https://islamansiklopedisi.org.tr/visal-i-sirazi
1192 veya 1193 (1779) yılında Şîraz’da doğdu. Lakabı Mirza Kûçek, künyesi Ebû Muhammed ve Ebû Ahmed’dir. Babası Muhammed İsmâil, Nâdir Şah’ın kâtibi idi. Babasını küçük yaşta kaybedince anne tarafından dedesi şair Mirza Abdürrahîm onu himayesine aldı. Ardından dayısının yanına gitti, ondan Arapça ve Farsça yanında güzel yazı yazmayı ve okumayı öğrendi. Yeteneği sayesinde hat sanatında ve şiirde ilerleme kaydetti. Dayısının, şiir okumasını engellemesine rağmen Visâl şiir söylemeyi sürdürdü. İlk dönem şiirlerinde “Mehcûr” mahlasını kullandı; daha sonra şeyhi kendisine “Visâl” mahlasını verdi. Visâl mûsiki eğitimi de aldı. Şîraz’da önde gelen kişilerin sohbet ve eğlence meclislerinde güzel sesiyle kendi şiirlerini okuyarak şöhret kazandı. Devlet adamları yanında şehrin ileri gelenleriyle dostluk kurdu. Yakın arkadaşlarından biri de meşhur şair Kāânî-i Şîrâzî’dir. Daha sonra tasavvufa yönelerek ve tasavvufla ilgili kitaplar okudu. Dönemin mutasavvıflarından Mirza Ebü’l-Kāsım Sükût’un sohbetlerinde bulundu; şeyhinin yakınları içinde yer alıp irşada memur edildi. Şairliği ve hattatlığı yanında nakkaşlık ve tezhip sanatında da yetenek sahibiydi ve geçimini çoğu defa yazı yazarak sağlıyordu. Feth Ali Şah’ın Şîraz’ı ziyareti esnasında yedi ayrı hatla yazdığı, cilt ve tezhibini de bizzat yaptığı Kur’ân-ı Kerîm’i ona sundu. Şahla görüşmesinin ardından kendisine atıyye verildi, ayrıca yıllık maaş bağlandı. Şîraz’da vefat eden Visâl’in hepsi de şiir ve sanatta söz sahibi olan altı çocuğu vardır. Bunların arasında en çok tanınanı şair ve hattat Mirza Muhammed Dâverî’dir.
Eserleri. 1. Dîvân. Sebk-i bâzgeşt (geriye dönüş) üslûbunun önde gelen şairlerinden olan Visâl’in gazel, kaside, terciibend ve terkibibend, na‘t, mersiye ve mesnevilerinden oluşan şiirlerini içermektedir. Şiirlerinin büyük bir kısmını Kaçar şahları Feth Ali Şah, Nâsırüddin Şah ve şehzadeleriyle Horasan Valisi Şücâüssaltana ve diğer devlet adamları için söylediği kasideler teşkil eder. Ayrıca şeyhi için de kasideler ve bir mersiye kaleme almıştır. Visâl takvâ ehli bir kişi olup çok sayıda mushaf istinsah etmiş, şiirlerinde hiciv ve hezle hiç yer vermemiştir. İlk defa taşbaskı olarak yayımlanan divanı (Tahran 1266, 1275, 1300; Bombay 1285, 1299, 1312) Muhammed Abbâsî (Külliyyât-ı Dîvân-ı Viṣâl-i Şîrâzî, Tahran 1361 hş.), Mahmûd Tâvûsî (Divân-ı Kâmil-i Viṣâl-i Şîrâzî, Şîraz 1378 hş.) ve Muhammed Bâkır Deştî (Külliyyât-ı Dîvân-ı Viṣâl-i Şîrâzî, Tahran 1383 hş.) tarafından neşredilmiştir.
2. Bezm-i Viṣâl. 7000 beyitlik ahlâkî bir mesnevidir (Leknev 1290).
3. Çerâġ-ı Vüṣûl. Hz. Hüseyin’le ilgili bir terkibibenddir (nşr. Abdülhüseyin Tâliî, Tahran 1375 hş.).
4. Ṣubḥ-i Viṣâl. Sa‘dî’nin Gülistân’ı tarzında yazılmış bir risâledir. Vahşî-i Bâfkī’nin Ferhâd ü Şîrîn mesnevisini yeni beyitler ekleyerek ikmal eden Visâl (Ṣubḥ-i Viṣâl ile birlikte, Hindistan 1265), ayrıca hikmet, mûsiki, kutsî hadislerin şerhi, edebiyat ve aruza dair birer kitap kaleme almış, Zemahşerî’nin Aṭvâḳu’ẕ-ẕeheb adlı eserini Farsça’ya çevirmiştir. Visâl’in torunu şair Mirza Ali Rûhânî-yi Şîrâzî dedesi ve ahfadı hakkında Gülşen-i Viṣâl adlı bir kitap yazmış (Tahran 1319; nşr. Mahmûd Tâvûs, Tahran 1385 hş.; Âgā Büzürg-i Tahrânî, XVIII, 229), Hasan Sâdât da Ferheng-i Teşbîhât-i Ḳaṣâyid-i Viṣâl-i Şîrâzî adıyla bir eser kaleme almıştır (Şîraz 1387 hş.).
BİBLİYOGRAFYA
Mehdî Beyânî, Aḥvâl ü Âs̱âr-ı Ḫoşnüvîsân, Tahran 1348 hş., III, 755-762.
Hidâyet, Riyâżü’l-ʿârifîn, s. 576-596.
a.mlf., Mecmaʿu’l-fuṣaḥâʾ (nşr. Müzâhir Musaffâ), Tahran 1382, II/3, s. 1615-1676.
Browne, LHP, IV, 203-205.
İbrâhim Safâî, Nehzet-i Edebî-yi Îrân der ʿAṣr-ı Ḳācâr, Tahran, ts. (İbn Sînâ), s. 33-43.
Ma‘sûm Ali Şah, Ṭarâʾiḳ, III, 365-384.
Hânbâbâ, Fihrist, II, 2388; III, 3690.
Yahyâ Âryanpûr, Ez Ṣabâ tâ Nîmâ, Tahran 2535 şş., I, 40-44.
Mirzâ M. Ali Muallim Habîbâbâdî, Mekârimü’l-âs̱âr, İsfahan 1362 hş., I, 61-66.
Âgā Büzürg-i Tahrânî, eẕ-Ẕerîʿa ilâ teṣânîfi’ş-Şîʿa, Beyrut 1403/1983, IX/2, s. 386; IX/4, s. 1268; XVI, 190; XVIII, 229.
Bânû Nusret Tecrübekâr, İran Edebiyatında Şiir: Kaçarlar Devri (trc. Mehmet Kanar), İstanbul 1995, s. 67-69.