https://islamansiklopedisi.org.tr/ahkamul-kuran
Ahkâm âyetlerinin sayısı ve tasnifi konusunda âlimler farklı görüşler ortaya koymuşlardır. Zerkeşî’nin belirttiğine göre Gazzâlî ile Fahreddin er-Râzî Kur’an’daki ahkâm âyetlerinin sayısını 500 olarak tesbit etmişlerdir. Bu sayıyı 800’ün üzerine çıkaranlar olduğu gibi 200’e kadar indirenler de vardır. Herhalde bu 200 âyet, içinde ahkâm bulunduğu açıkça ifade edilen âyetler olmalıdır. Çünkü kıssa, emsâl vb. hususları ihtiva eden âyetlerden de dolaylı olarak hüküm çıkarmak mümkündür. Bu yönüyle ele alındığında ahkâm âyetleri ikiye ayrılır: 1. İçinde ahkâm bulunduğu tasrih edilmiş olan âyetler (el-Bakara, en-Nisâ, el-Mâide ve el-En‘âm sûrelerinde bu çeşit âyetler çoktur). 2. Doğrudan doğruya bir hüküm ifade etmeyen ve ancak istinbat yoluyla hüküm çıkarılabilen âyetler. Bunlar da kendi aralarında, başka bir âyete müracaat etmeye gerek kalmadan hüküm çıkarılabilenler ve ancak başka bir veya birkaç nas yardımıyla hüküm çıkarılabilenler olmak üzere ikiye ayrılır. Ahkâm âyetleri ayrıca, ihtiva ettikleri hükümler bakımından ibâdât, muâmelât ve ukūbât gruplarına ayrılabilirler. Bu grupların her birinde yer alan âyetlerin sayısı kesin olmamakla birlikte, son zamanlarda benimsenen bir tasnife göre, bunların 140’ı ibadetlere, yetmişi aile hukukuna, yetmişi medenî hukuka, otuzu ceza hukukuna, on üç veya yirmisi usûl-i muhâkemâta, yirmi ikisi harp ve sulh hukukuna, onu da malî ve iktisadî konulara dairdir.
Tefsir ilminin tedvîninden itibaren günümüze kadar telif edilmiş olan eserlerde ahkâm âyetlerinin tefsirine de yer verilmiş, bu âyetlerin ihtiva ettiği hükümlere ve fakihlerin bunlardan çıkardığı farklı neticelere işaret edilmiştir. Bunun yanı sıra, hicrî III. asırdan itibaren özel ihtisas alanlarına yönelik tefsirlerin kaleme alınmaya başlanmasından sonra, İslâm hukukçuları da özellikle kendi ihtisas alanlarını ilgilendiren ahkâm âyetlerinin tefsiri ile meşgul olmuş ve bu sahada müstakil eserler meydana getirmişlerdir.
Ahkâmü’l-Kur’ân’a dair ilk eserin İmam Şâfiî tarafından hazırlandığı kabul edilir. Onun ahkâm âyetlerinin tefsirine dair görüşlerini daha sonra Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakī müstakil bir eserde toplamış ve bu eser Zâhid Kevserî’nin mukaddimesiyle birlikte Kahire’de neşredilmiştir (1371/1952, I-II; Brockelmann bu eserin Beyhakī’ye ait olduğunu zannetmiştir, bk. Brockelmann, GAL Suppl., I, 619). Daha sonra Hanefî, Şâfiî, Mâlikî, Hanbelî mezhebine bağlı fakihlerle Zeydiyye, İmâmiyye ve Zâhiriyye âlimleri ahkâmü’l-Kur’ân’a dair çeşitli eserler kaleme almışlar ve bu eserlerde ahkâm âyetlerini kendi mezheplerini destekler mahiyette tefsir veya te’vil etmişlerdir.
Ahkâmü’l-Kur’ân sahasında yazılmış başlıca eserler arasında, Hanefîler’den Ebü’l-Hasan Ali b. Mûsâ el-Kummî’nin (ö. 305/917) Aḥkâmü’l-Ḳurʾân ve Kitâbü Naḳżı (baʿżı) mâ ḫâlefe fîhi’ş-Şâfiʿî el-ʿIrâḳıyyîn fî aḥkâmi’l-Ḳurʾân adlı eserleri, Tahâvî’nin Aḥkâmü’l-Ḳurʾân’ı, Cessâs’ın Aḥkâmü’l-Ḳurʾân’ı (İstanbul 1338, I-II; Kahire 1347) ve Cîven’in et-Tefsîrâtü’l-Aḥmediyye fî beyâni’l-âyâti’ş-şerʿiyye maʿa taʿrîfâti’l-mesâʾili’l-fıḳhiyye’si (Hindistan 1300; Bombay 1327; Mısır 1346); Şâfiîler’den Kiyâ el-Herrâsî’nin (ö. 504/1110) Aḥkâmü’l-Ḳurʾân’ı (Kahire 1974, I-II); Mâlikîler’den İsmâil b. İshak el-Ezdî (ö. 282/895) ile Ebû Muhammed Kāsım b. Asbağ el-Kurtubî’nin (ö. 340/951) Aḥkâmü’l-Ḳurʾân’ları, İbn Ebû Zemenîn diye meşhur olan Muhammed b. Abdullah el-Mürrî’nin (ö. 399/1008) Münteḫabü’l-aḥkâm’ı (Cezayir 1308) ve Ebû Bekir İbnü’l-Arabî’nin (ö. 543/1148) Aḥkâmü’l-Ḳurʾân’ı (Kahire 1332/1913, I-II) ile Abdülmün‘im b. Muhammed b. Feres el-Gırnâtî’nin (ö. 597/1200-1201) aynı adlı eseri sayılabilir. Mâlikî âlimlerinden Ebû Abdullah Muhammed b. Ahmed el-Kurtubî’nin (ö. 671/1273) tefsiri, el-Câmiʿ li-aḥkâmi’l-Ḳurʾân (Kahire 1935) adını taşımakla birlikte sadece ahkâm âyetlerinin tefsirinden ibaret olmayıp daha çok ahkâma ağırlık veren umumi bir tefsirdir. Hanbelîler’den Ebû Ya‘lâ el-Ferrâ’nın da (ö. 458/1066) bir Aḥkâmü’l-Ḳurʾân’ı vardır.
Zeydiyye’den Hüseyin b. Ahmed en-Necerî’nin (VIII. asır) Şerḥu’l-ḫamsimiʾe âye adlı eseri kaynaklarda zikredilmişse de günümüze kadar ulaşmamıştır. Yine Zeydiyye’den Necmeddin Yûsuf b. Ahmed el-Yemânî’nin (ö. 832/1429) es̱-S̱emerâtü’l-yâniʿa ve’l-aḥkâmü’l-vâżıḥa el-ḳāṭıʿa’sı, Muhammed b. Hüseyin b. Kāsım el-Yemenî’nin Müntehe’l-merâm şerḥu âyâti’l-aḥkâm’ı; İmâmiyye’den Mikdâd b. Abdullah es-Süyûrî’nin (ö. 826/1423) Kenzü’l-ʿirfân fî fıḳhi’l-Ḳurʾân’ı (Tahran 1313); Zâhirîler’den İbnü’l-Mugallis’in (ö. 324/936) Aḥkâmü’l-Ḳurʾân’ı da bu sahada yazılan eserlerin diğer örnekleridir.
Son zamanlarda ahkâmü’l-Kur’ân’a dair yazılan eserler arasında, Sıddîk Hasan Han’ın Neylü’l-merâm min tefsîri âyâti’l-aḥkâm’ı (Leknev 1292), Konyalı Mehmed Vehbi Efendi’nin Ahkâm-ı Kur’âniyye (İstanbul 1343) adlı eseri, Muhammed Ali es-Sâbûnî’nin Ravâʾiu’l-beyân fî tefsîri âyâti’l-aḥkâm mine’l-Ḳurʾân’ı (Dımaşk 1391; Mazhar Taşkesenlioğlu tarafından tercüme edilerek 1984’te İstanbul’da yayımlanmıştır) ve Celâl Yıldırım’ın Kur’ân Ahkâmı ve Mezheb İmamlarının Görüş Farkları (İstanbul 1971-1972) adlı eserleri sayılabilir.
BİBLİYOGRAFYA
İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist, Kahire 1348, s. 57, 282, 292, 306.
Kiyâ el-Herrâsî, Aḥkâmü’l-Ḳurʾân (nşr. Mûsâ Muhammed Ali – İzzet Ali Îd Atıyye), Kahire 1974-75, I, 20-21.
Zerkeşî, el-Burhân (nşr. Muhammed Ebü’l-Fazl), Kahire 1376-77/1957-58 ⟶ Beyrut, ts. (Dârü’l-ma‘rife), II, 3-5.
Taşköprizâde, Miftâḥu’s-saʿâde, Kahire, ts., II, 537.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 20.
Îżâḥu’l-meknûn, I, 36.
Serkîs, Muʿcem, II, 1164, 1772.
Brockelmann, GAL Suppl., I, 619, 734.
M. Zâhid Kevserî, Aḥkâmü’l-Ḳurʾân [Şâfiî, nşr. Abdülganî Abdühâlik], Kahire 1371/1951 ⟶ Beyrut 1400/1980, Mukaddime, I, 12-15.
Abdülvehhâb Hallâf, ʿİlmü uṣûli’l-fıḳh, Küveyt 1388/1968, s. 32-35, 42-43.
Hüseyin ez-Zehebî, et-Tefsîr ve’l-müfessirûn, Kahire 1396/1976, II, 432-473.
Ali Şevvâh İshak, Muʿcemü muṣannefâti’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm, Riyad 1403/1983, I, 91-121.