https://islamansiklopedisi.org.tr/turk-ansiklopedisi
Cumhuriyet döneminde devlet tarafından çıkarılan ilk telif ansiklopedidir. Millî bir ansiklopedi yayımlama düşüncesi 2-5 Mayıs 1939 tarihlerinde Ankara’da toplanan I. Türk Neşriyat Kongresi’nde ortaya çıktı. Bunun üzerine Maarif Vekâleti, umumi bir Türk ansiklopedisinin neşri amacıyla çalışmalara başlayıp 1 Ocak 1941’de bir büro kurdu. Dönemin Maarif vekili Hasan Âli Yücel, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’den ansiklopediye isminin verilmesi için izin istedi, olumlu cevap alınca yeni kurulan büroya İnönü Ansiklopedisi Bürosu adı verildi. Büro başlıca dünya ansiklopedilerinin nasıl hazırlandığını, Türkiye’de bunun nasıl yürütülebileceğini ve eserde yer alacak maddeleri tesbit etmekle işe başladı. Bu çalışmalar neticesinde 1941 yılı Ağustosunda İnönü Ansiklopedisi Program ve Direktif Projesi adıyla bir kitapçık bastırılarak ilim ve fikir adamlarına gönderildi ve görüşlerini bildirmeleri istendi. Gelen görüşler incelendikten sonra 24 Ocak 1942’de Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün katıldığı bir toplantıda Hasan Âli Yücel’in başkanlığında yapılan müzakerelerde ansiklopedi programına son şekli verildi. 9 Şubat 1942’de basılan ve yirmi altı maddeden oluşan programa göre İnönü Ansiklopedisi, bir sözlük veya monografiler mecmuası yahut ilmî maddelerin fihristi mahiyetinde bir eser olmayacak, bütün ülkelerin ilmî ve fikrî birikimi yanında bilhassa Türklüğe, doğu ülkelerine ve Müslümanlığa ait bilgiler için önemli bir başvuru kaynağı şeklinde hazırlanacaktı.
Özellikle herhangi bir ansiklopedinin tercümesi veya benzeri olmaması hedeflenen ansiklopedide çeşitli ilim dallarına ait maddelerle ilgili bilgilerin en doğru biçimde ve en yeni şekliyle verilmesi düşünülüyordu. Müsbet ilimlere ve teknik bilgilere dair maddelerden bir kısmının aynen tercüme edilmesi; millî, mahallî, siyasî, dinî konulardaki maddelerin ise mutlaka telif edilmesi kararlaştırıldı. Ansiklopedinin hacminin on iki-on beş cilt kadar olması planlanmaktaydı. Programda ayrıca resim, şekil, harita, tablo ile madde başlıklarının düzenlenmesi, imlâsı, maddelerin nasıl yazılacağı, hacimleri ve gecikmeden yazılabilmelerinin sağlanmasına dikkat edilmesiyle ilgili hususlar yer almaktaydı. Programın sonlarında böyle bir eserin lüzumuna, hemen bütün milletlerin kendilerine mahsus ansiklopedilerinin bulunduğuna, şimdiye kadar bunun hazırlanamamış olmasının ilim hayatı için önemli bir eksiklik olduğuna dikkat çekiliyordu.
1943 yılında İnönü Ansiklopedisi’nin birinci fasikülü yayımlandı. İlk üç fasikülün neşrinden sonra ansiklopedinin genel sekreteri İbrahim Alâeddin Gövsa görevinden ayrılınca yerine Agâh Sırrı Levend getirildi. Danışman olarak merkez ilim heyetinde Kenan Akyüz, Ekrem Akurgal, Bekir Sıtkı Baykal, Abdülbaki Gölpınarlı, Şemsettin Günaltay, Faik Reşit Unat, Şerefettin Yaltkaya, Suut Kemal Yetkin, Galip Ataç, Hikmet Birand ve Mehmet Altay Köymen gibi isimler bulunuyordu. İlk dört cildi İnönü Ansiklopedisi adıyla çıkan ansiklopedinin ismi 1951’de Türk Ansiklopedisi olarak değiştirilince Agâh Sırrı Levend görevinden ayrıldı; 1961-1963 yılları arasında yayımlanan X-XI. ciltlerde ikinci defa genel sekreterlik görevini yürüttü.
Ansiklopedide yer alan maddelere yazar imzalarının konmayacağı, ciltler tamamlanınca baş tarafa müellif imzalarının ilâve edileceğinin bildirilmesine rağmen “okuyucuya itimat telkin etmek ve yazara ilmî sorumluluk vermek üzere” XIV. ciltten itibaren hacimli maddelere imza konmaya başlandı. Kısaltma şeklinde verilen yazar adları cildin sonunda gösterildi. Ansiklopedideki madde başları askerlik, astronomi, bibliyografya, biyoloji, biyografya, botanik, coğrafya, denizcilik, dilcilik, din ve dinler tarihi, edebiyat, etnografya, felsefe, fizik, güzel sanatlar, havacılık, hekimlik, hukuk, jeoloji, kimya, matematik, mitoloji, mûsiki, sanayi, sosyoloji, spor, tarih, veterinerlik, ziraat ve zooloji olmak üzere otuz ilim dalına ayrıldı.
Türk Ansiklopedisi, program hazırlıkları yapılmadan ve hazırlık safhası iyi değerlendirilmeden yayıma başlanması gibi sebeplerle eleştirilmiştir. Siyasî gelişmelere bağlı olarak 1946 yılında Hasan Âli Yücel’in desteğinden mahrum kalan eser hükümet ve siyaset alanındaki değişikliklerden de etkilenmiş, yer yer bilimsel objektifliğe aykırı ifadeler ansiklopedide yer almıştır. Ayrıca yayım süresinin uzunluğu ve ilmî niteliği bakımından da tenkit edilmiştir. Yayım süresinin uzaması yüzünden birçok madde eskimiş, bu durum eserin günün ihtiyaçlarına göre yeni baskılarının yapılmasını gündeme getirmiştir. Ansiklopedi maddelerinin seçiminde ve bilimsel içeriklerinde tutarsızlıklar bulunmaktadır. Çıkışından itibaren farklı kadrolarca yönetilen ansiklopedinin bazı maddeleri sahasında uzman olmayan kişilere yazdırıldığı için zayıf kalmış, birçok önemli madde esere alınmamış, bazıları çok kısa tutulmuş, bazıları ise gereğinden çok yer kaplamıştır. Dilinde ve imlâsında da tam bir birlik görülmemektedir.
Tarih boyunca kurulan Türk devletlerinin 1000’i aşkın hükümdarından sadece altmış yetmiş kişinin ansiklopediye alınması, buna karşılık 1683 yılında Osmanlılar’ın istilâ tehlikesine karşı Avrupa’yı ayaklandırmaya çalışan Alman rahibi Abraham A Sancta Clara, Türkler’e karşı açılacak Haçlı seferinin tertiplenmesiyle görevlendirilen Macar başpiskoposu ve kardinali Bakocz ve hayır sever bir İngiliz olan Barnardo örneklerinde görüldüğü gibi ansiklopedi bakımından ilgisiz sayılabilecek maddelere yer verilmesi gibi hususlar da eleştiri konusu yapılmıştır. Bu tür eleştiriler arasında Batı Asorlar’da bir ada olan Flores, Yukarı Elbe nehrinin Bohemya’daki kollarından biri olan Adler gibi böyle bir ansiklopedide bulunması gereksiz sayılan maddelere rastlanması da yer alır. Öte yandan ansiklopedi amaçlandığı gibi orijinal bir eser niteliğini kazanamamış, bazı yerli ve yabancı ansiklopedilerin etkisi altında kalmıştır. Türk dünyasıyla ilgili maddeler hem kısa hem eksik, yabancılara ait maddeler ise çok defa gereğinden fazla uzundur. Nitekim Bizans kumandanı Belisarios’a bir sayfaya yakın yer verilirken Sultan Alparslan’a bir sütun ayrılmıştır. Bütünlük ve tutarlılığını kısmen yitirmiş olan ansiklopedi her şeye rağmen Türkiye, Türk tarihi, Türk dili ve edebiyatı gibi konularda ayrıntılı bilgi içeren bazı maddelere sahiptir. Türk Ansiklopedisi uzun bir yayım hayatının sonunda otuz üç cilt halinde ancak 1984 yılında tamamlanabilmiştir. Son ciltte yer alan bilgilere göre yazı kurulu başkanı ve başredaktör Hasan Eren, yazı komisyonu üyeleri Hamza Zülfikar, Kayahan Erimer, Nevzat Gözaydın, Tahsin Melan ve İsmail Parlatır’dan meydana gelmiştir.
BİBLİYOGRAFYA
İnönü Ansiklopedisi, Ankara 1946, Önsöz, I, XV-XXVI.
Birinci Türk Neşriyat Kongresi: 1-5 Mayıs 1939, Ankara 1939, s. 113-114.
İnönü Ansiklopedisi Program ve Direktif Projesi, Ankara 1941.
İsmail Ulçugür, Agâh Sırrı Levend, Ankara 1982, s. 27-29.
Agâh Sırrı Levend, Türk Edebiyatı Tarihi, Ankara 1988, s. 476.
Ayhan Aykut, Türkiye’de Ansiklopediciliğin Doğuşu ve Gelişmesi (yüksek lisans tezi, 1989), İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 92-98.
a.mlf., “Türkiye’de Ansiklopediciliğin Doğuşu ve Gelişmesi”, Metis Çeviri, sy. 10, İstanbul 1990, s. 32-40.
Yaşar Nabi, “İnönü Ansiklopedisi”, Varlık, XI/181, İstanbul 1941, s. 289-290.
Baki Süha, “İnönü Ansiklopedisi ve Yeni Gramer”, Yeni Mecmua, V/99, İstanbul 1941, s. 8-10.
Fehmi Razi Caner, “İnönü Ansiklopedisi”, Yarım Ay, sy. 127, İstanbul 1941, s. 3.
Abdullah Caner, “Türk Ansiklopedisi”, Kooperatifçinin Sesi, I/11, Ankara 1963, s. 3-5, 10-11.
Şerif Baştav, “Türk Ansiklopedisi (The Turkish Encyclopaedia), Ankara”, CT, I/1 (1964), s. 196-197.
Ali Rıza Önder, “Türk Ansiklopedisinin Kara Yazgısı”, Ilgaz, XIX/220, Ankara 1980, s. 10-11.
“Türk Ansiklopedisi”, Kitap: Ayın Kitapları, I/5, Ankara 1982, s. 24-25.
Mahmut H. Şakiroğlu, “Tamamlanması Pek de Beklenmeyen İki Büyük Ansiklopedimiz: İslâm Ansiklopedisi ve Türk Ansiklopedisi”, TT, X/60 (1988), s. 61-64.
Hatice Aynur, “Agâh Sırrı Levend Hayatı ve Eserleri”, JTS, XXIV/1 (2000), s. XVIII.
“Türk Ansiklopedisi”, ABr., XXI, 264.
“Türk Ansiklopedisi”, TDEA, VIII, 400-401.
Nazım H. Polat, “Levend, Agâh Sırrı”, DİA, XXVII, 148-149.