https://islamansiklopedisi.org.tr/aydi-mehmed
Antep’te doğdu. Âlim bir zat olan Mehmed Nâmi Efendi’nin oğludur. Antep’te başladığı tahsilini Halep, Kayseri ve İstanbul’da sürdürdü; bir süre Kayseri’de müderrislik yaptı. Daha sonra memleketine dönerek vâizlik ve imamlık görevlerinde bulundu. Bir arkadaşıyla birlikte seyahat maksadıyla geldiği İstanbul’da Şâbânî şeyhlerinden ve bu tarikatın Kuşadaviyye kolunun kurucusu olan Kuşadalı İbrâhim Efendi (ö. 1846) ile tanışarak ona intisap etti. Kuşadalı’dan hilâfet aldıktan sonra Antep’e döndü ve İkişerefeli Cami’nde imamlık yapmaya başladı. Evinin bir bölümünü tekke haline getirerek burada tarikatını yaymakla meşgul oldu. Şehrin ileri gelenlerinden birçoğu ona intisap etti. Bir müddet sonra ilâhî aşk ve cezbeye kapılan Aydî, ileri gelen müridlerini toplayıp, “Biz şeyhlik yapıyorduk ama mürid bile olamamışız. Ben sizi irşad edecek vaziyette değilim” diyerek şeyhliği terketti. Cezbe halinde söylediği bazı sözleri ve davranışları dolayısıyla tenkitlere uğradı ve şehrin müftüsü Hacı Osman Efendi’nin gayretiyle Birecik’e sürgün edildi. Birkaç yıl Birecik’te oturduktan sonra tekrar memleketine döndü ve orada vefat etti.
Aydî, tekke edebiyatı şairlerinin çoğunda görüldüğü gibi şiirde aruz ve hece vezinlerini birlikte kullanmış, didaktik ve dinî şiirlerinin yanı sıra yer yer Nesîmî’yi, Yûnus Emre’yi ve başka derviş şairleri andıran güzel şiirler yazmıştır. Şiirlerinde Aydî, Ayânî ve Aydî Ayânî isimlerini mahlas olarak kullanan Aydî’nin 1272 (1855-56) istinsah tarihli divanı geniş bir incelemeyle birlikte Ömer Asım Aksoy tarafından yayımlanmıştır (1937).
BİBLİYOGRAFYA
Aydî Divanı (nşr. Ö. A. Aksoy), Gaziantep 1937; Ankara 1954.
İbnülemin, Son Asır Türk Şairleri, III, 2120-2121.