https://islamansiklopedisi.org.tr/suri-muhammed-b-ali
376 (986) veya 377 (987) yılında Lübnan’ın güneyindeki sahil şehri Sûr’da doğdu, Sâhilî ve Şâmî nisbeleriyle de anılır. İlk eğitimini Sûr’da aldı. Sekiz yaşlarında iken şair ve edip Ebû Muhammed Hasan b. Hâmid’den şiir dinledi. 389’da (999) Sayda’da İbn Cümey‘ el-Gassânî ve Muhammed b. Leys el-Mevsılî’den hadis öğrendi. Daha sonra Trablus’ta muhaddislerin ve edebiyatçıların meclislerine devam etti. Humus’ta şiir öğrenimini sürdürdü. Askalân’da Ebü’l-Feth Ahmed b. Mutarrif el-Askalânî’den edebiyat okudu, şiirlerini ve diğer eserlerini rivayet etmek üzere ondan icâzet aldı. Tahsilini ilerletmek maksadıyla Mısır’a gitti; orada birkaç yıl kalarak hadis hâfızı Abdülganî b. Saîd el-Ezdî başta olmak üzere birçok âlimden hadis yazdı. Önceleri şiir ve edebiyatla meşgul olan Sûrî yaşı ilerledikten sonra hadis tahsiline ağırlık vererek hadis meclislerine devam etti. Enbâr, Kûfe, Basra ve Ukberâ’yı bu amaçla dolaştı. Onun sadece Basra’da 400 hocadan faydalandığı belirtilmiştir (İbnü’l-Cevzî, XV, 322). Sûrî 418’de (1027) hayatının sonuna kadar kalacağı Bağdat’a yerleşti. Orada hadis hâfızları Ebû Muhammed Hasan b. Muhammed el-Hallâl, Ebü’l-Hasan Ali b. Ahmed en-Nuaymî gibi âlimlerden faydalandı ve hadis ilminde önemli şahsiyetler arasında yer aldı. Bu sebeple hocası Abdülganî el-Ezdî de kendisinden rivayette bulunmuş, bazan adını açıkça zikretmiş, bazan da kinayeli bir ifadeyle ondan Verd b. Ali diye söz etmiştir.
Sûrî’nin önde gelen talebesi Hatîb el-Bağdâdî onunla uzun müddet beraber oldu ve kendisinden çok miktarda hadis yazdı. Ebü’l-Hüseyin b. Tuyûrî, Sûrî öldüğünde onun kız kardeşinin yanında on iki çuval kitabı bulunduğunu, Hatîb el-Bağdâdî’nin bu bölgeye gittiğinde Târîḫu Baġdâd dışında kalan eserlerinin çoğunu Sûrî’nin bu kitaplarından istifade ederek yazdığını ileri sürmüşse de (Yâkūt, Muʿcemü’l-üdebâʾ, IV, 21-22) Zehebî çeşitli kimseler tarafından nakledilen bu iddianın doğru olmadığını belirtmekte, Hatîb’in hâfıza gücü, hadis seyahati, hadis öğrenme ve onu anlama bakımından Sûrî’den daha üstün olduğunu söylemektedir (Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XVIII, 283). Sûrî’nin diğer talebeleri arasında Ca‘fer b. Ahmed es-Serrâc, Ebü’l-Velîd el-Bâcî ve Kādılkudât Ebû Abdullah ed-Dâmegānî de bulunmaktadır. Elinden kan aldırdıktan sonra bir daha iyileşemeyen Sûrî 29 Cemâziyelâhir 441’de (28 Kasım 1049) Bağdat’ta vefat etti ve Bağdat Camii Kabristanı’na defnedildi.
