https://islamansiklopedisi.org.tr/abduddar-beni-abduddar
Abdüddâr, Câhiliye döneminde Araplar’ca meşhur Dâr adlı putun kulu, kölesi anlamına gelir. Hz. Peygamber’in büyük dedesi Kusay ölürken Kâbe hizmetlerini, hacılara su dağıtma işini, sancak taşımayı ve Dârünnedve’yi yönetme hakkını büyük oğlu Abdüddâr’a bırakmak suretiyle onu Kureyş’in en önemli adamı haline getirmişti. Daha sonra Abdümenâfoğulları, dedelerinin mirasını almak üzere Abdüddâr’a karşı çıktılarsa da araya girenlerin yardımıyla yapılan bir anlaşma uyarınca Kâbe hizmetleri, sancaktarlık ve Mekke yöneticiliği Abdüddâr’da kaldı. Bu görev Mekke’nin fethine kadar Abdüddâroğulları’nca yürütüldü.
Abdî, İbâdî, Abderî gibi nisbelerle anılan Abdüddâroğulları, Kâbe’nin tamirinde görev alarak Hicr kısmındaki duvarı bazı kabilelerle birlikte yaptılar. Zemzem Kuyusu kazılmadan önce kabile adına Ümmüahred adı verilen bir kuyu kazdıkları, Habeşistan’a yapılan ilk hicrete Abdüddâroğulları’ndan beş erkek ve bir kadının katıldığı, müslümanlara karşı yürütülen boykot hareketinde kararlaştırılan metni bu kabileden Mansûr b. İkrime’nin yazdığı ve Kur’an öğretmek için Medine’ye gönderilen Mus‘ab b. Umeyr’in de bu kabileden olduğu bilinmektedir.
Kureyş sancağını taşıyan Abdüddâroğulları, Uhud Savaşı’nda Ebû Süfyân’ın ve karısı Hind’in kışkırtmaları sonucu, birbiri ardınca savaş meydanına çıkmış ve çoğu öldürülmüştür. Mekke’nin fethinden sonra Hz. Peygamber Kâbe’nin anahtarını, her zaman kendi ellerinde kalmak üzere, bu aileden Osman b. Talha’ya teslim etmiştir.
BİBLİYOGRAFYA
İbn Hişâm, es-Sîre, I, 132, 136, 138, 140, 157, 341, 376; III, 70, 72; IV, 87.
İbn Kesîr, es-Sîre, I, 100, 101, 259; II, 216, 259; III, 31, 570.
Fîrûzâbâdî, el-Ḳāmûsü’l-muḥîṭ, “dâr” md.
Kehhâle, Muʿcemü ḳabâʾili’l-ʿArab, Beyrut 1402/1982, II, 723.