VÜSÛLÎ ÇELEBİ - TDV İslâm Ansiklopedisi

VÜSÛLÎ ÇELEBİ

Müellif:
VÜSÛLÎ ÇELEBİ
Müellif: NECDET ÖZTÜRK
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2013
Erişim Tarihi: 25.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/vusuli-celebi
NECDET ÖZTÜRK, "VÜSÛLÎ ÇELEBİ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/vusuli-celebi (25.04.2024).
Kopyalama metni

930 (1523-24) yılında İstanbul’da doğdu. Asıl adı Mehmed’dir. Selimnâme’sinde “Vüsûlî” mahlasını kullanır, şuarâ tezkirelerinde de bu şekilde geçer. Ayrıca Molla Çelebi, Molla Çelebi Efendi diye de zikredilir. II. Selim’in musahibesi Hubbî Hatun’un damadıdır, bu sebeple Hubbî Mollası olarak bilinir. Babası II. Selim’in şehzadeliği sırasında kapıcıbaşısı olan Abdullah Ağa’dır. Medrese tahsilinden sonra Şehzade Selim’in yanında bulundu. Onun desteğiyle önce Bursa Emîr Sultan, ardından Molla Yegân Medresesi müderrisliğine tayin edildi. 966’da (1558-59) İstanbul’da Eski İbrâhim Paşa Medresesi’ndeki görevinden ayrılıp kadılığa geçti. Konya ve Kütahya’da kadılık yaptı. II. Selim’in tahta geçmesi üzerine 974’te (1566) Bursa kadısı oldu, altı ay sonra da İstanbul kadılığına getirildi (Haziran 1567). 1568 Aralığında Anadolu kazaskerliğine tayin edildi ve iki sene kadar bu görevde kaldı. Ancak hakkındaki şikâyet üzerine azledildi. Yapılan tahkikat neticesinde suçsuzluğu anlaşılınca ikinci defa İstanbul kadılığına getirildi (Muharrem 979 / Haziran 1571). Üç yılı aşkın bir süre kaldığı bu görevde iken 982 Zilkadesinde (Şubat 1575) emekliliğe sevkedildi. Fakat beş yıl sonra üçüncü defa İstanbul kadılığına tayin edildi (Cemâziyelâhir 988 / Temmuz-Ağustos 1580). Azlinden sonra da 995 Cemâziyelevvelinde (Nisan 1587) dördüncü defa aynı kadılığa getirildi ve 1589 Martında azledildi, kısa bir süre sonra da vefat etti (Receb 998 / Mayıs 1590). Türbesi Eyüpsultan’dadır. Oğulları İbrâhim ve Şemseddin de müderrislik ve kadılık görevlerinde bulunmuştur. Tophane’de bir cami ile hamam, Parmakkapı’da da bir mescid ve mektep yaptırmıştır. Mimar Sinan’ın eseri olan Tophane’deki camisi Osmanlı cami mimarisinin güzel örneklerinden biridir. Günümüzde Fındıklı Camii olarak bilinir (bk. MOLLA ÇELEBİ KÜLLİYESİ).

XVI. yüzyıl Osmanlı şairleri arasında yer alan Vüsûlî Çelebi daha ziyade II. Selim adına kaleme aldığı Selimnâme’siyle tanınır. II. Selim’in methiyle başlayan eserde giriş kısmından sonra onun vasıfları, sancağa çıkışı, Konya ve Manisa’ya gidişi, babası Kanûnî Sultan Süleyman’ın seferlerine katılışı, Şehzade Mustafa’nın idamı, kardeşi Bayezid ile taht için mücadelesi, padişah oluşu ve dönemindeki Yemen, Kıbrıs, Tunus seferleri anlatılır. Selimnâme III. Murad’ın tahta çıkmasıyla sona erer. Ağır bir dille kaleme alınan eser çoğu Farsça birçok şiirle süslenmiştir. Eserde II. Selim’in şehzadelik dönemiyle ilgili verilen bilgiler son derece kıymetlidir. Selimnâme Necdet Öztürk tarafından iki nüshasına dayanılarak yayımlanmış (“Kazasker Vusulî Mehmed Çelebi ve Selîm-nâmesi”, , sy. 50, Ekim 1987, s. 9-108), ayrıca eser hakkında bir doktora tezi yapılmıştır (bk. bibl.). Kaynaklarda Vüsûlî’nin divanından söz edilir. Risâle-i Cündiyye adlı küçük bir risâlesi de vardır (İstanbul Arkeoloji Ktp., nr. 229). Vüsûlî Çelebi, Endülüslü Mâlikî fıkıh âlimi Turtûşî’nin nasihatnâme türündeki Sirâcü’l-mülûk adlı eserinin otuz iki bölümünü Şem‘-i Hidâyet ismiyle ve ağdalı bir üslûpla, ekleme ve çıkarmalar yaparak Türkçe’ye çevirmiştir (Süleymaniye Ktp., Reîsülküttâb Mustafa Efendi, nr. 772).


BİBLİYOGRAFYA

, vr. 79a.

Ahdî, Gülşen-i Şuarâ, İÜ Ktp., TY, nr. 2604, vr. 25a.

Beyânî, Tezkire, İÜ Ktp., TY, nr. 2568, vr. 101a.

, I, 52, 67, 136.

, II, 1044, 1045.

Kafzâde Fâizî, Zübdetü’l-eş‘âr, İÜ Ktp., TY, nr. 1646, vr. 127a.

, s. 311-312, 538, 574; ayrıca bk. Dizin.

, II, 82, 83, 84, 86.

, II, 475.

, s. 127-128.

W. Scheithauer, Ein Selîmnâme für Selîm-i mest. Das Werk des Mehmed Vusûlî über Sultân Selîm II (doktora tezi, 1999), Universität Wien.

Müjgân Cunbur, “İmâdü’l-Cihâd ve XVI. Yüzyıl Kadın Şairlerinden Ayşe Hubbî Kadın”, , IX (1988), II, 901-913.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2013 yılında İstanbul’da basılan 43. cildinde, 145 numaralı sayfada yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER