https://islamansiklopedisi.org.tr/salim-b-zekvan
Hayatına dair yeterli bilgi yoktur. Uman asıllı Âmir b. Sa‘saa oğullarından geldiği ifade edilmekte, adı Sâlim el-Hilâlî olarak da zikredilmektedir (Dercînî, II, 232). Hakkında Sâlim b. Zekvân adıyla bilgi veren tek müteahhir kaynak İbâzî âlimi Ahmed b. Saîd eş-Şemmâhî’nin Kitâbü’s-Siyer’idir. Şemmâhî, Sâlim’in İbâzıyye’nin önde gelen âlimlerinden olduğunu ve Ebû Ubeyde Müslim b. Ebû Kerîme’nin (ö. 145/762) çağdaşları arasında anılmasının gerektiğini belirttikten sonra Câbir b. Zeyd’in de (ö. 93/711) kendisiyle mektuplaştığını belirtir (I, 109). Ancak Şemmâhî’nin verdiği bu bilgi, onun durumunu açıklamak için yeterli değildir. Çünkü Câbir’den yaklaşık altmış yıl sonra vefat eden Ebû Ubeyde’nin çağdaşı olarak gösterilen Sâlim’in, Câbir b. Zeyd ile mektuplaşmış olması mâkul görünmemektedir. Bu durumda Sâlim’in ya Câbir b. Zeyd’in, ya da ondan altmış yıl sonra vefat eden Ebû Ubeyde’nin çağdaşı olması gerekir.
Son dönemlerde yapılan araştırmalarda Sâlim b. Zekvân’ın Câbir b. Zeyd’in çağdaşı olduğu ve onunla mektuplaştığı fikri ağırlık kazanmıştır. Libyalı İbâzî araştırmacısı Amr Halîfe en-Nâmî, Kuzey Afrika’daki bilinmeyen bazı İbâzî yazmalarıyla ilgili olarak kaleme aldığı makalesinde, Câbir’e ait risâleler koleksiyonu içinde onun Sâlim b. Zekvân’a cevaben yazdığı bir risâlesinden bahsetmektedir. Daha sonra konuyla ilgilenen bazı Batılı araştırmacılar da bu kanaati destekleyerek onun Câbir’in çağdaşı olduğu görüşünü benimsemişlerdir. Zira Sâlim’e nisbet edilen es-Sîre’de Hâricîlik’le ilgili 70 (689) yılından sonraki olaylara yer verilmemesi es-Sîre’nin bu yılın başında yazıldığını, Sâlim’in de Câbir b. Zeyd’in çağdaşı olduğunu gösterir. Buna göre Sâlim’in I. (VII.) yüzyılın ortaları ile II. (VIII.) yüzyılın başlarında yaşadığını söylemek mümkündür. Sâlim b. Zekvân’a dair en çok bilinen ve İbâzî biyografik kaynaklarında geçen olay, halifeliğinin ilk yılında kendisiyle görüşmek ve bazı konuları arzetmek üzere giden “Ehlü’d-da‘ve ve’l-istikāme” adlı altı kişilik İbâzî heyeti içinde yer almış olmasıdır. Bu husus Sâlim’in bilgi, birikim ve diplomatik yönden belirli bir seviyeye ulaştığının delili sayılmalıdır. Sonraki hayatına dair ise kaynaklarda bilgi yoktur ve ne zaman öldüğü de bilinmemektedir.
Sâlim b. Zekvân’a asıl şöhretini kazandıran çalışması es-Sîre adıyla bilinen eseridir. Câbir b. Zeyd’e nisbet edilen divan ve Abdullah b. İbâz’ın risâleleriyle birlikte günümüze intikal eden bu eser, İbâzîler tarafından ortaya konulan ilk telifler arasında yer almaktadır. İbâzîler es-Sîre’yi, Ehlü’d-da‘ve ve’l-istikāme’nin prensiplerinin anlatıldığı bir ana kaynak olarak benimsemektedir. Kitabın 70 (689) yılı başında tamamlandığı tahmin edilmektedir. Cambridge Üniversitesi Doğu Araştırmaları Fakültesi Kütüphanesi’nde bulunan eser (Or., nr. 1402), çok sayıda İbâzî yazmasını ihtiva eden ve 393 sayfa tutan bir mikrofilm içinde 154-194. sayfalar arasında bulunmaktadır. es-Sîre’nin ilk bölümünde anlatılan Kur’an’ın nüzûl sebebi ve özellikleri, tevhidin muhtevası, takvâ ve cihadın önemi gibi konulardan sonra ikinci bölümde peygamberler ve görevleri, Hz. Muhammed’in konumu ile o hayatta iken Arap yarımadasında mevcut Ehl-i kitap, Mecûsîler, müşrikler vb. topluluklar ele alınmaktadır. Ardından Hz. Ebû Bekir ile Ömer dönemleri gelmekte ve her ikisinden övgü ile söz edilmektedir. Daha sonra Hz. Osman ve Ali dönemlerine temas edilerek bazı eleştiriler ileri sürülmekte, özellikle Hz. Osman devrinde siyasî icraatın Kur’an ve Sünnet karşısında yeterli görülmediği belirtilmekte, bunun ardından Necedât ve Ezârika gibi Hâricî fırkalarıyla ilgili bilgiler verilmektedir. Mürcie’nin anlatıldığı, kendilerine yöneltilen eleştirileri de içeren kısmın ardından İbâzıyye’nin diğer gruplar tarafından kabul edilmesi arzu edilen görüşleri açıklanmaktadır.
es-Sîre Patricia Crone – Fritz Zimmermann tarafından tahkik edilerek İngilizce’ye çevrilmiş ve eser es-Sîre adıyla yayımlanmıştır (New York 2001). Bir başka neşrini Muhammed Sâlih Nâsır, Menhecü’d-daʿve ʿinde’l-İbâżıyye adlı çalışmasının sonundaki ekler kısmında, kırk beş sayfa hacminde “Sîretü Sâlim b. Ẕekvân” başlığı altında gerçekleştirmiştir (Uman 1423/2002). es-Sîre’nin yukarıda belirtilen mikrofilmde bulunan Mürcie ile ilgili bölümü Michael Cook tarafından tahkik edilmiş, 192 ve 193. sayfalarda geçen Mürcie’ye dair iki ayrı metnin ilâvesiyle İngilizce’ye çevrilerek yayımlanmıştır (Early Muslim Dogma, s. 23-26, 160-163).
BİBLİYOGRAFYA
Sâlim b. Zekvân, es-Sîre (nşr. M. Sâlih Nâsır, Menhecü’d-daʿve ʿinde’l-İbâżıyye içinde), Uman 1423/2002, s. 340-385; a.e. (nşr. ve trc. P. Crone – F. Zimmermann, The Epistle of Sālim ibn Dhakwān içinde), Oxford-New York 2001.
Dercînî, Ṭabaḳātü’l-meşâʾiḫ bi’l-Maġrib (nşr. İbrâhim Tallây), Beyrut, ts. (Dârü’l-fikri’l-Arabî), II, 232.
Şemmâhî, Kitâbü’s-Siyer (nşr. Ahmed b. Suûd es-Seyâbî), Maskat 1407/1987, I, 109.
Amr Khalifa Ennāmi [Amr Halîfe en-Nâmî], Studies on Ibāḍism (al-İbâḍiyah), Beirut 1392/1972.
a.mlf., “A Description of New Ibāḍī Manuscripts from North Africa”, JSS, XV/1 (1970), s. 63-87.
M. Cook, Early Muslim Dogma: A Source-Critical Study, Cambridge 1981, s. 3-5, 23-26, 159-163.
Sönmez Kutlu, Türklerin İslâmlaşma Sürecinde Mürcie ve Tesirleri, Ankara 2002, s. 64-69.
a.mlf., “Salim b. Zekvân’ın Sîre Adlı Eserindeki Mürcie İle İlgili Kısmın Tercemesi”, AÜİFD, XXXV (1996), s. 467-475.
J. van Ess, “Untersuchunǵen zu einiǵen ibāḍitischen Handschriften”, ZDMG, CXXVI (1976), s. 27-29.
Orhan Ateş, “Salim b. Zekvân’ın Sire’sinde Hz. Osman’la İlgili Kısmın İbâzi Fikirler Açısından Değerlendirilmesi”, Çukurova Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, IX/2, Adana 2009, s. 99-114.
Harun Yıldız, “Hâricîler’in Erken Dönem Tarih Algısı: Sâlim b. Zekvân Örneği”, e-Makâlât: Mezhep Araştırmaları, II/2 (2009), s. 7-40.