https://islamansiklopedisi.org.tr/tayyib-el-ukbi
Cezayir’in güneydoğusundaki Sîdî Ukbe köyünde doğdu. Arap asıllı olup sonradan Berberîler ülkesine yerleşen bir aileye mensuptur. Altı yaşlarında iken ailesiyle birlikte Hicaz’a göç ederek Medine’ye yerleştiler. Ukbî burada Kur’ân-ı Kerîm’i ezberledi; dinî ilimlerde tahsil gördü ve öğrenimini tamamlayıp Mescid-i Nebevî’de hocalık yaptı. I. Dünya Savaşı’ndan önce dergi ve gazetelerde yayımlanan makaleleri yüzünden Osmanlı hükümetince Arap milliyetçisi olmakla itham edildi ve 1917’de Türkiye’de mecburi ikamete tâbi tutuldu. İki yıl sonra Hicaz’a dönünce Mekke Emîri Şerîf Hüseyin tarafından çok iyi karşılandı ve Ḳıble gazetesiyle el-Matbaatü’l-emîriyye’nin yayın müdürlüğüne getirildi. Mart 1920’de Cezayir’e gitti. Bir taraftan ailesinin emlâki ve geçimiyle meşgul olurken diğer taraftan yerleştiği Biskire (Biskre) şehrinin camilerinde ders verdi ve o günlerde çıkmaya başlayan Ṣada’ṣ-Ṣaḥrâʾ ve el-Münḳıẕ gibi gazetelerde makaleler yazdı. Makalelerinde bazı cemaat ve tarikatları İslâm inancından sapmakla itham edip eleştirdi ve İslâmî ıslah hareketine önderlik yapmaya çalıştı. Bu maksatla 8 Eylül 1927’de Biskire’de el-Iṣlâḥ adlı bir gazete neşretmeye başladıysa da Fransızlar buna engel oldu; gazetenin ikinci sayısı 7 Eylül 1929’da yayımlanabildi. Ukbî bu gazetedeki yazılarında Cezayir halkını Fransız vatandaşlığını boykot etmeye çağırdı. 1927’de başşehir Cezayir’e yerleşti. Bir fesat yuvası haline gelen şehirde dinî ıslah hareketini yürüttü. Bu alanda bir tebliğci görevini üstlendi, toplum kesimleri ve özellikle işçi sınıfı arasında büyük ilgi gördü. Bundan dolayı kendisine başşehrin mürebbisi denildi.
1931’de Cezayir’de Cem‘iyyetü’l-ulemâi’l-müslimîn’in kuruluşunda önemli rol oynayan Ukbî, derneğin isteği üzerine başşehir ve çevresindeki kasaba ve köylerde tebliğ faaliyetlerini sürdürdü. Ukbî’nin ıslah çabalarını yakından izleyen Fransızlar, 18 Şubat 1932’de çıkardıkları bir bildiriyle Cem‘iyyetü’l-ulemâ mensuplarının camilerde vaaz vermesini ve ders okutmasını yasakladılar. Ukbî, Muhammed Saîd ez-Zâhirî ile birlikte 1933’te dernek adına peş peşe üç gazete yayımladıysa da (es-Sünnetü’n-nebeviyye, eş-Şerîʿatü’l-Muḥammediyye, eṣ-Ṣırâṭü’s-sevî) bunlar Fransız sömürge yönetimi tarafından kapatıldı. Fransızlar derneğe 1935 yılına kadar yeni bir gazete çıkarma hakkı tanımadı. 1935’te derneğin neşrettiği el-Beṣâʾir gazetesinin yönetimini yine Ukbî üstlendi. Ancak ertesi yıl Cezayir müftüsü Mahmûd b. Dâlî’yi öldürmeye azmettirmekle suçlanarak tutuklandı, cinayetle ilgisi olmadığı anlaşılınca serbest bırakıldı. Daha sonra Fransız sömürge yönetimiyle mücadeleyi bırakan Ukbî din eğitimiyle ilgili çalışmalarına devam etti. 21 Mayıs 1960’ta Cezayir şehrinde ölünceye kadar bu faaliyetlerini sürdürdü.
BİBLİYOGRAFYA
M. Ali Debbûz, Aʿlâmü’l-ıṣlâḥ fi’l-Cezâʾir, Kostantîne 1394/1974.
Âdil Nüveyhiz, Muʿcemü aʿlâmi’l-Cezâʾir, Beyrut 1400/1980, s. 238-239.
Ahmed el-Hatîb, Cemʿiyyetü’l-ʿulemâʾi’l-müslimîne’l-Cezâʾiriyyîn ve es̱eruha’l-ıṣlâḥî fi’l-Cezâʾir, Cezayir 1985, s. 158-163.
Mâzin Salâh Mutabbakānî, Cemʿiyyetü’l-ʿulemâʾi’l-müslimîne’l-Cezâʾiriyyîn ve devrühâ fi’l-ḥareketi’l-vaṭaniyyeti’l-Cezâʾiriyye: 1349-1358 (1931-1939), Dımaşk 1408/1988.
a.mlf., “Cem‘iyyetü’l-ulemâi’l-müslimîn”, DİA, VII, 336-338.
Ebü’l-Kāsım Sa‘dullah, el-Ḥareketü’l-vaṭaniyyetü’l-Cezâʾiriyye, Beyrut 1992, II, 386, 392-393, 399-409; III, 10, 22, 42-45, 54, 55, 67, 89-90, 100-103, 108, 141, 155, 186, 219, 222.