https://islamansiklopedisi.org.tr/seyh-fethullah-kulliyesi
Vakfiyelerine göre cami, zâviye, hamam, medrese, kastel (bir çeşit su yapısı), hazîre ve bir evden meydana gelmektedir. Buradaki cami, Yukarı Şeyh Camii olarak bilinen Şah Velî Camii ile karışmaması için şer‘î mahkeme sicillerine ve bazı kayıtlara Aşağı Şeyh Camii adıyla kaydedilmiştir. Mimarı bilinmeyen ve kitâbesi olmayan külliyenin bânisi Şeyh Abdüllatif oğlu Şeyh Fethullah’tır. Yapıyla ilgili olarak bâninin tanzim ettirdiği 23 Receb 966 (1 Mayıs 1559) ve 1 Ramazan 971 (13 Nisan 1564) tarihli iki vakfiye ile 5 Rebîülâhir 991 (28 Nisan 1583) tarihli bir ferman mevcuttur. Külliyenin 1550’li yıllarda yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Evliya Çelebi de cami, medrese ve hamamdan bahsetmekte, fakat inşa tarihleri konusunda bilgi vermemektedir. Caminin 15 Ramazan 1005’te (2 Mayıs 1597) tamir geçirdiği bilinmektedir. Hamam 1957, 1960 ve 1972 yıllarında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılmıştır. Son olarak 1974’te cami tamir edilmiş, bu esnada son cemaat yeri camekânla kapatılmış, ahşap müezzin mahfili demir doğrama olarak yenilenmiş, minarenin bazı taşları değiştirilmiş, avlu ve şadırvan yeniden düzenlenmiştir.
Üç tarafının medrese odalarıyla çevrili olduğu düşünülen avluda, günümüzde bu mekânların yerini cami görevlilerine ait betonarme üç oda almıştır. Avlu güneyden birbirine bitişik cami ve zâviye ile kuşatılmıştır. Bâlî Paşa’nın (ö. 900/1494-95 [?]) adıyla da anılan medrese Cumhuriyet döneminde Orhaniye İlkokulu’na dönüştürülmüş ve sonradan yıktırılmıştır. İlk inşasının Bâlî Paşa’dan dolayı daha önce olduğu ileri sürülmekte, XVI. yüzyıl ortalarında onarılarak bu külliyenin bir parçası haline getirildiği sanılmaktadır. Ortadan kalkan medresenin mimarisi tam olarak bilinmemektedir. Avluda yeni yapılmış bir şadırvan vardır. Avlunun kuzeydoğu köşesinde alt kattaki kastele birkaç basamakla inilir. Cami ve zâviyeyi doğudan ve güneyden hazîreler çevreler. Hamam avlunun doğu kapısından çıkınca görülmekte, tonozlu bir geçitle zâviyenin doğusundaki hazîre duvarına bağlanmaktadır. Külliyeye dahil edilen ve vakfiyede adı geçen kastelin doğu cephesine bitişik ev 1974’te yıktırılmış ve yerine Kur’an kursu binası inşa edilmiştir.
Cami ile zâviye birbirine bitişiktir ve kapıları son cemaat yerine açılır. Son cemaat yeri dört sivri kemer açıklığına sahiptir. Batı duvarının içe bakan yüzünde Bursa kemerini andıran silmeli bir pencere, bu pencerenin üzerinde sivri kemerli iki pencere daha bulunur. Doğu duvarında sivri kalın bir silmeyle kuşatılan bir kapı, üstünde bir pencere altlı üstlü iki odaya açılır. Alttaki müezzin odasıdır, üstteki oda kapısı kuzeyde yer alan minarenin pabuçluğu içindir. Bu duvarın tepe noktasında Bursa kemerli iki pencere daha mevcuttur. Harimin son cemaat yerine açılan kuzey duvarında batıdan ikinci kemer gözüne denk gelen harimin taçkapısı, dördüncü kemer gözüne denk gelen ise zâviyenin girişidir. Harim taçkapısının iki yanında birer mihrâbiye ile birer adet pencere vardır. Buradaki bezemeler iki renkli taş geçmeleri ve süslemeleriyle kavsaraları mukarnaslı, beş kenarlı mihrâbiyelerde, pencere alınlıklarında ve taçkapıda yoğunlaşır. Taçkapı siyah ve kirli sarı renkli taşlarla örülmüş, dıştan kalın kaval silmeli sivri kemerle çevrelenmiştir. Alttaki basık kemeri iki farklı renkli taşlarla palmet motifleri meydana getirecek şekilde örülüdür. Kavsarası uçları sarkıtlı mukarnaslarla dolgulanmıştır. Kapı kemerinin yüksekliğine kadar dikdörtgen ve kare formlu panolar sarımtırak renkli mermerlerle kaplanmış, kapının önüne çok kollu yıldız kompozisyonlarını andıran renkli bir döşeme mozaiki yapılmıştır. Son cemaat yerinin doğusundaki tek şerefeli minare, üst köşeleri pahlanarak sekizgene çevrilmiş yüksekçe bir kaidenin üzerinde dairevî şekilde yükselmektedir. Cami 12,50 × 12,80 m. ölçülerindedir. Kare mekân yalnızca mihrap önünde 3,45 m. derinliğinde taşma yapar. Bu sebeple camiyi tabhâneli/zâviyeli yapılar içerisinde değerlendirenler olmuştur. Fakat güney eyvanı bu plan tipi için çok sığdır. Ayrıca camide yan eyvanlar yer almaz. Dolayısıyla camiyi bu plan grubunda değerlendirmek doğru değildir. Esasen külliyede zâviye işlevini yerine getiren ayrı bir mekân mevcuttur. Cami mihrap önü dışında, mekânın merkezindeki sekizgen bir ayaktan dağılarak her cephenin ortasındaki ikişer gömme ayak üzerine oturan ve âdeta şemsiye biçimini andıran eş merkezli yelpaze tonozla örtülmüştür. Bu tip örtü sisteminin daha basit uygulamalarına önceki bazı mezar anıtlarında rastlanmakla birlikte Şeyh Fethullah Camii’ndeki gibi gelişmiş bir örneği sonraki tarihlerde de görülmez. İstanbul Merdivenköy’de bulunan Bektaşî Tekkesi’ndeki (XIX. yüzyıl) uygulama da bu camidekine göre daha basittir. Dolayısıyla cami, üst örtüsünün biçimiyle Anadolu Türk mimarisinde ve özellikle Osmanlı mimarisinde farklı bir yere sahiptir. Mihrap önü çıkıntısı da çapraz ve beşik tonozun birleşiminden oluşan değişik bir tonozla örtülmüştür. Caminin tamamını günümüzde dışarıdan kiremit kaplı kırma bir çatı örter. Harimin batı duvarında üç, güney duvarında ikisi mihrap önünde, ikisi yanlarda, doğu duvarında zâviyeye açılan kapının sağında iki, solunda bir ve kuzeydeki son cemaat yerinde iki olmak üzere toplam on bir pencere bulunur. Pencerelerin hepsi içten sivri kemerli alınlıklı, dıştan dikdörtgen söveli olup alınlıkları soyut bitkisel motiflerle bezelidir. Duvarlar güney ve batı yönlerinden ikisi altı köşeli, üçü yuvarlak beş adet payandayla desteklenmiştir. Harimin güneydoğu köşesinde duvar kalınlığı içinde tekne tonoz örtülü, küçük boyutlu bir itikâf hücresi yer alır.
İç mekânda bezemenin en yoğun görüldüğü yerler taş mihrap ve minberdir. Yarım daire kesitli bir nişten ibaret mihrap renkli taşlarla süslenmiştir. Mihrap nişi üzengi taşı seviyesinde bir sıra mukarnasla zenginleştirilmiş, nişin köşelikleri bitkisel süslerle bezenmiş ve bu bölümlere birer kabara yerleştirilmiştir. Nişin içinde renkli taşlarla zikzak, dama taşı ve kelebek benzeri motifler yapılmıştır. Mihrap nişinin etrafı kare ve dikdörtgen formlu, renkli taş kompozisyonlu panolarla çevrelenmiş, kitâbeliği boş bırakılmıştır. Minberde renkli taş işçiliği bir kompozisyon oluşturma kaygısı olmaksızın kullanılmıştır. Mihrap ve minberdeki bu uygulamalar Memlük süsleme sanatıyla benzerlikler gösterir. Camiyi güneyden, zâviyeyi doğudan ve güneyden hazîreler çevreler. Şeyh Fethullah caminin güneyindeki hazîrede açık bir mezarda gömülüdür. Bu hazîre halk arasında Şıh Ocağı diye anılır. Zâviyenin doğusundaki hazîrede Kurtuluş Savaşı sırasında Fransız kuşatmasında şehid düşen bazı önemli şahsiyetler gömülmüştür.
Doğusundan camiye bitişik olan zâviye 6,80 × 6,60 m. ölçülerinde bir zikir meydanı ile meydanın güneyinde iki, kuzeyinde bir odaya sahiptir. Zikir meydanı ortadaki kare kesitli bir ayağa oturan yelpaze tonozla örtülüdür. Zâviye bitişiğindeki camiye ve son cemaat mekânına iki kapıyla açılır. Camiye ve doğusundaki hazîreye açılan ikişerden dört penceresi bulunmaktadır. Zikir mekânının kıble duvarında bir mihrâbiye, mihrâbiyenin her iki yanında arkasında mevcut iki itikâf odasına açılan birer kapı yer alır. Meydanın kuzeydoğu köşesinde bir başka itikâf hücresi vardır. Odalar dikdörtgen planlıdır ve aynalı tonozla örtülüdür. Kuzeydoğu köşesindeki oda doğusundaki bir pencereyle hazîreye, güneyindeki bir pencereyle zikir mekânına ve kuzeyindeki bir kapıyla giriş dehlizine açılır. Bugün zikir meydanı mescid, güneydeki iki oda depodur, kuzeydeki giriş dehlizine bir kapıyla açılan üçüncü oda ise müezzine aittir.
