https://islamansiklopedisi.org.tr/ummud-derda-el-eslemiyye
Sahâbî Ebü’d-Derdâ’nın hanımıdır. Bazı kaynaklarda ismi Kerîme diye geçmekle birlikte (İbn Hibbân, III, 358) adının Hayre olduğu bilgisi yaygındır. İsmi Selâme veya Abd şeklinde zikredilen babası Ebû Hadred ile kardeşi Abdullah da sahâbîdir. Ebü’d-Derdâ, Ümmü’d-Derdâ künyesiyle tanınan iki hanımla evlenmişti. Bunların ilki olan Hayre bint Ebû Hadred, Ümmü’d-Derdâ el-Kübrâ diye bilinir. Diğer hanımı Ümmü’d-Derdâ el-Vassâbiyye ise tâbiîndendir. Ebü’d-Derdâ ile iki hanımının künyelendikleri Derdâ, Ebü’d-Derdâ’nın diğer bir hanımından doğan kızıdır (İbnü’l-Cevzî, IV, 294). Ensar içinde İslâm’a en son girenler arasında yer alan Ebü’d-Derdâ’nın hidayete eriş sürecinde Ümmü’d-Derdâ’nın söylediği rivayet edilen bazı sözler onun kocasından önce müslüman olduğuna işaret etmektedir. Rivayete göre Abdullah b. Revâha ile Muhammed b. Mesleme bir gün Ebü’d-Derdâ’nın evine girerek putunu kırdığından Ebü’d-Derdâ eve döndüğünde putun parçalarını toplamaya çalışırken Ümmü’d-Derdâ, “Onun bir kimseye faydası olsa önce kendini korurdu” demiştir (Zehebî, II, 340).
Ümmü’d-Derdâ akıllı, faziletli ve ibadete düşkün bir kadındı. Ebü’d-Derdâ’nın ibadetlerde aşırıya kaçması onu bazı sıkıntılara katlanmak zorunda bıraktı. Resûl-i Ekrem’in Ebü’d-Derdâ ile kardeş ilân ettiği Selmân-ı Fârisî, Ebü’d-Derdâ’yı ziyarete geldiği bir sırada Ümmü’d-Derdâ’yı eski kıyafetler içinde bakımsız halde görünce bunun sebebini sordu. Onun, “Kardeşin Ebü’d-Derdâ’nın dünya ile işi olmaz” diye sitemli bir cevap vermesi üzerine Selmân, sünnete aykırı gördüğü bu zühd anlayışının hatalı olduğunu Ebü’d-Derdâ’ya anlattı ve kendisi üzerinde ailesinin de hakları bulunduğunu hatırlattı. Durumu öğrenen Resûl-i Ekrem, Selmân’ın haklı olduğunu söyledi (Buhârî, “Ṣavm”, 51, “Edeb”, 86; Tirmizî, “Zühd”, 64). Ümmü’d-Derdâ, Ebü’d-Derdâ’dan iki yıl önce 30 (650) yılında Dımaşk’ta vefat etti. Ümmü’d-Derdâ’nın oğlu Bilâl babasından bir müddet sonra Abdülmelik b. Mervân’ın halifeliğine kadar Şam kadılığı ve Dımaşk emirliği yapmış, Şam halkı tâbiîn nesline mensup bu âlimden hadis rivayet etmiştir. Ümmü’d-Derdâ hem Resûl-i Ekrem’den hem de kocası Ebü’d-Derdâ’dan rivayette bulunmuş, kendisinden oğlu Bilâl, Ümmü’d-Derdâ el-Vassâbiyye, Meymûn b. Mihrân, üvey kızı Derdâ’nın kocası Safvân b. Abdullah gibi tâbiîler hadis nakletmiştir. Ancak burada adı geçenlerden bazılarının onun vefatından sonra doğmaları ve Ümmü’d-Derdâ el-Vassâbiyye’nin öğrencileri olmaları bu iki hanımın rivayetlerinin karıştırıldığını göstermektedir. Ümmü’d-Derdâ’nın hadisleri Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inde ve Taberânî’nin el-Muʿcemü’l-kebîr’inde yer almıştır. Ṣaḥîḥayn’da rivayetleri görülen Ümmü’d-Derdâ ise Ümmü’d-Derdâ el-Vassâbiyye’dir.
BİBLİYOGRAFYA
İbn Hibbân, es̱-S̱iḳāt, III, 358.
Taberânî, el-Muʿcemü’l-kebîr (nşr. Hamdî Abdülmecîd es-Selefî), Beyrut, ts. (Dâru ihyâi’t-türâsi’l-Arabî), XXIV, 252-255.
İbn Abdülber, el-İstîʿâb, IV, 447-448.
İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, II, 30.
İbn Asâkir, Târîḫu Dımaşḳ, LXIX, 114.
İbnü’l-Cevzî, Ṣıfatü’ṣ-ṣafve, IV, 294-297.
İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe (nşr. Halîl Me’mûn Şîhâ), Beyrut 1418/1997, V, 275-276, 444.
Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, II, 340.
İbn Hacer, el-İṣâbe, IV, 295.
Abdullah Aydınlı, “Ebü’d-Derdâ”, DİA, X, 310-311.