https://islamansiklopedisi.org.tr/yarubiler
Uman’da Nebhânîler’den sonra hüküm sürmüştür. İbâzî mezhebine mensup Ya‘rubîler’in Nebhânîler gibi Ezd kabilesinin bir kolu veya Nebhânîler’in alt kollarından biri olduğuna dair görüşler ileri sürülmektedir (Wilkinson, The Imamate, s. 219; EI2 [İng.], XI, 292). Hânedan, Uman’da iç karışıklıkların yaşandığı bir süreçte Hamîs b. Saîd eş-Şaksî er-Rustâkī, Mes‘ûd b. Ramazan en-Nebhânî en-Nezvî ve Sâlih b. Saîd ez-Zâmilî gibi din âlimleri başta olmak üzere bölge ileri gelenlerinin Nâsır b. Mürşid b. Mâlik el-Ya‘rubî’ye biat etmesiyle kurulmuştur (1024/1615). Nâsır b. Mürşid’e 1034’te (1624) biat edildiği de söylenmektedir (Sâlimî, II, 3; Sirhân b. Saîd b. Sirhân, s. 44, 46; EI2 [İng.], XI, 292).
1004 (1595) yılında Rustâk’ta doğan ve burada yetişen Nâsır b. Mürşid, Uman İbâzîliği’nin önemli isimlerinden biridir. Rustâk’ı merkez edinen Nâsır b. Mürşid (1615-1640) yönetimi ele geçirmek isteyen gruplarla mücadele ederek Uman’da birliği sağladı. Onun döneminde, Doğu Afrika ve Hint Okyanusu’nda hâkimiyeti ele geçiren Portekizliler’e karşı başarılı mücadeleler verildi ve Uman, Portekizliler’den sonra bölgede önemli bir deniz gücü haline geldi. Ardından Uman ticaretinin gelişmesiyle halkın refah seviyesi arttı ve imar faaliyetlerine girişildi. Nâsır, Maskat’ı zaptetmek için Mes‘ûd b. Ramazan en-Nebhânî kumandasında bir ordu sevkedince Portekizliler barış antlaşması yapmak zorunda kaldı (1630). Nâsır’ın Culfâr’daki (Re’sülhayme) İran birliklerine karşı 1633’te Ali b. Ahmed komutasında gönderdiği ordu da başarılı oldu. Matrah ve Suhâr’a düzenlenen seferler sonucunda Portekizliler barış antlaşması teklif ederek burada kalmaya devam ettiler. Nâsır’ın ölümünden önce Uman’da genel olarak Portekiz hâkimiyeti zayıflatılmış, Portekizliler’in elinde sadece Maskat, Matrah ve Suhâr’daki kaleler kalmıştı. Dönemin meşhur âlimlerinden, Menhecü’ṭ-ṭâlibîn adlı fıkıh kitabının müellifi Hamîs b. Saîd eş-Şaksî, Nâsır’ın en yakın yardımcılarından biriydi. Nâsır’ın halefi I. Sultân b. Seyf b. Mâlik (1640-1680) Portekizliler’den Maskat’ı aldı (1060/1650). Ardından Portekizliler’in elindeki diğer kaleler ele geçirildi. Sultân, Nezve’de (Nezvâ) inşası on iki yıl süren yeni bir kale yaptırmak suretiyle imar faaliyetlerini devam ettirdi. İbâzî imamlarından Salt b. Mâlik el-Harûsî döneminde inşa edilen Nezve Kalesi Nâsır b. Mürşid tarafından yenilenmişti. I. Sultân’dan sonra yerine oğlu Bel‘arab (Ebü’l-Arab) geçti (1680-1692). Bel‘arab mimari açıdan önemli olan Cebrîn Kalesi’ni yaptırarak yönetim merkezi haline getirdi. Onun döneminde tarımın gelişmesi için çeşitli ıslahatlar yapıldı. Bel‘arab’ın kardeşi Seyf b. Sultân (1692-1711) yönetim merkezini tekrar Rustâk’a aldı. Seyf devrinde Uman deniz gücü doruk noktasına ulaştı. Portekizliler’le yapılan deniz savaşlarında üstünlük sağlandığı gibi Pembâ, Mombasa ve Kilve gibi yerler zaptedildi; İranlılar, Uman’a Basra körfezine giriş hakkı vermek zorunda kaldı. Bu dönemde su kanalları yenilendi, toprakların daha verimli hale gelmesi için çalışmalar yapıldı, bol miktarda hurma ve hindistan cevizi ağaçları dikildi.
Seyf’in yerine geçen oğlu II. Sultân döneminde (1711-1720) Uman deniz gücü daha da arttı ve Bahreyn ele geçirildi. İmar faaliyetlerini sürdüren II. Sultân güzelliğiyle dikkat çeken Hazm Kalesi’ni inşa ettirdi ve yönetim merkezi yaptı. Refah düzeyinin gittikçe artmasıyla Uman’da zengin tâcirler ve büyük toprak sahipleri ortaya çıktı. Ancak bunların özellikle köylülere ve kölelere yaptıkları haksız muameleler toplumda karışıklıkların çıkmasına yol açtı. II. Sultân’ın 1133’te (1720) ölümünden sonra yerine on iki yaşındaki oğlu II. Seyf’in geçmesi üzerine ulemâ iktidarın bu şekilde saltanatla intikal etmesine karşı çıktı. Bu arada taht iddiasında bulunan ve imamlığını ilân eden Sultân b. Mürşid ulemânın desteğini sağladı. Uman’ın büyük kısmına hâkim oldu ve Matrah liman şehrini idare merkezi edindi. Seyf b. Sultân ise bu sırada büyük ölçüde önemini kaybeden Maskat’ta tutunabildi. Ya‘rub b. Ebü’l-Arab ve Muhammed b. Nâsır el-Gāfirî de iktidarı ele geçirmek için mücadele edenler arasındaydı. Uzun süren iç savaşın ardından 1141 (1728) yılında II. Seyf’in imamlığı kabul edildi. II. Seyf’in İran’la yaptığı iş birliği, onların Uman’ın iç işlerine karışmaları ve imâmet tartışmalarında taraf olmaları sonucunu doğurdu. Sultân b. Mürşid, İranlılar’la yapılan savaşta öldürüldü. Durumun daha da kötüleşmesi ve Seyf’in 1156’da (1743) vefatıyla damadı olan Suhâr Valisi Ahmed b. Saîd iktidarı ele geçirdi ve İranlılar’ı Uman’dan çıkarmayı başardı. Böylece Uman’da günümüze kadar devam eden Bû Saîd hânedanı dönemi başladı. Abdullah b. Halfân b. Kayser Sîretü’l-İmâm Nâṣır b. Mürşid adlı bir eser kaleme almış (nşr. Abdülmecîd Hasîb el-Kaysî, Maskat 1977), Raymond Denis Bathurst, Ya‘rubîler’i konu alan bir doktora tezi hazırlamıştır (1967, The Yaʿrubī Dynasty of Oman, Oxford University).
BİBLİYOGRAFYA
Sirhân b. Saîd b. Sirhân, Annals of Oman to 1728 (trc. E. C. Ross), Cambridge 1984, s. 44-74.
C. Niebuhr, Beschreibung von Arabien: Aus eigenen Beobachtungen und im Lande selbst gesammleten Nachrichten, Kopenhag 1772, s. 298-301.
J. R. Wellsted, Travels in Arabia, London 1838, I, 392-397.
Delîlü’l-Ḫalîc (Tarih), II, 633 vd.
Sâlimî, Tuḥfetü’l-aʿyân bi-sîreti ehli ʿUmân (nşr. Ebû İshak İbrâhim Ettafeyyiş), Kahire 1380/1961, II, 3-150.
W. Phillips, Oman: A History, London 1967, s. 43-45.
Zambaur, Manuel, s. 128.
J. C. Wilkinson, Water and Tribal Settlement in South-East Arabia: A Study of the Aflāc of Oman, Oxford 1977, s. XIV, 2, 28, 50, 126, 149, 155, 224, 245.
a.mlf., The Imamate Tradition of Oman, Cambridge 1987, s. 218-225.
Sâlim b. Hammûd es-Seyyâbî, ʿUmân ʿabre’t-târîḫ, Maskat 1401/1980, III, 221-358.
Mahmûd Ebü’l-Ulâ, Coġrâfiyyetü iḳlîmi ʿUmân: Salṭanatü ʿUmân ve Devletü’l-İmârât, Küveyt 1408/1988, s. 195-197.
Saîd M. Bedevî v.dğr., Delîlü aʿlâmi ʿUmân, Beyrut 1412/1991, s. 81, 86, 152, 160-161.
ʿUmân fi’t-târîḫ, London 1995, s. 372-420.
C. E. Bosworth, The New Islamic Dynasties, Edinburgh 1996, s. 113.
A. Grohmann, “Ya’rub”, İA, XIII, 360.
G. R. Smith, “Yaʿrubids”, EI2 (İng.), XI, 292.