TURGUTLULAR - TDV İslâm Ansiklopedisi

TURGUTLULAR

Müellif:
TURGUTLULAR
Müellif: FARUK SÜMER
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2012
Erişim Tarihi: 20.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/turgutlular
FARUK SÜMER, "TURGUTLULAR", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/turgutlular (20.04.2024).
Kopyalama metni

Genellikle İçel ve Karaman bölgesinde yaşayan oymağın Tatar veya Kıpçak asıllı olduğu yolundaki bilgiler doğru değildir. Karamanlı tarihçisi Şikârî, Turgutlular’ın, adını aldığı Turgut Bey’i Oğuz veya Türkmen askerinin kumandanı diye tanıtır. Aynı eserde Karamanlı hânedanının ilk mensupları Oğuz beyleri şeklinde anıldığı gibi Oğuz Han’ın torunları olarak da zikredilir. Osmanlı tarihçilerinden Neşrî de 789’da (1387) Konya önlerinde yapılan savaşı anlatırken Turgutlu ve Bayburtlular’ı Tatarlar’dan ayırır ve onlarla Varsaklar’ı Türk adı altında ifade eder. Timurlu tarihçisi Yezdî, Turgutlular’ı Türkmen (Camâat-i Türkmânân-ı Durgut) şeklinde tanımlar. Şikârî, Turgut Bey’in adını Bayburt Bey ile birlikte Karaman hânedanının tarih sahnesine çıktığı zamandan itibaren zikreder. Hatta Karamanoğlu Mehmed Bey’in fethettiği Ankara-Konya arasındaki geniş bozkırı ikiye bölüp yarısını Turgut, yarısını da Bayburt beylere verdiği söylenir. Bununla beraber her iki bey de Alâeddin Bey zamanına (1361-1398) kadar hayatta gösterilir. Adı geçen kaynakta tarih zikredilmediği için Turgut ve Bayburt beylerin hangi zamanda yaşadıkları tam olarak tesbit edilememektedir. Didiği Sultan Menâkıbnâmesi’ne göre Turgut ve Bayburt beyler kardeş olup Ahmed Yesevî neslinden Horasanlı Didiği Sultan bu iki beyi Horasan’dan Rum’a (Anadolu) göndermiştir. Alâeddin Bey devrinden itibaren de Turgutoğlu ve Bayburtoğlu adları geçmeye başlar.

1386’da Konya önlerinde Karamanlılar ile Osmanlılar arasında yapılan ilk savaşta Turgutlular, Karaman ordusunun sol kolunda yer aldı. Şikârî’ye göre savaşta Turgutlular’ın başında Ali Bey bulunuyordu. Bu sırada Turgutlular’dan kalabalık bir topluluk Akşehir yöresinde oturmaktaydı. Reisleri Hızır ve İbrâhim beylerin idaresinde olan Turgutlular, Timur’a baş eğmeyerek bir dağa sığındılarsa da üzerlerine gönderilen kuvvetler tarafından mağlûp edildiler; malları yağmalandı, kadın ve çocuklarından birçoğu esir alındı. Timur’un Anadolu’nun orta bölgesinde yaşayan Kara Tatarlar’ın önemli bir bölümünü Türkistan’a götürmesi üzerine boş kalan geniş sahalara yerleşen Türkmenler arasında Turgutlular da vardı. Bunlardan yeni obalar ovaya indiler ve Akşehir’in doğusundaki bozkır kesimini yurt edindiler. Karamanoğlu II. Mehmed ve II. İbrâhim beyler zamanında Turgutlular’dan Pîr Hüseyin Bey ile oğlu Ahmed Bey ve Hasan Bey’in adlarına rastlanır. Pîr Hüseyin Bey yaptırdığı eserlerle tanınmış olup İbrâhim Bey devrinde beylerbeyi ve Karaman ordusunun başkumandanıydı. Türbe kitâbesinde (ö. 1432’den sonra) babasının Emîr Şah Bey, dedesinin Turgut Bey olduğu bildirilir.

II. Murad’ın “Düzmece” denilen amcası Mustafa ile uğraştığı sırada Hamîd-ili valisi bulunan kardeşi Küçük Mustafa da lalası Şarabdâr İlyas Bey’in teşvikiyle isyan edince (826/1423) Bursa üzerine yürüyen Küçük Mustafa’nın ordusunda Turgutlular da yer aldı. 846’da (1442) Osmanlılar Macarlar’la savaş halindeyken İbrâhim Bey, damadı Turgutoğlu Hasan Bey kumandasında önemli bir Karaman ordusunu yağma için Osmanlı ülkesine gönderdi. Karaman kuvvetleri Bolvadin, Beypazarı, Seyyid Gazi yörelerinde geniş ölçüde talan ve tahriplerde bulundu. Bunu haber alan II. Murad’ın karşı harekâtı ve Karaman bölgesini tahrip etmesi üzerine İbrâhim Bey, Taş-ili’ne kaçtı ve oradan elçi göndererek barış istedi. Karaman elçisi II. Murad’a İbrâhim Bey’in Turgutoğulları’nın teşviklerine kapıldığını söylemişti. Yapılan anlaşma gereği İbrâhim Bey, Osmanlı ordusuna yardımcı kuvvetler gönderdi. II. Kosova Savaşı sırasında yolladığı Akçayluoğlu kumandasındaki askerî birliklerin önemli bir kısmı Turgutlular’dan meydana geliyordu. Hatta bunlar kılık kıyafetlerinin düzensizliği, perişan görünüşleri dolayısıyla alay konusu olmuşlardı.

Fâtih Sultan Mehmed’in Karaman ülkesine yönelik askerî harekâtı sırasında Turgutlular’ın yurtları da tahrip edildi (872/1468); beyleri Tarsus’a kaçtı. Bu zatın Ömer Bey olması muhtemeldir. Karamanoğlu Kasım Bey’in beylerbeyi durumundaki Ömer Bey, Osmanlılar’a karşı çetin bir mukavemet gösterdi. 875’te (1471) vefatı üzerine yeri Adalıoğulları’ndan Paşa Bey’e verildi. Karaman-ili’nin fethedilmesiyle Akkoyunlular’a sığınan Kasım Bey, Fâtih Sultan Mehmed’in ölümünden sonra Bayezid ile Cem Sultan arasında saltanat mücadelesinin çıkmasını fırsat bilerek İç İl’e geldi; buradaki Turgut, Varsak ve diğer oymaklar tarafından sevinçle karşılandı. Kasım Bey, II. Bayezid ile anlaşarak İç İl’de beylik yaptı. 888’de (1483) ölümünün ardından annesi Karaman hânedanından olan Turgutoğlu Mahmud Bey’in aynı mevkiye geçirilmesi II. Bayezid’den rica edildiyse de padişah bunu kabul etmedi. Mahmud Bey, Osmanlı-Memlük savaşı esnasında Memlükler’i tuttuğundan üzerine kuvvet gönderilince (1487) Turgutoğlu ailesi mensupları ile birlikte Halep’e kaçtı. 906 (1500) yılında bir tahrir görevlisi Karaman-ili’ndeki timarları bir misli arttırınca Osmanlılar’dan yüz çeviren Karaman sipahileriyle Turgut ve Varsak oymakları İran’da bulunan Karamanoğlu Mustafa’yı çağırıp hükümdar ilân ettiler. Fakat ertesi yıl Sadrazam Mesih Paşa kalabalık bir askerle Karaman-ili’ne gelip Mustafa’yı Memlükler’e sığınmaya mecbur bıraktı.

Turgutlular, Karaman-ili’nin Osmanlılar’ın eline geçmesine rağmen siyasî bir kuvvet olarak varlıklarını sürdürdüler. II. Bayezid’in oğullarının babalarının tahtını ele geçirmek için giriştikleri mücadele esnasında Turgutlular, Karaman-ili’ndeki diğer oymak beyleri gibi (Yapaoğlu, Gebelioğlu, Tatar beylerinden Ali Bey ve diğerleri) Şehzade Ahmed’in en güvendiği taraftarları arasında yer aldı. Bu tarihte Turgutlular’ın en büyük beyleri Mûsâ, Mahmud ve Mehmed beylerdi. Kanûnî Sultan Süleyman’ın oğullarından Şehzade Bayezid babasından sonra hükümdar olabilmek için 1559’da isyan hareketine giriştiğinde ordusunda Turgutlular da vardı. Muhtemelen bunların başında Turgut oğlu Pîr Hüseyin Bey bulunuyordu. Şehzade Bayezid başarı gösteremeyerek 12.000 kişilik ordusuyla İran’a kaçtı. 976’da (1568-69) Turgutlu Pîr Hüseyin Bey’in oğlunun adı Ilgın kazasında on beş bezirgânın öldürülmesi, mallarının gasbedilmesiyle ilgili bir hükümde geçer.

Safevî Devleti’nin kuruluşu ve gelişmesine dair müellifi meçhul bir kaynakta 906’da (1500-1501) Erzincan’da Safevî şeyhi İsmâil’in huzuruna gelenler arasında Karamanlı müridlerin de bulunduğu bildirilmektedir. İsmâil, şah olduktan sonra 918’de (1512) Turgutoğulları’ndan Mûsâ Bey’e gönderdiği Türkçe bir mektupta Karamanlı Ahmed Ağa’nın isteğiyle hareket olunmasını ve onunla söz birliği edilerek vuku bulan hadiselerin bildirilmesini yazmıştı. Şah İsmâil’in ölümünden beş yıl sonra (935/1528-29) Tahmasb’ın emîrleri arasında Turgutoğlu Hasan Sultan’ın adına rastlanır. Hasan Sultan, Tahmasb’ın Horasan seferine katıldı. Hasan Sultan’dan başka yine aynı aileden Kasım Ali Bey de adı geçen hükümdarın hizmetinde bulunuyordu. Şehzade Bayezid’in emîrlerinden Pîr Hüseyin Bey şehzadeyle İran’a gitti ve orada kaldı. Safevî hizmetinde bunlardan başka Turgutlu beylerine rastlanmaz.

Turgutlular’ın İç İl’deki eski yurtları kaynaklarda Turgut ili adıyla anılır. XVI. yüzyılda Taşlık Silifke’de Turudlu adlı oymak yaşamaktaydı. Bu adın Turgutlu’nun “g” harfinin düşmesiyle aldığı şekil olduğundan şüphe yoktur. Böylece Turudlular, Turgutlular’ın İç İl’de kalmış bir kolu, onların oturdukları yer de Turgut-ili olabilir. Turgutlular’ın ova bölgesindeki yurtları da Turgut adını taşır. Bu yörenin Akşehir gölünün kuzeyinden başlayıp Lârende’nin (Karaman) batısındaki şimdi Kâzımkarabekir denilen (Kasaba/Gaferiyat/Mahmudlar) kasabaya ve yöreye kadar uzandığı görülür. Turgut’un idarî merkezi de Akşehir gölünün doğusunda aynı adı taşıyan köydür. Bayburt ise II. Bayezid ve Yavuz Sultan Selim devirlerinde Turgut’a bağlı bir nahiye idi. Kanûnî Sultan Süleyman döneminde burası bir kaza haline getirildi. Bayburt’un Ereğli’nin güneyinde ve Karaman’ın doğusundaki topraklardan meydana geldiği anlaşılmaktadır. XVI. yüzyılda Turgut’ta yaşayan Atçeken oymakları şunlardır: Çepni, Alayuntlu, Yamanlu, Erdoğdulu (Erdoğdu Bey Turgutlu’dan), Varsaklar, Pîrî Bey nökerleri, Mahmudlar, Toy Dündarlu vb. Turgut ilinde timar sistemine bağlı oymaklar da vardı. Bunların başında büyük Yapalu oymağı geliyordu. Yavuz Sultan Selim devrinde Turgut’un hâne nüfusunun 2888, vergi nüfusunun 4462 kişi olduğu tesbit edilmektedir. 1000 (1591-92) yılında Turgut kazasında oymak, köy, mahalle ve ekinliğin sayısı elli dört olup 78.000 akçe at vergisi ödenmekteydi.

Turgutoğulları Konya bölgesinde sosyal eserler meydana getirmişlerdir. Bilhassa Turgut Bey’in torunu ve Emîr Şah Bey’in oğlu Pîr Hüseyin Bey çok eser yaptırmıştır. Konya’nın Sarayönü kazasında bir cami (810/1407-1408), Ilgın’da bir cami (826/1423), Konya’da Kalenderler için zâviye (832/1429), yine aynı şehirde kendisi için bir türbe (835/1431) inşa ettirmiştir. Bunlardan başka Konya’da dârülhuffâz, mescid ve mektep yaptırdığı, Ilgın’a bağlı Mahmudhisar köyündeki Didiği Sultan Zâviyesi’ne gelir tahsis ettiği bilinmektedir. Yine Turgutoğulları’ndan Ömer Bey’in Kadınhanı’nda bir zâviyesi vardı.


BİBLİYOGRAFYA

, s. 160, 183, 186, 215, 216.

, I, 218, 222, 318; II, 568, 642, 660, 782.

, VII, 275, 303, 307; a.e., Millet Ktp., Ali Emîrî, nr. 32, VIII, vr. 23b, 24a, 40a-b, 49b.

, I, 315, 370, 511; II, 16, 41, 53-54, 56-57.

, s. 42.

Feridun Nafiz Uzluk, Fatih Devrinde Karaman Eyâleti Vakıfları Fihristi, Ankara 1958, s. 20, 21, 23.

Faruk Sümer, Safevî Devletinin Kuruluşu ve Gelişmesinde Anadolu Türklerinin Rolü, Ankara 1992, s. 51-52.

a.mlf., “Turgut Oğulları”, , XII/2, s. 120-122.

Zeki Oral, “Turgut Oğulları, Eserleri-Vakfiyeleri”, , sy. 3 (1956), s. 32-64.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2012 yılında İstanbul’da basılan 41. cildinde, 420-421 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER