REVVÂDÎLER - TDV İslâm Ansiklopedisi

REVVÂDÎLER

بنو روّاد
Müellif: CENGİZ TOMAR
REVVÂDÎLER
Müellif: CENGİZ TOMAR
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2008
Erişim Tarihi: 21.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/revvadiler
CENGİZ TOMAR, "REVVÂDÎLER", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/revvadiler (21.11.2024).
Kopyalama metni

Azerbaycan’da hüküm süren Müsâfirîler’in (Sellârîler, Kengerîler) hâkimiyetinin zayıflamasının ardından IV. (X.) yüzyılın başlarında Tebriz başşehir olmak üzere Azerbaycan’da bir hânedan kuran Revvâdîler aslen Yemenli Arap kabilelerinden Ezd’e mensuptur. Revvâdî aşireti, Abbâsî Halifesi Ebû Ca‘fer el-Mansûr tarafından 141 (758) yılında Basra’dan alınarak Azerbaycan’a yerleştirildi. Azerbaycan Valisi Yezîd b. Hâtim el-Mühellebî, Revvâd b. Müsennâ el-Ezdî’yi Tebriz civarında güvenliği sağlamakla görevlendirdi. Daha sonra onun neslinden gelenler II-III. (VIII-IX.) yüzyıllarda Abbâsîler’in Tebriz valisi olarak görev yaptılar. Eserini 232 (846-47) yılı civarında telif eden İbn Hurdâzbih, Muhammed b. Revvâd el-Ezdî’nin bu sırada Merâga, Erdebil ve Tebriz’e hâkim olduğunu kaydetmektedir (el-Mesâlik ve’l-memâlik, s. 119). Revvâdîler, IV. (X.) yüzyıldan itibaren Azerbaycan’da Kürt varlığının baskın hale gelmesiyle birlikte özellikle Hezbânîler’le karışmış ve giderek Kürtleşmişlerdir. Hânedan mensupları arasında Muhammed ve Ahmed gibi Arapça isimlerin bozulmuş şekli olan Memlân ve Ahmedil gibi isimlerin bulunması bunu göstermektedir.

Revvâdîler’den Muhammed b. Hüseyin, Müsâfirî emîri Merzübân b. Muhammed’in Büveyhîler’e yenilip tutsak edilmesinden istifade ederek 338-341 (949-952) yıllarında Tebriz’in kuzeyindeki bazı bölgeleri ele geçirdi. Oğlu Ebü’l-Heycâ Hüseyin 345’te (956) Tebriz’e hâkim oldu, şehri surlarla çevirterek kendisine başşehir yaptı (350/961). Ebü’l-Heycâ’nın Müsâfirîler’den bağımsızlığını elde etme ve Azerbaycan’a hâkim olma sürecinin ayrıntıları bilinmemektedir. I. İbrâhim b. Merzübân’ın Azerbaycan’da gücünü kaybettiği 355-373 (966-983) yılları arasında muhtemelen 368 veya 369’da (979 veya 980) bağımsızlığını kazanmıştır. Ebü’l-Heycâ I. Hüseyin daha sonra Ebû Dülef eş-Şeybânî’nin topraklarına saldırarak Duvîn’i ele geçirdi (377/987), Ermeniler’den de o güne kadar ödenmemiş vergileri talep etti. Ani Ermeni Kralı II. Smbat onun isteklerini süratle yerine getirdi. Ermeniler’e karşı yaptığı Vaspurakan seferi esnasında ölen (378/988) Ebü’l-Heycâ’nın ardından tahta çıkan oğlu Memlân ilk yıllarında çeşitli sıkıntılarla karşılaştı ve Ebû Dülef eş-Şeybânî’nin Duvîn’i geri almasına engel olamadı. 386’da (996) isyan eden kardeşini yendi. Müslüman halkı Gürcü ve Ermeniler’in saldırılarından korumaya çalıştı. Bu amaçla Ermenistan’a iki defa sefer düzenledi. 388’de (998) müttefik Ermeni ve Gürcü orduları karşısında ağır bir hezimete uğrayan Memlân 391’de (1001) vefat etti. Yerine geçen oğlu Ebû Nasr Hüseyin’in (ö. 416/1025) dönemi hakkında kaynaklarda bilgi bulunmamaktadır. Kardeşi Ebû Mansûr Vehsûdân döneminde bölgeye ilk Oğuz muhacereti başladı. 420 (1029) yılında bölgeye gelen 2000 çadırlık Oğuz halkı Vehsûdân’ın ordusuna katıldı.

Bu dönemde Vehsûdân’ın yeğeni ve Hezbânî Kürtleri’nin lideri Ebü’l-Heycâ b. Rebîbüddevle’nin toprakları, doğu sınırlarında müslümanlara karşı bazı başarılar kazanan Bizans orduları tarafından işgal edildi. 429’da (1038) bölgeye ikinci Oğuz muhacereti gerçekleşti. Göçebe Oğuzlar, Ermeniler’e karşı yaptıkları saldırının ardından Hezbânî Kürtleri’ne hücum ettiler. Bunun üzerine aralarında düşmanlık bulunan Ebü’l-Heycâ b. Rebîbüddevle ile Vehsûdân birleşerek Oğuzlar’ın üzerine yürüdüler; bir kısmını katledip bir kısmını Rey ve Hemedan’a sürdüler. Vehsûdân 432’de (1041) bölgede kalan Oğuz liderlerini bir ziyafet esnasında öldürttü. Urmiye’ye yerleşmiş olan Oğuzlar bu olayın ardından Musul’a göç ettiler. Ertesi yıl Rey’den Selçuklu İbrâhim Yinal tarafından sürülerek bölgeye gelen bir Oğuz grubu Vehsûdân tarafından bölgeden uzaklaştırıldı. Vehsûdân 434’teki (1043) büyük depremde zarar gören Tebriz’i imar etti.

446’da (1054) Azerbaycan’a gelen Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’e itaatini arzeden mahallî hükümdarlar arasında Vehsûdân da vardı. Vehsûdân’ın oğlu Ebû Nasr Memlân 451’de (1059) Selçuklular’a baş kaldırdı. Tuğrul Bey Tebriz’i muhasara ettiyse de başarılı olamadı (452/1060). Ebû Nasr Memlân, Bağdat’a giderek Azerbaycan’da yaptıkları tahribat sebebiyle Oğuzlar’ı halifeye şikâyet etti; halife de Tuğrul Bey’den bu tahribatı engellemesini istedi. 454’te (1062) Azerbaycan’a dönen Tuğrul Bey, Revvâdîler’i itaat altına aldı. Malazgirt Savaşı’ndan (463/1071) sonra Ebû Nasr Memlân’ın Tebriz hâkimiyetine son verildiği kaydedilmekte, Revvâdîler’in bu tarihten sonraki durumları hakkında bilgi bulunmamaktadır. Vehsûdân’ın torunu Ahmedîl b. İbrâhim (ö. 510/1116) bir süre Selçuklu Sultanı Muhammed Tapar’ın Merâga emirliğini yapmış, öldürülmesinin ardından gulâmları onun adıyla anılan bir hânedan kurmuştur (bk. AHMEDÎLÎLER). Rivayete göre Eyyûbîler de Revvâdî aşiretine mensuptur. Zambaur, Revvâdîler’i Müsâfirîler’in bir kolu olarak kabul eder (Manuel, s. 180).


BİBLİYOGRAFYA

, s. 475.

, s. 119.

Urfalı Mateos Vekayi-nâmesi (952-1136) ve Papaz Grigor’un Zeyli (1136-1162) (nşr. ve trc. H. D. Andreasyan), Ankara 1987, s. 37-39, 65.

, IX, 377-385, 437, 457, 598.

, s. 75-76.

V. Minorsky, Studies in Caucasian History, London 1953, s. 167-169.

a.mlf., “Merâga”, , VII, 733.

a.mlf. – [C. E. Bosworth], “Tabrīz”, , X, 42.

Seyyid Ahmed-i Kesrevî, Şehriyârân-ı Ġumnâm, Tahran 2535 şş., s. 164-225.

W. Madelung, “The Minor Dynasties of Northern Iran”, , IV, 236-239.

C. E. Bosworth, “The Political and Dynastic History of the Iranian World (A.D. 1000-1217)”, a.e., V, 32-34.

a.mlf., The New Islamic Dynasties, Edinburgh 1996, s. 150.

a.mlf., “Rawwādids or Banū Rawwād”, , VIII, 469.

, s. 180.

Cl. Cahen, Türklerin Anadolu’ya İlk Girişi (trc. Yaşar Yücel – Bahaeddin Yediyıldız), Ankara 1988, s. 11, 13.

R. Grousset, Başlangıcından 1071’e Ermenilerin Tarihi (trc. Sosi Dolanoğlu), İstanbul 2005, s. 492, 498-499, 505, 513-516.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2008 yılında İstanbul’da basılan 35. cildinde, 36-37 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER