ŞÜKRÎ, Abdurrahman - TDV İslâm Ansiklopedisi

ŞÜKRÎ, Abdurrahman

عبد الرحمن شكري
Müellif: HİLAL GÖRGÜN
ŞÜKRÎ, Abdurrahman
Müellif: HİLAL GÖRGÜN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2010
Erişim Tarihi: 02.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/sukri-abdurrahman
HİLAL GÖRGÜN, "ŞÜKRÎ, Abdurrahman", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/sukri-abdurrahman (02.11.2024).
Kopyalama metni

12 Ekim 1886 tarihinde Port Said’de Mağrib kökenli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Muhammed Şükrî Ayyâd, edebiyatla ilgilenen ve Urâbî isyanının önde gelen bazı yazarlarıyla yakın ilişki içinde bulunan bir şahsiyetti. Bu sayede Abdurrahman Şükrî, genç yaşta Abdullah Nedîm ve Hamza Fethullah gibi dönemin önde gelen şair ve ediplerini tanıma fırsatı buldu. Port Said’de ilkokulu bitirdikten sonra İskenderiye’ye gidip Re’sü’t-tîn Lisesi’ne girdi. Buradan mezun olunca Kahire’de hukuk fakültesine kaydoldu. 1906’da Dinşevây olayının ardından İngiliz karşıtı şiir yazdığı gerekçesiyle fakülteden atıldı. Aynı yıl Yüksek Öğretmen Okulu’na girdi, 1909’da Arap ve İngiliz edebiyatı bölümünden mezun oldu ve burslu olarak İngiltere’ye gönderildi. Burada Sheffield University College’da İngiliz edebiyatı okuyarak edebiyat ve tarih dalında lisans derecesini aldı. İngiltere’de bulunduğu sırada Swinburne, Rossetti ve Oscar Wilde gibi şairlerin eserlerini gördü. Ayrıca Goethe gibi şairlerin şiirlerini İngilizce tercümelerinden okudu. Eğitim hayatı boyunca edebiyatla ve özellikle şiirle meşgul oldu. Bu arada Mustafa Kâmil gibi vatan sever siyasetçilerle tanıştı, Ahmed Lutfî es-Seyyid’in çıkardığı el-Cerîde’de şiir eleştirileri yayımlandı. 1909’da divanının ilk cildi çıktı. Ağustos 1912’de İskenderiye’ye dönüp çeşitli liselerde öğretmenlik yaptı. Okul yıllarından tanıdığı İbrâhim Abdülkādir el-Mâzinî ve İngiltere dönüşü tanıştığı Abbas Mahmûd el-Akkād’la birlikte Mısır’da şiirde önemli bir ekol haline gelen Medresetü’d-dîvân’ı (Medresetü’t-tecdîd / el-Mezhebü’l-cedîd) kurdu. Cerîdetü’l-ʿUkâẓ bu grubun şiir ve yazılarını yayımladığı bir platform oldu. Şükrî büyük gayret sarfederek divanının VII. cildini 1919’da neşretti. Bu yıllarda divan ekolü içinde büyük kırılmalar yaşandı. Şükrî ve Mâzinî’nin birbirini sert biçimde eleştirmelerinden ve Mâzinî’nin Şükrî’nin şiirlerinin İngiliz şiirinden intihal olduğunu iddia etmesinin ardından Şükrî küçük bir grup içinde yalnız kaldı. Divan ekolünü terkedip şiir ve yazılarına ara verdi. Bu sırada Maarif Bakanlığı’ndaki görevine devam eden Şükrî 1923’ten itibaren Demenhûr, Mansûre, Kahire ve Zekāzîk’teki çeşitli öğretim kurumlarında yöneticilik yaptı. 1920’li yılların başlarında ara verdiği yazı hayatına 1935’te geri döndü. er-Risâle, el-Muḳteṭaf, el-Mecelletü’l-cedîde ve es̱-S̱eḳāfe gibi dergilerde şiir, edebiyat, eleştiri, eğitim ve psikoloji alanlarında makaleler yayımladı. Maarif Bakanlığı’nda 1934’ten itibaren müfettişlik yaptıktan sonra 1938’de emekliye ayrılıp Port Said’e yerleşti. 1952’de felç oldu. 1955’te İskenderiye’ye taşındı. Hayatı boyunca evlenmeyen Şükrî 15 Aralık 1958’de vefat etti. 1956’da el-ʿÂlemü’l-ʿArabî dergisinin özel bir sayısı Şükrî’ye ithaf edildi.

Mısır’da yenilikçi şiirin önde gelen şairlerinden biri olan Abdurrahman Şükrî’nin şiiri içerik bakımından iki döneme ayrılabilir. Divanının ilk ciltlerini kapsayan birinci dönemde millî duyguları dile getiren şiirler kaleme almakla birlikte sonradan yazdıklarında bu nitelik görülmez. Divanın V. cildi olan Ḫaṭarât’ın girişinde yeni şiir anlayışını ortaya koyar. Şiir belli bir sınıfın ve dinî grubun değil her milletten insanın hissiyatını dile getirir. Ona göre şair iyi yetişmiş olmalı ve okuyucusunu kendisi oluşturabilmelidir. Ayrıca şairin yalana, vehme sığınmasının gerektiğine dair düşünceyi eleştirir. Zira tevehhüm gerçeği ortaya koymayan, basit ve geçici bir faaliyettir. Buna karşılık tahayyül bir tasdiktir; ebedî olguları, nesne ile benzeri arasındaki ilişkiyi ve sıfatla mevsuf arasındaki doğru irtibatı teyit eder. Teşbih özellikle hatırlatıcı ve ilham verici olmalı, hakikati keşfetmede kullanılmalıdır. Ayrıca şiirde organik birlik arayan Şükrî duygu ve düşüncenin aynı şey olduğunu savunur (Moreh, Modern Arabic Poetry, s. 67). Romantik ve lirik tarzda yazan Şükrî’ye ait şiirin ana özelliği hüzün, yeis ve karamsarlığın hâkim unsur olmasıdır. Eleştirmenler, onun bu pesimist tavrını kendisinin ve çağdaşlarının yetiştiği sömürge şartlarına bağlamaktadır. Şükrî şiirinde dinî konulara yer vermemekle birlikte onun ateist çizgisinden de bahsedilemez. Şükrî’nin şiirini şekil açısından ele alan bazı araştırmacılara göre o, sadece Mısır’da değil bütün Arap dünyasında serbest şiir (şi‘r mürsel) yazan ilk şairlerden kabul edilir; ancak S. Moreh bu türde ilk denemelerin XX. yüzyıldan önce başladığını belirtir (, XXIX/3 [1966], s. 487 vd.).

Şükrî’nin üzerinde iki yönlü bir etkiden söz edilebilir. Şair bir taraftan klasik Arap şiirinden beslenirken diğer taraftan aldığı eğitimin tesiriyle özellikle İngiliz şairleri başta olmak üzere Batılı lirik şiirden büyük ölçüde etkilenmiştir. Mersafî’nin el-Vesîletü’l-edebiyye’si vasıtasıyla Şerîf er-Radî gibi klasik dönem şairleriyle tanışmış ve 1939’da er-Risâle dergisinde Abbâsî dönemi şiiri hakkında bir dizi makale yayımlamıştır. Onun etkilendiği şairler arasında Beşşâr b. Bürd, Ebû Temmâm ve Ebü’l-Alâ el-Maarrî zikredilebilir. Bunun yanında Shelley, Byron ve Goethe gibi Batılı şairlerden de büyük ölçüde etkilenmiştir. Şükrî’nin şiirinde Batı tesirini çeşitli örneklerle gösteren Şevkī Dayf’a göre onun “Nâbulyûn ve’s-sâḥirü’l-Mıṣrî” başlıklı şiiri Thomas Gray’in “The Bard” adlı şiirinden mülhemdir (el-Edebü’l-ʿArabiyyü’l-muʿâṣır, s. 134). Şükrî, Akkād ve Mâzinî şiirde Arap romantizminin kurucularından kabul edilir. Bu üç şair geleneksel şiir sanatına ve retoriğine karşı çok sayıda makale yazmış, şiirde gelenekselleşmiş kalıpların dışına çıkılarak bireyselliğin ve duygunun ön plana alınması gerektiğini savunmuş (Allen, s. 232), eleştirilerini de özellikle neo-klasik şiirin önde gelen temsilcileri olan Ahmed Şevkī ve Hâfız İbrâhim’e yöneltmiştir.

Eserleri. Hamdî es-Sekkût ve M. Jones, Abdurrahman Şükrî’nin roman, hikâye, makale ve şiirlerine dair ayrıntılı bir liste vermiştir (Aʿlâmü’l-edebi’l-muʿâṣır, III, 101-146).

1. Dîvânü ʿAbdirraḥmân Şükrî (I-VII, İskenderiye 1327-1337/1909-1919). Şükrî hayattayken yayımladığı divanının ciltlerini Ḍavʾü’l-fecr, Leʾâliʾü’l-efkâr, Enâşîdü’ṣ-ṣabâ, Zehrü’r-rebîʿ, el-Ḫaṭarât, el-Efnân, Ezhârü’l-ḫarîf şeklinde isimlendirmiştir. Nîkûlâ Yûsuf, Şükrî’nin divanını Dîvânü ʿAbdirraḥmân Şükrî adıyla tekrar yayımlarken (I-VIII, Kahire 1960) VIII. ciltte onun er-Risâle, el-Muḳteṭaf ve el-Hilâl dergilerinde yazdığı şiirleri toplamıştır.

2. el-İʿtirâfât ve hüve ḳıṣṣatü nefs (İskenderiye 1916).

3. es̱-S̱emerât (İskenderiye 1335). el-Cerîde’de yazdığı makalelerini kapsar.

4. Ḥadîs̱ü İblîs (İskenderiye 1335). el-Cerîde, Cerîdetü’l-ʿUkâẓ ve el-Beyân’da neşredilen bazı makalelerinden oluşmuştur.

5. eṣ-Ṣaḥâʾif (İskenderiye 1918).

6. el-Ḥallâḳu’l-mecnûn (İskenderiye 1919). Kısa hikâyeleri içerir.

7. Dirâsât fi’ş-şiʿri’l-ʿArabî. Muhammed Receb el-Beyyûmî tarafından derlenen bu kitap Şükrî’nin er-Risâle, es̱-S̱eḳāfe ve el-Hilâl gibi dergilerde yayımlanan şiir hakkındaki yazılarından meydana gelmiştir (Kahire 1415/1994).

8. Naẓarât fi’n-nefs ve’l-ḥayât. Muhammed Receb el-Beyyûmî’nin Şükrî’nin el-Muḳteṭaf’ta yayımlanan yazılarından derlediği bir kitaptır (Kahire 1996).

9. el-Müʾellefâtü’n-nes̱riyyetü’l-kâmile (nşr. Ahmed İbrâhim Hevvârî, I-II, Kahire 1998).

Abdurrahman Şükrî hakkında çok sayıda çalışma yapılmıştır (1980 yılına kadar olan çalışmaların bir listesi için bk. Hamdî es-Sekkût – M. Jones, III, 147-211; sonrakiler için bk. bibl.).


BİBLİYOGRAFYA

, III, 125-128.

Mounah A. Khoury, Poetry and the Making of Modern Egypt, Leiden 1971, s. 173-195.

S. Moreh, Modern Arabic Poetry 1800-1970, Leiden 1976, s. 65-79.

a.mlf., “Blank Verse (‘al-shi’r al-mursal’) in Modern Arabic Literature”, , XXIX/3 (1966), s. 483-505.

a.mlf., “S̲h̲ukrī ʿAbd al-Raḥmān”, , IX, 498.

Tarek Abdullah Jawd Fakhral-Deen, Abd al-Rahman Shukrî (1886-1958): An Egyptian Writer in the Age of Imperialism and Nationalism. A Study in the Influence of European Thought on Modern Arabic Literature (doktora tezi, 1977), New York University.

Şevkī Dayf, el-Edebü’l-ʿArabiyyü’l-muʿâṣır fî Mıṣr, Kahire, ts. (Dârü’l-maârif), s. 128-136.

Hamdî es-Sekkût – M. Jones, Aʿlâmü’l-edebi’l-muʿâṣır fî Mıṣr: ʿAbdurraḥmân Şükrî, Kahire 1980, III, 101-211.

Ahmed Ubeyd, Meşâhîru şuʿarâʾi’l-ʿaṣr fi’l-aḳṭâri’l-ʿArabiyye, Dımaşk, ts. (Matbaatü’t-terakkī), I, 249-267.

J. Brugman, An Introduction to the History of Modern Arabic Literature in Egypt, Leiden 1984, s. 112-121.

Abdülfettâh Abdülmuhsin eş-Şattî, ʿAbdurraḥmân Şükrî nâḳıden ve şâʿiren, Kahire 1999, tür.yer.

R. Allen, An Introduction to Arabic Literature, New York 2000, s. 125, 232.

Abdülazîz en-Nu‘mânî, ʿAbdurraḥmân Şükrî er-râʾidü’l-müceddid, Kahire 2002, tür.yer.

A. M. K. al-Zubaidi, “The Diwan School”, , I (1970), s. 36-48.

Abdülmuhsin Bedr, “Ehemmiyyetü’n-nüsḫati’l-ḫâṣṣa bi-ʿAbdirraḥmân Şükrî min Dîvâni ‘Ezhâri’ş-şerrî’ li-Bûdlîr-The Significance of Shukri’s Reading of Baudelaire’s ‘Flowers of Evil’”, Elif: Mecelletü’l-belâġati’l-muḳārene, II, Kahire 1982, s. 52-69.

R. C. Ostle, “S̲h̲ukrī, ʿAbd al-Raḥmān (1886-1958)”, Encyclopedia of Arabic Literature (ed. J. S. Meisami – P. Starkey), London 1998, II, 715-716.

Halîl el-Mûsî, “Şükrî, ʿAbdurraḥmân”, el-Mevsûʿatü’l-ʿArabiyye, Dımaşk 2005, XI, 736-737.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2010 yılında İstanbul’da basılan 39. cildinde, 253-254 numaralı sayfalarda yer almıştır.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER