Dünya Savaşı’nın ardından şehir özerk Kosova ve Metohija bölgesinin başşehri sıfatıyla büyük gelişme kaydetti. 1974’ten sonra Kosova Sosyalist Otonom Bölgesi (SAP Kosova) olarak anayasa ile tanındığından 1990 yılına kadar çok gelişti. 1999-2000 yılındaki Kosova savaşı esnasında şehirde altı cami tahrip edildi, bunların içinde 1470’te inşa edilen Ramazâniye Camii de bulunuyordu. Bugün Priştine’nin önemli eserleri arasında şehri ikiye bölen ana cadde boyunca sıralanmış üç cami bulunmaktadır; en önemlisi Fâtih Sultan Mehmed Camii’dir. Caminin iç dekorasyonu ve kitâbesinin 1737’de Avusturya işgalinden sonra yapıldığı söylenmektedir. Cami 1950-1961 yılları arasında yoğun ve dikkatli bir restorasyondan geçirilmiştir (bk. FÂTİH CAMİİ).

Priştine’nin ikinci kubbeli camisi mahallî olarak Çarşı Camii (Pazar Camii, Murâdiye) diye bilinir. Rivayete göre Yıldırım Bayezid tarafından, Kosova savaşında şehid düşen babası I. Murad adına ilk temelleri atılmış, Fâtih Sultan Mehmed döneminde tamamlanmıştır. Bu rivayet 1902 tarihli bir tamir kitâbesinde zikredilmektedir. XVI. yüzyılın ilk yarısına ait tahrir kayıtlarında burasının Sultan Mehmed tarafından inşa ettirildiği açıkça belirtilir. Hizmetlilerin maaşlarının bir maden kasabası olan Novoberda’nın (Novo Brdo) gelirlerinden karşılanacağı da yine bu kayıtta belirtilir. 1530’da burasının 10,30 m. yarıçapındaki kubbesine rağmen mihrapsız ve cuma namazı kılınmayan basit bir mescid şeklinde belirtilmesi dikkat çekicidir. Bugünkü bina büyük oranda II. Abdülhamid’in emriyle gerçekleştirilen 1902 yılındaki tamirattan kalmadır.

Şehrin üçüncü önemli mâbedi Yaşar Paşa Camii’dir. Bu yapı en son yapılan cami olup 9,60 metrelik kubbe yarıçapı ile en küçüğüdür. Eski bir Arnavut ailesinin oğlu olan Üsküp idarecisi Yaşar Mehmed Paşa tarafından 1834 yılında inşa ettirilmiştir. Hıristiyanlar gibi müslümanlar da Yaşar Paşa’yı baskıcı yönetimiyle hatırlamaktadır. Caminin içindeki iyi korunmuş, Avrupaî stil tarzında boyanmış zengin dekorasyon dikkat çekici olup paşanın çok iyi bilinen lükse düşkünlüğüyle de uyuşmaktadır. Yaşar Paşa caminin bitiminden altı yıl sonra 1840 yılında ölmüştür. Priştine’de bugün kubbeli ve kurşun kaplı dört cami daha bulunmaktadır. Dört cami işlemeli ahşaptan yapılan yaldızlı kubbelere, diğer üç cami ise düz ahşap kubbe tavanına sahiptir. Ahşaptan basit bir kubbesi olan Kādiriyye Camii 1877-1878 savaşının ardından Leskofça’dan sürülen müslüman mülteciler için inşa edilmiştir. Priştine’nin İslâmî mirası, 1999 yılındaki Sırp saldırılarında tahrip edilen altı camiden başka fazla etkilenmemiştir. Şehir dışında bulunan ve 1321’de tamamlanan Gračanica’daki Kral Milutin’in yaptırdığı manastır da Osmanlı hâkimiyeti boyunca verilen fermanlarla korunarak bugüne ulaşmıştır. Priştine, XVI. yüzyılda yaşayan, aralarında en önemli Osmanlı şairlerinden biri olan Mesîhî’nin yanı sıra Rûhî, Levhî, Mustafa Çelebi ve Azmî’nin de bulunduğu pek çok şairin doğum yeridir. Priştine yakınlarındaki Kosova ovasında bulunan Sultan Murad Hudâvendigâr Türbesi Türkiye’nin yardımlarıyla itinalı biçimde 2005 yılında tekrar restore edilmiş (bk. HUDÂVENDİGÂR MEŞHEDİ), ancak siyasî sebeplerden ötürü günümüze kadar resmî açılışı yapılamamıştır. Türbedarı Osmanlı döneminden bu yana görevine devam etmekte ve türbe ziyaretçilerin akınına uğramaktadır.

