VULÇITRIN - TDV İslâm Ansiklopedisi

VULÇITRIN

Müellif: MUHAMMED ARUÇİ
VULÇITRIN
Müellif: MUHAMMED ARUÇİ
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2013
Erişim Tarihi: 02.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/vulcitrin
MUHAMMED ARUÇİ, "VULÇITRIN", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/vulcitrin (02.11.2024).
Kopyalama metni

Kosova’nın başşehri Priştine ile Mitroviça arasında kaynaklarda Kosova Sahrası adı verilen düzlüğün kuzey kenarında, Priştine’nin 27 km. kuzeybatısında ve Mitroviça’nın 10 km. güneydoğusunda kurulmuştur. Arnavutlar’ca Vushtrri, Slav kökenli kaynaklarda Vučitrn, Türkler arasında Vıçıtırın/Vuçıtırın olarak adlandırılır. Osmanlı kaynaklarında Vulçıtrın şeklinde geçer. Vulçıtrın’ın ilk defa Vicianum (Vitianum) adıyla İliryalılar tarafından iskân edildiği belirtilir. Şehir aynı isimle Roma İmparatorluğu hâkimiyetinde I-V. yüzyıllarda da mevcuttu. Nüfusunun çoğunluğu Katolik olan Vulçıtrın daha sonra Bizans hâkimiyetine geçti, ardından Sırplar’ın idaresi altına girdi. Brankoviç ailesinin 1405-1426 yılları arasında burada bir sarayları bulunduğu Slav kaynaklarında zikredilir. Vuk ve Curac Brankoviç’ler bir süre Vulçıtrın’ı başşehir edindiler. Bu dönemden kalan bir kale ile Vojinović’e nisbet edilen bir taş köprü kaydedilir. Ancak günümüzdeki kalenin ve köprünün o döneme ait olduğu şüphelidir (krş. Ayverdi, s. 310-311; Gojković, s. 164). Bölgenin Dubrovnik ticaretiyle olan bütün ilişkilerinin Vulçıtrın üzerinden yapıldığına da işaret edilir.

1389 Kosova savaşının ardından Vulçıtrın’da Osmanlı nüfuzu başladı. Vuk Brankoviç’in Yıldırım Bayezid’e karşı muhalif tavırları yüzünden toprakları bir süre Osmanlı müttefiki Sırp Kralı Stefan’a verildi (1395), fakat birkaç yıl sonra Vuk’un oğullarına iade edildi ve Osmanlı etkisi daha güçlü biçimde sağlandı. Fetret devrinde (1402-1413) bu bölgeler Osmanlı nüfuzundan çıktıysa da Semendire’nin fethiyle (Rebîülevvel 843 / Ağustos 1439) bütün Sırbistan Osmanlı hâkimiyetine alındı; Vulçıtrın’ı da kapsayan Kosova bölgesi Osmanlı topraklarına katıldı. Fakat 847 (1443) İzlâdi bozgununun ardından Macarlar ve onlarla birlikte hareket eden Sırp Despotluğu ile yapılan antlaşma sonucu Brankoviç’e bırakıldı (1444). II. Kosova Savaşı’nda (852/1448) Sırplar tarafsız kaldığı için Kosova sahrasının kuzey sınırlarını teşkil eden Vulçıtrın yöresi onların elinde kaldı. Ancak 859’da (1455) Fâtih Sultan Mehmed kumandasındaki Osmanlı ordusu Vulçıtrın, Novobërdo (Novabrdo/Novaberde), Trepça ve Lap vadisini ele geçirdi. Böylece Vulçıtrın’da 1912 yılına kadar sürecek Osmanlı hâkimiyeti başladı. Fâtih Sultan Mehmed devrinde düzenlenen tahrir defterlerine göre (880/1475) Vulçıtrın, Rumeli beylerbeyiliğine bağlı bir sancak merkeziydi, II. Bayezid zamanına ait tahrir defterinde de (892/1487) Vulçıtrın’ın sancak merkezi olduğu ve Kosova bölgesinin önemli bir kısmının bu sancağın sınırları içinde yer aldığı görülmektedir.

Osmanlı döneminin ilk yıllarında şehirde etnik ve dinî yapıda büyük bir gelişme görülmedi, 1480’lerde de civarındaki köylerde müslüman nüfus yoktu. Ancak bu tarihten sonra Vulçıtrın sancağında giderek müslüman nüfusta artış oldu. Bu aşamada şehir de hızlı bir şekilde büyüdü ve kalabalık müslüman nüfusa sahip bir merkez haline geldi. Nitekim 937 (1530-31) yılına ait Vulçıtrın tahrir defterlerinde bu sancağa bağlı dokuz kaza merkezinin bulunduğu, dört cami ve on mescidin, on imam ve müezzinin, 1084 köyün, altmış sekiz mezraa ve on beş çiftliğin, kırk iki manastır ve on bir kilisenin, dört hamam, iki kervansaray, bir zâviye ve bir türbenin (Hudâvendigâr Türbesi) yer aldığı kayıtlıdır. 977 (1569-70) yılına ait tahrir defterlerine göre dokuz mahalleden oluşan Vulçıtrın’da altı mahallede 228 hâne müslüman ve üç mahallede doksan yedi hâne gayri müslim oturuyordu (Rizaj, Albanološka, [1965], s. 300; Zirojević, II [1968], s. 103-104). 1582-1591 yılları arasında müslüman nüfus Vulçıtrın’da % 80’e ulaştı. Bu nüfusun çoğunluğunu Kosova’nın çeşitli bölgelerinden Vulçıtrın’a gelen Arnavutlar’la Anadolu’dan buraya göç eden Türkler teşkil ediyordu.

1659-1660 yıllarında Kosova ovasından geçen Evliya Çelebi, Vulçıtrın’a da uğramış kasaba hakkında ayrıntılı bilgiler vermiştir. Ona göre kasaba Sırp kralları tarafından kurulmuştur. Burası bizzat Murad Hudâvendigâr tarafından fethedilmiş ve fethin hemen ardından kalesi yıktırılmıştır. Ancak fethin bizzat Hudâvendigâr tarafından gerçekleştirildiği kaydı şüpheyle karşılanmaktadır (Ayverdi, s. 310). Evliya Çelebi, Vulçıtrın’ın sancak beyi merkezi olup 4000 askeri, bir müftüsü, nakibi, kadısı, sipahi kethüdâ yeri, yeniçeri serdarı, muhtesibi, bâcdârı, haraç ağası, âyan ve eşrafı bulunduğunu yazar. Kasabanın birkaç mahallesine işaret ettikten sonra kâgirden ve kiremit örtülü 2000 hânesi, çarşı içinde Hudâvendigâr evkafı, Eskicami adında bir camisi, medrese, tekkeler ve mektepleri, mahkeme yakınında bir hamamı olduğunu kaydeder. Şehir halkı Rumeli asıllıdır ve Arnavutça, Türkçe konuşur. Ancak Girit seferi dolayısıyla şehir canlılığını kaybetmiştir (Seyahatnâme, V, 550-551). XVII ve XVIII. yüzyıllarda sancak statüsünü koruduğu anlaşılan Vulçıtrın XIX. yüzyıldaki idarî değişiklikler sebebiyle sancak merkezi olma özelliğini kaybetti ve önce Prizren sancağına (1868), daha sonra 125 köyü ve altı nahiyesiyle birlikte Priştine sancağına bağlı bir kaza merkezi haline geldi (1879). Bu dönemden itibaren Kosova bölgesindeki çalkantılardan çok etkilendi ve gerilemeye başladı. Şemseddin Sâmi bir kaza merkezi olan kasabanın 4000 nüfusu, on dört cami ve mescidi, iki medresesi, rüşdiye ve ilkokulları, harabeye dönmüş bir kalesi, Sitnica nehri üzerinde bir kâgir köprüsü ve onun yakınında bir tren garı bulunduğunu kaydeder. Vulçıtrın kazası 325 köyden meydana geliyordu, nüfusu 25.000 kadardı, bunların arasında ancak 5000’i hıristiyandı (, VI, 4691). Benzeri bilgiler Kosova Vilâyeti Salnâmesi’nde de mevcuttur; 1304 (1887) tarihli salnâmeye göre Vulçıtrın kazasının köyleriyle beraber toplam erkek nüfusu 12.145 olup bunun 9818’i müslüman, kalan 2327’si de gayri müslimdi. 1314 (1896-97) tarihli salnâmede kasabada 5815 hâneden oluşan 191 köyün yer aldığı, kazanın toplam nüfusunun 17.252’si erkek, 6438’i kadın toplam 23.690, bunun 19.740’ının müslüman, kalanının hıristiyan olduğu kaydedilir. Balkan savaşları sırasında Sırplar Kosova’yı işgal edince Vulçıtrın’daki Osmanlı hâkimiyeti sona erdi (1912).

