https://islamansiklopedisi.org.tr/ramuzul-ehadis
Hadisi bir eğitim aracı olarak esas alan Gümüşhânevî, tasavvufun toplum üzerindeki gücünü kullanıp son dönemin en çok okunan hadis kitaplarından birini ortaya koymuştur. Eserin ihtiva ettiği 7103 hadisin 6402’si kavlî ve fiilî merfû rivayetlere, 701’i Resûlullah’ın hilye ve şemâiline dairdir. Gümüşhânevî bu eserini dostlarının isteği üzerine yazdığını belirtmekle birlikte onun bu kararında hocası Trablusşam müftüsü Ahmed el-Ervâdî’nin Ayasofya Camii’ndeki hadis derslerinde tasavvufî terbiye vermesi de etkili olmuştur. Kitapta günün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde muhtasar, veciz ifadeli hadisleri seçen Gümüşhânevî bunların dinin temel esaslarını ihtiva etmesine, te’vile ihtiyaç duyulmayacak derecede açık olmasına özen göstermiştir. Rivayetlerin güvenilirliğine dair hadis âlimlerinin kanaatlerini nakletmekle birlikte bazan kendisi de işaret veya istihâre yoluyla hadislerin muteber olup olmadığı konusunda fikir beyan etmiş, bazı hadislere zann-ı gālibe veya şahsî kanaate göre mu‘teber hükmü vermiştir. Âlimlerin mevzû veya zayıf saydığı rivayetler hakkında farklı kanaat taşıyorsa bunu da belirtmiştir (Levâmiʿu’l-ʿuḳūl, I, 30-32). Her hadisin sonunda onun kaynağını ve sahâbî râvilerini zikreden müellif münekkitlerin uydurma dedikleri hadisleri eserine almadığını ve münker rivayetlerden kaçındığını ifade etmiştir.
Kitabın baş tarafında hadis ehlinin fazileti, hadisi ilk tedvin edenler ve hadis usulüyle ilgili bilgiler verilmiştir. İki bölümden meydana gelen eserde farklı bir alfabetik sistem uygulanmış, birinci bölümde hadisler şu sıraya göre dizilmiştir: أ، إذا، إن، الله، إن، أيما، إياكم، ألا، أنى، إنه، إنما، ال، م، ت، ث، ق، ل، ما، من، لا، يا Harf-i ta‘rif ile başlayan hadisler elif harfiyle başlayan hadislerin verildiği bölümün sonuna konulmuştur. Hz. Peygamber’in şemâiline dair olan ikinci bölümde hadisler ”كان“ lafzıyla başlamaktadır. Eserdeki hadisler pek çok kitaptan derlendiği için sıkça kullanılan bu kaynaklara remizlerle işaret edilmiş, ayrıca meselâ mutlak olarak İbn Cerîr denildiğinde onun Tehẕîbü’l-âs̱âr’ının kastedilmesi gibi bazı özel kısaltmalar da yapılmıştır. Müellif hadisleri 125’ten fazla kaynaktan derlemekle birlikte mukaddimede sadece otuz üç kaynağın kısaltmasını zikretmiştir. Geç dönem hadis literatüründen faydalanılarak hazırlanan Râmûzü’l-eḥâdîs̱’te Süyûtî’nin el-Câmiʿu’l-kebîr ve el-Câmiʿu’ṣ-ṣaġīr’inden büyük ölçüde yararlanılmıştır. Râmûzü’l-eḥâdîs̱’in muteber kaynaklardan derlendiği ve ihtiva ettiği bütün hadislerin sahih olduğu söylenemez. Kitapta sahih rivayetleri ihtiva eden kaynaklardan faydalanıldığı gibi zayıf hadisleri içeren eserlerden de hadis alınmış olup bunların sıhhati hakkındaki hükümler şahsîdir. Müellif mukaddimede ”م“ harfinin, hadisin sahih rivayetleri ihtiva eden mu‘temed kaynakta, ”غ“ harfinin de, hadisin zayıf rivayetleri ihtiva eden gayri mu‘temed kaynaktan derlendiği anlamına geldiğini kaydetmekle beraber bu bilgilerin önemli bir kısmına eserin çevirilerinde yer verilmemiştir.
Râmûzü’l-eḥâdîs̱, Gümüşhânevî’nin şeyhliğini yürüttüğü Nakşibendîliğin Hâlidiyye kolu müntesipleri ve halifeleri sayesinde Anadolu’nun en ücra köşelerine kadar yayılmıştır. Müellif, hac yolculuğu sırasında Medine’de ve üç yılı aşkın kaldığı Kahire’de yüzlerce kişiye eserini okuttuğu, onlara rivayet icâzeti verdiği, birkaç kişiyi hilâfet ve irşadla görevlendirdiği için eser Arap dünyasında da yaygın biçimde okunmuştur. Gümüşhânevî’ye ait Ġarâʾibü’l-eḥâdîs̱’in kenarında ve Levâmiʿu’l-ʿuḳūl’ün sonunda Râmûzü’l-eḥâdîs̱’in onu okuyan, öğrenen ve öğretenin hüsn-i hâtime ile ölmesi, Allah, Resûlullah ve sahâbe sevgisiyle rızıklandırılması, tasavvuf büyüklerine muhabbet duyması, duasının kabul edilmesi, dünya ve âhirette her ihtiyacının karşılanması, müslümanlar arasında sevilen bir kişi olması, kötü düşüncelerden kurtulması ve ayıplarının örtülmesi, musibet ânında hatmedilmesi durumunda İslâm düşmanlarına karşı zafer kazanmaya vesile olması gibi faydalarına işaret edilmiş, bu ifadeler eserin yaygınlaşmasında etkili olmuştur. Eser toplumu hadisle eğiten, zühd eğitiminde hadisi esas almak suretiyle tasavvufî düşünceyi Kur’an ve Sünnet’e uygun çizgiye çekmeye çalışan, rivayetleri değerlendirme yöntemleri birbirinden farklı olan tasavvuf ehliyle hadis ehli arasındaki mesafeyi kapatma yolunda atılan bir adım olarak değerlendirilebilir.
Râmûzü’l-eḥâdîs̱’in bilindiği kadarıyla hepsi İstanbul’da olmak üzere çeşitli isimlerle birçok baskısı yapılmıştır (1275 [değişik adlarla birkaç baskı], 1312, 1316, 1320, 1326, 1330). Eser Râmûzü’l-ehâdîs (7101 Hadis) ve Tercümesi (trc. Naim Erdoğan, İstanbul 1976, 1980, 1983) ve Râmûz el-Ehâdîs: Hadisler Deryası Tercümesi (trc. Abdülaziz Bekkine, nşr. Lütfi Doğan – M. Cevat Akşit, I-II, İstanbul 1982) adıyla Türkçe’ye çevrilmiştir. Hikmet Zeyveli ikinci çeviriyi tercüme hataları yapıldığı ve anlaşılmaz ifadeler kullanıldığı gerekçesiyle eleştirmiştir (bk. bibl.). Râmûzü’l-eḥâdîs̱ üzerinde çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Önce Gümüşhânevî eserini Levâmiʿu’l-ʿuḳūl adıyla şerhetmiş (I-V, İstanbul 1292-1294), bu şerhte büyük ölçüde Muhammed Abdürraûf el-Münâvî’nin Feyżü’l-ḳadîr’inden faydalanmıştır (Aydınlı, s. 69, 70). Cengiz Tüccar, Râmûzü’l-ehâdîs’in Kaynakları adıyla bir lisans tezi hazırlamıştır (1989, Dokuz Eylül Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi). Lütfi Doğan ve M. Cevat Akşit, eserden çeşitli konulara dair seçtikleri hadisleri Râmûzü’l-ehâdîs’ten Dersler ana başlığı altında yayımlamışlardır (Kıyâmet Alâmetleri, İstanbul 1983; İslâm’da Aile Hayatı, İstanbul 1984).
BİBLİYOGRAFYA
Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî, Râmûzü’l-eḥâdîs̱, İstanbul 1275/1859, s. 1-4; a.e.: Hadisler Deryası Tercümesi (trc. Abdülaziz Bekkine, nşr. Lütfi Doğan – M. Cevat Akşit), İstanbul 1982, neşredenlerin girişi, I, s. V-VI.
a.mlf., Levâmiʿu’l-ʿuḳūl: Şerḥu Râmûzi’l-eḥâdîs̱, İstanbul 1292-94, I, 2-42; V, 644-645.
İrfan Gündüz, Gümüşhânevî Ahmed Ziyâüddîn: Hayatı-Eserleri-Tarîkat Anlayışı ve Hâlidiyye Tarîkatı, İstanbul 1984.
a.mlf., “Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî’nin Hayatı, Eserleri ve Tesirleri”, Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhanevî: Sempozyum Bildirileri (haz. Necdet Yılmaz), İstanbul 1992, s. 17-49.
Abdullah Aydınlı, “Bir Hadîsci Olarak Ahmed Ziyâuddîn Gümüşhanevî”, a.e., s. 61-72.
Hikmet Zeyveli, “Râmûz el-Ehâdîs’in Tenkidi”, İktibas, VI/116, Ankara 1986, s. 24-29.