https://islamansiklopedisi.org.tr/salih-b-mirdas
el-Cezîre’de yaşayan Kilâb b. Rebîa kabilesine mensup bir bedevî reisidir. Rahbe’yi ele geçiren Âne hâkimi İbn Mühkân’ın bölgedeki düşmanlarına karşı kendisinden yardım istemesi üzerine Rahbe’ye gitti ve bir süre sonra Rahbe’yi onun elinden almaya karar verip şehri tehdit etmeye başladı. Ancak aralarındaki ihtilâf İbn Mühkân’ın kızıyla evlenmesi üzerine son buldu. Âne halkı İbn Mühkân’a karşı ayaklandığında kayınpederiyle birlikte Âne üzerine yürüyüp isyanı bastırdı. Ardından onu öldürtüp Rahbe’ye hâkim oldu ve şehirde hutbeyi Fâtımîler adına okuttu (399/1008-1009). Bu sırada Halep, Hamdânîler’in âzatlılarından Lü’lü’ün oğlu Ebû Nasr Mansûr’un idaresi altındaydı. Fâtımîler’e bağlılığından dolayı Halife Hâkim-Biemrillâh kendisine Murtazâ (Mürtezaddevle) lakabı vermişti. Bir müddet sonra Mansûr ile Fâtımîler arasındaki ilişkiler bozuldu. Bu sırada Mansûr, Hamdânîler’den Seyfüddevle’nin torunu Ebü’l-Heycâ tarafından bozguna uğratıldı. Sâlih bu durumu fırsat bilerek Halep’e göz dikti. Önce Ebü’l-Heycâ’nın hizmetine girdi, ardından kendisine geniş topraklar vaad eden Mansûr’un tarafına geçti. Fakat Kilâboğulları’nın ele geçirdikleri her yeri yağmalayıp istilâ ettiğini gören Mansûr, bir ziyafet vesilesiyle Halep’e gelen Sâlih’i ve Kilâboğulları’nın ileri gelenlerini hapsetti, 200 kişiyi de öldürttü (2 Zilkade 402 / 26 Mayıs 1012), Sâlih’in güzelliğiyle meşhur karısını zorla boşatıp onunla evlendi. İki yıldan fazla hapis yattıktan sonra kaçmayı başaran Sâlih, Kilâboğulları’ndan topladığı 2000 kişilik süvari birliğiyle Halep’e yürüdü ve şehri kuşattı. Bir huruç hareketi yaparak Sâlih’e hücum eden Mansûr yenilip esir düşünce (12 Safer 405 / 12 Ağustos 1014) kardeşi Ebü’l-Ceyş, Halep’e dönerek şehri savundu. Sâlih, Mansûr’u bir süre hapsettikten sonra bazı şartlarla serbest bıraktı. Buna göre Mansûr 50.000 dinar, 120 rıtl gümüş, 500 parça elbise ve Halep gelirlerinin yarısını Sâlih’e verecekti. Ancak Mansûr Halep’e dönünce anlaşma şartlarını yerine getirmedi. Bunun üzerine Kilâboğulları Halep’i tekrar muhasara etti. Bu arada Mansûr’un Feth adlı gulâmı Fâtımî halifesi ve Sâlih ile iş birliği yaparak birtakım hilelerle Halep Kalesi’ne hâkim oldu ve hutbeyi Fâtımîler adına okutmaya başladı. Fâtımî halifesi yardımlarından dolayı Sâlih’e Esedüddevle lakabını verdi (406/1016). Ardından Sâlih Halep’ten ayrıldı. Halife Hâkim-Biemrillâh’ın nâibleri gelip şehri teslim aldılar. Emîrülümerâ Azîzüddevle (Azîzülmülk) Fâtik, Halep valisi tayin edildi.
Hâkimiyet sahalarını genişletmek isteyen Sâlih, bu maksatla Benî Tay Emîri Hassân b. Müferric b. Dağfel ve Benî Kelb Emîri Sinân b. Ulyân ile ittifak yaptı. Buna göre Halep’ten Âne’ye kadar uzanan topraklar Sâlih’e, Remle’den Mısır’a kadar olan bölge Hassân’a, Dımaşk da Sinân’a bırakılacaktı (414/1023). Sâlih, bu sırada Sedîdülmülk Ebü’l-Hâris Sü‘bân b. Muhammed’in idaresi altında olan Halep’e yürüdü (415/1024). Fâtımî idaresinden memnun olmayan halk şehri Sâlih b. Mirdâs’a teslim etti. Sedîdülmülk kaleye kapandıysa da Sâlih orayı da ele geçirdi (13 Zilkade 415 / 16 Ocak 1025). Kısa bir süre sonra Ba‘lebek’ten Âne’ye kadar uzanan toprakları işgal etti. Diyarbekir Mervânî Emîri Nasrüddevle b. Mervân’ın Nümeyrîler’in elindeki Urfa’yı ele geçirmeye teşebbüs etmesi üzerine Nümeyrîler’den Utayr, Sâlih b. Mirdâs’a başvurarak aracı olmasını istedi. Sâlih de onun ricasını yerine getirip Urfa’nın yarısının Nümeyrîler’in elinde kalmasını sağladı (416/1025).
Sâlih ve müttefiki Hassân b. Müferric’in yayılmacı politikalarına son vermek ve bölgeyi kendi hâkimiyeti altına almak için harekete geçen Fâtımî Halifesi Zâhir-Lii‘zâzidînillâh, Anuş Tegin ed-Dizberî kumandasındaki büyük bir orduyu onlara karşı sevketti. Taraflar Taberiye gölü yakınlarındaki Ukhuvâine’de karşılaştılar (25 Rebîülâhir 420 / 13 Mayıs 1029 veya 18 Cemâziyelevvel 420 / 4 Haziran 1029). Sâlih ile küçük oğlu savaşta öldürüldü. Daha sonra oğullarından Şibhüddevle Ebû Kâmil Nasr Halep’e, Muizzüddevle Simâl şehrin kalesine hâkim oldu. Kilâboğulları’nı el-Cezîre’den Halep’e getirip yerleştiren ve Mirdâsîler hânedanını kuran Sâlih b. Mirdâs, Arap dahilerinden (dühât-ı Arab) sayılır. Onun cesur ve kararlı bir emîr olduğu, maiyeti tarafından çok sevildiği kaydedilir.
BİBLİYOGRAFYA
İbnü’l-Kalânisî, Târîḫu Dımaşḳ (Zekkâr), s. 119-120.
İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, IX, 210-211, 227-228, 230-231, 347-348, 369, 392, 413; XI, 219.
İbnü’l-Adîm, Zübdetü’l-ḥaleb (nşr. Halîl el-Mansûr), Beyrut 1417/1996, s. 129-131.
İbn Hallikân, Vefeyât, II, 487-488.
Ebü’l-Fidâ, el-Yevâḳīt ve’ḍ-ḍarab fî târîḫi Ḥaleb (nşr. Muhammed Kemâl – Fâlih el-Bekûr), Halep 1410/1989, s. 151-154.
Suhayl Zakkar, The Emirate of Aleppo (1004-1094), Beyrut 1391/1971, bk. İndeks.
M. Ahmed Abdülmevlâ, Benû Mirdâs el-Kilâbiyyûn fî Ḥaleb ve şimâli’ş-Şâm, İskenderiye 1405/1985, s. 11-65.
M. Sobernheim, “Sâlih”, İA, X, 129.
M. Canard, “Ḥamdānids”, EI2 (İng.), III, 130.
“Âl-i Mirdâs”, DMBİ, II, 137-139.