https://islamansiklopedisi.org.tr/sehabeddin-sivasi
Daha çok ʿUyûnü’t-tefâsîr adlı eseriyle tanınır. Hayatı hakkında çok az bilgi vardır. Gençlik yıllarını Sivas’ta geçirdiğinden Sivâsî nisbesiyle anılır. Daha sonra İzmir’in Ayasuluk (Selçuk) ilçesinde yaşadığı için Ayasuluğî diye de bilinir. Küçük yaşlarda köle olarak Sivas’a getirildiği, tahsile burada başladığı, Zeyniyye tarikatının kurucusu Zeynüddin el-Hâfî’nin halifesi Ayasuluklu Şeyh Mehmed Efendi vasıtasıyla tasavvufa yöneldiği ve onunla birlikte Aydınoğulları’na bağlı bir merkez olan Ayasuluk’a giderek hayatının sonuna kadar burada yaşadığı bilinmektedir. Tabibzâde, Şeyh Mehmed Efendi’yi Zeynüddin el-Hâfî’nin halifeleri arasında göstermiş, Şehâbeddin Sivâsî’yi onun yegâne halifesi olarak kaydetmiştir (Mehmed Şükrü, s. 53). Silsilesi devam etmediğine göre Sivâsî’nin bir mürşid sıfatıyla faaliyet göstermediği veya etkili olamadığı söylenebilir. Ölüm tarihi için 780 (1378), 803 (1400), 860 (1456) ve 880 (1475) yılları zikredilmektedir. Şerḥ ʿale’l-Ferâʾiżi’s-Sirâciyye (792/1390) ve ʿUyûnü’t-tefâsîr (797/1395) adlı eserlerinin istinsah tarihlerinden hareketle 780’de (1378) öldüğü ileri sürülmüşse de şeyhi Zeynüddin el-Hâfî’nin 838’de (1435) vefat etmesi dikkate alınarak 860 (1456) yılında öldüğü kabul edilmiş ve mezar taşına bu tarih yazılmıştır (Osmanlı Müellifleri, I, 91). Ancak 860 yılı anılan eserlerin istinsah tarihinden çok sonra olduğundan bu tarihin de şüphe ile karşılanması gerekir. Öte yandan bu eserlerin istinsah kayıtlarının yanlış olabileceği de söylenmiştir. Şehâbeddin Sivâsî genelde Zemahşerî ve Beyzâvî tefsirlerinin özetlendiği, bunların üzerine ta‘lik, şerh ve hâşiye yazıldığı bir dönemde Kur’ân-ı Kerîm’in tamamını tefsir eden nâdir müfessirlerden biridir.
Eserleri. 1. ʿUyûnü’t-tefâsîr li’l-fużalâʾi’s-semâsîr. Tefsîru’ş-Şeyḫ olarak da bilinen eserin işârî yorum içermemesi müellifin eseri tasavvufa yönelmeden önce yazdığını düşündürmektedir. Tefsirde istifade edilen kaynaklar arasında Zemahşerî’nin el-Keşşâf’ı, Ferrâ el-Begavî’nin Meʿâlimü’t-tenzîl’i ve Ebü’l-Leys es-Semerkandî’nin Tefsîr’inin özel bir yeri vardır. Dirâyet tefsiri özelliği ağır basan eserin rivayet yönünün yetersiz olduğu, hatta bu konuda zaaflar içerdiği görülmektedir. Meselâ sûre başlarındaki besmelelerin âyet olduğuna ilişkin Abdullah b. Abbas’tan rivayet edilen ve Zemahşerî’nin tefsirinden aynen alınan, “Sûre başlarındaki besmeleleri terkeden kimse Allah’ın kitabından 114 âyeti terketmiş olur” ifadesi (I, 23; yanlışlıkla 104 yazılmıştır) sûre başlarında 113 besmelenin bulunduğu gerçeğine aykırıdır; zira Tevbe sûresinin başında besmele yer almamaktadır. Bakara sûresinin 281. âyetinin tefsirinde yine Abdullah b. Abbas’tan gelen bir rivayete dayanılarak son inen âyetin bu âyet olduğu belirtildiği halde (I, 136) Tevbe sûresinin son iki âyetinde Übey b. Kâ‘b’dan nakledilen bir rivayete yer verilip son inen âyetlerin bu iki âyet olduğu kaydedilmiştir (II, 164). Fezâile dair rivayetler arasında sahih kabul edilmeyenler bulunduğu gibi (Dartma, s. 312) İsrâiliyat’a da yer verilmiştir (krş. Arslan, sy. 9 [1990], s. 208; Dartma, s. 126). Öte yandan gramer açıklamaları yanında kıraat ihtilâflarının zikredildiği eserde müşkilü’l-Kur’ân, i‘câzü’l-Kur’ân vb. ilimler açısından önem taşıyan âyetler üzerinde durulmuş, âyetler arasındaki tenâsüp konusuna özel bir emek verilmiş, kelâm tartışmalarına girilmeksizin nâdiren akaid konularına değinilmiştir (bk. Arslan, sy. 11 [1993], s. 124-126). Nesih konusunda müfessirlerin genel yaklaşımını esas alan Sivâsî tasadduk ve infakla ilgili bazı âyetlerin zekât âyetiyle, hoşgörü ve af çerçevesindeki pek çok âyetin de kıtâl ve seyf âyetleriyle mensuh olduğunu belirtir (II, 31; IV, 338). Kur’an’la sabit bir hükmün mütevâtir veya bu nitelikte sayılan sünnetle neshedilebileceğine ilişkin bazı nakillere yer vermekle birlikte kendisinin bu hususta açık bir görüş belirtmediği görülür (krş. I, 91, 206-207; Dartma, s. 270-271). Müellifin mukaddimede belirttiği gibi dili sade olan ve fazla açıklama içermeyen eser Bahattin Dartma’nın tahkikiyle dört cilt halinde neşredilmiştir (bk. bibl.).
2. Sûre-i Kehf Tefsiri (Süleymaniye Ktp., Pertevniyal Sultan, nr. 85/2).
3. Risâletü’n-necât min şerri’ṣ-ṣıfât. Şehâbeddin Sivâsî, Zeyniyye tarikatının âdâb ve erkânına temas ettiği bu eserinde şeyhe râbıtanın gerekliliği konusunda âyet ve hadislerden deliller getirmiş, şeyh-mürid ilişkilerini ele alarak müridlere nasihatlerde bulunmuştur (Süleymaniye Ktp., Ayasofya nr. 4812/1; Bağdatlı Vehbi Efendi, nr. 2057/2; Dârülmesnevî, nr. 155/2; Hacı Mahmud Efendi, nr. 431/3; Hâlet Efendi, nr. 246/3).
4. Ceẕẕâbü’l-ḳulûb ilâ ṭarîḳı’l-maḥbûb. Müellif tasavvufa dair bu eserinde önce ilim ve iman konularına yer vermiş, ardından tasavvufî konulara geçmiştir. Bir şeyhin elinden hırka giymenin zâhir ve bâtın yönlerine temas ettikten sonra Zeynüddin el-Mısrî diye andığı Zeynüddin el-Hâfî’ye intisap ettiğini belirtmiş, silsilesini de Şeyh Abdünnûr, Muhyiddin Arabî, Yûnus Cemâleddin ve Abdülkādir-i Geylânî şeklinde kaydetmiştir. Ancak bu silsile Zeyniyye’nin bilinen silsilelerine uymadığı gibi burada adı geçen bazı şeyhlerin birbirinden hırka giymesi tarih bakımından mümkün değildir. Bu durumda Sivâsî’nin zikrettiği silsileyi mânen intisap ettiği silsile olarak değerlendirmek gerekir. Ceẕẕâbü’l-ḳulûb Mehmed Rıf‘at el-Kādirî tarafından Türkçe’ye tercüme edilmiştir (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 3263, vr. 42b-62b; İbrâhim Efendi, nr. 853/1).
5. Riyâżü’l-ezhâr fî cilâʾi’l-ebṣâr (Süleymaniye Ktp., Çelebi Abdullah Efendi, nr. 175/2; Hacı Mahmud Efendi, nr. 728, 746/1).
6. Şerḥ ʿale’l-Ferâʾiżi’s-Sirâciyye. Sirâceddin Muhammed b. Muhammed es-Secâvendî’ye ait eserin şerhi olup (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 2519; Yenicami, nr. 638/3; Kadızâde Mehmed, nr. 261/2; Bağdatlı Vehbi Efendi, nr. 608/1; İzmir, nr. 289/2; Lâleli, nr. 1314/1) eserin şerhleri arasında önemli bir şerh sayıldığı söylenmiştir (Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 1247). C. F. Seybold şerhin Breslau’daki nüshası hakkında bir makale yazmıştır (DİA, XII, 368).
7. Şerḥu’l-Miṣbâḥ. Mutarrizî’nin nahve dair eseri üzerine bir şerhtir (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 5025). Kaynaklarda Şehâbeddin Sivâsî’ye ʿUyûnü’t-tevârîḫ adlı bir eser daha nisbet edilmektedir. Bahattin Dartma, Sivâsî’nin tefsiri üzerine bir doktora tezi hazırlamış (bk. bibl.), Abdülbaki Güneş Şihâbuddin es-Sivâsî Hayatı, Eserleri ve Tefsirdeki Metodu adıyla yüksek lisans çalışması yapmıştır (1994, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü).
BİBLİYOGRAFYA
Şehâbeddin Sivâsî, ʿUyûnü’t-tefâsîr li’l-fużalâʾi’s-semâsîr (nşr. Bahattin Dartma), Beyrut 2006, I-IV.
Taşköprizâde, eş-Şeḳāʾiḳ, s. 31.
Hoca Sâdeddin, Tâcü’t-tevârîh, II, 415.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 895; II, 1185, 1247, 1709.
Mehmed Şükrü, Silsilenâme-i Sûfiyye, Hacı Selim Ağa Ktp., Hüdâî Efendi, nr. 1098, s. 53.
Osmanlı Müellifleri, I, 90-91.
Brockelmann, GAL, II, 228.
Ömer Nasuhi Bilmen, Tefsir Tarihi, Ankara 1955, s. 393-394.
Nüveyhiz, Muʿcemü’l-müfessirîn, I, 78.
Bahattin Dartma, Şihâbu’d-dîn es-Sîvâsî ve Uyûnü’t-tefâsîr li’l-fuzalâ’i’s-semâsîr’indeki Metodu (doktora tezi, 1994), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Abdülbaki Güneş, Şihâbuddin es-Sivâsî: Hayatı, Eserleri ve Tefsirdeki Metodu (yüksek lisans tezi, 1994), Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
a.mlf., “Şihâbüddîn es-Sivâsî ve Tefsirinde Takip Ettiği Yöntem”, Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, I/1, Van 1994, s. 179-220.
Reşat Öngören, Tarihte Bir Aydın Tarikatı: Zeynîler, İstanbul 2003, s. 69-71, 170, 174.
Şükrü Arslan, “Şihâbuddîn es-Sîvâsî ve Uyûnü’t-tefâsîr’indeki Metodu”, EAÜİFD, sy. 9 (1990), s. 188-214; sy. 10 (1991), s. 149-154; sy. 11 (1993), s. 122-135.