https://islamansiklopedisi.org.tr/aynulmulk-multani
Muhtemelen Balabanlılar devrinde (1266-1290) Mültan’da doğdu. Tuğluklular zamanında Hindistan’da bulunmuş olan İbn Battûta, Şehrullah, Nasrullah ve Fazlullah adlı üç kardeşinden bahseder. Halaç sarayına intisap eden Aynülmülk, Sultan Alâeddin Halacî’nin (1296-1316) dikkatini çekmiş, idarî ve askerî kademede önemli görevler almıştır. Mâlvâ, Ücceyn, Dharnagari, Çanderî ve Mandu seferlerine katılmış, meşhur Devagiri (Devletâbâd) seferinde Melik Kâfûr Hezârdinârî ile Alp Han’a yardımcı olmuştur. Delhi’de saray entrikaları sonunda öldürülen Alp Han’ın taraftarları Gucerât’ta ayaklanınca Aynülmülk bu isyanı bastırarak huzur ve asayişi sağlamakla görevlendirildi. O bu görevi başarıyla yerine getirdi ve Gucerât’ta nizamı tesis ettikten sonra Delhi’ye döndü. Alâeddin Halacî’nin ölümünden sonra yerine geçen oğlu Kutbüddin Mübârek’in (1316-1320) hizmetine giren Aynülmülk, 1318’de Devagiri’de Melik Yek Lehî’nin ayaklanmasını bastırınca mükâfat olarak Devletâbâd’a vali tayin edildi. Halaçlar’ın Mâlvâ’ya hâkim oldukları sırada esir alınan ve Aynülmülk’ün himayesini gören Parvar asıllı Nâsırüddin Hüsrev Han tahtı gasbettiğinde Aynülmülk’e de “Alem Han” unvanını vererek kendi tarafına çekmek istedi (1320). Fakat o Hüsrev Han ile iş birliği yapmadı. Bu sırada Kutbüddin Mübârek Şah’ın intikamını almak üzere harekete geçen Depalpûr hudut bölgesi kumandanı Gazi Melik, hükümdarın katillerine karşı Aynülmülk’ü yardıma çağırdı. Aynülmülk Hüsrev Han’dan korktuğu için açıkça yardım edemedi. Fakat ondan yana olduğunu bildirdi ve kendisine karşı yapılacak hiçbir harekete katılmayacağına söz verdi.
Gazi Melik “Sultan Gıyâseddin” unvanıyla tahta çıkınca Aynülmülk de Tuğluklu hânedanının hizmetine girdi ve Oudh, Zaferâbâd ve Mültan’ın gelirlerine sahip oldu. Bir ara Gıyâseddin Tuğluk Şah’a (1320-1325) karşı isyan ettiyse de eski hizmetlerinden dolayı affedildi. Tuğluklular’ın büyük hükümdarlarından Fîrûz Şah da (1351-1388) Aynülmülk’ü Dîvân-ı Vezâret’e tayin etti, fakat o Vezir Hân-ı Cihân’la anlaşamadı ve sultan bu ihtilâfı halletmek için bizzat müdahale etmek zorunda kaldı.
Aynülmülk’ün ölüm tarihi belli değildir. Muhtemelen 1351’den biraz sonra, Fîrûz Şah’ın sağlığında vefat etmiştir. Ziyâeddin Berenî ve Afîf gibi tarihçiler onun sağlam karakterli, seçkin bir âlim, devlet işlerinde tecrübeli bir şahsiyet olduğunu belirtmektedirler.
Halaçlar ve Tuğluklular devrini yakından bilen, siyasî hareketlerin bizzat içinde bulunan Aynülmülk münşeat sahasında, Hint-Türk edebiyatının ilk ve en güzel örneğini vermiştir. 133 mektuptan meydana gelen bu eser İnşâ-yı Mâhrû veya Münşeʾât-ı Mâhrû adını taşımaktadır. Eserin yazmaları Allahâbâd Üniversitesi Kütüphanesi, Bankipore Public Library ve Asiatic Society’de (nr. 338) bulunmaktadır.
BİBLİYOGRAFYA
Berenî, Târîḫ-i Fîrûz Şâhî (nşr. Seyyid Ahmed Han), Kalküta 1862.
Şemseddîn-i Sirâc Afîf, Târîḫ-i Fîrûz Şâhî (nşr. Mevlevî Vilâyet Hüseyin), Kalküta 1891.
İbn Battûta, Voyages, III, 341-346.
J. M. Banerjee, History of Firuz Shah Tughluq, Delhi 1967, s. 204-206.
Abdulwali, “Life and Letters of Malik-ul-Mulk Mâhrû”, JASB, XIX (1923), s. 235-240, 253-290.
I. H. Siddiqui, “ʿAyn al-Mulk Multānī”, EI2 Suppl. (İng.), s. 105-106.