https://islamansiklopedisi.org.tr/rabguzi
Hayatı hakkında bilinenler, Kısasü’l-enbiyâ’nın giriş kısmında “Ribât Oğuzlu, Burhan oğlu Kadı Nâsır” şeklinde kaydettiği adı (s. 3) ve nisbesinden (Rabgūzî) ibarettir (s. 4). Alessio Bombaci onu, 1250’li yıllarda Siriderya’nın aşağı kesimlerinde Barçkend denilen yerde yaşamış ünlü âlim Hüsâmeddin’in öğrencisi olarak gösterir (Historie, s. 93). Kısasü’l-enbiyâ ile ilgili çalışmalarda müellifin memleketi olarak kaydettiği Ribât Oğuz’un yeri tesbit edilememiştir. Faruk Sümer, Seyhun kıyılarında Cend yakınlarında Sağ Dere ve Ribâtât adlı iki mevki bulunduğunu söyler ve Moğol istilâsı öncesinde Seyhun boylarındaki Oğuz şehirlerini sayarken Ribâtât’ı da anar (Eski Türklerde Şehircilik, s. 87-88). Rus araştırmacısı S. P. Tolstov da Hârizm’e dair eserinde Amuderya üzerinde Sen Rabat ve Ak Rabat adlı iki yerleşim yerinden bahseder. Öte yandan Ribât Oğuz’un Rabgūz’a dönüştüğü ve Rabgūzî’nin “Ribât Oğuzlu” anlamına geldiği ileri sürülmüştür.
Müellif, Kısas-ı Rabgūzî adını verdiği eserini 709 (1309-10) yılında yazmaya başladığını (s. 5), gece gündüz yoğun bir şekilde çalışarak 710’da (1310-11) tamamladığını ve Nâsırüddin Tok Buga’ya sunduğunu belirtir (s. 364). Tok Buga’ya dair bilgiler de Rabgūzî’nin açıklamaları ile sınırlıdır. Rabgūzî, küçük yaşta bey olan Tok Buga’nın Moğol asıllı olup sonradan İslâmiyet’i kabul ettiğini, müslümanların güvendiği, iyi yaratılışlı bir kişi olduğunu bildirir (s. 4). Charles Rieu, Tok Buga’nın 733’te (1332-33) Hârizm’den Buhara’ya kadar ilerleyip Buhara ile Nahşeb (Karşı) yakınında yer alan bölgede ordugâhını kuran Sultan Tarmaşirin’in emîri olabileceğini söyler. Mehmed Fuad Köprülü de Rieu’nun bu tesbitini destekleyici açıklamalar yapmıştır (Türk Edebiyatı Tarihi, s. 287). Çağatay Hanı Kebek’in halefi ve kardeşi olan Tarmaşirin’in 1326-1334 yılları arasında saltanat sürdüğü bilinmektedir. Bu durumda 1310’da yazılan bir eserin Tarmaşirin Han’ın emîrine sunulması pek mümkün görünmemektedir.
Tanrı’ya hamdüsenâ, bir na‘t-ı şerif ve Tok Buga’nın methiyesiyle başlayan Kısasü’l-enbiyâ’da kâinatın yaratılışına temas edildikten sonra Hz. Âdem’den itibaren bütün peygamberlerin kıssaları ile Hâbil ve Kābil, Hârût ve Mârût, Avac b. Annâk, Kārûn, Sâmirî, Ashâb-ı Kehf ve Fil Vak‘ası gibi çeşitli kıssalara yer verilmiş, Hz. Peygamber’in siyeri geniş biçimde anlatılmış, dört halifenin faziletleri zikredilmiştir. Hz. Hüseyin’in şehâdetiyle sona eren Kısasü’l-enbiyâ’da yer yer Arapça ve Türkçe manzumelere rastlanmaktadır. Eserde toplam 484 mısra tutan kırk üç Türkçe şiir mevcuttur. Orta Asya Türkçesi’nin Kâşgar lehçesinin en karakteristik örneklerinden kabul edilen eser dil tarihi açısından önemli olduğu gibi üslûbu ve cümle yapısı bakımından da bazı özellikler taşır.
Hârizm Türkçesi’yle kaleme alınan Kısasü’l-enbiyâ’nın dil özellikleriyle ilgili birçok çalışma yapılmış, ancak kaynakları ve muhtevası üzerinde durulmamıştır. Avrupa ve Rusya kütüphanelerinde birçok nüshası bulunan eserin ilk neşri İlminskiy tarafından gerçekleştirilmiş (Kısas-ı Rabguzi, Kazan 1859), bu baskıyı esas alan Şemseddin Hüseyin aynı adla bir çalışma daha yayımlamıştır (Kazan 1881). Gulâm Hasan Ârifgân eserin taş baskısını neşretmiş (Rabguzi Kısasü’l-enbiyâ, Taşkent 1916-1917), Kaare Gronbech, British Museum’da bulunan (nr. Add. 7851) en eski ve en iyi yazma nüshasının tıpkıbasımını yayımlamıştır (Rabghuzi Narrationes de Prophetis) (Copenhagen 1948). Aynı nüsha esas alınarak Özbek alfabesine çevrilen eserin (Kısas-ı Rabguzy, I-II, Taşkent 1991) bu baskısına sözlük ve özel adlar dizini de eklenmiştir. Kitabın transkripsiyonlu metniyle İngilizce çevirisi H. E. Boeschoten – M. van Damme – S. Tezcan tarafından yayımlanmıştır (Al-Rabghūzī, The Stories of the Prophets: Qiṣaṣ al-Anbiyāʾ: An Eastern Turkish Version, I-II, Leiden 1995). Kısasü’l-enbiyâ üzerinde yüksek lisans (1992, AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü) ve doktora (1995, AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü) çalışması yapan Aysu Ata eseri iki cilt halinde (I, Giriş-Metin-Tıpkıbasım; II, Dizin) neşretmiştir (bk. bibl.; eserle ilgili çalışmalar için ayrıca bk. neşredenin girişi, I, s. XX-XXII).
BİBLİYOGRAFYA
Rabgūzî, Ḳıṣaṣü’l-enbiyā (nşr. Aysu Ata), Ankara 1997, I-II; ayrıca bk. neşredenin girişi, I, s. XX-XXII.
Rieu, Catalogue, III, 270.
Mehmed Fuad Köprülü, Türk Edebiyatı Tarihi (İstanbul 1926) (haz. Orhan F. Köprülü – Nermin Pekin), İstanbul 1986, s. 286-289.
J. Schinkewitz, Rabgūzī Sentaksı (trc. Sabit S. Payalı), İstanbul 1947.
A. Bombaci, Historie de la littérature turque (trc. I. Melikoff), Paris 1968, s. 93-95.
K. Ranke v.dğr., “Rabghuzi Fourteenth Century Turkic Folklorist”, Volksüberlieferung (ed. F. Harkort v.dğr.), Göttingen 1968, s. 373-400.
H. E. Boeschoten – M. van Damme, “The Different Copyists in the London ms. of the Qisas-i Rabghuzi”, Utrecht Papers on the Central Asia. Proceedings of the 1 st European Seminar on the Central Asian Studies, Utrecht 1985, s. 177-183.
M. van Damme, “Rabghuzi’s Qiṣaṣ al-Anbiyāʾ, Reconsidered in the Light of Western Medieval Studies: Narrationes vel Exempla”, De turcicis aliisque rebus: Commentarii Henry Hofman dedicati (ed. M. van Damme), Utrecht 1992, s. 7-37.
a.mlf., “Rabg̲h̲ūzī”, EI2 (İng.), VIII, 350.
Faruk Sümer, Eski Türklerde Şehircilik, Ankara 1994, s. 87-88.
Naile Hacıyeva, “Rabguzî’nin Kısasü’l-enbiyâ Eserinin Bakü Yazması”, TDl., sy. 514 (1994), s. 292-295.
Talat Tekin, “Al-Rabghūzī, The Stories of the Prophets: Qiṣaṣ al-Anbiyāʾ”, Türk Dilleri Araştırmaları, V, Ankara 1995, s. 259-264.
Seyfettin Erşahin, “Türklerin Hz. Muhammed Hakkındaki İlk Bilgi Kaynaklarından Kısas-ı Enbiyalar: Kısas-ı Rabguzî Örneği”, Diyanet İlmî Dergi, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) özel sayısı, Ankara 2000, s. 197-224.