TEBÜK - TDV İslâm Ansiklopedisi

TEBÜK

تبوك
Müellif: CASİM AVCI
TEBÜK
Müellif: CASİM AVCI
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2011
Erişim Tarihi: 21.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/tebuk
CASİM AVCI, "TEBÜK", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/tebuk (21.11.2024).
Kopyalama metni

Suudi Arabistan’ın kuzeybatısındaki önemli şehirlerden biri olup aynı adı taşıyan idarî bölgenin (imâre) merkezidir. Suriye bölgesiyle Vâdilkurâ ve Hicaz’ı birbirine bağlayan Tebük Dımaşk’a 500 km., Medine’ye 700 km., Ürdün sınırına 140 km. mesafededir. İslâm coğrafyacıları Tebük’ün Suriye ile Arap yarımadasını birbirinden ayırdığını kaydetmekle birlikte bazıları şehrin Suriye’ye, bazıları da Arap yarımadasına dahil olduğunu belirtir (İstahrî, s. 20; Makdisî, s. 179; Abdullah al-Wohaibi, s. 272-276). Tarihi milâttan önceki asırlara uzanan eski bir yerleşim yeri olan Tebük muhtemelen coğrafyacı Batlamyus’un Thapaua adıyla kaydettiği yerdir (, X, 50). İslâm’dan önce Roma ve Bizans İmparatorluğu hâkimiyetinde kalan bölgede yaşayan Benî Kelb, Lahm, Âmile ve Cüzâm gibi Arap kabileleri zamanla Bizans’ın etkisiyle Hıristiyanlığı kabul etti. Tebük İslâm tarihinde Hz. Peygamber’in 9 (630) yılında Bizans’a karşı düzenlediği gazve dolayısıyla meşhur olmuştur (bk. TEBÜK GAZVESİ). Hz. Ebû Bekir, 633 yılı sonbaharında Şürahbîl b. Hasene’yi 3000 kişilik bir birlikle Tebük-Maan istikametine gönderdi. Emevîler döneminde Halife Ömer b. Abdülazîz tarafından 99 (717) yılında Tebük’te Resûl-i Ekrem’in mescid olarak kullandığı yerde bir cami yaptırıldı. Mescidü’t-tevbe adıyla bilinen cami bu güzergâhtan hacca gidenlerin ziyaret ettiği bir yer oldu. Birçok defa tamir edilen camiyi 1973’te Suudi Arabistan Kralı Faysal b. Abdülazîz yeniden inşa ettirdi.

Tatlı su kaynakları bakımından zengin olan Tebük’te çok sayıda su kuyusu açılmıştı; bu sebeple hacıların su temini için tercih ettiği yerlerden biriydi. Tebük güzergâhını kullanan hacılar zaman zaman bedevîlerin saldırılarına mâruz kalıyordu. 965 (1558) yılında meydana gelen böyle bir saldırıdan iki yıl sonra Kanûnî Sultan Süleyman’ın emriyle hac güzergâhında yapılan kalelerden biri de Tebük Kalesi idi. Günümüze ulaşan bir kitâbeden şehrin en önemli tarihî eserlerinden olan, yanında bir cami ile su kuyusu ve iki havuzun yer aldığı bu kalenin 1064’te (1654) tamir edildiği anlaşılmaktadır. Askerî birliklerin ve topların yerleştirilmesiyle güvenli hale gelen Tebük XVII. yüzyılda Suriyeli tâcirlerin hacılara mal sattığı yerlerden biriydi.

XIX. yüzyılın sonlarında Tebük yaklaşık elli hâneli küçük bir köydü. XX. yüzyılın başında II. Abdülhamid tarafından yaptırılan Hicaz Demiryolu’nun Tebük’ten geçmesi ve burada bir istasyon yapılmasıyla şehir yeniden canlandı. Hicaz hattı yöredeki iç çatışmalar sebebiyle güvensiz durumda olan Tebük’e emniyet getirdi; evler, su kuleleri, tamir atölyeleri, hastahane, okul ve cami inşa edildi. Nüfusu kısa sürede arttı. I. Dünya Savaşı sırasında 1916 Haziranında Şerîf Hüseyin’in İngilizler’le anlaşarak isyan etmesinin ardından İngiliz subayların yönlendirdiği saldırılarda Hicaz Demiryolu’nun önemli bir kısmıyla birlikte Tebük’teki istasyon da tahrip edildi; istasyon günümüzde âtıl durumdadır. 1924’te Şerîf Hüseyin, İngilizler’in himayesinde Hicaz Hâşimî Krallığı’nı kurunca Maan’a bağlanan Tebük 1925’te Suudi Arabistan’ın hâkimiyetine girdi. Hamîdât, Atıyye, Belî, Huveytât ve Aneze gibi Arap kabilelerinin yaşadığı Tebük zaman içerisinde gelişerek Suudi Arabistan’ın hızla büyüyen ve nüfusu da aynı hızla artan şehirlerinden biri haline geldi. 1992’de 286.384, 2004’te 441.351 olan nüfusu 2010 yılı başlarında 535.000 civarında tahmin edilmektedir. Bu nüfusuyla Tebük ülkenin yedinci büyük şehri durumundadır. Şehirde üniversite ve hava limanı bulunmaktadır.


BİBLİYOGRAFYA

, III, 441; IV, 74-75.

, s. 20.

, s. 32.

, s. 179.

, I, 12, 303.

, II, 17.

A. Musil, The Northern Ḥeğâz, New York 1926, s. 161-170, 234-237.

Abdullah al-Wohaibi, The Northern Hijaz in the Writings of the Arab Geographers: 800-1150, Beirut 1973, s. 272-276.

Hamed el-Câsir, el-Muʿcemü’l-coġrâfî li’l-bilâdi’l-Memleketi’l-ʿArabiyyeti’s-Suʿûdiyye, Riyad, ts. (Dârü’l-Yemâme), I, 249-251.

Mes‘ad b. Îd el-Atvâ, Tebûk ḳadîmen ve ḥadîs̱en, Riyad 1413/1993.

Ufuk Gülsoy, Hicaz Demiryolu, İstanbul 1994, s. 139, 249, 258.

Âs̱âru minṭaḳati Tebûk (nşr. Sa‘d b. Abdülazîz er-Râşid), Riyad 1423/2003.

Müsâid b. Abdurrahman el-Cuhaydeb – Sa‘d Ahmed Hasan, “es-Siyâḥa fî minṭaḳayi’l-Cevf ve Tebûk beyne’l-müḳavvimât ve’l-imkânât”, Mecelletü Câmiʿati’l-İmâm Muḥammed b. Suʿûd el-İslâmiyye, XLV, Riyad 1425/2004, s. 319-428.

Fr. Buhl, “Tebûk”, , XII/1, s. 103.

M. A. al-Bakhit, “Tabūk”, , X, 50-51.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2011 yılında İstanbul’da basılan 40. cildinde, 227-228 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER