https://islamansiklopedisi.org.tr/silsiletul-asafiyye
Behcetî İbrâhim’in hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Genellikle XVII. yüzyılda yaşamış, şiirlerinde “Behcetî” mahlasını kullanmış ve Çehrin Seferi’yle ilgili bir eser yazmış olan (Mi‘râcü’z-zafer) Hezargradlı Hüseyin ile karıştırılmıştır. Doğum yerinin Berat şehrinin Timuriçe köyü olması kuvvetle muhtemeldir. Eserinde çocukluğundan itibaren faydalı faydasız çeşitli ilimlerle meşgul olduğunu ifade eden yazarın düzenli bir medrese eğitimi almadığı anlaşılmaktadır. 1731’de Sadrazam Köprülüzâde Nûman Paşa’nın oğlu Hâfız Ahmed Paşa’ya imam olduğunu belirten Behcetî (vr. 1b, 185b) vefatına kadar Vidin, Niş, Hanya, Mısır ve Cidde gibi onun görev yerlerinde maiyetinde bulundu, bir süre Medine’de kaldı, bu arada onunla birlikte hac farîzasını eda etti ve bazı olaylara şahit oldu. Kendi ifadesine göre 1150’de (1737) Hâfız Ahmed Paşa’nın Niş muhasarasına hareketi esnasında onun yanında yer aldı. Yolda Fâzıl Ahmed Paşa’nın hasta yattığı çiftliğe uğrayarak onun altmış bir yıl önce öldüğü odayı ziyaret etti. Eserinin 1151 (1738) yılında sona erdiği göz önüne alınırsa bu tarihten sonra ölmüş olmalıdır. Behcetî İbrâhim Efendi bazı şiirlerini ve düşürdüğü tarihlerini eserine serpiştirmiştir. Nitekim eserinde Niş’in istirdadı hakkında çeşitli tarihler ve kasideler yazıp Serasker Hâfız Ahmed Paşa’ya sunduğunu ifade etmektedir. Farsça şiirlerinin de bulunduğu, bazı şiirlerinin Köprülü Kütüphanesi’nde kayıtlı Mecmûatü’l-ebyât’ta yer aldığı (Hâfız Ahmed Paşa, nr. 351), fakat şairlik yönünün kuvvetli olmadığı belirtilir (Ergun, II, 786).
Tam adı Silsiletü’l-âsafiyye fî Devleti’l-hâkāniyyeti’l-Osmâniyye olan eser, sadece Köprülü Mehmed Paşa ile oğulları ve torunlarından vezîriâzam ve vezir rütbesine yükselmiş olanların hayatları ve dönemlerinin olaylarına inhisar ettiği için Târîh-i Sülâle-i Köprülü adıyla da anılır. Nitekim eserin adı yazma nüshasının cilt kapağında ve Devr-i Hamîdî Köprülü Kütüphanesi katalogunda Târîh-i Sülâle-i Köprülüzâde şeklinde geçer (s. 153). Eserini çeşitli ilimlerde söz sahibi, özellikle tarih ve coğrafyada geniş bilgisi olduğunu belirttiği Hâfız Ahmed Paşa’nın emriyle kaleme aldığını söyleyen yazar, Köprülü ailesinin fetih ve icraatlarını yazmanın kendisine mutluluk vereceğini ifade eder (vr. 1b-2a). Eserin telif tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte Behcetî’nin Ahmed Paşa’ya imam olmasından sonra 1735 yılından itibaren yazılmaya başlandığı ve iki yıl sonra Niş’in istirdadına veya müellifin vefatına kadar devam ettiği söylenebilir. Muhteva bakımından yedi kısımdan oluşan Silsiletü’l-âsafiyye’de Vezîriâzam Köprülü Mehmed Paşa devri olayları (vr. 2a-76a), oğulları Vezîriâzam Fâzıl Ahmed ve Fâzıl Mustafa paşaların dönemlerinde meydana gelen olaylar (vr. 76a-164b, 164b-178a), yeğeni Vezîriâzam Amcazâde Hüseyin Paşa dönemi hadiseleri (vr. 178b-182a), Fâzıl Mustafa Paşa’dan torunu Vezîriâzam Nûman Paşa devri vak‘aları (vr. 182b-186a), bunun kardeşi Vezir Abdullah Paşa’nın biyografisi (vr. 186a-198a), nihayet yine Nûman Paşa’nın oğlu olup çeşitli yerlerde valilik yapan Vezir Köprülüzâde Hâfız Ahmed Paşa ve dönemi olaylarının 1151’e (1738) kadar gelen kısmı (vr. 198b-202a) yer alır.
Eser daha önce yazılmış tarihlerden faydalanılarak meydana getirilmiştir. Köprülü Mehmed Paşa devri olayları ağırlıklı olarak Naîmâ Tarihi’nden (vr. 74b), Fâzıl Ahmed Paşa ve halefleri dönemlerinin olayları ise bunun devamı olan Râşid Târihi ile (vr. 74b, 182a) bunun zeyli olan Çelebizâde Âsım’ın tarihinden nakledilmiştir. Eserin beş varaklık son kısmı olan Köprülüzâde Hâfız Ahmed Paşa devri olayları ise yazarın gözlemlerine dayanır (vr. 2a). Biyografik bilgiler yer yer Osmanzâde Ahmed Tâib’in Hadîkatü’l-vüzerâ’sından alınmıştır (vr. 2b). Eserin diğer kaynakları arasında Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi’nin, Îsâzâde’nin, Vecîhî’nin, Mehmed Halife’nin ve Nişancı Abdurrahman Abdi Paşa’nın tarihleri yer alır (vr. 26b, 45a, 47b, 61b). Silsiletü’l-âsafiyye bu bakımdan orijinaliteden uzak, basit bir derlemeden ibaret bir eser niteliğindedir. Bu özelliği yanında müsvedde halinde kalmış olmasından dolayı pek tanınmamış, modern dönem tarihçileri dışında araştırmacıların dikkatini çekmemiştir.
Silsiletü’l-âsafiyye’nin günümüze tek nüshası intikal etmiştir. Köprülü Kütüphanesi Hâfız Ahmed Paşa kitapları arasında (nr. 212) bulunan bu nüshanın ihtiva ettiği bazı boşluklarla üzerinde yapılan tashih (vr. 114a) ve ilâvelerden, hatta müellifin, “Bu mahalle Vezir Fazlı Paşa hikâyesi bulunup yazılmalıdır, Vecîhî’de olmak gerektir” (vr. 52b) gibi notlarının bulunmasından müellif hattıyla yazılmış olduğu kanaati doğmuştur. Zahrında Köprülüzâde Hâfız Ahmed Paşa’nın vakıf mühürleri bulunan nüsha 219 varak olup âdi ta‘lik hatla yazılmıştır. İhtiva ettiği mâlûmattan ziyade Osmanlı tarih edebiyatında ilk defa bir vezir ailesine hasredilmiş olması dolayısıyla önem kazanan eser üzerinde Mehmet Fatih Gökçek tarafından bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır (Behcetî Seyyid İbrahim Efendi, Târîh-i Sülâle-i Köprülü, 2006, MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü).
BİBLİYOGRAFYA
Köprülüzâde Mehmed Paşa Kütübhânesinde Mahfûz Kütüb-i Mevcûdenin Defteridir, İstanbul, ts., s. 153, 164.
Osmanlı Müellifleri, III, 29.
TCYK, s. 663-664.
Ergun, Türk Şairleri, II, 786.
Levend, Gazavatnâmeler, s. 129.
a.mlf., Türk Edebiyatı Tarihi, Ankara 1973, I, 368-369.
Babinger (Üçok), s. 241.
Ramazan Şeşen v.dğr., Fihrisü maḫṭûṭâti Mektebeti Köprülü, İstanbul 1406/1986, II, 516.
Nuri Akbayar, “Behcetî Seyyid İbrahim”, TDEA, I, 376.
Abdülkadir Özcan, “Hadîkatü’l-vüzerâ”, DİA, XV, 23.