https://islamansiklopedisi.org.tr/zadul-mead
Tam adı Zâdü’l-meʿâd fî hedyi ḫayri’l-ʿibâd’dır. el-Hedyü’n-nebevî veya el-Hedy olarak da bilinir (Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 947). Hedy sözlükte “hidayet, sîret ve doğru yol” anlamına gelir. İbn Kayyim eserinin adında bu kelimeyi Resûl-i Ekrem’e izâfe ederek Hedyühû fi’l-ekl ve hedyühû fî ḳırâʾati’l-Ḳurʾân... şeklinde kullanmış, böylece onun yemek yemesini, Kur’an okumasını ve diğer alanlardaki uygulamalarını göstermeyi hedeflemiştir. İbn Kayyim el-Cevziyye’ye kadar kitaplar genellikle akaid, hadis, tefsir, fıkıh ve siyer gibi konularda yazılırken İbn Kayyim bu eseriyle Hz. Peygamber’in sîretinden hareketle akaidi, hadisi ve fıkhı birleştiren yeni bir telif türü denemiştir. Kaynaklarda müellifin bu eserini, Şam’dan başladığı bir hac yolculuğu esnasında kitapları yanında bulunmadığı bir sırada kaleme almaya başladığı belirtilmekte, ancak bunun biri 731’de (1331) olmak üzere yaptığı birkaç hac yolculuğundan hangisinde gerçekleştiği bilinmemektedir. Rivayete göre eser bu yolculuk esnasında tamamlanmakla birlikte müellif daha sonra çalışmasında bazı ilâveler ve tashihler yapmıştır.
Müellif eserini bölümlere ayırmayıp ele aldığı konuların başlığını fasıllar halinde yazmakla yetinmiştir. Eser uzunca bir mukaddimenin ardından Resûl-i Ekrem’in biyografisiyle başlar; eserde onun nesebi, süt anneleri, dadıları hakkında bilgi verilir. Daha sonra ilk vahyin gelişiyle hicretinden bahsedilir. Ardından çocukları, hanımları, amcaları, kendisine hizmet edenler, kâtipleri, müezzinleri, kumandanları, şairleri, gazveleri, gönderdiği seriyyeler, silâhları, binekleri, giyim kuşamı, yemesi içmesi, evliliği ve hanımlarıyla geçimi, uyuması, yürümesi, oturması, tıraş olması, konuşması ve susması, gülmesi ve ağlaması, hitabeti gibi konular üzerinde durulur; abdesti, namazı, zekâtı, orucu, haccı, umresi, kurbanı, zikirleri, duaları, cihadı, kendisinin gönderdiği heyetler, ona gelen ve giden elçiler hakkında bilgi verilir. Nikâh, talâk, alışveriş ve diğer konulara dair verdiği hükümler ele alınır. Eser “büyû‘” bahsiyle sona ermekteyse de müellif eserinin değişik yerlerinde selem, et‘ime ve fitne gibi konulara göndermeler yaptığı halde kitabın matbu nüshalarında bu başlıkların yer almaması eserin tamamlanmadığını göstermektedir (Bekir b. Abdullah Ebû Zeyd, İbn Ḳayyim el-Cevziyye, s. 262).
İbn Kayyim, Zâdü’l-meʿâd’da Hz. Peygamber’in sîretinden bahsederken onun söz, fiil ve takrirlerini (onaylarını) hayatıyla ilişkilendirip anlatmıştır. Eser ilk bakışta bir siyer kitabı gibi görünse de müellif ona bazan akaid, bazan fıkıh, bazan da âdâb kitabı hüviyeti kazandırmaya çalışmıştır. Fakih muhaddislerin metodunu benimseyerek naklettiği hadislerin zaman zaman farklı tariklerini, lafızlarını ve şahitlerini zikretmiş, sıhhat derecelerini belirtmiş, yalnız sahih rivayetleri esas aldığını söylemiş ve görüşlerini bunlara dayandırmıştır. Selef-i sâlihînin fikirlerine aykırı olmayan hususları gerekçeleriyle birlikte kaydederek tartışmış, daha sonra kendi tercihini ortaya koymuştur. Kişilere değil delile önem verdiği için delilin desteklediği görüşü benimsemiştir. Bununla birlikte zaman zaman Selef âlimlerinin ve mezheplerin fikirlerini de dikkate almış, özellikle Hanbelî mezhebinin ve hocası İbn Teymiyye’nin yolunu izlemiş, birçok konuda onun ictihadlarını benimsemiş ve muhaliflerine karşı hocasından daha itidalli davranmış, ancak Şîa hakkında bazan ağır ifadeler kullanmıştır. Siyerle ilgili bilgilerde yanlış bulduğu bazı hususları tashih etmeye çalışmıştır. Eserde yer alan hadislerin senedleri zikredilmemiş, yalnız sahâbî râvinin adı verilmekle yetinilmiştir.
Zâdü’l-meʿâd’ın pek çok nüshası günümüze ulaşmış, ayrıca çeşitli neşirleri yapılmıştır (I-II, Kanpûr 1298; I-II, Kahire 1324; I-VIII, Kahire 1325-1328, nşr. Muhammed Muhammed Abdüllatîf, Kahire 1347, nşr. Hasan Muhammed el-Mes‘ûdî, I-IV, Kahire 1347; nşr. Şuayb el-Arnaût – Abdülkādir el-Arnaût, I-V, Riyad 1400; Beyrut 1399/1979; nşr. Mustafa Abdülkādir Atâ, I-VI, Beyrut 1419/1998; nşr. Abdürrezzâk el-Mehdî, Beyrut 1425/2005; nşr. Enver el-Bâz, I-VI, Beyrut 1432). Şuayb el-Arnaût ile Abdülkādir el-Arnaût’un neşri için Muhammed Edîb Câdir bir fihrist hazırlamış, bu çalışma hem müstakil olarak (Beyrut 1407/1987) hem de eserle birlikte basılmıştır (Beyrut 1409/1989). Eser Zâdü’l-meâd: Resûlüllah’ın (s.a.v.) Yolu (trc. Şükrü Özen v.dğr., I-VI, İstanbul 1988-1990); Zâdü’l-meâd: Resûlüllah’ın Yaşadığı İslâm (trc. Abdi Keskinsoy v.dğr., I-VI, İstanbul 1989) ve Zâdü’l-meâd: Rahmet Peygamberi ve Devleti (trc. Muzaffer Can, I-VI, İstanbul 1989-1991) adlarıyla Türkçe’ye; Zad-ul Ma‘ad fi Hadyi Khairi-l‘Ibad (trc. Jalal Abualrub, I-III, Medine 2001, 2003) ve Zād al-Maʿād Provisions of the Afterlife Which Lie Within Prophetic Guidance (trc. Ismail Abdus Salaam, Beyrut [Dârü’l-kütübi’l-ilmiyye]) adıyla İngilizce’ye tercüme edilmiştir.
Eseri Muhammed b. Abdülvehhâb Muḫtaṣaru Zâdi’l-meʿâd adıyla ihtisar etmiş (Beyrut 1391/1971; nşr. Beşîr Muhammed Uyûn, Riyad 1413/1992; nşr. Rıdvân Câmi‘ Rıdvân, Mekke 1415/1995), bu muhtasar Provisions for the Hereafter-Mukhtasar Zād al Maʿād adıyla İngilizce’ye çevrilmiştir (Darussalam 2003). Ayrıca Hüseyin b. Ahmed b. Salâh Zebâre ve Abdullah b. Hüseyin Dülâme ez-Zimârî Muḫtaṣarü’l-Hedyi’n-nebevî adıyla bir eser yazmıştır (Abdullah Muhammed el-Habeşî, III, 2095-2096). Çağdaş âlimlerden Mustafa Muhammed Ammâre S̱emerü’l-vedâd Muḫtaṣaru Zâdi’l-meʿâd fî hedyi ḫayri’l-ʿibâd (Kahire 1952), Sâlih b. Ahmed el-Mesûî Ẕaḫîretü’l-meʿâd fî sîreti seyyidi’l-ʿibâd min Zâdi’l-meʿâd ve Şeyh Ebû Zeyd S̱emerâtü’l-vedâd min Zâdi’l-meʿâd adlarıyla eseri özetlemişlerdir. Nâsırüddin el-Elbânî’nin et-Taʿlîḳātü’l-ciyâd ʿalâ Zâdi’l-meʿâd adıyla kaleme aldığı, henüz yayımlanmamış bir çalışmasının bulunduğu belirtilmektedir (Bekir b. Abdullah Ebû Zeyd, el-Medḫalü’l-mufaṣṣal, II, 820). Hasan b. İshak b. Muhammed es-San‘ânî, Fetḥu’l-ḳavî şerḥu’l-Hedyi’n-nebevî’sinde Zâdü’l-meʿâd’ın “ibâdât” kısmını manzum olarak şerhetmiş, Hâlid Muhammed el-Ensârî de İtḥâfü’l-ʿibâd bi’l-eḥâdîs̱i’lletî ḥakeme ʿaleyhâ İbnü’l-Ḳayyim fî Zâdi’l-meʿâd adlı çalışmasında İbn Kayyim’in Zâdü’l-Meʿâd’da zayıf olarak değerlendirdiği hadisleri incelemiştir (Riyad, ts. [Dâru Tuveyk]). Kitabın tıpla ilgili bölümü eṭ-Ṭıbbü’n-nebevî adıyla birçok defa neşredilmiştir (nşr. Abdülganî Abdülhâliḳ v.dğr., Beyrut, ts. [Dârü’l-kütübi’l-ilmiyye]).
BİBLİYOGRAFYA
İbn Kayyim el-Cevziyye, Zâdü’l-meʿâd (nşr. Şuayb el-Arnaût – Abdülkādir el-Arnaût), Beyrut 1401/1981, neşredenlerin girişi, I, 5-13; a.e. (nşr. Abdürrezzâk el-Mehdî), Beyrut 1425/2005, neşredenin girişi, s. 5.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 947.
Serkîs, Muʿcem, I, 224.
Brockelmann, GAL Suppl., II, 126.
Kehhâle, Muʿcemü’l-müʾellifîn, VI, 45.
Maʿa’l-Mektebe, s. 358-359.
Bekir b. Abdullah Ebû Zeyd, İbn Ḳayyim el-Cevziyye, ḥayâtühû, âs̱âruhû, mevâridüh, Riyad 1412, s. 260-262.
a.mlf., el-Medḫalü’l-mufaṣṣal ilâ fıḳhi’l-İmâm Aḥmed b. Ḥanbel, Cidde 1417, II, 819-820.
Abdullah Muhammed el-Habeşî, Câmiʿu’ş-şürûḥ ve’l-ḥavâşî, Ebûzabî 1425/2004, III, 2095-2096.