https://islamansiklopedisi.org.tr/zahiruddin-i-nisaburi
Aslen Nîşâburlu bir aileye mensuptur. Selçuklu devri tarihçisi ve Râḥatü’ṣ-ṣudûr müellifi Muhammed b. Ali er-Râvendî’nin akrabası olup VI. (XII.) yüzyılın başlarında doğduğu ve Irak Selçuklu Devleti coğrafyasında yaşadığı anlaşılmaktadır. Irak Selçuklu Sultanı Mes‘ûd b. Muhammed Tapar (1134-1152) ve Arslanşah b. Tuğrul’un (1161-1177) hocası olmuştur (Râvendî, s. 64-65; a.e. [Ateş], I, 64).
Zahîrüddîn-i Nîsâbûrî’nin bilinen tek eseri Selcûḳnâme, son Irak Selçuklu Sultanı II. Tuğrul adına muhtemelen 1177-1186 yılları arasında kaleme alınmıştır (Zahîrüddîn-i Nîsâbûrî, s. 3; Daniel, s. 150). Selçuklular’ın tarih sahnesine çıkışından II. Tuğrul’un hükümdarlığının başlarına kadar cereyan eden olayları içerir ve II. Tuğrul’un sultanlığının hemen başlarında âniden sona erer. Müellif eserini, Büyük Selçuklu ve Irak Selçuklu devletleri sultanlarının hükümdarlık dönemlerine göre on dört fasıl halinde düzenlemiştir. Bu fasıllarda her bir sultanın fizikî ve ahlâkî özellikleriyle devrinde meydana gelen siyasî hadiselere yer verilmiş, ayrıca sultanların doğum ve ölüm tarihleri, tevkī‘leriyle vezir ve hâciblerinin isim listesi her faslın sonuna kaydedilmiştir. Müellif olayların ayrıntılarını aktarmaya çalışmış, sosyal ve kültürel hayatla idarî teşkilât hakkında ise daha az bilgi vermiştir. Sade bir üslûpla kaleme alınan eserde yer yer kısa şiirler mevcuttur. Zahîrüddîn eserinde gördüğü veya başkalarından duyduğu hadiselere yer vermiş, bunun yanında günümüze ulaşmayan bazı kaynaklardan da faydalanmıştır, ancak Ebû Tâhir-i Hâtûnî’nin Şikârnâme adlı eseri dışında herhangi bir kaynağın adını zikretmemiştir (Zahîrüddîn-i Nîsâbûrî, s. 30). Muhammed b. Hüseyin el-Beyhakī’nin Târîḫ-i Beyhaḳī’siyle Ebû Tâhir-i Hâtûnî’nin Târîḫ-i Âl-i Selçûḳ ve Enûşirvân b. Hâlid’in Fütûru zamâni’ṣ-ṣudûr ve ṣudûru zamâni’l-fütûr adlı günümüze kadar gelmeyen eserleri de onun kaynakları arasında yer alır. Müellif zaman zaman resmî belgeleri de kullanmıştır (a.g.e., s. 68). Selcûḳnâme daha sonra yazılan Selçuklu tarihlerine kaynak teşkil etmiştir. Muhammed b. Ali er-Râvendî, Râḥatü’ṣ-ṣudûr ve âyetü’s-sürûr adlı eserinin girişinde Zahîrüddîn-i Nîsâbûrî’nin adını zikrederek onun eserinden faydalandığını kaydeder (s. 64-65; a.e. [Ateş], I, 64). Esasen Râḥatü’ṣ-ṣudûr’da pek çok yer Selcûḳnâme ile örtüşmektedir. Yine İlhanlılar devrinde Reşîdüddin Fazlullāh-ı Hemedânî ile Abdullah b. Ali el-Kâşânî, Timurlular zamanında Hâfız-ı Ebrû umumi tarihlerinin Selçuklular kısmında Selcûḳnâme’yi aynen eserlerine aktarmışlar (Reşîdüddin Fazlullah, s. 20), Hamdullah el-Müstevfî, Şebânkâreî, Mîrhând ve Hândmîr gibi tarihçiler ise eseri dolaylı biçimde Râḥatü’ṣ-ṣudûr üzerinden kullanmışlardır. Ebû Hâmid Muhammed b. İbrâhim, Selcûḳnâme’ye II. Tuğrul’un öldürülmesine (590/1194) kadar gelen kısa bir zeyil yazmıştır. Bu zeylin metni, eserlerinde Selcûḳnâme’yi kopyalama yoluna giden Reşîdüddin Fazlullāh-ı Hemedânî, Abdullah el-Kâşânî ve Hâfız-ı Ebrû gibi müelliflerin eserleriyle günümüze ulaşmıştır. Uzun süre kayıp sanılan ve bilinen tek nüshası Londra’da Royal Asiatic Society Kütüphanesi’nde (Persian, nr. 22B) bulunan eseri A. H. Morton yayımlamıştır (Chippenham 2004). Morton ayrıca, Mirza İsmâil Han Afşâr tarafından Zahîrüddîn-i Nîsâbûrî’nin Selcûḳnâme’si diye neşredilen eserin (Tahran 1332 hş./1954) gerçekte Abdullah el-Kâşânî’nin Zübdetü’t-tevârîḫ’inin Selçuklular kısmı olduğunu ortaya koymuştur (Zahîrüddîn-i Nîsâbûrî, neşredenin girişi, s. 23-31). Affân Selçûk, Naḳd ü Berresî-yi Menâbîʿ-i Târîḫ-i Selçûḳıyân-i ʿArabî vü Fârsî adıyla bir doktora tezi hazırlamış (1349 hş./1970), Tahran Üniversitesi Edebiyat Fakültesi (Kütüphane nr. 955/052, N632S, P.D.), ayrıca eser hakkında iki makale yayımlamıştır (“Some Notes on the Early Historiography of the Saljuqid Period in Iran”, Iqbal Review, XII/3, Karachi 1971, s. 91-99; “Saljūqid Period and the Persian Historiography”, IC, LI/3 [1977], s. 171-185).
BİBLİYOGRAFYA
Zahîrüddîn-i Nîsâbûrî, Selcûḳnâme (nşr. Mirza İsmâil Han Afşâr), Tahran 1332 hş./1954, tür.yer.; a.e. (nşr. A. H. Morton), Chippenham 2004, tür.yer.
Râvendî, Râḥatü’ṣ-ṣudûr, s. 64-65, ayrıca bk. neşredenin girişi, s. XXVI; a.e. (Ateş), I, 64, ayrıca bk. neşredenin girişi, s. XX, XXIII.
Reşîdüddin Fazlullāh-ı Hemedânî, Câmiʿu’t-tevârîḫ (nşr. Ahmed Ateş), Ankara 1960, II/5, s. 20; a.e.: The History of the Seljuq Turks from the Jāmi‘ al-Tawārīkh: An Ilkhanid Adaptation of the Saljūq-nāma of Zahīr al-Dīn Nīshāpūrī (trc. K. A. Luther, ed. C. E. Bosworth), London 2001, s. 1-27, ayrıca bk. editörün girişi, s. VIII-X.
K. A. Luther, “The Saljūqnāmah and the Jāmi‘ al-Tawārīkh”, Mecmûʿa-i Ḫiṭâbehâ-yi Taḥḳīḳī der-Bâre-i Reşîdüddîn Fażlullāh-ı Hemedânî (nşr. Seyyid Hüseyin Nasr v.dğr.), Tahran 1350 hş./1971, s. 26-35.
J. S. Meisami, Persian Historiography to the End of the Twelfth Century, Edinburgh 1999, s. 229-233, 255-256.
Elton L. Daniel, “The Rise and Development of Persian Historiography”, A History of Persian Literature X: Persian Historiography (ed. Ehsan Yarshater – Charles Melville), London-New York 2012, s. 101-154.
Cl. Cahen, “Selçuklu Devri Tarih Yazıcılığı” (trc. Nejat Kaymaz), TAD, VII/12-13 (1969), s. 193-221.
Mirza İsmâil Han Afşâr, “Selçûḳnâme-yi Zahîrî-yi Nîşâbûrî ve Râḥatü’ṣ-ṣudûr-i Râvendî”, Mihr, II/1 (1313-14 hş./1934-35), s. 25-30; II/2 (1313-14 hş./1934-35), s. 157-161; II/3 (1313-14 hş./1934-35), s. 241-245.