30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması ile Vulçıtrın’ı da içine alan Kosova vilâyeti resmen Sırbistan’a terkedildi. I. Dünya Savaşı esnasında Vulçıtrın, Avusturya-Macaristan işgaline uğradı. Savaştan sonra Kosova ile beraber yeni kurulan Yugoslavya Krallığı’na bağlandı. Bu dönemden itibaren Vulçıtrın ve çevresini yeniden Sırplaştırma süreci başladı. Bu durum II. Dünya Savaşı’na kadar sürdü (1941). Yerli halk arasında özellikle Türkler’le çoğu müslüman nüfus Türkiye’ye göç etti. II. Dünya Savaşı esnasında Hitler Almanyası tarafından işgal edildi (1941-1944). Kasım 1944’te Vulçıtrın kasabası yeni kurulan komünist Yugoslavya sınırları içine alındı ve özerk Kosova ve Metohija bölgesinin bir şehri statüsünü kazandı. 1989’da Kosova hakkındaki Yugoslavya anayasasının yürürlükten kaldırılmasıyla kasabada zor günler yaşanmaya başlandı. Kosova Kurtuluş Ordusu ve Yugoslavya Ordusu arasında çıkan Kosova savaşı (1998-1999) neticesinde 16 Haziran 1999’da Vulçıtrın’a NATO güçleri girdi. Uzun bir süre yabancı güçlerin denetiminde kalan kasaba, 17 Şubat 2008 tarihinde Kosova’nın bağımsızlığının ilân edilmesiyle Kosova Cumhuriyeti’nin bir belediyesi haline geldi.

Vulçıtrın’da günümüze az sayıda tarihî eser ulaşmıştır. Osmanlı döneminden kalma eserler cami, hamam, köprü, kale, tekke ve türbeden ibarettir. Camiler arasında en eskisi Gazi Ali Bey Camii’dir. Caminin dış tarafında son cemaat yeri olarak yapılan plansız ilâveler, avludaki kabir taşlarının tamamen ortadan kaldırılması, eski minare yerine yeni bir minarenin dikilmesi, binanın dış duvarlarına restorasyon maksadıyla müdahaleler yapılması aslî şeklinin bozulmasına yol açmıştır. Bu caminin 1450-1500 yılları arasında inşa edildiği düşünülmektedir; yerel kaynaklarda ise caminin 1410’da yapıldığı kaydedilmektedir. Diğer camiye Ekrem Hakkı Ayverdi Kahramanlar adını vermekte, halk arasında ise Karamanoğulları adıyla bilinmektedir. Caminin iki katlı son cemaat yeri ve harim tamamen yeniden inşa edilmiş, muhtemelen eski yapıdan sadece kesme taş minare kalmıştır. Yerel kaynaklarda bu caminin 1675’te yaptırıldığı kaydedilmektedir (her iki cami hakkında bilgi için bk. Ayverdi, s. 310; Vırmiça, Kosova’da Osmanlı Mimari Eserleri, s. 277-281). En eski camilerden bir diğeri Çarşı Camii’dir (İkrâmiye Camii). Yerel kaynaklara göre 1878’de inşa edilen bu cami Kosova savaşında Sırp güçleri tarafından temelden yıkılmış ve yerine yeni bir cami inşa edilmiştir. Çarşı Camii yanında bulunan ahşap saat kulesi Sırp kaynaklarında da zikredildiğine göre (Nušic, s. 273) I. Dünya Savaşı’na kadar ayakta kalmıştır. Yerli araştırmacılar dördüncü bir cami olarak Eskicami’yi kaydetmişse de Ayverdi’ye göre bu cami 1912’deki Sırp işgali esnasında tamamen yıkılmış ve yeniden yapılmıştır. Günümüzde bunun Çarşı Camii olduğu tahmin edilmektedir (krş. Ayverdi, s. 310; Vırmiça, Kosova’da Osmanlı Mimari Eserleri, s. 281; Bajgora v.dğr., s. 45-47).

Evliya Çelebi’nin bahsettiği medrese bugün mevcut değildir. XV. yüzyılın başında yaptırılan hamam (Gazi Ali Bey Hamamı) moloz taşla inşa edilmiş olup bir soğukluk, bir ılıklık ve iki halvetten meydana gelmektedir. Son dönemlere kadar kullanılan hamam bugün bir harabe durumundadır (Vırmiça, Kosova’da Osmanlı Mimari Eserleri, s. 282-283). Şehir merkezindeki bir parkın ortasında yerel kaynaklarda Karabaş Türbesi denilen yapı sekiz köşelidir ve kiremitle örtülüdür; her yüzünde bir pencere, içinde altı lahit vardır. Türbenin Evliya Çelebi’nin sözünü ettiği tekkeyle bağlantılı olduğu tahmin edilmektedir. Vulçıtrın’ın girişindeki köprünün XV. yüzyılın ilk yarısında inşa edildiği belirtilir (Gojković, s. 164). Köprü Sitnica nehrinin üzerinde iken zamanla suyun mecrası değişmiş ve turistlerin ziyaret ettiği bir eser haline gelmiştir. Bu köprü de tamamen bir harabeye dönüşmüş olup kullanılmaz durumdadır ve sivri kemeri ve taş işçiliği dikkat çekmektedir. Çeşitli kaynaklarda zikredilen kalenin ise yalnız temelleri kalmıştır.

Vulçıtrın’ın 1961’de nüfusu 8025, 1981’de 20.176 olarak kaydedilmektedir. Nüfusun çoğunluğunu Arnavutlar teşkil eder. Resmî istatistiklere göre köyleriyle beraber 1981’deki toplam nüfusu 65.419, 1991’de 78.877, 1999’da da 87.723’tür. Bunun % 93,3’ünü Arnavutlar, % 6,2’sini Sırplar, geri kalanını ise Türk, Roman ve Aşkaliler oluşturur. Bugün nüfusun 105.000’e ulaştığı zikredilir. 1961’deki nüfus sayımına göre Vulçıtrın’daki Türk nüfusu 788 iken 1971’de seksen iki ve 1981’de seksen beş olarak kaydedilmiştir (Vırmiça, Kosova’da Osmanlı Mimari Eserleri, s. 275). Günümüzde ise yetmiş seksen Türk ailesinin (320 ile 400 kişi) yaşadığı tesbit edilmektedir. Şehirdeki İslâmî faaliyetler Kosova İslâm Birliği’ne bağlı Vulçıtrın İslâm Birliği Meclisi tarafından yürütülmektedir.


BİBLİYOGRAFYA

, nr. 16, 133, 234.

, Vulçıtrın Livâsı Mirlivâ Hasları Defteri, nr. 23.

Kosova Vilâyeti Maarifi Hakkında Bir Lâyiha, İÜ Ktp., nr. 4331.

, V, 550-551.

a.mlf., Evliya Çelebi in Albania and Adjacent Regions: Kossovo, Montenegro, Ohrid (trc. ve nşr. R. Dankoff – R. Elsie), Leiden 2000, s. 12, 14-16.

Salnâme-i Vilâyet-i Kosova, Sene 1300, s. 147, 156, 165-166; a.e., Sene 1304, s. 97-101; a.e., Sene 1314, s. 375-383.

A. Deroko, Srednjevekovni Gradovi u Srbiji, Crnoj Gori i Makedoniji, Beograd 1950, tür.yer.

I. Zdravković, Srednjevekovni Gradovi i Dvorci na Kosovu, Beograd 1975, tür.yer.

Ayverdi, Avrupa’da Osmanlı Mimârî Eserleri III, s. 310-311, 324-326.

Branislav Nušić, Kosovo-Opis Zemlje i Naroda, Beograd-Priština 1986, s. 271, 273, 277.

M. Gojković, Stari Kameni Mostovi, Beograd 1989, s. 164-165.

Raif Vırmiça, Kosova’da Osmanlı Mimari Eserleri, Ankara 1999, I, 271-287.

a.mlf., Kosova Hamamları, Ankara 2002, s. 87-96.

Sabri Bajgora v.dğr., Barbaria Serbe ndaj Monumenteve Islame në Kosovë (Shkurt ‘98-Qershor ‘99), Prishtinë 2000, s. 43-52.

Mehmet Z. İbrahimgil – Neval Konuk, Kosova’da Osmanlı Mimarî Eserleri, Ankara 2006, II, 904-930, 983-990.

A. Urošević, “Vućitrn, Antropogeografska Monografija”, Glasnik Skopskog Naučnog Društva, (Skopje 1938), s. 215-231.

Hasan Kaleši, “Jedna Prizrenska i Dve Vućitrnske Vakufname”, Glasnik Muzeja Kosova i Metohije, Priština 1947, s. 289.

Skender Rizaj, “Političko Upravni Sistem na Kosovu i Metohiji od XV do XVII veka”, Albanološka Istraživanja, II, Priština 1965, s. 293-308.

a.mlf., “XIX. Yüzyılın İkinci Yarısında Kosova Eyaletinin İktisadi Durumu”, , XXX (1980), s. 369-379.

Olga Zirojević, “Vučitrnski-Prizrenski Sandžak u Svetlosti Turskog Popisa 1530/31 Godine”, Gjurmime albanologjike, sy. 2, Prishtinë 1968, s. 103-104.

, VI, 4691.

Kosovka Ristić, “Kosovo”, Enciklopedija Jugoslavije, Zagreb 1962, V, 334-335.

Vojislav S. Jovanović, “Vučitrn”, a.e., Zagreb 1971, VIII, 548.

Münir Aktepe, “Kosova”, , XXVI, 217.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2013 yılında İstanbul’da basılan 43. cildinde, 132-134 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER