https://islamansiklopedisi.org.tr/yenice-i-zagra
Bugün Nova Zagora, Osmanlı kaynaklarında Zağra-i Cedîd / Zağra Yenicesi adıyla anılır. Bulgaristan’ın orta kesimlerinde yer alan ve Orta Balkanlar adı verilen dağ sırasının güney eteklerindeki verimli Eski Zağra (Stara Zagora) ovasında Meriç’e dökülen küçük Sazliyka (Sazlıkdere) ırmağının yukarı mecrasında deniz seviyesinden 130 m. yükseklikte kurulmuş olup tarıma dayalı küçük bir ticaret merkezidir ve Sofya’dan Filibe yoluyla Karadeniz liman şehri Burgaz’a giden önemli bir demiryolu hattı üzerindedir. Kuruluş tarihi Osmanlı erken dönemine kadar iner; özellikle XV ve XVI. yüzyıllarda tamamen müslüman Türkler’in meskûn olduğu küçük bir kasaba durumundaydı. Şehrin adı Slavca’da “dağların arkasında” anlamındaki Zagora’dan gelir ve daha önemli bir yerleşim merkezi olan Zağra Eskihisar / Eski Zağra’ya karşı Yeni Zağra şeklinde adlandırılmıştır.
Nova Zagora’nın çevresinde çok sayıda Osmanlı öncesi, Ortaçağ yerleşim yeri bulunmaktadır. Şehrin 6 km. güneyindeki Dedeköy (Djadovo) höyüğü, 600 yılı civarında ortadan kalkmış surlarla çevrili bir antik şehrin kalıntılarını barındırır. Höyüğün üst tabakasında da yirmi beş-otuz hânelik bir köyün kalıntıları yer almaktadır. Bu köy XI ve XII. yüzyıllarda mevcut olmakla birlikte büyük ihtimalle 1190’da III. Haçlı Seferi esnasında yıkılmış ve terkedilmiştir. Şehrin 8 km. kuzeybatısında önemli Antik ve Ortaçağ yerleşim merkezi Karanovo bulunmaktadır. Burada 600 yıllarında yıkılmış olan büyük bir erken dönem hıristiyan bazilikasının kalıntıları üzerine XI-XII. yüzyıllarda küçük bir kilisenin varlığı tesbit edilmiştir. Söz konusu Ortaçağ yerleşimi 1300 yılı civarına kadar devam etmiş, daha sonra Seuthopolis şehrinin Ortaçağ’daki halefi gibi tamamıyla ortadan kalkmıştır. Yeni Zağra bölgesindeki yerleşim yerleri Haçlı seferleri ve özellikle XIII. yüzyıl sonlarındaki devamlı Bulgar-Bizans savaşları neticesinde ortadan kalkmış ve bölge neredeyse tamamen boşalmıştır. Arkeolojik bulgular (madenî paralar ve çiniler/süslü seramikler) XIII. yüzyılda yerleşimin geliştiğini, ancak İmparator II. Andronikos’un 1303’teki seferi esnasında nasıl yerle bir edildiğini göstermektedir. Bu seferde doğuda Sliven ile (İslimye) batıda (Karlova yakınında) Kopsis arasındaki bütün bölge ağır bir tahribata uğramıştır. Geride kalanlar da 1323-1324’te Ivan Šišman ile Vojsil arasındaki çatışmalarda ortadan kalkmıştır. Yarım yüzyıl sonra bütün bölge Osmanlılar tarafından fethedilmiş ve Anadolu’dan getirilen yörüklerle yeniden iskân edilmiştir.
Şehre küçük bir yörük yerleşimini teşvik eden kişiler büyük ihtimalle Saruca Paşa ile oğlu Umur Bey’dir. Umur Bey 1530 yılına ait tahrir kayıtlarında Yenice-i Zağra’da bir mescid, bir hamam ve yirmi beş dükkânın kurucusu/vakfedicisi olarak zikredilir (BA, TD, nr. 370, s. 329). Ondan önce Saruca Paşa Yenice-i Zağra’da ahşap bir cami yaptırmıştır. Saruca Paşa I. Murad ve Yıldırım Bayezid dönemlerinde, oğlu Umur ise I. Mehmed döneminde görevdeydi. Umur Bey vakfiyesi, 818 (1415) tarihini taşımaktadır (Gökbilgin, s. 235-244). Bu vakfiye, 1415’te Yenice-i Zağra’nın Çirmen sancağına bağlı bir kadılık merkezi durumunda olduğunu göstermektedir. 1530 yılı kayıtlarında Yenice-i Zağra bir kaza merkezi halinde zikredilir. Kasabada 224 hâne (tahminî 1200 kişi) vardı ve yedi mahalleye ayrılmıştı. Debbâğan ve Çömlekçi mahalleleri, tıpkı pazar vergi rakamları (bâc-ı bâzâr) gibi kasabanın ekonomik fonksiyonlarına işaret eder. Yenice-i Zağra kazası yirmi altı köye sahipti ve bunların yirmi beşi Türkçe adlar taşıyordu. Şehirle birlikte bunların toplam 798 hânesi (yaklaşık 4000 kişi) mevcuttu ve bu hânelerin 107’si (500 kişi) hıristiyandı. Dolayısıyla kaza sakinlerinin % 88’i müslüman ve XIV. yüzyıl sonlarında gelen Türk yerleşimcilerin soyundandı. Hıristiyan nüfusun tamamı Korten adlı yüksekteki büyük bir köyde yaşıyordu. Korten, Edirne’deki Beyazıt İmareti’nin vakfına dahildi ve bu sıfatıyla imtiyazlı bir statüye sahipti.
1036 (1626-27) yılına ait Çirmen Sancağı Cizye Defteri’ne göre Zağra-i Cedîd nahiyesinde Nâib Bayezid adlı köyde on bir hıristiyan hânesinin varlığı dikkati çeker. Söz konusu köy o döneme kadar tamamıyla Türkler’le meskûndu. Aynı defterde yakındaki Yeniköy’ün yirmi altı, Hızıroğlu’nun altı ve Örlemiş’in yirmi altı hânesinin hıristiyanlardan teşekkül ettiği kaydedilir. Bu durum, bir zamanlar tamamen Türk yerleşimcilerin iskân ettiği köylerin yavaş yavaş etnik-dinî yapılarının değiştiğine işaret eder. Evliya Çelebi, 1062’de (1652) Hızıroğlu köyünü Bulgarlar’la müslümanlardan oluşan karışık bir köy diye tanımlamıştır. Ona göre Zağra Yenicesi kasabası ovada yer alıyordu ve etrafı bahçelerle çevriliydi. Burada yedi mescid bulunmaktaydı. Bunlardan Saruca Paşa ve Ömer Gürci camileri en önemlileriydi. Şehirde üç han, 150 dükkân ve Ali Paşa’ya ait iyi bir hamam vardı. Nüfus Rumelili yörükler ve gayri müslimlerden (Rum ve Bulgar) teşekkül ediyordu. Evliya Çelebi’nin şehrin civarındaki tekkeler ve türbeler hakkında söyledikleri ise hayli karışık ve hatalıdır.
1293 (1876) yılına ait Edirne Vilâyeti Salnâmesi’nde şehir İslimye (Sliven) sancağına bağlı bir yerleşme yeri olarak zikredilir. Salnâmeye göre şehirde 535 (erkek) müslüman, 955 (erkek) gayri müslim, iki cami, on bir han, bir kilise, bir hamam ve 213 dükkân mevcuttu. Zağra-i Cedîd kazasında elli bir köy vardı; bunlarda 1268 müslüman hânesine karşılık 2031 gayri müslim hânesi vardı. Zaman içinde Yeni Zağra kazasındaki Türk nüfusu 1530’daki % 88 oranından 1874’te % 38’e gerilemiştir. Hemen hemen aynı yıl burayı gören İngiliz subayı James Baker başında bir kaymakamın bulunduğu, inşaat faaliyetinin yoğun olduğu bir Türk-Bulgar kasabası diye tasvir eder. 17 Temmuz 1877’de Doksanüç Harbi sırasında General Gurko emrindeki Rus ordusu, Rauf Paşa kumandasındaki Osmanlı müdafaasına karşı şiddetli bir savaştan sonra şehri ele geçirdi. Ertesi gün Süleyman Hüsnü Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Gurko’yu geriletti. Şehir ateşe verildi ve ardından çıkan şiddetli yangın sebebiyle büyük oranda tahrip oldu. Müslüman nüfusun çoğu kaçtı veya daha sonra göç etti. Savaşın ardından kasaba son derece düzenli bir plan çerçevesinde yeniden inşa edildi. 1887’de kasabada 3771 kişi yaşıyordu ve bunların sadece 1089’u (% 29) müslümandı. Zaman içerisinde şehir büyüdü, ancak müslüman nüfus daha da geriledi. 1934’te 9552 kişiden 1665’i (% 17) müslümandı. 1970’te Saruca Paşa Camii ve Hamamı hâlâ mevcuttu. Ancak bu iki tarihî âbide 1974’te yıkıldı ve yerlerine modern binalar inşa edildi. 818 (1415) tarihli vakfiyesinde söz konusu caminin 1410 yılında inşa edildiği kaydedilir.
XXI. yüzyıl başlarında Nova Zagora hayli sönük bir kasaba halindeydi. 1963’te 19.520 olan nüfus 2001’de hemen hemen tamamen Bulgarlar’dan teşekkül eden 24.140, bugün ise 26.000 dolayındadır. Tahıl ticareti, konservecilik ve pamuklu dokumacılık halkın başlıca uğraşıdır. Burası 38 km. uzağındaki Sliven (İslimye) idarî bölgesinde yer alır. Civardaki otuz üç köyle birlikte 48.000’i bulan nüfusun % 88’i Bulgar hıristiyan, % 12’si Türkler ve Çingeneler’den oluşur. Şehre bir saat mesafedeki Grafitovo köyü (önceki Tekke mahallesi, sonradan Kalugerovo) yakınında bulunan Adatepe’de (Sveti Ilija) XVI. yüzyılın ortalarından kalma, Kalender/Bektaşî dedesi Kıdemli Baba’nın yedi köşeli büyük meydan evinin harabeleri ve görkemli mermer türbesi hâlâ ayaktadır. Grafitovo’nun Türkçe konuşan köylüleri (1972’de seksen yedi kişi) geleneksel Bektaşî (Babaî) inanışlarını sürdürmektedir.
BİBLİYOGRAFYA
C. Jireček, Das Fürstenthum Bulgarien, Wien 1891, tür.yer.
Ž. Čankov, Geografski Rečnik na Balgarija, Sofia 1939, s. 301-302.
Gökbilgin, Edirne ve Paşa Livâsı, s. 235-244.
H. J. Kissling, Beiträge zur Kenntnis Thrakiens im 17. Jahrhundert, Wiesbaden 1956, s. 26-27.
J. Čangova, Srednovekovnoto Selište nad Trakijskija Grad Sevtopolis, XI-XIV vek, Sofia 1972, tür.yer.
H.-J. Kornrumpf, Die Territorialverwaltung im östlichen Teil der europäischen Türkei vom Erlass der Vilayetsordnung (1864) bis zum Berliner Kongress (1878) nach amtlichen osmanischen Veröffentlichungen, Freiburg 1976, s. 362.
B. D. Borisov, “Srednovekovnoto selište i nekropol vãrhu selištnata mogila do s. Djadovo (razkopki prez 1980 i 1981 g.)”, Expeditio Thracica, III, Sofia 1982.
a.mlf., Djadovo: Bulgarian, Dutch, Japanese Expedition 1: Mediaeval Settlement and Necropolis (11th-12th Century) (ed. A. Fol v.dğr.), Tokyo 1989, s. 5-15, 381-384.
P. Soustal, Tabula Imperii Byzantini 6: Thrakien, Wien 1991, s. 247, 300-301.
M. Kiel, “The Tekke of Kıdemli Baba Near Nova Zagora-Bulgaria. A Contribution to Its History and Date of Construction”, Actes des IIIème congrès international de l’archeologie ottomane, Zaghouan 2000, s. 39-46.
a.mlf., “A Monument of Early Ottoman Architecture in Bulgaria: The Bektaşi Tekke of Kıdemli Baba Sultan at Kalugerovo-Nova Zagora”, TTK Belleten, XXV/137 (1971), s. 53-60.
a.mlf., “Some Early-Ottoman Monuments in Bulgarian Thrace: Stara Zagora (Eski Zağra), Jambol and Nova Zagora (Zağra Yenicesi)”, a.e., XXXVIII/152 (1974), s. 635-654.
Vladimir Georgiev v.dğr., “Nova Zagora”, Kratka Bǎlgarska Enčiklopedija, Sofia 1966, III, 595.
Entsiklopedija na Balgarija, Sofia 1984, IV, 612.