ASHÂBÜ’l-YEMÎN - TDV İslâm Ansiklopedisi

ASHÂBÜ’l-YEMÎN

أصحاب اليمين
Müellif: ARİF AYTEKİN
ASHÂBÜ’l-YEMÎN
Müellif: ARİF AYTEKİN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1991
Erişim Tarihi: 21.12.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/ashabul-yemin
ARİF AYTEKİN, "ASHÂBÜ’l-YEMÎN", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/ashabul-yemin (21.12.2024).
Kopyalama metni

Yümn kökünden türetilmiş olup “hayır, uğur, bereket” ve “sağ yön” anlamlarına gelen yemîn ile ashâb (topluluk, grup) kelimelerinden oluşan bu terkip, yaratılışın başlangıcında Allah’a vermiş oldukları sözü (mîsâk-ı fıtrî) bu dünyada bozmayan ve böylece hem kendilerine hem de diğer insanlara karşı olan görevlerini yerine getiren, âhirette ise amel defterlerini sağ taraflarından alarak önleri ve sağ yönleri Allah’ın nuruyla aydınlanıp bu hal üzere cennete girecek olan mutlu insanlar zümresini ifade eder (Râzî, XXIX, 142). Meclislerde büyüklerin oturmasına ayrılan sağ taraf ve ayrıca “uğur, bereket” mânasına gelen meymene kelimesi ile yapılan ashâbü’l-meymene (أصحاب الميمنة) terkibi de aynı anlamı ifade eder. Hadislerde “ehlü’l-yemîn” diye anılan bu gruba ashâbü’l-yemîn ve ashâbü’l-meymene adlarının verilmesini, yaratılışın başlangıcında (bk. el-A‘râf 7/172) Âdem’in sırtından veya sulbünden (M. Reşîd Rızâ, IX, 389; Elmalılı, IV, 2329) çıkartıldıkları zaman onun sağ tarafında bulunmaları veya sağ tarafından çıkartılmaları ile açıklayan müfessirler olduğu gibi, bunu hesap gününde kitaplarının sağ taraftan verileceğine (bk. el-Hâkka 69/19-24), yüksek makam sahibi olacaklarına, cennetin sağ tarafında ikamet edeceklerine bağlayanlar da vardır.

Vâkıa sûresinde, insanların “ashâbü’l-meymene” (ashâbü’l-yemîn), “ashâbü’l-meş’eme” (ashâbü’ş-şimâl) ve “sâbikūn” veya “mukarrebûn” şeklinde üç zümreye ayrıldığı görülmektedir. Bu sûredeki ilgili âyetlerde ashâbü’l-yemîn, cennet ehlinden gösterilmiştir. Bunlar dünyada haktan yana olup doğruyu savundukları ve yaratılışta Allah’a verdikleri sözü bozmadıkları için hak ettiklerinden kat kat fazla nimetlerle cennette mutlu bir hayat süreceklerdir. Yapılan tasvirlere göre bunlar, “dalbastı kirazların, meyveleri kat kat muz ağaçlarının, çağlayan suların, bitmez tükenmez meyvelerin bulunduğu ve gölgenin devamlı yayıldığı” yerlerde yaşayacaklardır.


BİBLİYOGRAFYA

Buhârî, “Ṣalât”, 1.

, “ymn” md. (s. 552).

, VIII, 132.

, XXIX, 142, 162, 168; XXX, 210.

Nizâmeddin en-Nîsâbûrî, Ġarâʾibü’l-Ḳurʾân (nşr. İbrâhim Atve İvaz), Kahire 1381-91/1962-71, XXVII, 76-78.

, V, 148.

, XXVII, 131, 139-143, 160; XXIX, 132.

, IV, 2329; VI, 4706-4707; VII, 5463-5465.

, IX, 389.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1991 yılında İstanbul’da basılan 3. cildinde, 472 numaralı sayfada yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER