https://islamansiklopedisi.org.tr/ataer-yusuf-fahir
Üsküdar Tavaşi Hasanağa mahallesinde doğdu. Asıl adı Yûsuf Nizâmeddin’dir. Yusuf Fahir Baba diye tanındı. Celvetiyye tarikatının Hâşimiyye kolunun pîri Hâşim Baba’nın üçüncü kuşaktan torunudur. Babası, Mir’âtü’t-turuk ve Mecmûa-i Tekâyâ adlı eserleriyle tanınan Celvetî-Hâşimî şeyhi Bandırmalızâde Ahmed Münib Efendi, annesi Müzeyyen Anniş Hanım’dır. Yusuf Fahir, Üsküdar Ravza-i Terakkî Mektebi’nde başladığı öğrenimini Kadıköy Hamidiye Ortaokulu, Üsküdar ve Mercan liseleriyle Saint Maria Fransız Okulu’nda sürdürdü. Dönemin tanınmış hocalarından özel dersler alarak kendini yetiştirdi. Şehremini’deki Sâdî Dergâhı’nın son şeyhi Râşid (Er) Efendi ile birlikte Esad Erbîlî’den Fuṣûṣü’l-ḥikem okudu. Bir ara, babasının postnişin olduğu Bandırmalızâde (Hâşim Efendi) Tekkesi’nin imamlık ve devirhanlık görevlerini yürüttü. Seyrüsülûkünü babasının yanında tamamladı. Büyük dedesi Hâşim Baba’nın yolundan giderek Bektaşîliğe intisap etti. Merdivenköy Bektaşî Dergâhı şeyhi Mehmed Ali Hilmi Dedebaba’dan nasip aldı. Daha sonra Çamlıcalı Ali Nutkî Baba’dan (Nûr Baba) Bektaşî icâzeti alarak “baba” oldu. Onun Bektaşîlik’ten mürşidinin Osman Kemâlî Efendi olduğu (Kalafat, s. 178) ve Sa‘diyye’den de icâzet aldığı şeklindeki bilgi doğru değildir. Ancak Kemâlî Efendi ile görüşüp dostluk kurduğu ve onun vefatına manzum bir tarih söylediği bilinmektedir (Dîvân-ı Kemâlî’den Aşk Sızıntıları, s. 178-179). 1918’de babasının vefatı üzerine Bandırmalızâde Tekkesi’nde irşad faaliyetine başladı; aynı zamanda meşihatı babasının uhdesinde olan Kadıköy Kuşdili’nde Fenerbahçe Stadı karşısındaki (Abdülbâki Efendi) Sâdî Tekkesi’nin şeyhliğini de üstlendi. Bu görevleri 30 Kasım 1925’te tekkelerin kapatılmasına kadar devam etti. Daha sonra Kadıköy Kızıltoprak’taki evine çekilen Yusuf Fahir Baba 12 Aralık 1967 Salı akşamı vefat etti. 14 Aralık Perşembe günü Kadıköy Osmanağa Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Bandırmalızâde Tekkesi hazîresine defnedildi.
Şiirlerinin hemen hepsinde Ehl-i beyt muhabbetini terennüm eden Yusuf Fahir son devir tekke edebiyatının tanınmış simalarındandır. Kerbelâ mersiyeleri, devriyyeleri, nevrûziyyeleri, pek çok ünlü şaire yazdığı nazîreleri ve düzenlediği tarihleri vardır. Aruz ve hece vezniyle kaleme aldığı na‘t, kaside ve nefeslerinden bir kısmı bestelenmiş ve İstanbul tekkelerinde yaygın şekilde okunmuştur. Üsküdar’ın entelektüel gönül adamlarının sohbet mekânı olarak tarihe geçen Sâim Efendi’nin meşhur attar dükkânının müdavimleri arasında Yusuf Fahir Baba da vardır. Bu dükkâna gelenlerden hat, ebru ve kitap sanatları üstadı M. Necmeddin Okyay, Mustafa Düzgünman ile gazeteci-yazar ve mûsikişinas Nezih Uzel onun sohbetlerinden feyiz alanlar arasındadır. Ayrıca Müzeyyen Senar, Safiye Ayla, Alâeddin Yavaşça ve Âmir Ateş gibi tanınmış isimlerin de ondan faydalandığı belirtilmektedir.
Eserleri. 1. Türkçe Hutbeler (İstanbul 1341). Bandırmalızâde Yusuf Münib adıyla kaleme alınan eserde hutbe hakkında genel bilgilerin yanında üç hutbe örneği bulunmaktadır.
2. Mersiyye-i Şâh-ı Şehîd-i Kerbelâ (İstanbul 1339). Eserde “Şiir ve Şair” başlığı altında gazel, kaside, mersiye ve bahâriyye gibi türlerin nasıl yazılması gerektiği hakkında bilgi verilerek mersiyenin tanımı yapılmış, özellikle Hz. Hüseyin için mersiye yazmanın yöntemiyle ilgili açıklamalarda bulunulmuş ve iki mersiyeye yer verilmiştir. Eser Selami Şimşek tarafından Latin harfleriyle, sehven büyük dedelerinden Bandırmalı Şeyh Yûsuf Nizâmeddin Efendi’ye nisbet edilerek neşredilmiştir (bk. bibl.).
3. Kerbelâ’ya Dair Bir İki Söz ve Mersiye-i Şerîf (İstanbul 1952). Bu eserin giriş kısmında “Kerbelâ Hâdisesi” ile “Bir İzah” başlıkları altında Kur’an ve hadisler ışığında Ehl-i beyt’e dair bilgiler verilmiş, önceki eserde olduğu gibi mersiyenin tanımı yapılarak meşhur mersiye şairleri zikredilmiş, ardından yine iki mersiye yazılmıştır.
Yusuf Fahir Baba’nın Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî, Bektaşîliğin tarihi, iç yüzü ve âyîn-i Cem’le ilgili Yeni Tarih Dünyası, Tarih Dünyası, Karahöyük ve Tarih Coğrafya Dünyası dergilerinde yirmiye yakın makalesi bulunmaktadır. Ayrıca “Bektâşî Âyîn-i Cem‘i” adlı makalesinden (Tarih Coğrafya Dünyası, sy. 11 [İstanbul 1959], s. 366, dipnot: 2) Bektâşîlik adıyla kaleme aldığı bir eseri daha olduğu öğrenilmektedir. Hz. Ali’nin methine dair kaleme aldığı yetmiş yedi beyitlik manzumesi henüz yayımlanmamıştır.
BİBLİYOGRAFYA
Sadettin Nüzhet Ergun, On Dokuzuncu Asırdanberi Bektaşî-Kızılbaş Alevî Şairleri ve Nefesleri, İstanbul 1956, III, 311.
Dîvân-ı Kemâlî’den Aşk Sızıntıları (haz. Baha Doğramacı), İstanbul 1957.
Sadık Albayrak, Son Devir Osmanlı Uleması, İstanbul 1996, V, 92.
Yaşar Kalafat, “Bektaşi Türbeleri”, I. Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Sempozyumu Bildirileri: 22-24 Ekim 1998, Ankara 1999, s. 177-179.
Bedri Noyan (Dedebaba), Bütün Yönleriyle Bektâşîlik ve Alevîlik, Ankara 2003, VI, 56-57.
Ahmed Yüksel Özemre, Üsküdar’da Bir Attar Dükkânı, İstanbul 2007, s. 23.
Selami Şimşek, “Son Dönem Celvetî-Bektâşî Şairlerinden Yusuf Fahir (Ataer) Baba’nın Bektâşîlik ve Bektâşî Âyin-i Cem’inin İçyüzü ile İlgili Yaklaşımları”, 2. Uluslararası Türk Kültür Evreninde Alevilik-Bektaşilik Bilgi Şöleni: 17-18-19 Ekim 07 (ed. Filiz Kılıç – Tuncay Bülbül), Ankara 2007, I, 533-548.
a.mlf., “Bandırmalı Şeyh Yûsuf Nizâmeddin Efendi (ö. 1165/1752) ve Mersiyye-i Şâh-ı Şehîd-i Kerbelâ’sı”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, sy. 30, Erzurum 2006, s. 65-84.
a.mlf., “Son Dönem Celvetî Şeyhlerinden Bandırmalızâde Ahmed Münib Efendi’nin Hayatı, Eserleri ve Mecmûa-yı Tekâyâ’sı”, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, sy. 21, Konya 2007, s. 142.
a.mlf., “Son Dönemde Üsküdar’da Yetişmiş Bir Sûfi Şair: Yûsuf Nizâmeddin Fâhir (Ataer) Baba, Hayatı Eserleri ve Mersiyeleri”, Uluslararası Üsküdar Sempozyumu V: 1-5 Kasım 2007: Bildiriler (ed. Coşkun Yılmaz), İstanbul 2008, II, 263-283.