https://islamansiklopedisi.org.tr/saib-b-akra
Annesi Müleyke’nin güzel koku satarak geçimini sağlayan bir hanım olduğu, Sâib dünyaya gelince onu Resûl-i Ekrem’e götürdüğü, Resûlullah’ın da Sâib’in başını okşayıp ona dua ettiği kaydedilmektedir. İbn Abbas’ın Araplar arasında ondan daha akıllı birinin olamayacağını söylediği Sâib gençliğinde parlak zekâsı, ince muhakemesi ve hesap bilgisiyle dikkati çekti. Bu sebeple Hz. Ömer onu divan kâtipliğine getirdi, ardından ganimetleri paylaştırmak üzere Nihâvend’e gönderdi; daha sonra kendisine elçilik ve vergi tahsildarlığı görevlerini verdi. Muhtemelen I. Mervân zamanında Sa‘d b. Ebû Vakkās, Sâib’i bir başkasıyla birlikte Kûfe’nin sınırlarını çizmekle görevlendirdi, o da Kûfe’de yaşayan kabilelerin yerleşeceği bölgeleri tesbit etti.
Sa‘d b. Ebû Vakkās, Kādisiye Savaşı’ndan (15/636) sonra Medâin’i fethedince Halife Ömer, Sâib’i oraya âmil olarak yolladı ve ganimetin beşte birini Medine’ye getirmesini söyledi. Kaynaklarda Sâib’in Medâin’de iken bir hazine bulduğu, bu hazinenin içindeki pirinç bir heykeli almayı hak ettiğini düşünerek durumu bir mektupla Hz. Ömer’e sorduğu, halifenin de ona bir devlet memuru olduğunu hatırlatarak heykeli beytülmâle vermesi gerektiğini bildirdiği (İbn Ebû Şeybe, VI, 555), diğer bir rivayette de hazineyi müslümanlar arasında paylaştırmasını emrettiği kaydedilmektedir. Hz. Ömer, Yezdicerd’in Nihâvend’de büyük bir ordu hazırladığını öğrenince Kûfe’de bulunan Nu‘mân b. Mukarrin’i ona karşı yeni bir ordu hazırlamakla görevlendirdi ve bu tâlimatını İbn Mukarrin’e Karîb b. Zafer ve Sâib b. Akra‘ ile gönderdi; Sâib’e de zafer kazanıldığı takdirde ganimeti askerler arasında adaletli bir şekilde paylaştırmasını emretti. Sâib bu görevi yaptıktan sonra ganimetin beşte birini iki mücevher sandığıyla birlikte Hz. Ömer’e getirdi.
Sâib’in daha sonraki hayatı hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Muhtemelen Hz. Ömer’in maliye ve hazine nâzırlığı görevini yapmış, Hz. Osman devrinde Abdullah b. Büdeyl’den sonra İsfahan valisi olmuştur. İsfahan’da vefat eden Sâib’in oğlu Fudayl da İsfahan valiliği yapmış ve soyu burada devam etmiştir. Tâbiîn âlimlerinden Mesrûk b. Ecda‘ın kızıyla evlendiği kaydedilen Sâib’in çok az hadis rivayet ettiği ve kendisinden Ebû İshak es-Sebîî ile Abdullah b. Avn’ın rivayette bulunduğu belirtilmiştir.
BİBLİYOGRAFYA
İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, VI, 82; VII, 102.
İbn Ebû Şeybe, el-Muṣannef (nşr. Kemâl Yûsuf el-Hût), Beyrut 1409/1989, VI, 555.
Taberî, Târîḫ, Beyrut 1407/1987, II, 519-520, 525, 528, 532, 641, 693.
İbn Hibbân, es̱-S̱iḳāt, II, 227-230; III, 173.
Ebü’ş-Şeyh, Ṭabaḳātü’l-muḥaddis̱în bi-İsbahân (nşr. Abdülgafûr Abdülhak Hüseyin el-Belûşî), Beyrut 1407/1987, I, 302-304.
Ebû Nuaym el-İsfahânî, Ẕikru aḫbâri İṣbahân (nşr. S. Dedering), Leiden 1931, I, 75-76, 342.
Hatîb, Târîḫu Baġdâd, I, 202-203.
İbn Abdülber, el-İstîʿâb, II, 104.
Yâkūt, Muʿcemü’l-büldân, I, 209; IV, 492.
İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, II, 311-312.
Kelâî, el-İktifâʾ (nşr. Kemâleddin İzzeddin Ali), Beyrut 1417/1997, IV, 304, 309-310, 328.
İbn Hacer, el-İṣâbe, II, 8.