Doğu-batı doğrultusunda ele alınan hamam sokak kotu yükselince kısmen yol seviyesinin altında kalmıştır. Basamaklarla ulaşılan kare planlı, aydınlık fenerli kubbeyle örtülü soğuklukta bir havuz yer almaktadır. Soğukluğun doğu duvarındaki kapıdan beşik tonozla örtülü ılıklığa geçilir. Ilıklığın güneybatı köşesinde usturalık mekânı, kuzeybatı köşesinde helâ bulunur. Her iki mekân içten mukarnaslarla bezeli kubbeyle örtülüdür. Ilıklığın doğu duvarındaki kapıdan kare planlı, üç eyvanlı, köşe odalı, zemininde sekizgen göbek taşı olan, aydınlık fenerli kubbeyle örtülü sıcaklığa girilir. Eyvanların hepsi tonozla örtülüdür. Yalnızca doğu eyvanının arkasında yıldız tonozla örtülü bir birim daha yer alır. Köşe odalarından güneybatıdaki dikdörtgen planlı olup kubbeyle ve beşik tonozla örtülüdür. Kuzeybatı odası kubbelidir. Kuzeydoğu ve güneydoğu köşe odaları sekizgen planlıdır ve kubbelidir. Sıcaklığın doğusunda beşik tonozlu, kuzey-güney doğrultulu külhan birimi yer alır. Hamam bugün oldukça bakımsızdır.
Avludan biri güneyde, diğeri kuzeyde iki merdivenle inilerek ulaşılan kastel “L” biçiminde bir plana sahiptir. Ortada, 13 × 14,15 m. ölçülerindeki kastelin üzerini “L” şekilli bir ayakla dikdörtgen şekilli bir pâyeye oturan tonozlar örtmektedir. Kastelin kuzeybatıdaki mekânının üzeri açıktır. Bu bölümün batı duvarına bitişik bir oturma sekisi ve zemininde bir havuzu bulunmaktadır. Havuzlar abdest almak ve çamaşır yıkamak için düzenlenmiştir. Güney bölümü üç adet çapraz tonozla, doğudaki kuzey-güney doğrultulu on adet helânın açıldığı koridorsa beşik tonozla örtülüdür. Bu tonozu merkezinden dik şekilde bir beşik tonoz keser. Kastelin güneybatısında kuzeybatı köşesindeki gibi batı yönünden gelen suların döküldüğü bir havuz görülür. Her iki havuzun suyu kanallarla birleşerek helâlara ulaşmaktadır. Kastelin güneydoğu köşesinde bulunması gereken ve bir çeşit gusülhane olan “çimeceklik” (çimeklik) bugün mevcut değildir. Şeyh Fethullah Külliyesi renkli taş süslemeleri bakımından Memlük sanatıyla, camide görülen üst örtü yönünden Selçuklu mimarisiyle benzerliği olan ve farklı yapıları bünyesinde barındıran bir eserdir.
BİBLİYOGRAFYA
BA, Defter, nr. 2134, s. 131.
Evliya Çelebi, Seyahatnâme, IX, 354-355.
Cemil Cahit Güzelbey, Gaziantep Evliyaları, Gaziantep 1964, s. 66-73.
a.mlf., Gaziantep Camileri Tarihi, Gaziantep 1984, s. 155-162.
Ali Zavar, Gaziantep’te Türk Dinî Mimarisi (mezuniyet tezi, 1970), İÜ Ed.Fak. Sanat Tarihi, s. 14-17.
Metin Sözen v.dğr., Türk Mimarisinin Gelişimi ve Mimar Sinan, İstanbul 1975, s. 213-214.
Metin Sözen, “Eine Moschee von Seltenem Typ in Anatolia: Die Şeyh Fethullah Moschee in Gaziantep”, Anatolica, III, Leiden 1969-70, s. 177-187.
Şerife Cengiz, Gaziantep Portalleri ve Mimari Süslemeleri (mezuniyet tezi, 1979), İÜ Ed.Fak. Sanat Tarihi, s. 18-24.
Nusret Çam, Gaziantep Şeyh Fethullah Külliyesi, Ankara 1989.
a.mlf., “Gaziantep’te Türk Mimarisi”, Osmanlı Döneminde Gaziantep Sempozyumu: 22 Ekim 1999 (ed. Yusuf Küçükdağ), Gaziantep 2000, s. 1-14.
a.mlf., Türk Kültür Varlıkları Envanteri: Gaziantep, Ankara 2006, s. 120-145.
a.mlf., “Gaziantep’te Kastel Adı Verilen Su Tesisleri”, VD, sy. 18 (1984), s. 165-174.
İsmail Altıngöz, “Dulkadir Eyâletinin Kuruluşunda Antep Şehri (XVI. Yüzyıl)”, Gaziantep: Cumhuriyetin 75. Yılına Armağan (ed. Yusuf Küçükdağ), Gaziantep 1999, s. 89-146.
Nadir Topkaraoğlu, “Gaziantep Şeyh Fethullah Camii ve Zâviyesi”, VD, sy. 19 (1985), s. 207-222.