Bugün hâlâ Kosova’nın resmî statüsü belirlenmemiş olmakla birlikte Priştine Kosova’nın bir başşehridir ve Kosova’da Birleşmiş Milletler Muvakkat Sivil Yönetimi (UNMIK) yöneticilerinin idaresi altındadır. Priştine’de RTK adıyla bilinen Kosova Devlet Radyo-Televizyonu’nda her gün 15 dakika Türkçe yayın yapılmaktadır. Priştine Üniversitesi’ne bağlı Türkoloji Bölümü (Filoloji Fakültesi) Kosova Türk kültürü için büyük bir önem arzetmektedir. Gayri resmî kaynaklara göre günümüzde Priştine’de 3000’e yakın Türk yaşamaktadır. Ayrıca Kosova Diyanet İşleri Başkanlığı çerçevesinde 1951’den beri Alâeddin Medresesi adındaki İmam-Hatip Lisesi ve 1992’den itibaren İlâhiyat Fakültesi faaliyetlerini sürdürmektedir. Önemli bir ticaret merkezi olan şehirde ahşap ve metal eşya işlemeciliği, dokuma, gıda ve ilâç sanayii etkinlikleri dikkat çeker. 1981’de 150.000’den az olan nüfusu (148.681) XXI. yüzyılın başlarında 200.000’i aşmıştır.


BİBLİYOGRAFYA

Prizren Vilâyeti Salnâmesi (1291), s. 73-74.

Salnâme-i Vilâyet-i Kosova (haz. H. Yıldırım Ağanoğlu), İstanbul 2000, s. 179-193.

, V, 551, 552.

K. N. Kostić, Naši novi gradovi na jugu (ed. R. Đordević), Beograd 1922, s. 49-54.

A. F. Giljferding, Putovanje po Hercegovini, Bosni i Staroj Srbiji (trc. B. Culić), Sarajevo 1972, s. 324.

Hasan Kaleši, Najstariji vakufski Dokumenti u Jugoslaviji na Arapskom Jeziku, Priština 1972, s. 276.

Ayverdi, Avrupa’da Osmanlı Mimârî Eserleri III, s. 154-178.

a.mlf., “Yugoslavya’da Türk Âbideleri ve Vakıfları”, , sy. 3 (1957), s. 20, rs. 44.

A. Andrejević, Islamska monumentalna umetnost XVI veka u Jugoslaviji: Kupolne Džamije, Beograd 1984, tür.yer.

Raif Vırmiça, Priştine Camileri, Prizren 1997, tür.yer.

a.mlf., Kosova’da Osmanlı Mimari Eserleri, Ankara 1999, I, 203-270.

Mehmet Z. İbrahimgil – Neval Konuk, Kosova’da Osmanlı Mimarî Eserleri, Ankara 2006, I, 405-572; II, 956-958.

Arzu T. Terzi, “Piriştina Şehrinde Meslekler”, Balkanlar’da İslâm Medeniyeti: II. Milletlerarası Sempozyumu Tebliğleri (ed. Ali Çaksu), İstanbul 2006, s. 281-290.

Gliša Elezović, “Iz Prošlosti Muratovog Groba”, Južni Pregled, sy. 8-9, Skopje 1934, s. 299-302.

A. Urošević, “Prošlost Muratovog Turbeta na Kosovu”, Glasnik Muzeja Kosova i Metohije, I, Priština 1956, s. 233-237.

Kadri Halimi, “Derviški Redovi i Njihova Kultna Mjesta na Kosovu i Metohiji”, a.e., II (1957), s. 193-206.

Husref Redžić, “Pet Osmanlijskih Potkupolnih Spomenika na Kosovu i Metohiji”, Starine Kosova i Metohije, I, Priština 1961, s. 95-101.

M. Ivanović, “Konzervatorski Radovi na Spomenicima Kulture Kosova i Metohije”, a.e., I (1961), s. 344-345.

Semavi Eyice, “Kosova’da Meşhed-i Hüdâvendigâr ve Gâzi Mestan Türbesi”, , XII/16 (1962), s. 71-82.

Madžida Bećirbegović, “Prosvetni Objekti Islamske Arhitekture na Kosovu”, Starine Kosova i Metohije, VI-VII (1972), s. 86.

D. Kovacević-Kojić, “Priština u Srednjem vjeku”, Istorijski Časopis, XXII (1975), s. 45-74.

Nimetullah Hâfız – Mücahit Asim, “Priştine Kitâbeleri”, , sy. 11 (1976), s. 209-215.

Skender Rizaj, “Prishtina nga Shekulli XIV Deri në Fund të Shekullit XVI”, Buletin i Muzeut të Kosovës, XIII-XIV, Prishtinë 1984, s. 208-226.

Olga Savić, “Priština”, Enciklopedija Jugoslavije, Zagreb 1965, VI, 619-620.

A. Popovic, “Pris̲h̲tina”, , VIII, 335-337.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2007 yılında İstanbul’da basılan 34. cildinde, 346-348 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER