https://islamansiklopedisi.org.tr/selvi
Bulgarca’da Servi veya Sevlievo şeklinde adlandırılan kasaba Bulgaristan’ın Tuna nehri bölgesinde yer alır (2001’de nüfusu 43.103). Önemli bir doğu-batı yolu üzerinde ve Tuna’nın kollarından Yantra’ya karışan Rositsa (Rosiça) suyu kenarında, deniz seviyesinden 200 m. yükseklikte etrafı küçük dağlar ve ağaçlı arazilerle çevrili bir düzlükte kurulmuştur. Küçük sanayi tesislerinin yer aldığı Selvi zengin bir tarımsal bölgenin idarî merkezidir. Gabrovo iline bağlı olup Sofya’nın 178 km. doğusunda, Veliko Tǎrnovo’nun (Tırnova) 50 km. batısındadır.
Kasaba 1516 yılından kısa bir süre önce Türk göçmenleri tarafından kuruldu. XVI. yüzyıl içinde konumu sebebiyle Hutaliç bölgesinin merkezi haline geldi. XVII. yüzyılda çok sayıda müslümanın yerleştiği bir yer olarak gelişme gösterdi. Başlangıçta Niğbolu sancağına bağlı Tırnova kazasının bir parçasıydı. Daha sonra aynı sancakta Hutaliç kazası içinde kaldı. Kazaya adını veren Hutaliç, Ortaçağ’dan kalma küçük bir Bulgar kalesiydi. Bu kalenin kalıntıları 1980’li yıllarda, tamamıyla bir Türk köyü olan Hisarbeyli’nin (daha sonra Serbeglii, 1934’ten itibaren Javorets) içindeki düzlüğün kenarında kasabanın 9 km. güneydoğusunda keşfedilmiş ve kazı çalışmaları yapılmıştır. Hutaliç Kalesi ilk defa XIII. yüzyıldan kalma bir Bulgar yazıtında zikredilir.
Hutaliç nahiyesi Bulgar adları taşıyan ve hıristiyan ahaliye sahip yirmi dört, bunun yanında Türk adı taşıyan ve müslüman ahalisi bulunan iki köyle (Çadırlı ve Ali Fakihler) birlikte ilk olarak 884 (1479) tarihli İcmal Defteri’nde geçer. 922 (1516) tarihli defterde Selvi daha önceki kayıtlarda zikredilmeyen (hâriç ez-defter), on sekiz müslüman Türk hânesine sahip yeni kurulan bir yer diye belirtilir (BA, MAD, nr. 11). Aynı defterde iki eski köyün yanında Türk adı taşıyan, müslüman ahaliye sahip sekiz yeni müslüman köyü daha kaydedilmiş (Adiller, Akıncılar, Çadırlı-i Zîr, Dereli, Dikenler, Hisar Beyli, Malkoçlar ve Selvi), 1516’dan itibaren 1579-1580’e doğru bunlara dört yeni Türk köyü eklenmiştir. Aynı yıllar arasında Hutaliç nahiyesinin müslüman nüfusu 214’ten 838 hâneye yükseldi. Bu yıllarda hıristiyan nüfusu daha da durağanlaştı ve önemli bir kısmı tedrîcen müslümanlaştırıldı. 1579-1580 ve 1642 yılları arasında eski yirmi dört Bulgar köyü ile dört yeni köyün nüfusunda müslümanların oranı % 16’dan % 47’ye yükseldi. 1751’de ise bu oran % 58’e çıktı. Aynı yıl Selvi 301 hânesi, iki cuma camii ve hafta pazarıyla küçük bir kasaba durumundaydı. Bütün bölgenin, kasabanın ve köylerin nüfusunun % 71’i müslümandı. XVIII. yüzyılın ikinci yarısında hıristiyanlar Selvi’ye yerleşmeye başladı ve en azından 1759’dan itibaren bir kiliseye kavuştu.
1768-1828 yılları arasındaki dört Rus-Türk savaşı, kasaba merkezinde yoğunlaşan Hutaliç/Selvi bölgesinin müslüman nüfusunun kaybolmasına yol açtı. Aynı dönemde kazanın güney dağlık bölgesinde büyük çapta yeni bir Bulgar hıristiyan köyü olan Yeniköy / Novo Selo kuruldu. Bunun yanında eski Gabene ve Mlečovo köyleri büyük ilerleme kaydetti. 1845’te bölgedeki müslüman nüfus oranı % 52’ye, 1873’te % 46’ya geriledi. Selvi kasabası bu son tarihte 1219 hâneye doğru genişleme gösterdi. Bu dönemde cami sayısı da ikiden ona çıktı. Kasabanın artan önemi daha 1777’de saat kulesinin inşasıyla tescil edilmişti. Hıristiyanların çoğalan sayısı 1834 yılındaki büyük ve tarihî kilisenin inşasıyla da kendini göstermişti. Bu kilise sultanın yazılı izni ve mahallî müslüman nüfusun etkin malî desteğiyle kasabanın eski küçük kesiminde yapılmıştı. Osmanlı Devleti’nin son döneminde Selvi 2345’i müslüman olan 6200 kişilik nüfusa sahipti. 1286 (1869-70) tarihli salnâme kasabada 611 dükkân, iki kilise ve bir hamam zikreder.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı esnasında müslüman nüfusun büyük bölümü kaçtı veya savaşın hemen ardından Anadolu’ya göç etti. Yerlerine fakir dağlık bölgelerden gelen insanlar yerleştirildi. 1887’de kasaba sadece 1021’i (% 11) Türk olan 8860 kişilik nüfusa sahipti. 1940 yılına kadar kasaba fazla gelişme göstermedi. 1934’te müslüman nüfusu hâlâ 1.080’di. Aynı yıl bütün Türkçe yer adları, bunun yanında Yunanca Kalokastro ve Sırpça Serbe yeni Bulgar adlarıyla değiştirildi. Akıncılar köyünün adı Petko Slavejkov oldu. II. Dünya Savaşı’ndan sonra yeni endüstriler bazı gelişmelere yol açtı. Kasabanın müslüman nüfusu azaldı. Geride kalan en son cami de 1985 yılından önce ortadan kalktı. 1990’da eski Akıncılar köyünde mütevazi bir köy camisi mevcuttu. Aynı yıl, XVI. yüzyılın ortalarında kolonileştirilen Rahovo köyü bir camileri bulunan hatırı sayılır bir müslüman-Türk cemaatine sahipti. Adiller (şimdi İdilovo) ve Malkoçlar’da ise (şimdi Burja) kısmen Alevî geçmişe sahip olan küçük Türk aileleri kalmıştır.
BİBLİYOGRAFYA
N. Ganev, Stranitsi ot istorijata na grad Sevlievo, Veliko Tǎrnovo 1925.
Ž. Čankov, Geografski Rečnik na Balgarija, Sofia 1939, s. 394-396.
Sevlievo i Sevlievskijat kraj (ed. Khr. M. Ionkov), Sofia 1967.
H.-J. Kornrumpf, Die Territorialverwaltung im östlichen Teil der europäischen Türkei vom Erlass der Vilayetsordnung (1864) bis zum Berliner Kongress (1878) nach amtlichen osmanischen Veröffentlichungen, Freiburg 1976, s. 331-332.
M. Kiel, “La diffusion de l’Islam dans les campagnes Bulgares à l’époque Ottomane (XVe-XIXe siècles): Colonisation et conversion dans le district de Sevlievo”, Les Balkans à l’époque Ottomane (ed. D. Panzac), Aix-en-Provence 1993, s. 39-53.
a.mlf., “Rasprostranenie na Isljama v Balgarskoto selo prez Osmanskata epoha (XV-XVIII v.): Kolonizatsija i Islamizatsija”, Mjusjulmanska Kultura po Balgarskite Zemi (ed. R. Gradeva – S. Ivanova), Sofia 1998, s. 57-126.
a.mlf., “Selwi”, EI2 (İng.), IX, 136-137.
“Sevlievo”, Kratka Bǎlgarska Enčiklopedija, Sofia 1967, IV, 489.