https://islamansiklopedisi.org.tr/bahire
“Yarmak” anlamındaki bahr kökünden gelmektedir. Câhiliye Arapları, doğurganlıkları ile ilgili olarak veya ilâhlarına sundukları adaklarına konu olması itibariyle deve ve koyunlarına bahîre, sâibe, vasîle ve hâmî gibi isimler vermişler, bu hayvanlar üzerine bazı dinî hüküm ve örfler bina etmişlerdir. Hz. Peygamber’den nakledilen bazı rivayetlerde bahîrenin, Câhiliye Arapları tarafından kulakları yarılarak sütünün içilmesi, sırtına binilmesi ve yük yüklenmesi haram sayılan dişi deve olduğu belirtilmekte, bu âdeti ilk defa başlatanın da Müdlicoğulları’ndan bir adam olduğu ve bu kişinin âhirette ağır şekilde cezalandırılacağı yine bu rivayetlerde yer almaktadır (bk. Taberî, VII, 56). Sahâbîlerden Saîd b. Müseyyeb’in Buhârî’de yer alan tarifine göre ise bahîre, “putlar uğruna sağılması yasaklanan ve sütünün içilmesi haram olan dişi devedir” (“Menâḳıb” 9, “Tefsîr”, 5/13).
Bu rivayetlerde sözü edilen uygulamaların hangi dişi deve hakkında ve hangi durumlarda gerçekleştirildiği hususundaki görüşler ise farklı olup bunlardan bazıları şöyledir: 1. Bahîre beş defa doğuran deve olup beşinci yavrusu ile ilgili hükümler de vardır. Buna göre bu yavru erkek olursa kesilir, kadın ve erkek herkes onun etinden yerdi. Dişi olursa kulağı yarılır ve ondan sadece erkekler faydalanabilirdi. Öldüğü zaman ise kadınlarla ilgili yasak ortadan kalkar, onlara da helâl olurdu. İbn Kuteybe bu görüştedir. 2. Tâbiînden Atâ b. Ebû Rebâh’a göre bahîre, ardarda beş dişi yavru doğuran deve olup beşinci yavrunun kulağı kesilirdi. 3. Zeccâc bahîrenin, beşincisi erkek olmak üzere beş yavru doğuran deve olduğunu, bu devenin kulağı yarılıp salıverildiğini, kendisinden herhangi bir şekilde faydalanılmasının haram sayıldığını ileri sürmüştür. 4. İbn İshak ise bahîre için daha değişik bir yorum getirmiştir. Buna göre bahîre, sâibe denen dişi devenin on birinci dişi yavrusu olup annesi gibi o da salıverilirdi.
İbn Manzûr, beşinci yavrusu erkek olan ve kulağı yarılarak kendi haline terkedilen koyuna bahîre denildiğine dair bir görüşten de söz etmiştir. Bahîrenin tarifi ile ilgili rivayetlerin sıhhati ve bu konudaki uygulamalarla ilgili olarak yapılan değişik açıklamalar bir yana, işin kesinlik kazanan yanı, Câhiliye Arapları’nda bazı durumlarda dişi deveden faydalanmanın günah sayılması, birtakım helâllerin haram hale getirilmesidir. Kur’ân-ı Kerîm bu tür âdetleri kaldırmış, bu gibi şeyleri Allah’a iftira olarak nitelendirmiştir (el-Mâide 5/103; el-En‘âm 6/138-139).
BİBLİYOGRAFYA
Cevherî, eṣ-Ṣıḥâḥ (nşr. Ahmed Abdülgafûr), Beyrut 1379/1979, II, 585-586.
Lisânü’l-ʿArab, “bḥr” md.
Buhârî, “Menâḳıb”, 9, “Tefsîr”, 5/13.
İbn Kuteybe, Tefsîru ġarîbi’l-Ḳurʾân (nşr. Seyyid Ahmed Sakr), Beyrut 1978, s. 147.
Taberî, Câmiʿu’l-beyân, VII, 56-60.
Ferrâ el-Begavî, Meʿâni’l-Ḳurʾân, Beyrut 1980, I, 322.
İbnü’l-Cevzî, Zâdü’l-mesîr, II, 436-437.
Elmalılı, Hak Dini, III, 1823.
Cevâd Ali, el-Mufaṣṣal, VI, 203-205.
A. J. Wensinck, “Bahîre”, İA, II, 229.
a.mlf., “Baḥīra”, EI2 (İng.), I, 922.
a.mlf., “Baḥîre”, UDMİ, IV/1, s. 106-107.