Hadis ilmine olan vukufu ve derinliğiyle bilinen Sûrî’nin bu yönüne işaret eden Hatîb el-Bağdâdî “Bağdat’a hadis ilmini ondan daha iyi bilen bir kimse gelmedi” demiştir. Sûrî çok kuvvetli olan hâfızasına dil uzatanlara, “Resûlullah’ın hadislerinden hangisini istiyorsanız senedini söyleyin, size metnini okuyayım, yahut metnini okuyun, size senedini bildireyim” diye karşılık vermiştir (Zehebî, Teẕkiretü’l-ḥuffâẓ, III, 1115-1116). Onun hadis öğrenme ve öğretmedeki titizliği dile getirilmekte, bazan bir hadisi şeyhine defalarca okuduğu, hatasını gördüğü zaman şeyhini bile tenkit etmekten çekinmediği, bir râvinin ve rivayetinin doğruluğundan emin olmadıkça ondan kesinlikle hadis rivayet etmediği belirtilmektedir. Bir gözü görmemesine rağmen bir ciltlik yazıyı bir risâleye sığdıracak kadar ince yazı yazma yeteneğine sahipti. Sûrî aynı zamanda güzel ahlâklı, geçimli, nüktedan ve şakacı bir kişiliğe sahipti. Hadis rivayet ederken şaka yapması dolayısıyla eleştirilmiş, o da bu konuda kendisini kınayanlara şiirle cevap vermiştir. Hadisçileri ve hadis ilmini eleştirenlere reddiye mahiyetinde şiirler yazmıştır. Sûrî, Hanbelî mezhebine bağlıydı. Ömrünün sonlarında zühde meyletti. Onun bayram ve teşrik günleri dışında bütün yılı oruçlu geçirdiği kaydedilmiştir.
Eserleri. 1. el-Fevâʾidü’l-ʿavâli’l-müʾerreḫa mine’ṣ-ṣıḥâḥ ve’l-ġarâʾib. Sûrî, akranı olan Ali b. Muhassin et-Tenûhî’nin rivayet ettiği, on dokuzu hadis olmak üzere âlî isnadlı yirmi beş rivayeti bu çalışmasında tahriç etmiştir (nşr. Ömer Abdüsselâm Tedmürî, Beyrut 1406/1985, 5. cüz).
2. el-Fevâʾidü’l-münteḳāt ve’l-ġarâʾibü’l-ḥisân ʿani’ş-şüyûḫi’l-Kûfiyyîn. Ebû Abdullah Muhammed b. Ali el-Alevî’den seçtiği rivayetleri bu çalışmasında bir cüzde toplamıştır (nşr. Ömer Abdüsselâm Tedmürî, Beyrut 1407/1987).
3. Baḳıyye min mecmûʿati eḥâdîs̱ maʿa mülâḥazâtin fî naḳdi’l-esânîd. Fuat Sezgin’in British Museum’da (Mahtûtât Şarkıyye, nr. 3057/2, vr. 45-46) nüshasının bulunduğunu belirttiği risâle, el-Fevâʾidü’l-ʿavâli’l-müʾerreḫa mine’ṣ-ṣıḥâḥ ve’l-ġarâʾib’in sonunda Fevâʾid fî naḳdi’l-esânîd adıyla yayımlanmıştır (s. 109-114). Sûrî’nin bazı eserler üzerine yazdığı notları ve tenkitleri de bulunmaktadır. Dârekutnî’nin Ẕikru esmâʾi’t-tâbiʿîn’e dair yazdığı hâşiyenin bir nüshası Köprülü Kütüphanesi’ndedir (nr. 40/4). Ayrıca Dârekutnî’nin Ricâlü’l-Buḫârî ve Müslim adlı eseri hakkında hâşiyeleri, Berdîcî’nin Ṭabaḳātü’l-esmâʾi’l-müfrede mine’ṣ-ṣaḥâbe ve’t-tâbiʿîn ve aṣḥâbi’l-ḥadîs̱’i ile İbn Sa‘d’ın eṭ-Ṭabaḳātü’l-kübrâ’sı üzerine notları ve eleştirileri bulunduğu belirtilmiştir.
BİBLİYOGRAFYA
Ali b. Muhassin et-Tenûhî, el-Fevâʾidü’l-ʿavâli’l-müʾerreḫa mine’ṣ-ṣıḥâḥ ve’l-ġarâʾib (nşr. Ömer Abdüsselâm Tedmürî), Beyrut 1406/1985, neşredenin girişi, s. 11-42.
Hatîb, Târîḫu Baġdâd, III, 103.
Sem‘ânî, el-Ensâb (Bârûdî), III, 565.
İbnü’l-Cevzî, el-Muntaẓam (Atâ), XV, 322-324.
Yâkūt, Muʿcemü’l-büldân, III, 433-434.
a.mlf., Muʿcemü’l-üdebâʾ, IV, 21-22.
İbn Abdülhâdî, ʿUlemâʾü’l-ḥadîs̱, III, 308-311.
Zehebî, Teẕkiretü’l-ḥuffâẓ, III, 1114-1117.
a.mlf., Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XVII, 627-631; XVIII, 283.
Sezgin, GAS (Ar.), I, 483.