SÛRÎLER - TDV İslâm Ansiklopedisi

SÛRÎLER

Müellif:
SÛRÎLER
Müellif: AZMİ ÖZCAN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2009
Erişim Tarihi: 27.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/suriler
AZMİ ÖZCAN, "SÛRÎLER", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/suriler (27.04.2024).
Kopyalama metni

Hânedanın kurucusu Şîr Şah Sûr Ferîdüddin b. Miyân Hasan, Hindistan’ın kuzeybatı bölgesindeki Rûh’ta yaşayan Afgan asıllı Sûr kabilesine mensuptur. Bundan dolayı hânedan Sûrîler adını almıştır. Ferîdüddin’in babası Miyân Hasan, Delhi Sultanlığı’nın bir kolu olan Lûdîler’in hizmetinde çalışıyordu. Ferîdüddin önce İbrâhim Han Servânî’nin, onun 926’da (1520) ölümü üzerine İbrâhim Han Lûdî’nin hizmetine girdi. 932’de (1526) Şîr Han, 941’de (1535) Şîr Şah unvanını aldı. Bengal’deki istikrarsızlıktan yararlanarak Bengal Sultanı Mahmud’u mağlûp etti ve bölgeyi ele geçirip haraca bağladı. Bâbürlü Hükümdarı Hümâyun, Şîr Şah Sûr’a karşı harekete geçerek onun hâkimiyetindeki toprakları işgal ettiyse de 946 (1539) ve 947 (1540) yıllarında yapılan savaşlarda yenilerek İran’a Safevîler’e sığındı. Şîr Şah, topraklarını hızla genişletip Mâlvâ, Raisen, Mültan, Sind ve Pencap’ın bir kısmına hâkim oldu. Bihâr’daki Patna şehrini merkez yapan Şîr Şah, Bengal dahil Kuzey Hindistan’ın yeni hâkimi oldu ve hânedanını tesis etti (947/1540). Şîr Şah beş yıl süren hükümdarlığı boyunca topraklarını genişletmeye çalıştı (bk. ŞÎR ŞAH).

Şîr Şah’ın Kālincâr kuşatması sırasında ölümünün ardından küçük oğlu Celâl Han ağabeyi Âdil Han’ı Agra yakınlarında mağlûp ederek İslâm Şah (Selim Şah) unvanıyla tahta geçti (952/1545). İslâm Şah çok zeki ve cesur bir hükümdardı. Ancak Afgan kabileleri arasında birliği sağlayamadı ve dokuz yıl hüküm sürdükten sonra öldü (961/1554). Yerine geçen on iki yaşındaki oğlu Fîrûz Şah kumandanlarından Mübâriz Han tarafından öldürüldü. İktidarı ele geçiren Mübâriz Han, Muhammed Âdil Şah unvanıyla tahta çıktı (961/1554). Ancak o da otoriteyi sağlamakta zorlandı, ülke malî ve idarî açıdan büyük buhranlarla karşılaştı. Bunun üzerine İbrâhim Han, Ahmed Han ve Muhammed Han gibi hânedan mensupları tahtı ele geçirmek için seferber oldular. Sonunda İbrâhim Han, Delhi’de hâkimiyet kurup iktidarı Sûrîler’in önde gelen kumandanlarından Hindu asıllı bir mühtedi olan İskender Han’a (Hemu) teslim etti. İskender Han, Bâbürlüler’le yapılan ikinci Pânîpet Savaşı’nda öldürüldü. Bunu fırsat bilen Bâbürlü Hükümdarı Hümâyun Lahor’u işgal etti ve Sirhind’de Afganlar’ı yenip Delhi’ye girdi (4 Ramazan 962 / 23 Temmuz 1555). Böylece Sûrîler’in Delhi’deki hâkimiyeti sona erdi; ancak hânedanın Bengal’deki egemenliği 971 (1564) yılına kadar devam etti. Bengal’de Şîr Şah’tan sonra Hızır Han, Muhammed Han, Hızır Han Bahadır ve Gıyâseddin Celâl Şah hüküm sürdüler. Sûrîler, Hindistan İslâm mimarisine kalıcı eserler bırakarak katkıda bulunmuşlardır. Bunlar arasında Bihâr’ın Sasaram şehrindeki türbelerle (Şîr Şah Sûr, babası Hasan Sûr ve mimar Alâvel [Alîval] Han’ın türbesi) Şîr Şah tarafından tesis edilen Delhi’nin Şîrgarh şehri, Purânâ Kal‘a, Îsâ Han Niyâzî Türbesi (1545-1547) ve Rohtasgarh’ta kale içindeki Cami Mescid (1543) sayılabilir.


BİBLİYOGRAFYA

Ferishta, History of the Rise of the Mahomedan Power in India till the Year A.D. 1612 (trc. J. Briggs), Lahore 2004, s. 308-328.

Yusuf Hikmet Bayur, Hindistan Tarihi, Ankara 1947, II, 34-38, 41, 53-57.

R. Nath, History of the Sultanate Architecture, New Delhi 1978, s. 91-93.

Iktidar Husain Siddiqui, Shershah Sur and his Dynasty, Jaipur 1995.

a.mlf., “Despotism of the Sūrs (1540 A.D.-1555 A.D.)”, Studies in Islam, II/3, New Delhi 1965, s. 153-187.

a.mlf., “Shīr Shāh Sūr”, , IX, 448.

The Architecture of the Indian Sultanates (ed. A. N. Lambah - A. Patel), Mumbai 2006, bk. İndeks.

C. Talbot - C. B. Asher, India before Europe, Cambridge 2006, s. 119-128, 131, 149, 169.

Hameed ud-Din, “Historians of Afghan Rule in India”, , LXXXII/1 (1962), s. 44-51.

C. E. Bosworth, “Sūrs”, , IX, 894.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2009 yılında İstanbul’da basılan 37. cildinde, 541-542 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER