https://islamansiklopedisi.org.tr/amel-defteri
Kur’an’da kitâb ve suhuf adlarıyla geçen amel defterine kitâbü’l-a‘mâl, sahîfetü’l-a‘mâl de denir. Kur’ân-ı Kerîm’in belirttiğine göre insanın dünyada benimsediği inanç ve işlediği bütün fiiller tesbit edilmiş olup kıyamet gününde bir kitap halinde kendisine sunulacak; okuma bilen ve bilmeyen herkesten kendi kitabını okuması istenecektir (bk. el-İsrâ 17/13-14). “Kirâmen Kâtibîn”, “hafaza”, “rusül”, “rakīb-atîd” adlarıyla anılan meleklerin yazıp kaydettikleri (bk. el-En‘âm 6/61; el-Enbiyâ 21/94; Kāf 50/18; ez-Zuhruf 43/80) bu kitap, cennete girecek olan ashâbü’l-yemîne sağ taraftan, cehenneme atılacak olan ashâbü’ş-şimâle ise soldan veya arkadan verilecektir (bk. el-Hâkka 69/19, 25; el-İnşikāk 84/7, 10). Amel defterini sağdan alan “yüzleri parlak zümre” sevinip umduğuna kavuşacak, soldan veya arkadan alan “bedbaht zümre” ise başına gelecek felâketi anlayarak yok olmayı isteyecektir (bk. el-Hâkka 69/18-26; el-İnşikāk 84/6-12). Amel defterini okumak için okuma yazma bilmek gerekmeyecek, herkes Allah’ın ilhamıyla defterini okuyacaktır. Amel defteri ile ilgili olarak Kur’an’da açıklanan hususlardan biri de günahkârlara ait kitapların siccînde, iyilere ait olanlarınsa illiyyînde bulunacağıdır. Siccîn de illiyyîn de hatalardan arınmış, tahriften uzak, yazıları bozulup silinmez bir sicilde kayıtlı kitaplardan ibarettir. Bazı müfessirler bu iki kelimeden hareket ederek, ayrıca İsrâ sûresinin 13. âyetini de dikkate alarak amel defterinin insanın kendi özünde bulunduğunu ve amellerin insan üzerinde bıraktığı iz ve tesirlerle korunduğunu söylemişlerdir (bk. Fahreddin er-Râzî, XX, 167-170). Fussılet sûresinde (41/20-22) kulakların, gözlerin ve derilerin, Yâsîn sûresinde de (36/65) kıyamet günü ağızların mühürlenip ellerin ve ayakların insanın işlediği fiiller hakkında şahitlik yapacağının bildirilmesi, amel defteriyle ilgili bu yorumu teyit eder mahiyettedir.
Müfessirler Kur’an’da zikredilen kitap ve suhufun, insan ömrünün muhasebesinin yazılı bulunduğu defter mânasını ifade ettiği gibi kişinin hesabının görüldüğünü bildiren bir belge anlamına gelebileceğini de belirtirler. Mu‘tezile’nin çoğunluğu ve sonraki (müteahhir) Eş‘ariyye âlimleri amel defterini, Allah’ın, insanların iyilik ve kötülükleri hakkındaki bilgisi şeklinde yorumlamışlar, Mâtürîdiyye ile Selefiyye’nin tamamı ve Eş‘ariyye ile Mu‘tezile’nin bir kısmı ise keyfiyeti ve mahiyeti bilinemeyen bir amel defterinin varlığını kabul etmişlerdir.
Kur’ân-ı Kerîm sadece fertlerin değil, milletlerin de amel defterlerinin olacağı, her milletin hesap gününde kitabını okumaya davet edileceği ve yaptıklarının karşılığının kendilerine verileceği bildirilerek yeryüzünde şımarmayan ve ortalığı fesada vermeyen milletlerin hesaplarının temiz çıkacağını anlatır (bk. el-Câsiye 45/28-29; el-Kasas 28/83). Kur’an bu suretle insanın hem ferdî hem de içtimaî sorumlulukları bulunduğuna işaret ederek onu her iki bakımdan da dikkatli olmaya çağırır.
Hadislerde, kıyamet günü amellerin yazılı olduğu sayfaların ellerde uçuşur gibi sağa sola çevrileceği tasvir edilir. Bu tür ifadeler gerçek tasvirler olabileceği gibi konunun önemini ve mutlaka vuku bulacağını anlatmayı hedef almış remizler de sayılabilir (bk. Tirmizî, “Ḳıyâme”, 4; İbn Mâce, “Zühd”, 33; Müsned, IV, 414).
BİBLİYOGRAFYA
Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “ktb” md.
Müsned, IV, 414.
İbn Mâce, “Zühd”, 33.
Tirmizî, “Ḳıyâme”, 4.
Kādî Abdülcebbâr, Şerḥu’l-Uṣûli’l-ḫamse, s. 736.
Zemahşerî, el-Keşşâf, II, 441, 487; III, 513; IV, 152-153, 231-232.
İbnü’l-Cevzî, Zâdü’l-mesîr, V, 16.
Fahreddin er-Râzî, Mefâtîḥu’l-ġayb, XX, 167-170, 184; XXX, 110-111.
Şa‘rânî, el-Yevâḳīt ve’l-cevâhir, Kahire 1378/1959, II, 168.
Lekānî, Şerḥu Cevhereti’t-tevḥîd, Kahire 1955, s. 232-233.
Elmalılı, Hak Dini, IV, 3171; VII, 5326-5333, 5652-5657, 5675-5678.
Muhammedî er-Reyşehrî, Mîzânü’l-ḥikme, Tahran 1404/1984, VII, 107-112.
Ö. Rıza Doğrul, “Âhiret”, İTA, I, 165-166.
L. Gardet, “Ḥisāb”, EI2 (Fr.), III, 481-482.